Son Muhafız {Muhafızlar Seris...

By amour_des_livres07

45.9K 3.5K 2.4K

Kim olduğunu bilmeyen bir kız Amaris. Yetimhanede büyümüş dış dünya hakkında tek bildiği şey kitaplar ve hay... More

1.Bölüm : Gerçekler
2.Bölüm : Tören
3.Bölüm : Akademi Yolunda
4.Bölüm : Bir Dost
5. Bölüm : Bir Umudun Yıkılışı
6.Bölüm : Düşmanın İninde
7.Bölüm : Kabulleniş
8.Bölüm : Karanlığın İçinden
9.Bölüm : Düello
10.Bölüm : Buz ve Elektrik
11.Bölüm : Kan
12.Bölüm : Görünenin Öteki Tarafı
13.Bölüm : Kabullenişler ve Parçalanışlar
14. Bölüm : Örtbas Edilenler
15. Bölüm : Zedelenen Bağlar
16. Bölüm : Kara Gözlü Kara Saçlı Adam
17.Bölüm : Kolye
18.Bölüm : Açığa Çıkanlar
19. Bölüm : Kaybetmek
20.Bölüm : Benim Küçük Perim
21.Bölüm : İki Ruh Tek Beden
22. Bölüm : Cehennemin Kızı
24.Bölüm : Yüzeye Çıkanlar Part 2
Açıklama !!!
25. Bölüm :Bedel Zamanı Part 3
26. Bölüm : Elementer Halkı Part 4
27. Bölüm Alıntı
27.Bölüm : Yalnızlık
28. Bölüm : Göz Yaşı Damlası
29. Bölüm : Düşmanla Dost
30. Bölüm : Hor Hor Zamanı
31. Bölüm : Buz Tutmuş
32. Bölüm : Leke
33. Bölüm : Yüzleşme
34. Bölüm : Kibarlık
Duyuru !
35. Bölüm : Yılbaşı
36. Bölüm : Tartarus
37. Bölüm : Ama Umuttu
38. Bölüm : Deli Kızım
39. Bölüm : Rövanş
40. Bölüm : Evimsin
41. Bölüm: Asrın Kılıcı
42. Sezon Finali Bölümü'nden Alıntı
42. Sezon Finali Bölümü : Benzedik
II. Kitap | 1. Bölüm : Diğer Yarım
II. Kitap | 2. Bölüm : Suyun Gelişi
II. Kitap | 3. Bölüm : Geçmiş ve Şimdi
II. Kitap | 4. Bölüm : Kadim Ejderhalar I
II. Kitap | 5. Bölüm : Kadim Ejderhalar II
Duyuru!
II. Kitap | 6. Bölüm : Kaybettik, Kaybettim

23. Bölüm : Kaos'un Başlangıcı Part 1

796 71 45
By amour_des_livres07








23. Bölüm : Kaos'un Başlangıcı Part 1




•••

" Kerberos'a söyle bahçeye gelsin." diyerek odadan çıktım. Bahçeye doğru giderken kulağıma gelen şeylerle gururum okşandı.

" Kana hükmetiyor."

" Su canlısıymış."

" Cehennemin kızı su ve ateş meleziymiş."

Korkmalarını istediğim kişiler siz değilsiniz geri kalanlar ve sıra onlara da gelecek .

•••

Oturduğum salıncakta bir ileri bir geri giderken birden uçamamla ağzımdan küçük bir çığlık firar etti. Tutunduğum iplere sıkıca sarıldım ve ayaklarımla salıncağı durduğumda bir kaç saniye gözümü kapatıp kendime geldim.

Gözlerimi tekrardan açtığımda karşımda bana bakan gece mavisi irisleri görünce kaşlarımı çattım.

" Öyle dan diye sallanır mı insan ya !"

Gülerek geriye çekildiğinde gözleri üstümde dolaşmaya başladı. Her bir noktama ciddiyetle bakarken ister istemez gerilmiştim.

