Mafya bey (18+) (Yeniden Yazı...

By baharwold

183K 4.5K 1K

Sözde, "ben Emre'yle sadece el ele tutuşup sarılabilirdim ilerisini yapamazdım, yaptıramazdı." ... 'Her zerri... More

1.bölüm (düzenlendi)
3.bölüm (DÜZENLENDİ)
4.bölüm (DÜZENLENDİ!)
5.bölüm (DÜZENLENDİ!)
6.bölüm (DÜZENLENDİ!)
8.bölüm(düzenlendi)
9.bölüm(düzenlendi)
10.bölüm
11.bölüm(düzenlendi)
12.bölüm (düzenlendi)
13.bölüm
14.bölüm (düzenlendi)
15. bölüm (düzenlendi)
16.bölüm (düzenlenicek)
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
35.bölüm (Firuze)
36.bölüm
37.bölüm (ipuçları)
38.bölüm(isimsiz)
39.bölüm (kalpler)
40. bölüm (ihanet)
41.bölüm (yaralar)
Duyuru!
42. bölüm
Duyuru. •KAYIPLAR•
43. bölüm
44.bölüm

2.bölüm (düzenlendi)

15.9K 352 144
By baharwold

Zümrüt'ten.

Koşarak eve gidiyordum evimizin sokağında nefes alıp veriyordum. anahtarı çantamdan çıkartıp kapıyı açtım, ayakabımı indirip solana ilerledim babam salondaydı korkup geri çekildim içmiş'mi acaba. Babam bana el kaldırmaz ama azda olsa azarlardı.

"Nerdesin sen, niye geç geldin?" ona baktım yutkundum, sakin kalmaya çalıştım.

"Zümrüt sana diyorum neden geç kaldın?"

"Baba okuldan çıktım, otobüsü kaçırdım" başka bir bahane bulamamıştım aklıma ilk gelen şeyi söyledim.

"Aptal olma Zümrüt..." evet aptal olma ben, yok canım ne aptalı.

Annem öleli altı yıl olmuştu, annem gitti gideli her şey değişti hiç bir şey eskisi gibi olmadı babam dağıldı ben dağıldım. Ama yinede ayakta kalmayı başardık, zor bir şekilde tabi. Babamın bugün işi yokmuş, baba şöförlük yapıyor bir iş adamına.

Odama doğru ilerleyeceken babamın sesini duydum.

"Git bana yemek hazırla, yemedim bir şey bugün"

"Tamam baba" sakin kalmaya çalışarak mutfağa doğru ilerledim.

Yirmi yaşındayım ve ben hayatı yaşayamıyordum. Bir gün kendi hayatımı yaratıcam... bir gün kendi hayatımı kendim yaratıcam, kendi yuvam, kendi evim, kendi arabam. Bir gün hepsi gerçek olacak.




Hazar'dan.

Arabada villaya doğru ilerliyordum o kız hala aklımdaydı çıkmıyordu, yarın aynı kafeye tekrar gidicem umarım onu görebilirim Zümrüt'ü, Zümrüt'ümü. Villaya giriş yapmıştım arabadan inip içeri girdim. Odama doğru ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdim. Kendimi hemen banyoya attım. Çabucak bir duş alıp çıktım.

Saçımı kurutup eşofmanımı giydim. Üstümü çıplaktı hava sıcak olduğu için giymedim. Elime telefonumu aldım. Aşağı inip mutfağa ilerledim. Şoförümü telefonun rehberden çıkartıp aradım. Telefonu hemen açmıştı.

"Yarın beni almaya gel, işe başlaya bilirsin artık"

"peki efendim" telefonu kapatıp tezgahın üstüne koydum.

Buzdolabını açıp kendime bişeyler hazırladım evde çalışanların olmasından hoşlanmıyorum sadece ben işe giderken gelip evi temizleyen hizmetçiler vardı. Birde sabah kahvaltısı için ekstra çalışanlar vardı.

(Zümrüt'ten)

Uyanır uyanmaz rutin işlerimi haletim saat 6.30 olmuştu, babam 7.30 ta işe gidecekti hemen mutfağa gidip kahvaltı hazırladım.

