luz de la luna || marvel

By oprexia

90.2K 6.9K 2.8K

daughter of stark başlangıç 12/06/2022 bitiş 10/02/2023 ❝ 𝘕𝘰 𝘥𝘦𝘫𝘦𝘴 𝘲𝘶𝘦 𝘦𝘭 𝘴𝘰𝘭 𝘯𝘰𝘴 𝘢𝘭𝘶𝘮... More

promotion
episode 1
episode 2
episode 3
episode 4
episode 5
episode 6
episode 7
episode 8
episode 9
episode 10
episone 11
episode 12
episode 13
episode 14
episode 15
episode 16
episode 17
episode 18
episode 19
episode 20
Episode 21
Episode 22
Episode 23
Episode 24
Episode 25
Episode 26
Episode 27
Episode 28
Episode 30
Episode 31
Episode 32
Episode 33
Episode 34
Episode 35
Episode 36
Episode 37
episode 38
teşekkür + duyuru
yeni hikaye <3

Episode 29

1.1K 110 17
By oprexia

"Yoruldun, dinlenmelisin." Elimdeki Melisa çayını Loki'ye uzatırken yüzünü kitaplardan kaldırıp kısa bir hakis attı. Burda birinci yılını doldurmak üzereydi.

Koskoca on üç yılımın burda olmasıyla heba olmuşken, başka birinin hayatını da tehlikeye atmak vana vicdan azabı yaşatıyordu. Bu yüzde Loki'ye onu buraya benim çağırdığımı söylemedim.

Elimdeki çayı alırken ayağıyla yanındaki sandalyeyi itekleyip oturmam için yer açtı. Geldiği zaman istediğini yerine getirip bir kutulhane hayal etmiştim. Ve tabii ki, gözüm açıldığında tam karşımdaydı. Bir anka kuşu gibi uçsuz bucaksız kitaplık küllerinden doğu vermişti.

Elindeki Asgard Bilimi kitabını kapatırken geriye yaslandı. Son birkaç haftadır aşırı stresliydi.

"İyi misin?" Dedim tereddütle. Her an bana patlayabilirdi, bunun olmasını tabii ki istemiyordum.

Bu bir yılda pek yakınlaşmamıştık. Sanki birşeyler biliyor gibiydi ama asla benimle paylaşmıyordu. Ve Loki'nin koca kibri işi birlikte çözmenize engel olacak gibiydi.

"Tambir yıldır aralıksız arıyorum ama bir lanet şey bulamadım. İyi mi gözüküyorum, daha doğrusu gözüküyoruz?" Kafasıyla beni işaret ederken ne demek istediğini anlayabiliyordum.

Dağılmış saçlarım, şişmiş gozlerim, üstümden günlerce çıkarmadığım geceliğim ve yorgun olduğumu nelli eden tavırlarım.

"Evet, bazen bazı şeyler ters gidebilir. Ama olsun, ben on üç yıldır buradayım ve hiç ümidimi kaybetmeyeceğim." Önündeki kitabı işaret ederek devam ettim.

"O kitabı okumuştum, 176. Sayfanın ikinci paragrafın dördüncü cümlesi görmüş olmalısın. Yaratılan herhangi bir şeyin yaratan gücünün yanında onu yok eden bir gücü de vardır. İkisi birlikte oluştular, Loki. Kesinlikle buradan çıkmanın bir çözüm yolu var. Sadece bulmamız zaman alacak." Desteklercesine konuştuğumda keskin bakışları bir an olsa yumuşadı. Bunu fırsat bilip masadaki bütün kitapları ortadan kaldırdım.

"Hey, ne halt ediyorsun Midgardlı?!" Diye kükrediğinde herzamanki gibi korkmadım. Hafifçe gülümseyip yerime rahatça kuruldum.

"Bence buna biraz ara vermeliyiz sevgili dostum." Dedim ayaklarımı sallayarak. Kaşları çatıldığında yuzudmeki gülümsemeyi bozmadan devam ettim.

"Mesela, sen bir kötüsün. Buraya gelmeden önce kötü bir planın var mıydı?" Son bir yıldır cidden merak ettiğim bir konuydu. Eğer böyleyse, kendimi en azından teselli edebilirdim.

"Sana planlarımı anlatacağımı mı zannettin?" Derken küçümser bir ifadeyle baştan aşağı süzüldüm. Ama bu beni pek etkilemedi. Omuz silkip devam etmesini istedim.

