luz de la luna || marvel

Da oprexia

95.9K 7.1K 2.9K

daughter of stark başlangıç 12/06/2022 bitiş 10/02/2023 ❝ 𝘕𝘰 𝘥𝘦𝘫𝘦𝘴 𝘲𝘶𝘦 𝘦𝘭 𝘴𝘰𝘭 𝘯𝘰𝘴 𝘢𝘭𝘶𝘮... Altro

promotion
episode 1
episode 2
episode 3
episode 4
episode 5
episode 6
episode 7
episode 8
episode 9
episode 10
episone 11
episode 12
episode 13
episode 14
episode 15
episode 16
episode 17
episode 18
episode 19
episode 20
Episode 21
Episode 22
Episode 23
Episode 24
Episode 25
Episode 26
Episode 27
Episode 28
Episode 29
Episode 30
Episode 32
Episode 33
Episode 34
Episode 35
Episode 36
Episode 37
episode 38
teşekkür + duyuru
yeni hikaye <3

Episode 31

1.1K 108 51
Da oprexia

"Önemli bir kitap mı?" Dedim kaşlarım daha da çatılırken. Uzun zamandır buradaydım ama bu kitabı ilk defa görüyordum. Büyük ihtimal daha okuyamaya vakit bulamadığım yükseklerdeydi.

"Dalga mı geçiyorsun!?" Dedi çıkışarak. "Bu bir efsane, bu bir kurtuluş yolu Amaris! Kurtulacağız kardeşim!" Sevinçle kitabı kucaklayıp bana sarılırken, duyduklarıma tepki verememiştim. Sadece sarılmasına karşılık verirken, içimdeki kaybolmaya yüz tutmuş son ümit kırıntısı bütün vücudumu kapladı.

Ayrıldıktan sonra ikimizde bize en yakın sandalyeye otururken, Darkhold'un ilk sayfası kendiliğinden açıldı. Ama yazıları görünce, Loki'ye bakmadan edemedim.

"Nasıl okuyacağız bunu?" Dediğimde gülümsedi.

"Bütün dilleri ve alfabeleri biliyorum. Bunu halledeceğiz. Ama asıl soru şu, bunu hangimiz yapacak?" bir an olsun düşünmeden omuz silktim.

"Ben tabii ki, soru mu bu?" Kitabı önüme doğru çekecekken, diğer köşesinden sıkıca tutup bunu engelledi. Sorar gözlerle ona baktığımda gerçekten kararsız gözüküyordu.

"Bak..bunu sen yapmamalısın. Çok tehlikeli olduğunu biliyorum."

"Yani?" Dedim umursamazca. Tehlikeliyse tehlikeliydi. Bunca zamana kadar yaptıklarımın yanında bu hiç sorun değildi. En fazla ölürdüm herhalde.

"Amaris, ben ciddiyim. Bu konu hakkında tartışmak istemiyorum. Seni bekleyen, seven bir sürü insan varken sana zarar gelmesine göz yumamam. Belki ben değil, ama sen kurtulmalısın." Şu ana kadar ciddiyken, bir an yüzünü ekşitti. "Her ne kadar baş düşmanlarımın kızı olsan da." Diye eklediğinde gergince gülümsemeden edemedim.

"Haklısın ama bir konuda yanılıyorsun. Ben sensiz hiçbir yere gitmeyeceğim. Eğer sen burda kalmak zorundaysan, bende sonsuza kadar burda kalmaya razıyım. Şimdi yeter bu kadar duygusallık. Hadi bakalım, başlayalım!" İkimiz de bakışlarımızı kitaba yöneltirken Loki'nin gülümsediğini hissedebiliyordum.

"Gözünü kapat ve odaklan artık!" Loki'nin sabırsız ve yavaş yavaş sinirlenmeye yüz tutmuş sesiyle bana tepki gösterirken yerimde kıpırdanmadan edemedim.

Birkaç gündür Darkhold'dan kafamızı kaldıramıyorduk. Baştan sona bitirmiş, birçok şeye hakim olmuştuk. Ve şimdi sıra öğrendiklerimizi faaliyete geçirmekti.

Ben büyük ısrarlar sonucu denemek için Loki'den izin almışken beni dikkatlice izlemekten ve etraftaki mumların sönmemesi için elinden geleni yapmaktan baksa çaresi yoktu.

Bu sırada bedenimin yavaşça ayağa kalktığını fark ederken, Loki'nin sesi kulaklarımı doldurdu.

"Oluyor!" Ancak oluşan sesin etkisiyle etrafımızdan uçuşan kuşlar sayesinde kendimi kaybedip yere düştüm.

Gözlerimi sinirle açarken ağzımdan çıkan kurultaya engel olamadım. Sitemle yerden kalkarken Loki'nin uzattığı eli tuttum.

