SÖZLEŞME

By stunninghails

327 21 2

Elimdeki hamilelik testini gelişi güzel masaya fırlattım. Hayır olamam ben hamile. Derince bir nefes aldım v... More

Bölüm 2 |İlk Gün|

Bölüm 1 |Süpriz|

194 10 1
By stunninghails



Hamileyim.

Elimdeki hamilelik testini gelişi güzel masaya fırlattım.

Hayır olamam ben hamile. Derince bir nefes aldım ve odada dolanmaya başladım.

"Hamileyim!" Sesli söyleyince yüzüme bir tokat gibi çarpmıştı.

Boğuluyormuş gibi hissediyordum. Koşarak telefonumu almaya mutfağa gittim.

Deniz yazısının üstüne basıp telefonu kulağıma götürdüm fakat telefon çaldı çaldı ve kapandı.

Tamam belki de test hatalıdır.

Çantamı alıp içine cüzdanımı telefonu ve evin anahtarını atarak hızlıca evden çıktım. Apartmandan çıkmamla soğuk bir anda etrafımı sarmıştı.

Arabaya binip çalıştırdığımda sonunda kendime sormam gereken soruyu sormayı geçte olsa akıl etmiştim.

Bebeğin babası kimdi?

Aslında her şey 1 ay öncesinde başlamıştı

1 ay önce

"İlgi hızlan babanla tartışıcaksınız yine." Denizin sesiyle sürdüğüm ruju masaya bırakıp yanına doğru ilerledim.

Deniz benim ev arkadaşımdı aslında Deniz'le liseden beri arkadaştık. Dostluğumuz nasıl başladı hatırlamıyorum ama yanımda hep Deniz vardı.

Yurtdışına üniversiteye okumaya gittiğimde aslında Deniz'le kopmuştuk ama Türkiye'ye döner dönmez yine ilk aradığım kişi o olmuştu. Dediğim gibi hep yanımdaydı ve ben de hep yanında olucaktım.

"Hazır mısın?" Evet dercesine başımı sallayıp telefonumu çantama attım.

"Baban ne hakkında konuşucağını söylemedi mi?" Deniz'e ciddi misin dercesine bir bakış attım.

"Babamdan bahsediyoruz sence söylemiş midir?" Başıyla onaylayıp arabaya bindi.

Babam dün sabah arayıp bu gün için bizi kahvaltıya çağırmıştı. Açıkçası biraz endişeliydim. Genelde bu konuşmaların sonu iyi bitmezdi.

Babam zor ve inatçı bir insandı istediğini iyi ya da kötü bir şekilde yaptırırdı.

"Burdan sola dönüceksin."

Arabayı sola doğru kırdım. Babamlara çok sık gelmediğimiz için sürekli yolu karıştırıyordum.

İlerideki beyaz villayı görünce geldiğimizi anladım. Arabayı ön bahçeye üvey annemin olduğunu düşündüğüm arabanın yanına park ettim.

"Hoşgeldiniz İlgi Hanım." Başımla görevliye selam verirken içeri doğru yürümeye başladım. Deniz'de peşimden geliyordu.

Evin içine girerken nerden çıktığını anlamadığım siyah elbiseli beyaz önlüklü bir kadın belirdi.

"Hoşgeldiniz İlgi Hanım. Babanız kahvaltıyı kış bahçesine kurdurdu."

Kibarca gülümseyip teşekkür ettikten sonra kış bahçesine doğru yürümeye başladım.

"Günaydın!" Beni fark eden üvey annem koşarak yanıma geldi ve sarıldı. Bende aynı şekilde ona sarıldım ve göz ucuyla masaya baktım.

Herkes tabağındakileri yiyordu ve çatal bıçak seslerinden başka ses çıkmıyordu.

"İlgi." Babamın sesiyle bakışlarım masanın başına doğru döndü.

"Sana bir teklifim var."  Kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Babam genelde iyi teklifler yapmazdı.

"Ortaklarımızdan biri olan Karan Holdingde on ay boyunca çalışmanı istiyorum. Benim uygun gördüğüm pozisyonda çalışıcaksın."

Tam ağzımı açıp konuşucakken babam buna izin vermeyip konuşmasını devam ettirdi.

"Neden bunu yapayım diyceksin sen sormadan ben söyliyim. Ben artık yaşlandım ve senin artık işlere dahil olmanı istiyorum ama bir anda tepeden başlayamazsın. Görmen lazım, tecrübe edinmen lazım. Staj gibi düşün bunu."