Benim bunu öğrenmeye ihtiyacım vardı. Ve içime doğmuştu, buna kesinlikle cevap verecekti.

"Pekâlâ, ama unutma. Eğer bunu kullanacağını fark edersem hafizandan kazırım." Küçük tehdidine karşılık sadece kafa salladim. Biraz duraksadı, ardından devam etti.

"Zamanlama kesinlikle iyi değildi. Asgard da geleneksel bir şölen vevrmek istiyordum. Odin yok, Thor yok, Heimdall yok. Hüküm sürüyorum ve mutluydum." Duraksadı, şu ana kadar gülen yuxu asıldı. "Taki buraya gelene kadar."

İstifimi bozmadan ilgimi çeken konuyu açmasını ima ettim.

"Yılın hangi zamanı yapılıyor şu geleneksel şenlikler. Ayrıca senden hiç beklemezdim." Dedim dürüstçe. Homurdanıp devam etti.

"Sonbaharın son ayında, 25. gün." Dediğiyle histerik bir şekilde kaşlarım çatıldı.

"Hangi yılın sonbaharın son ayında?" Dedim sertçe. Belki geldiğinden beri ilk defa bu kadar ciddiydim. Kaşları çatıldı. Tepkime şaşırmış olmalıydı. Cevap vermeyince sesim daha çok yükseldi.

"Hangi yıl dedim sana!?" Sesim etrafımızdaki birkaç canlıyı bizden uzaklaştırırken dikkatim dağılmadı. Koyu gözlerine hiç olmadığım kadar ciddi bakarken gözlerini kısıp cevap verdi.

"Yılları aklımda tutmak için çok yaşlıyım evlat, ama 2016 olmalı." Bir an donup kaldım.

"2016 mi?" Diye fısıldadım sessizce.

İşte o an, hayatım boyunca bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum.

Babamın beni artık kızı olarak görmesi, Natasha ve Steve'in bana destek çıkması, bütün Avengers ile yaşadığımız onca şey..bu hepsinden daha büyük bir mutluluktu.

Ve benim geçirdiğim 13 sene, sadece bana özeldi.

"Tanrım, Tanrım... inanamıyorum!" Çığlık atarak ayaklandığımda elimdeki bardak titreyen ellerimin arasından kaydı. Buna engel olmak içimden gelmedi. Üstüme dökülen çay canımı yaksa da bunu düşünmeyecek kadar mutluydum.

"Nasıl, dönüş biletini mi?" Loki de heyecanlı bir şekilde benimle ayağa kalkarken dolu gozlerimle duraksamadan ona sıkıca sarıldım. Bu hareketim onu şaşırtmış olmalıydı, kasildigini hissettim. Kolunu sırtıma koymadı. Ama umurumda degildi, çünkü ben mutluydum!

Ayrıldığımda sevinç gözyaşlarımla gözümü kapattım, açtığımda elimde beliren kitapla büyük bir kahkaha patlattım.

"Dönüş yolu değil, ama onun kadar değerli!" Dedim heyecanla. Kitabı karıştırırken aradığım sayfaya odaklanmıştım.

Aradığımı bulduğumda yanımdaki adama uzattım.

"Oku burayı, görüyor musun?" Dikkatle gözlerine baktığımda pek anlamış gibi durmadı. Ancak uzun sürmedi, hemen ardından gözleri sonuna kadar açıldı. O an, Loki'nin ilk defa gülümsediğini gördüm. Ve bu ona yakışıyordu, ne kadar acı verici olsa da.

"Mistik zamanlar!" dedim tekrar çığlığı basarak. "Mistik zamanlar arası denge, kuantum boyutu gibi. Ben buraya ilk geldiğim günü hatırlıyorum, Mayıs'ın 20'siydi! Yani bu demek oluyor ki.." heyecandan cümleleri iç içe geçirdiğim sırada devamını o getirdi.

"Burada geçirdiğin 13 yıl dünyada sadece üç aya denk geliyor.." ikimizde elde ettiğimiz bilgiyle birbirimize gülümsemekten başka bir şey yapamadık.

Yani demek oluyor ki Peter'a veda edişinin üstünden fazla geçmemişti. Koskoca on üç yılım onlarsız geçse de, onlar beni sadece beş gündür görünüyorlardı.

Her ne kadar bu da aci verici olsa da mutluluğuna engel olamadım. Sandalyeme tekrardan otururken derin bir nefes alıp elimdeki kitabı arkaya doğru fırlattım.