"Bu günlük bu kadar yeter, hadi biraz uyuyalım. Yarın bunu başaracağız." Dedi cidden umut dolu bir sesle. Kafamı salladım. O bize güveniyorsa, ben de ona güveniyordum. Başaracaktık. Çok az kalmıştı.

O kendi odasına doğru yol alırken ben de tam tersi yönünde yürümeye başladım.

Uzun zamandır kendimi ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordum. Ciddi manada kurtulacağımıza dair büyük bir umudum vardı. Yıllardır kısıldığımız bu yerden çıkacak, aileme kavuşacaktım.

Steve'e, Natasha'ya, babama, Peter'a, Avengers'a...

Odama doğru yürümeye devam ederken annemin olduğu bahçeden gelen ağlama sesleriyle duraksadım.

Doğruyu söylemek gerekirse uzun zaman sonra ilk defa aklıma gelmişti. Neredeyse çoğu zaman onu görmüyordum. Sebebi kendisiydi, buna inkâr edemezdi.

Hıçkırık sesleri yüzünden ona yönelirken gördüğüm şeyle durakladım.

"Anne?" Telaşla yanına yaklaşırken uzun zaman sonra ağzımdan çıkan bu sözcük beni oldukça rahatsız etmişti. Ama ne olursa olsun, o benim annemdi.

Benim sesimi duyduğu anda yüzündeki o kötü ifadeyi silip yerini koca gülümsemeye bıraktı. Ama olduğu mavi ilizyonun arasından gözlerinin kırmızı oluşu dikkatimi çekiyordu.

"Sorun ne?" Dedim isteksiz bir şekilde.

"Sorun yok, kızım." Dedi her zamanki gıcık ifadesiyle.

Çoğu zaman onu neden böyle bir bilgisayar ilizyonu gibi yaşadığını merak ederdim. Bedeni yoktu, sadece görüntüden ibaretti. Sahi, gerçekten neredeydi? Kendime yıllardır sorduğum bu sorunun cevabını hiçbir şekilde alamayacağımı biliyordum.

"Ağladığının farkındayım, bir kez olsun bana doğru söyle. Ne oldu?" Karşısındaki tabureye yaklaşırken aniden oturma kararı aldım. Beni yine etkisi altına alacaktı ama ben bu sefer buna izin vermeyecektim. Bu kadar yaklaşmışken, buna izin veremezdim.

"Gitmeni istemiyorum." Dedi aniden ben düşüncelerim ile boğuşurken. Hiç beklemediğimi belli edercesine boğazımı temizledim.

Gitmem umurunda değildi, ben olmasam hiçbir işe yaramıyordu. Ama bunu annenizin ağzından duyduğunuzu düşünün.

"Ne?" Dedim herşeyden habersizmişçesine. Yüzünü bana çevirdi.

"Biliyorum, bir şeyler buldunuz. Ama Amaris, ben buradayken yalnız kalmayı bırak, yıllar sonra kavuştuğum kızımı bırakmak istemiyorum. Seni seviyorum kızım, ne kadar kötü şeyler yaşamış olsak da seni çok seviyorum. Söz veriyorum, çok yakın bir zamanda her şey daha güzel olacak. Yeterli gitme."

L

oki'nin hazırladığı yastığa otururken dün olanları aklımdan çıkaramıyordum. Annemin konuşması, ağlaması ve beni gerçekten sevdiğini söylemesi her şeyin aklımı karıştırmasına neden oldu. Karşımdaki bunun farkındaymışçasına elini omzuma koyup endişeli bir şekilde bana baktı.

"İyi olduğuna emin misin?" Dediğinde kendimi toparlamaya çalışıp gülümsedim. Kafamı salladığımda biraz olsun rahatlayacak geri çekildi.

Gözlerim birkaç bina uzaklıkta duran annemi görünce, tepki vermedim. Gitmemizi elbet istemiyordu, ama buna engel olması lanetin kırılmasına engel olacaktı. Ve lanet, tamamen onun ruhunu ele geçirecekti.

O bana bakarken bende gözlerimi kapatıp, her şeyi unutmaya çalıştım. Tek odaklandığım başarmak istediğim amacım oldu. Gözlerim kendiliğinden kapanırken, etrafımda yanan mumların sıcaklığını hissedebiliyordum. Derin bir nefes alıp, öğrendiklerimi uygulamaya geçirmeye başladım.

"Anima, Corpus, Amor, Sacrificium.
Salva nos, rumpe foedus sanctum in proposito sancto." Fısıltı gibi çıkan sesim yavaş yavaş yükselmeye başladı. Yükseldiğimi hissedebiliyordum.

"Non hic sumus. Ne turbemus ordinem. benedicat nobis." gözlerimi daha da sıkı kapatırken, ellerim havaya doğruldu.

"Pietas, devotio, jusjurandum. Statera nostra conservatio tantum fieri potest, cum permiseris." Bana doğru esen keskin rüzgarı hissedebiliyordum. Mumların yönü değişti. Hafifçe bana değdiklerinde vücudum bunu umursayamayacak kadar uçtaydı.