Kahvaltıyı hemen çabucak hazırladım. Bı göz gezdirip eksik bir şeyler varmı diye baktım. Hayır yoktu tamdı. Hemen babamı uyandırmak için odasına gittim. Uyuyordu derin uyumadı babam. Onu yavaşça dürttüm "babam kalk kahvaltı hazır" gözlerini yavaşça açıp bana baktı.

"tamam sen git ben geliyorum" dedi sakin bir ses ve tabi uykulu bir halle. Hemen odama gittim üzerime giyindim.

Odamdan çıktığımda babam üstünü giyinmiş elini yüzünü yıkamış sofranın başında kahvaltısını ediyordu. Kahvaltı yapmak için sandalyeme oturdum.

"senin yolculuk ne tarafa?" diye sordu elindeki çayla.

"okula baba, okula gidicem" kafasını salladı sadece, yutkunup kahvaltımı etmeye başladım.

Kahvaltımı hızlıca edip çantamı hazırladım. Babam kahvaltısını yapmıştı bile, sofrayı hemen toplayıp mutfağa koydum bulaşıkları makinaya koyup çalıştırdım. Salona ilerlediğimde babamın ayakkabısını giyindiğini gördüm gidecekti, hemen onun yanına ilerledim. Kapıyı açıp çıktı şirket arabasına binip bizim evden uzaklaştı, hatta sokaktan ve mahalleden. Bende çantamı alıp okulun yolunu tuttum.

(Hazar'dan)

Murat'ı bekliyordum geç kalmıştı erken gelmesini söylemiştim ama geç kalmıştı. Villanın kapısına baktım, kapı açıldı, gelen kişi Murat.

"nerde kaldın sen bu saatte kadar?"

"kusura bakmayın Hazar bey" göz devirip kapıyı arka koltuğa bindim. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım.

"hadu sür arabayı trafik kalabalık olmadan gidelim şu şirkete" arabayı çalıştırdı, villadan çıktık. Elime telefonumu aldım. Galeriye girip Zümrüt'ümü izledim, huzur veren bir rüzgar ve yağmur gibi geliyordu bana, benim ilacım.

Telefon çalmasıyla elimdeki telefonu cebime attım, Murat'ın telefonu bu. Dudağımı ıslatıp, camdan dışarı baktım. Telefon hala çalıyordu.

"aç telefonunu"

"efendim arabadan konuşmak yasak, ceza kesilir sonra..."

Beli'ki al sen konuş diyordu resmen. Elimi uzattım, telefonu benim elime verdi, kim olduğuna bakmadan açıp kullağıma koydum.

"kimsiniz?" sert bir sesle.

"ben Zümrüt'te, babamın telefonunun sizde ne işi var? Siz kimsiniz asıl?"

Bu onu sesiydi onunla konuşuyordum,. Aynı ses bu oydu, Zümrüt'üm. Murat'tın kızıymış deme ki. böyle tesadüfü ben anası... nasıl babam bana söyledi, Murat'tın kızı olduğunu söylemedi. Ama neden.

"baban araba kullnıyor, be istiyorsan benden iste, Zümrüt" ben sana her şey veririm diyordum kıza, canımı işte veriyim eline silah al canımı, kalbini sök de sökeyim vereyim sana.

"bugün öğretmen gelmemiş ders boştu, anahtarı almamışım, onda anahtar varsa gelip alacaktım. Varsa tabi" sesiyle uyumak istiyorum, onun sesiyle uyumak.

"Tamam sanan atacağım konuma gel"

"Tamam, babam yanınızda değilmi. Ona göre geleyim"

"konumu atıyorum sen gel" dedim hiç bir şey çaktırmadan.

Telefonu kapatıp Murat'a verdim. Babam Murat'ı daha önce hiç görmedi ama yinede onun fotoğrafını bana göstermeliydi, Murat'ın Zümrüt'ün babası olduğunu bilmem lazımdı, ona göre davranmam lazımdı. Bu beni çok ama çok şaşırttı. Aklımın ucundan bile geçmedi Murat'ın Zümrüt'ün babası olduğu.

"Efendim ne oldu ne diyor?" aklımdaki düşünceleri bir köşeye atıp Murat'a baktım.

"Ders boşmuş anahtarını istiyormuş, yeterlimi" derin bir nefes aldım, az önce yaşananları kendime yediremiyordum.

"Afedersiniz efendim."