Ayağa kalkıp etrafımda döndüm.

" Ee nasıl görünüyorum ?"

" Çok güzel." dediğinde kıkırdayarak geri salıncağa oturdum. Başımı salıncağın ipine yasladım ve Dean'ı incelemeye başladım.

Üstüne giydiği beyaz gömleğin iki düğmesi açıktı ve altına giydiği siyah pantolonla da gayet hoş duruyordu.

Gözlerimi ondan almazken yavaş adımlarla arakama geçtiğinde kalkmak için hamle yapacakken omzumdan tutup geri oturttu.

Gayet sakince salıncağı iterken bende kendimi ana bıraktım. Bir ileri bir geri giderken rüzgar tenimi okşuyordu ve cehenneme göre daha ılık bir hava vardı.

Bir süre salladıktan sonra salıncağı sallamayı bırakmıştı. Kendi kendine yavaşlayan salıncağı ayağımla durdurduğumda kulağımın dibinde sıcak nefesini hissettim.

Gözlerimi kapattığımda boynumda tenim gibi soğuk bir şey hissettiğimde gözlerimi açtım. Elim direk boynuma gidince elime gelen kolyeyle gülümsedim.

" Nasıl ?" diye sorarak başımı çevirdiğimde gece mavisi gözleriyle göz göze geldim. Bir kaç saniye gözlerime bakıp salıncağa bağlı olan ağaca yan şekilde yaslanıp bana döndü.

" Ruhlar bedenden ayrıldıktan sonra Aurora kendi bedenine döndü ve kolyeyi düşürdü."

Başımı anladım derecesinde salladım.

" Ben altı aydın uyuyormuşum daha bugün uyandım."

Sadece başını sallamakla yetindiğinde dudak büzdüm. Aklımda deli gibi dolanan soruyu sormak için yeniden Dean'a döndüm.

" Ben gittikten sonra diyar daha iyi mi oldu ?"

" İyi mi !? Priroda tüm suyunu çekti , aylardır bir damla yağmur yağmıyor, güneşe çıkanın derisi yanıyor . Sence iyi mi ?"

Dudaklarımı dişledim ve " Hayır ." diye fısıldadım. Ben gittikten sonra diyarın bu denli sorun yaşaması cidden üzülmeme sebep olmuştu ama biraz düşününce hak ettiklerini düşündüm.

" Artık yaşıyorsun ve diyara döndüğümüzde her şeyi düzeltirsin."

Yutkundum.

Başımı hayır anlamında salladığımda kaşlarını çattı ve yaslandığı ağaçtan doğruldu.

" Amaris ?!"

" Geri döndüğümde bir savaşın ortasında olacağım ve babam ateş elementini daha iyi kullanabilmem için burda kalmamı istiyor ."

" Sana bende öğretebilirim Amaris ."

" Hem benimle ilgilenip hem de nasıl strateji düşüneceksin ?"

" Sen bana yük olmazsın ."

Gözlerimi kırpıştırdım ama babam kesin bir dille burda kalmamı söylemişti . Bir kere ondan habersiz nasıl cehennemden çıkardım .

" Konu bu değil babam burda kalmamı istiyor nedenini bilmiyorum ama bir bildiği vardır mutlaka."

" Cehennemin Kralına mı güveneceksin Amaris ?"

" O benim babam !" diye yükseldim .

" Seni sadece çıkarları için kullanıyor ." Benim aksime sakin çıkan sesiyle konuşmuştu .

" Babam hakkında böyle düşünmen senin sorunun Dean !"

" Üzülen sen olacaksın ve ben bunu istemiyorum ."

Ayağa kalkıp tam önünde dikildim.

" Pardon buna sen hangi sıfatla karar veriyorsun ?!"

Yüzüme bakakalmıştı . Ama ben gayet haklı bir soru sormuştum Dean benim için ne idi ?

" Sadece uyardım Amaris , ne yapmak istiyorsan yap ."