"Peki ya istemezsem" 

Portakal suyundan bir yudum alıp yavaşça gözlerimin içine doğru baktı.

"Sana sunduğum ve sunacağım tüm imkanları her şeyi kaybedersin."

Ağzım şaşkınlıkla açılırken ciddi misin dercesine bakış attım ama beni umursamadan kahvaltısını yapmaya geri döndü.

Bu sırada görevlilerden biri önüme bir dosya koydu.

"Kararını bu gün içerisinde haber ve eğer olumlu olursa 1 aya işe başlıycaksın." 

Babam hariç masadaki herkes bana bakıyordu. Sakinliğimi korumaya çalışarak derin bir nefes aldım. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip ayağa kalktım.

"Hepinize afiyet olsun."

Nefret ediyordum sürekli bana bunu yapmasından aslında seçenek sunuyor gibi görünüyordu ama yaptığı tek şey kendisine bağımlı hale getirmekti.

İstemiyordum ne onu şirketinde çalışmak ne de ortak bir şirkette çalışmak daha fazla ona bağımlı olmak istemiyordum.

Ama şu zamana kadar kendi başıma hiçbir şey yapmamıştım. Hiçbir deneyimim yoktu. Sudan çıkmış balık gibiydim. Aslında kendi kendimi bu duruma sokuyordum.

Babama değilde aslında kendime kızdığımı fark ettim.

"İlgi nereye?" Peşimden koşarak gelen Deniz'e aldırış etmedim.

"Biraz yanlız kalmak istiyorum. Sen kahvaltını yap akşam yemekte görüşürüz."  Bu sırada hizmetlinin uzattığı montumu giyip dışarı çıktım.

Ne yapıcaktım?  Zaten imzalamam dışında seçeneğim yoktu.

Arabayı çalıştırıp sürmeye başladım.



•••


Deniz'den gelen mesaj ve aramaları yok sayarak telefonumu çantaya attım ve önümdeki mojitoyu kafama diktim.

Elimle barmene yenilemesi için işaret yaptım.

Tüm gün arabayla şehri turlamıştım sahil kenarına gitmiştim bir ara kumsala oturup denizi izlemiştim.

Şimdiyse burdaydım şehrin dışında bir barda. Kalabalık ama sakin bir yerdi. Arkada yavaş bir müzik çalarken insanların sohbet sesleri vardı.

Bense tek başıma burda oturmuş içiyordum.

Nedense biraz yanlız kalıp hayatımı gözden geçirmek istemiştim. Şu zamana kadar İlgi Demirol olarak her şeyi başarmıştım. Asla İlgi olarak başaramamıştım.

Önüme gelen kokteyli hiç beklemeden tekrar içmiştim.

Barmene el işareti yaptım.

"Biraz hızlı gitmiyor musunuz?" Sorusuyla kafamı hayır dercesine salladım.

"Yine aynısından mı?"

"Şaşırt beni bu sefer." Önümdeki bardağı alıp barın arkasına doğru gitti.

Açıkçası biraz başım dönmeye başlamıştı ama iyiydim. Tuvalete gitmek için ayağa kaltığımda az daha yere yıkılıyordum. Bir an dengemi sağlayamamıştım.

Dengemi sağlamaya çalışarak hızlı adımlarla tuvalete gittim. Elime yüzüme su çarptım şimdi daha iyi hissediyordum. Sanırım o son kokteyli içmeden gidicektim.

Tuvaletten çıkıp oturduğum yere doğru ilerledim. Barmen kırmızı bir bardak bırakmıştı.
Tamam tadına bakıp sonra gidebilirdim. Bir kaç yudum aldım ve açıkçası hoşuma gitmişti. Bardağı bitirdikten sonra ayağa kalktım ve cüzdanımdan çıkarttığım parayı bardağın altına bırakıp çıkışa doğru gittim.

Resmen her şey dönüyordu yer,binalar, ben. Dengemi korumak için duvarlara tutunarak yürüyordum.

Arabamın önüne gelince bu şekilde araba kullanamıycağımı biliyordum. Oflayarak bara doğru geri ilerledim güvenlikten taksi çağırmasını istiycektim.

Tam yolun karşısına geçtiğimde önümde bir taksi durdu ve hemen kapısını açıp bindim.

Kendimi içeri atar atmaz kolumun çarptığı kişiye baktım fakat loş ışıktan net bir şey gözükmüyordu.

"Nereye?" Taksicinin sorusuyla ikimizde birbirimize baktık.