"Oluyor..başarıyoruz!" Loki'nin umut ve mutluluk sesi kulağıma gelince bu sefer dikkatimi dağıtmak yerine daha da güçlendim.

"Stateram serva, dimitte nobis. Stateram serva, dimitte nobis. Stateram serva, dimitte nobis!" Tam o anda, gözlerim yakan bir ışıkla aralanırken, tam karşımda açıklamaya başlamış portal beni tamamen umutlandırdı.

Ellerimi diz hicama indirirken bağdaşlarım her an portala atlamama yarayacak kadar bozulmaya hazırdı.

"ANİMA, CORPUS, AMOR, SACRİFİCİUM! ANİMA, CORPUS, AMOR, SACRİFİCİUM!" boğazım yırtılırcasına bağırırken siyah portal artık ikimizin de geçebileceği bir boyuttaydı.

"Hadi, gir içine!"

"Hayır, sen olmadan asla!" Sesi, şu ana kadar hiç duymadığım kadar yükselmişken ondan korkacak durumda değildim. Portalı gücü yavaş yavaş elimden kayıp giderken pes etmek de istemiyordum. Önümdeki sayfaları rüzgarın etkisiyle çevrilen Darkholdu elime aldığım gibi bağdaş kurduğum dizlerimi bozup ayaklandım. Ama bütün enerji üstümdeymis gibi zorla hareket edebiliyordum.

Darkhold'u kalktigim yere koyarken elimle Loki'yi öne doğru itekledim. "Önce sen." Dedim duyulması zor bir sesle.

Loki, itiraz etmeye çalışırken tam portalı önündeydik. Vücudunun yarısını portala sokmayı başardığımda elimi sıkıca tuttu.

"Sensiz olmaz!" Dedi göğü inletecek bir sesle. Gözlerim, uzaktan merakla beni izleyen anneme takıldı. Kendimi toparlamaya çalışırken gözümden bir damla yaşın dökülmesini engelleyemedim.

"Loki," dedim ağlamamak için dişlerimi sıkıca kenetlemiş bir şekilde. Sorun şu ki, o da şu an ağlıyordu.

İşte o gün, ilk defa Loki'nin bana değer verdiğine adım kadar emin oldum.

"Senin buraya gelmenin sebebi benim." Dedim hafifçe yutkunarak. Portal gitgide küçülürken yutkunmakta zorlanıyordum. Gözlerinden akan bir yaş tanesini elimin tersiyle silerken kafa salladı.

"Biliyorum, başından beri biliyorum Amaris. Hadi, bunları sonra konuşmalıyız. Zamanımız azalıyor." Bunca zamandır içimde tuttuğum, son zamanlarımda içimde karanlığı uyandıran, yaptığımdan ötürü utandığım ama asla pişman olmadığım bu olayı başından beri bildiğini duyunca, işte o zaman kararımı değiştirdim.

Şu ana kadar Loki'yi portala itip burada annemle kalmaya karar vermişken, Loki'nin bana belki de annemden daha çok ihtiyacı olduğunu anlamam uzun sürmedi.

"Tamam," dedim gülümseyerek. "Önden git, yemin ediyorum son bir şey yapıp arkandan geleceğim." Ve bir şey demesine izin vermeden, portal onu içine yuttu.

Bense, uzaktan mutlulukla beni izleyen anneme bir sure bakakaldım. Portal artık oldukça küçülmüşken geçmek için bir dakikadan az bir zamanım vardı.

"Elindeki bütün şansları kaybettin, burada çürüyüp gideceksin!" Elimden geldiğince var gücümle bağırırken, yüzünde aniden oluşan korku dolu gülümsemenin bana zevk vermesine engel olamadım. Elini uzatıp, sanki bu gitmemi engelleyecekmişçesine çığlık attı.

"Amaris, hayır!"

Ama ben, bu sefer onun kurbanı olmadım. Gözlerimi kapatıp kendimi portala bıraktığımda, kendimi uzun zamandır olmadığım bir mutluluğun derinliklerinde hissediyordum.

Ve gözlerimi açtığımda, kazanan ben olacaktım.

tony'i ve diğer herkesi özlemiştik.🥳

kitabın buruk bir sonla bitmesini istiyorum..

ayni zamanda şu ana kadar olan her şey planlıydı, ancak bundan sonra neler olacak ben de pek bilmiyorum...

Continua a leggere

Ti piacerà anche

529K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
112K 6.1K 33
civciv: sarma mı yaptin gercekten __ #galatasaray 'da 1. 01.08.24 #barışalper 1. #yunusakgün 1. #millitakımlar 1. __ başlama tarihi 19.08.23 bitirm...
69.3K 5.7K 23
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...
3.8K 418 14
"now, am I considered an avenger?" "yes kid. you are considered an avenger. even you are. you are an avenger eleven." ' Telekinezi ve telepati gücüne...