Soğuk ifadeyle sarf ettiği sözlerden sonra karşımdan çekilmiş kapıya doğru yürümeye başlamıştı . Yumruk yaptığım ellerimi daha da sıktım.

Onu buraya çağırırken iyi olduğumu görsün istemiştim . Ne zaman döneceğimi bilmediği ve onu ne zaman göreceğimi bilmediğim için son günümüzü güzelce geçiririz sanmıştım.

Belki çocukluk anılarımızdan konuşurduk belki de en sevdiğimiz ya da sevmediğimiz şeylerden ama hepsi benim kafamda kurduğum hayallerden ibaretti.



🔥💧🔥



Dean gittikten sonra odama geçip banyo yapmıştım ve pijama bulup ona giymiştim sonrada yatak başlığına kafamı yaslayıp gözlerimi dinlendirmek suretiyle kapatmıştım.

Karnım her an açım diye sayıklarken cehennem kuralı olduğu için hem de sonsuza değin burda kalmamak için bir şey yememiştim.

" Acıkmış olmalısın."

Leroy'un sesini duymamla gözlerimi açtım ve elinde tuttuğu poşete sorgular biçimde baktım. Bakışlarımı umursamadan yatağın ucunda oturdu . Poşeti açtığında içeri yemek kokusu yayıldığında dudağımı dişledim.

" Bunlar dünya yemekleri aç kalmaman için." diyerek elindeki yuvarlak ekmeği bana doğru uzattı. İlk önce şüpheyle ona baktığımda derin bir nefes koy verip ' zihnimi oku ' demişti.

Zihnini okuduğumda dünyaya gittiği açık ve netti. Aldıkları yiyeceklerde öyle . Teyit etmenin verdiği rahatlıkla elindekini alıp yemeye başladım. İçinde köfte , patates , yeşil bir şey ve domates artısında da hiç bilmediğim kırmızımsı bir şey vardı. Hepsi birleşince lezzetli bir şey çıkmıştı.

Afiyetle yerken bana kahverengi üstünde baloncuklar olan şişeyi uzatınca kaşlarımı çattım.

" Kola iyi gider hamburgerle."

" Bunun adı neden bu kadar değişik." diyerek kolayı elime aldım ve kafama diktiğimde boğazım cayır cayır yandı .

Kolayı sertçe odanın bir tarafına attım ve acıyan boğazımı tuttum.

Komidindeki boş bardağı alıp içini suyla doldurup kana kana içtim. Boğazımdaki acı geçince hırsla Leroy'a döndüm.

" Sen beni zehirlemeye mi çalışıyorsun ?!"

" Hey hey ! Sakin ol ! Kola bu öyle bir dikişte içersen canını yakar tabi ."

Burun kıvırarak hamburgerimi ısırdım kocaman şekilde . Leroy'da kendine hamburger almıştı ve onu yiyordu elindeki kolayla.

Hamburgerimi bitirdiğimde dudaklarımın etrafını yaladım. Bir kırıntı kalmadığını anladığımda bir bardak daha su içtim ve doymayan karnımla arkama yaslandım.

Leroy'da bitirmişti yemeğini ve poşete tekrardan kolunu daldırıp bir şey daha çıkardı. Renkli yuvarlak bir şeydi . Merakla ne olduğuna bakarken bana uzattı.

" Makaron, tatlıdır."

Elime mavi rengini alıp ısırdım . Tadı cidden güzeldi , diğer makranlarıda Leroy'un elinden alıp yemeye başladım.

" Kıtlıktan mı çıktın kızım ?"

" Alto aydor yomoyom."

Yüzünü buruşturup söylendi .

" Ağzın dolu iken konuşma diye kimse sana öğretmedi mi ?!"

Omuz silkmekle yetindim sadece. Makaronlar bittiğinde peçete ile ağzımı sildim ve arkama yaslanıp karnımı ovdum.

" Zihin okuyabiliyor musun ?" diye sorma gereği duymuştum nedense .