Şirkete gelecekti tekrardan onu görecektim, bu beni mutlu ediyordu. Ama bir yandanda kötü bir hissiyat veriyor. O eğer olanları bilirse, öğrenirse benden nefret eder, bana kan kusar. Ona aşık değildim, nasıl bir anda oldu da tutuldum ona... Nasıl... fotoğrafları... Onlara baka, baka hafızama kazımıştım, babam bunu nasıl yapardı, kızamam babama asla kızamam, ilk başta tepki göstermedim şimdi ne diye tepki gösterecektim.

Kapının çalmasıyla hemen kafamı bilgisayardan kaldırıp kapıya baktım, gel komutunu verince odaya sema girdi.

"Efendim misafiriniz geldi" kapıya baktım o muydu buradamıydı.

"İçeri gelsin, sen gidebilirsin" içeriye o girdi uzun kahverengi saçları, etrafı kontrol ediyordu. Bana baktı uzunca, kim olduğunu anlamıştı. Kaşını çatarak biraz daha yaklaştı.

"Geç otur" yutkunduğunu gördüm dudaklarımı ıslatıp, derin bir nefes aldım.

"siz dün kafede içeceğimi döken kişisiniz" şaşkınca bana bakıyordu. Hafifçe gülümsedim.

"Evet benim o... Geç otur hadi" yavaş adımlarla koltuğa geçip oturdu, bilgisayarımı bir köşeye çekip ona baktım.

"babam nerede?"

"işi var babanın biraz" onu süzüyordum her zeresini süzüyordum.

"Peki ne zaman gelir yada ben gideyim" ayağa kalacağı an elimi uzatıp durmasını söyledim.

"Dur, otur lütfen" bana baktı beni istemsizce süzdüğünü gördüm, bune beni tatmin etmemişti. Hemde hiç.

Yerine geçip oturduğu an kapı çaldı, içeriye elinde kahvelerle sema girdi.

"Kahvelerinizi getirdim efendim."

"önce Zümrüt hanıma ver, Sema" gözüm ondaydı ona odaklanmış tepkisini, mimiklerini ve düşüncelerini inceliyordum, aklında bunlarda neyin nesi bu adamda kim böyle diyordur.

"Teşekkür ederim" kibarca bir gülümseme bıraktı ortaya.

"Rica ederim efendim."

"bana efendim demeyin benden büyüksünüz asıl-"

"Kahvemi indir ve çık Sema" dedim biraz yüksek çıkan sesimle.

"Tabi efendim" kahvemi indirdikten sonra, elindeki tepsiyle odadan çıkmıştı. Zümrüt benden korkmuş gibi gözüküyordu, yüzüme bakmıyordu, elindeki kahveye odaklanmıştı sadece.

"ne okuyorsun" kafasını kaldırıp bana çevirdi sakice.

"ben edebiyat okuyorum ikinci yılım bu efendim"

"anladım, kaç yaşındasın?"

"20 yaşındayım ben" demişti elindeki kahvenin kulpuyla oynuyordu.

"Anladım, peki, kahveni içebilirsin" elime kahvemi aldım, onu izliyordum, elindeki kahveyi içmeye başlamıştı bile. Çok güzel, mükemmel gözüküyordu, ona zarar vermeyeceğime yemin etmiştim, ana yaklaşmayacağıma ama hayır bu imkânsızdı. Ben onu istiyordum, her haliyle istiyordum.

Kahvesini bittirip masaya koydu, bana bakıp yutkundu.

"Babam ne zaman gelir, veya ben gidebilirmiyim artık kahvem de bitti" bana baktı ağzımdan olumlu bir cümle duymak istiyordu.

"Ben seni bırakırım eve bekle" elime telefonumu alıp Selim'i aradım, saniyeler geçmeden hemen açtı telefonumu.

"Selim bana muratın ev anahtarını yolla hemen, sorarsa kızı istiyormuş dersin, Hazar bey öyle emretti dersin."

"Emredersiniz efendim" telefonu kapatıp karşımda merakla bekleyen Zümrüt'e baktım.

"Noldu efendim?" meraklı gözlerle bana baktı.

"Bekle biraz, anahtarı getirecekler" bana bakıp kafasını salladı, önüne dönüp beklemeye başladı. Etrafta bakıyordu, inceliyordu gözü bana çarptı önüne döndü ellerine bakmaya başladı, rahatsız olmuş gibiydi.