Açıkçası ağzımı açıp iki kelime edicek bir halim bile yoktu. Her şey dönüyordu.

Günümüz

Evet o geceye dair tek hatırladığım bunlardı. Sabah uyandığımda kıyafetlerimi giyip koşarak evden kaçmıştım resmen.

Tanımadığım bir adamla gece geçirmek asla bana göre değildi ama olmuştu işte.

Esas soru şimdi napıcaktım.

Arabayı direkt sahile sürdüm. Aslında aklımdan hastaneye gitmek geçiyordu ama şu an tek istediğim biraz nefes almaktı. Boğuluyor gibiydim.

Sahilde biraz dolaştıktan sonra hastaneye gitmek için yola koyuldum.

Bir kaç test yapmışlardı ve beklemem gerekiyordu. Bu sırada telefonumu elime aldım ve gelen aramalara baktım. Deniz aramıştı ve babamdan mesaj vardı.

Babam: yarın ki iş gününde başarılar.

Babamın mesajına göz devirip telefonumu çantama attım.

"Doktor bey sizi bekliyor İlgi Hanım."  Görevli kıza teşekkür ettikten sonra doktorun yanına gittim.

"İlgi Hanım haberiniz var mı bilmiyorum ama hamilesiniz." 

Doktorun cümlesi karşısında sanki haberim yokmuş gibi bir kez daha şok olmuştum.

"Yani test yapmıştım ama yinede gelmek istedim."

"Anlıyorum. İsterseniz sizi bu bölümün doktoruna yönlendiriyim. Kendisi üçüncü katta ismi Barış Güven ben kendisini arayıp bilgilendiricem."

"Teşekkürler."

Nerdeyse koşarcasına merdivenleri çıkıp doktorun yanına gittim.

"İlgi Hanım olmalısınız."  Elini uzatan doktorumun hemen elini sıkıp koltuğa oturdum.

"Aslında çok erken fark etmişsiniz genelde 5. haftadan sonra anne adaylarımız fark ediyor."

Beceriksiz bir gülümseme yolladım.

"İsterseniz sizi ultrasona alayım." Başımla onaylayıp beni yönlendirdiği yere doğru gittim.

Göbeğimin aşağsına soğuk bir jel döküp makinayı gezdirmeye başladı.

"Bakın görüyor musunuz?" Eliyle ekran bir yeri işaret etti. "İşte bu küçük nokta."

Ekrana boş bakışlar attım. Küçücük bir noktaydı. Benim küçük noktam.

Ultrasonda işimiz bitince. Bana bir liste verdi. Nelerin yararlı zararlı olduğu. Yapıp yapmamam gereken şeyler yemem gereken besinler. Takviye olarak almam gereken haplar ve bir sürü şeyin yazdığı bir listeydi. Daha doğrusu küçük bir kitapçık.

Doktoruma teşekkür edip kartını aldıktan sonra hastaneden çıkıp arabama geçtim.

Her şey bir anda olmuştu. Başım dönüyordu. Tüm bu olanlar gerçek değil gibi geliyordu.

Isıtıcıyı çalıştırıp bir süre etrafa boşboş baktım. Bu bebeği gerçekten istiyor muydum bilmiyorum ama ilk yaşadığım şoku atlatmıştım ve içimi garip bir heyecan sarmıştı.

İçimde küçük bir nokta vardı. Benden bir parça...

Arabayı çalıştırıp eve doğru sürdüm. Yolda bebekten kimseye bahsetmeme kararı almıştım. Deniz'e bile ne yapıcağımı bilmiyordum ve bana özel kalmalıydı bu durum.

Ne yapıcaktım. İçim hem heyecanla hem de sıkıntıyla doluyordu. Babası bile yoktu. Tek başıma bakabilcek miydim?

Bir yanımda çok heyecanlıydı. İlk kez başkasının dahil olmadığı kendime ait bir şeyim vardı. Babasını saymazsak tabiki ama o da yoktu. Minik bir noktam vardı.

Doktorun verdiği kitapçığı çantama atıp eve çıktım. Benim için çok uzun ve yorucu bir gün olmuştu ve yarın ilk iş günümdü.

____

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 44K 63
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
54.6K 3.1K 22
☆"Kayla ne biçim isim Rus musun sen?" "Hatırlatma travması var"
501K 20.8K 21
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır...
35.6K 793 18
Bakışları geceliğin açıkta bıraktığı tenimde dolanırken ona yaklaştım boynuna doladığım kollarımla ona daha çok çekilip "Özledin mi beni?" diye fısıl...