" Evet aynı zamanda ateşi de kontrol ediyorum ve ruhlar ama onları sadece görebiliyor konuşabiliyorum bu kadar ."

Başımı anladığımı belli edercesine salladım.

" Burda mı kalıyorsun ?"

" Hayır . Olimpos'ta yarı tanrıların eğitim aldığı bir akademide kalıyorum. Tatil zamanları ise annemin yaşadığı dünyada ."

" Annen yaşıyor mu ?" diye kısık sesle konuşmuştum . Benim annem yaşıyor mu bilmiyordum bile .

" Evet ama başka bir adamla evlendi ben sadece arada bir hal hatır sormak içi gidiyorum."

" Hiç arkadaşın var mı ?" diye sorduğumda kaşları havalandı.

" Neden sorguya alınmış gibi hissediyorum ben bu bok gibi bir durum ."

" Cevap vermek istemiyorsan verme ."

" Var . Ares'in oğlu yarı tanrı olan Fred. Zaten ondan başkası benimle konuşmaz."

" Neden !?" Şöyle bir üstünü süzdüğümde çok da çirkin olmadığını aksine yakışıklı olduğunu görmüştüm.

" Hiç kimse ölüm Tanrı'sının oğluyla arkadaşlık etmez. Fred'i de küçükken bir örümceğim elimden kurtardığım için peşimi bırakmadı."

" Tanışır mıyız ?"

" Bilmem . Olimpos'a çıkarsan belki ."

Başka bir şey dememişti bende susmuştum. Konuşkan biri değil gibi gözüksede onun da konuşkan bir kardeşe ihtiyacı vardı.

Ve o bendim.

Leroy benim abimdi ve sanırsam onunla anlaşacaktım .

Leroy gittikten sonra hava karardığı için yastığa başımı koyup gözlerimi kapatmıştım . Ama gözüme bir damla uyku girmiyordu . Biraz o tarafa biraz bu tarafa derken sonunda uyumuştum .


🔥💧🔥

" Otur !"

Homurdana homurdana oturan Kerberos'a kahkaha atttığımda bana kötü kötü bakmıştı. Ne yani onunla uğraşmak zevkliydi bir kere .

Sabah kahvaltı etmeden babamın yanına gittiğimde cehennemdeki bu kuralın bana geçerli olmadığını söylemişti.

Kısaca yemek yiyebilirsin demişti ama ben buna inanamayınca üstüne inat ettiğimde ise Kerberos'u emirime vereceğini söylemişti .

Hem yemek yemiştim bende koskoca kapıların bekçisi ben ne dersen onu yapmakla yükümlüydü . Onunla uğraşırken zaman çok çabuk geçmişti bunu abimin Olimpos kapısından geçtiğinde anlamıştım.

Bir bana bir de Kerberos'a bakıp sorgularcasınca bana doğru döndü.

" Babam Kerberos'u emrime verdi ."

Kaşlarını çatıp Kerberos'a bakmıştı .

" Geçmiş olsun ." dediğinde koca bir kahkaha atmıştım .

" Eğlenme zamanın doldu Amaris."

Bu sefer kaşlarını çatan bendim.

" Bakma bana öyle buraya yan gelip yatmaya gelmedin. Sana ateşi kullanmayı öğreteceğim."

" Tamam."

Birlikte geri cehennem girmiştim ve en sonunda azad olan Kerberos Leroy'a teşekkür bile etmişti !
Ona çok da kötü davranmamıştım . Sadece otur kalk komutları vermiştim bazen de yuvarlanmasını sağlamıştım. Dev cüssesiyle yeri göğü inletse de çok komikti.

Bir de dişlerini fırçalamıştım çünkü berbat kokuyordu !

Bir de oturup bana kapıları boyutları ve Tanrı(ça)ları anlatmasını istemiştim . Onlar hakkında bir sürü bilgi öğrenmiştim .

Ella'nın yokluğunu hissetsemde Kerberos iyiydi. Su perileri cehennemde yaşayamazdı . Kavrulurlardı. Şu an koskoca Saray'da kesin keyif yapıyordu ya da diğer su perilerinin yanına dönmüştür.