Kapının çalmasıyla bilgisayarımı kapatıp gel konutunu verdim içeri selim girmişti, elindeki anahtarı bana uzattı, diğer anahtarıda uzattı, araba anahtarını.

"Efendim araba şirketin önünde" geri çekilmişti.

"Sen çıkabilirsin... Hadi gidelim Zümrüt" ayağa kalktım Zümrüt'ün karşında duruyordum.

"Hayır... Siz verin anahtarı ben giderim"

Elini uzatmıştı anahtarı vermemi bekliyordu ama vermeyecektim, ben onu bırakıcaktım evine.

Bir adım attım, ona yakındım, yüzünü inceleme fırsatı geçmişti elime, bana bakıyordu, gözüm boynuna kaçtı, yutkunduğunu gördüm.

"Lütfen... Verin anahtarı-"

"hayır dedim, lafımı ikiletme... Gidelim hadi" önden kapıyı açtım ona baktım, başka çaresi yoktu, Berin bir iç çekti, sırıtıp dudaklarımı yaladım. Odamdan çıkıp asansöre bindik bana bakmıyordu bir adım önünde duruyordu, olması gerekende bu, benim karım daima bir adım önde olur bendende daha önde. Bu benim hoşuma gitmişti, istemsizce gülümsedim.

Asansörden çıkmıştık, benden bir adım önde yürüyen birini ilk defa görüyorlardı şirketeki çalışanlar. Hiç bir tepki göstermedim, sedece dim dik yürüyordum. Dışarı çıkmıştık bana baktı. Hangi arabaya bineceğim bilmiyordu elimle işaret ettim arabaya doğru ilerledik beraber. Arabanın kapısını açıp binmesini sağladım. Sürücü koltuğuna geçtim kapalı olan camdan dışarıya bakıyordu. Eğilip kemerini hızlıca taktım, bana döndü çatık kaşlarıyla, bana baktı, gözlerimle kemiri gösterdim. Dudağıma baktığını gördüm, yutkundum onu öpmek istiyordum şuan hemde şuan, kendime hakim almam lazımdı, yapamam bunu, şuan olmaz. Yerimi alıp kemerimi taktım.

Kafasını çevirip dışarıyı izlemeye devam ediyordu, evinin nerde olduğunu babasından dolayı biliyordum. Skin bir müzik açtım, arada bir olan bakıyordum, ama hiç yüz vermiyordu, bana bakmıyoddu sadece camdan dışarıyı izliyordu. Evine yaklaşmıştık. Arabayı durdurup olan baktım

"Teşekkürderim efendim"

"Hazar... Hazar ben, bana Hazar diyebilirsin, Zümrüt" bana baktı biraz duraksadı.

"Peki, Hazar" bu beni çok heyecanlandırdı, bana Hazar demesi bile al ayrı bir şeydi.

Eve girene kadar onu izledim, eve girdikten sonra arabaya binip ilerledim, ön aynadan evi izliyordum, bir adamın kapıyı çaldığını görmüştüm, arabayı durdurdum ve izlemeye devam ettim, kimdi bu adam, bu beni sinir etmişti, Zümrüt kapıyı açtı ve o adamı içeri almıştı. Derin bir nefes aldım kim lan bu neyin nesi bu adam benim Zümrüt'ümle ne işi olur bu piçin. Arabayı çalıştırıp mahalleden çıkmıştım. Şirkete doğru ilerliyordum. Ama aklım hâlâ Zümrüt'teydi o adam, o adam kimdi.

•••

Cidden okurlar siz haklısınız çok yazım hatası varmış. Ama dediğim gibi rasgele yazılan bir kitaptı. Diğer bölümleride düzelticem.
Sizi seviyorumm.

Zümrüt'ün yaşını 20 yaptım.

Düzenlendi

Instagram:@book.bahar1

Continue Reading

You'll Also Like

175K 10.7K 25
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
127K 6.6K 33
Size bir gün gelip on yedi yılınızın çöp olduğunu ve çektiğiniz acıların boşa olduğunu söylüyorlar. Ne yapardınız? Kendimce en mantıklı olanı yaptım...
4.3M 122K 41
054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :
184K 9K 20
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?