Leroy'da birlikte büyük bir alana geldiğimizde etrafımı inceledim.

" Burası neresi ?"

" Saray'ın eğitim alanı ."

Eğitim alanına göre fazla boştu burası .

" Burda bir tek ben çalışıyorum . Sağ tarafta spor aletler var sol tarafta kılıç ve yakın dövüş alanı . Ortada ise sana ateşi kullanmayı öğreteceğim."

Etrafa göz gezdirip hevesle Leroy'a döndüm.

" Başlayalım ."

Başını sallayıp elinde ateş topu oluşturmuştu , git gide büyüyen ateş topunu vazo şekline sonra da çiçek şekiline sokmuştu. Ateşten çiçeği bana doğru uzattığında ilk önce tereddüt ettiysem de gözlerini açıp kapatıp güvenli olduğunu gösterdiğinde dikkatlice sapından elime aldım.

Çiçek git gide sokarken panik yapamamaya başlamıştım.

" Sakin ol ve derin nefes alıp ver. Ateş senin elinde evcilleşir onu duygularınla oluşturmalı aklınla kontrol etmelisin ."

Başımı sallayıp sakinleşmek adına nefes alıp verdim ve çiçek elimde biraz daha canalandığında gülümsemiştim . Diğer elimde ateşten yapraklarını okşadım.

Normal bir çiçeği okşar gibiydi sadece biraz gıdıklandırıyordu .

" Şimdi o çiçeği gerçek bir çiçeğe çevir yani yaşam ver Amaris."

Elimdeki çiçeğe odaklandım ama çiçek sadece elimde salınıyordu . Küçül bir kıkırdama sesi duyduğumda kaşlarımı çatarak Leroy'a baktım.

" Sana çiçeği yaşat dedim dans ettir demedim ."

" Kolaysa sen yap !" diye öfkeyle soludum. Hem daha ilk derste bunu öğreniyorsam diğer derslerde ne yaptırır !

" Tamam tamam. Bak şimdi ." diyerekten elinde ateşten bir çiçek daha oluşturdu. Çiçeğe odaklandıktan bir kaç saniye sonra alttan mavi ateş yükselmiş artarak çiçeği kaplamıştı . Sonra da Leroy diğer eline çiçeği alıp üflediğinde mavi ateş toz bulutu misali dağıldı.

" Şimdi sıra sende . Aman dikkat et de yakma güzelim çiçeği ."

Göz devirerek çiçeğe odaklandım. Ama çiçek sadece salınıyordu !

Benim de vazgeçmeye niyetim yoktu.

Bir daha bir daha ve bir daha denedim ama çiçek öylece salınmaktan bir şey yapmıyordu. İyice hırslanmıştım bende.

Leroy ise saatlerce uğraşmamdan ötürü spor alanına gitmişti .

Daha da hırslanıp odaklandığımda ateşten çiçek buza dönmüştü . Ağlayıp ağlamamak arasında gidip gelirken odadan kahkaha sesi yankılandı.

Leroy'a dönüp sertçe baktığımda o bunu umursamadan gülmeye devam etmişti. Kaldırdığı ağırlığın altından çıkıp benim yanıma gelmişti. Spor yaptığı için terlediğinden üstünde bir şey yoktu bunu da umursamıyordum .

" Fazla su eklemişsin çiçeğine Amaris ."

" İlk defa yapıyorum !"diye yükseldiğimde aldırmamıştı söylediğime.

" Ben ilk denememde yapmıştım."

Burun kıvırdım ve buza dönen çiçeği yakıp buhar olmasını sağladım. Arkamı dönerek kapıya doğru ilerledim ve çıkmadan önce omzumun üstünden Leroy'a baktım.

" Kerberos'un yanında çalışacağım."

" Çalış çalış ." diye alayla konuştuğunda gözlerimi kıstım ve kapıdan çıktım.

Saray'ın çıkışına doğru yürüdüm ve ince köprüden geçtim. Aşağısı fokurduyordu ve fazla sıcaktı.

Hızlı ve seri adımlarla oradan ayrılıp kapıların bulunduğu yere geldim ve Cehennemin kapısından çıktım. Kerberos'u gözüm ararken bir tarafta üç kafasını koyup uyduğunu gördüm.

Sırıtarak karşısında durduğumda gözlerini açmadan  burnuyla havayı kokladı ve sanırım kokumu almış olacak ki homurdandı ama tekrardan başını koyup uyumaya devam ettiğinde kaşlarımı çattım.

" Cici köpek hadi uyan !"

" Ne istiyorun Cehennemin baş belası kızı ."

" Bana bir şey öğretmeni desem." dediğimde hiç oralı olmadı .

" Seni bir günlük azad ederim ."

" Benimle kafa mı buluyorsun Cehennemin kızı."

" Hadi ama cici köpek Kerberos alt tarafı ateş çiçeğini canlandırmayı öğreteceksin . Bilmiyorsan orası başka ." dediğimde homurdanıp oturdu . Üç başını ve altı gözünü bana çevirdi. Dikkatle onu dinlemeye başladım.

" Ruhunu boşalt ve elimdeki ateşin sıcaklığını hisset onun içinde akan suyu ve yapraklarının rengini hayal et ."

Başımı sallayıp ilk ateş çiçeğimi oluşturdum, harfiyen dediklerini yapınca elimde ateşin sıcaklığının azalıp hafif serinlik bahşettiğinde gözlerimi açtım.

Avucumdan salınan kan kırmızı rengindeki gül benzeri çiçeğe gülümseyerek baktım.

Kerberos'da memnun mırıltılar çıkarmıştı ama aniden öneme geçmesini de beklemiyordum.

Dev cüssesiyle bir yere veya kişiye hırlıyordu sertçe. Yavaşça arkasından çıkıp kime bu kadar öfkelendiğine baktım.

İki adam vardı ve birinin uzun saçları omuzlarından salınırken elinde üç başlı mızrak tutuyordu .

Poseidon

İç sesim benim yerime konuştuğunda yutkundum. Diğeri ise Poseidon kadar cüsseli değildi ama başındaki taçla kim olduğu net olarak anlaşıyordu .

Zeus.

İkisinde bakışları bana döndüğünde Kerberos daha da hırladı ve görüş açılarını kapattı.

" Cehenneme git ! Cehennemin kızı !"

Kükremesiyle yerimden sıçradım ve aynı anda yok bir ses daha duydum.

" Hoşgeldiniz ."

Hades.


Bölüm sonu


Canlarım, cicilerim , tatlı çöreklerim oy vermek bu kadar zor olmasa gerek. Ben size gökten yıldız toplayın demiyorum alt tarafı yıldız olan yere basacaksınız !!! Şimdi hadi basıverin oraya .

Şimdi gelelim bölüme nasıldı ? Sorularınız varsa çekinmeden yazabilirsiniz ?

Sizce Zeus ve Poseidon'un gelmesi ne tür olaylara yol açacak ?

Bir sonraki bölüme kadar hoşçakalın ...

Continue Reading

You'll Also Like

7K 627 8
facts ¡Semekook¡
11.5K 1K 32
ALFA - OMEGA HİKAYESİ. Yılardır ruh eşimi bekliyordum . Köpekler gibi tasma takmak zorunda kalıyordum çünkü hala ruh eşimi bulamadım. Ama bir gün oku...
29.9K 1.9K 17
Ne yani ben 1986 yılında gôtünü veren bir ibnemiydim hemde ülkücü bir adama.. Eşcinsel bir kurgudur
5.6K 685 15
Sesini duyar duymaz kolumdaki yılanın varlığı kayboldu. Ona baktığımda sinirlendiğini gördüm. Tek kaşım havaya kalktı. "Tam olarak neye sinirlendiniz...