Bu on üç yıl boyunca edindiğim en önemli bilgiydi. Ve bu bilgiyi, tamemen konu dışı bir şekilde edinmiştim.

"Tamam, tamam...sakinim. Huh, şimdi söyle bana." Aniden konuyu değiştirmemle üstüne ceki duzen verip yerine tekrar oturdu. Sorucagim soruya hazır gibiydi.

"Buraya gelmeden önce kötü bir planın var mıydı?" Dediğimde omzunu silkip masanin üstündeki elmadan bir ısırık aldı.

"Thanos için çalışıyordum." Dedi rahatlıkla. Sanırım az önce edindiğimiz bilgi bu kadar sakinleşmesine yardımcı olmuştu ancak, benim tepkim aynı olmadı

"Thanos mu!?" Dedim hiç olmadığım kadar sert bir sesle. Kafasını kaldırırken kasları çatıldı, ağzındaki elma parçasını tutarken kafa salladı.

"Tanıyor muydun?" Dedi az sonra söyleyeceklerimden habersiz.

"Beni o öldürdü." Dedim sadece. Cevabı ise, ağzındaki elmayı öksürerek çıkarması oldu.

Gözlerim yavaşça kapanırken neler olup bittiğini aklımdan geçirmeyi ihmal etmiyordum.

Son birkaç saatte Loki'nin beni öldüren adamla planları olduğunu duymuş, herşeyi en detaylı bir şekilde öğrenmiştim ama elbette bunlar beni tatmin etmemişti. Taşlar yavaşça yerine oturmaya başlıyordu belkide.

Herşeyin annemle başladığını anlayabiliyordum sadece. Geri kalanlarda mutlaka birer parça eksiklikler vardı.

Kapanan gözlerim anında ardına kadar açıldı, aklıma gelenlerle terligimi ayağıma gevirmeden çıplak ayakla annemin yanına koşmaya başladım.

Karanlıkta ayaklarım ve dizlerimde birkaç çizik açıldığını hissetsem de bunu umursamadım. Koşarken kendimi annemin yanında buldum.

Adımlarına tam önünde duraklarken, o bana gülümseyerek bakıyordu. Gerçekten, ondan iliklerime kadar nefret ediyordum.

"Her şey bir plandı, öyle değil mi?" Diye sordum atarlanarak. Öz annemden tiksiniyordum ve su an da karşısında durmak acı vericiydi.

"Neyen bahsediyorsun sevgili kızım?" Dışarıdan herhangi biri bu sesi duysa, içinde sadece saf iyilik olduğunu düşünürdü ancak tam tersi, kadının aklında fesatlık ve kötülükten başka hiçbir şey geçmiyordu.

"Thanos ile anlaşma yaptın, beni öldürttün.. Loki'yi buraya beni yanına çekmek için çağırdın, çünkü o Thanos için çalışıyor. Thanks belki de senin.." herşey kafamda gitgide karmaşık bir hal alırken yüzümü buruşturdum.

"Bana herşeyi şu an anlatmakla yükümlüsün Luna Grace. Yoksa, tahmin edemeyeceğin şeyleri işleve geçirebilirim." Sert sesimden bir an etkilenmemiş gibi olsa da, nadir anlardan biriydi. Gülen yüzü duraksadı.

"Sana her şeyi anlatacağım, kızım. Herşeyi, bütün planlarımı. Ve sen bana hak vereceksin."

Okul açıldı, nasıl geçti sizin için?

Açıkçası geçen seneki sinifimla ayrılmak beni biraz üzdü. Sınıfına alışamadım ama sizde alisamadiysaniz endişelenmeyin, biraz zaman sonra her şey yerine oturur.

Binler iki üç gün arayla devam eder sadece bu hafta çok yogundum.

Continue Reading

You'll Also Like

18.8K 1.2K 60
Yüzyıllardır düşman olan iki soylu aile. Black ailesi ve White ailesi. Aralarındaki kan davası nesilden nesile geçmekte. Çapulcular tüm Slytherin'le...
497K 57.2K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.
9.2K 613 29
"Öfkemi asla anlayamazsın." Spirit Soldier.Ruh askeri.Neden ruh askeri denmiş bu kıza?Gayet tatlı ve samimi bir kadın.Öyle değil mi? Şu an olabilir.P...
71K 5.7K 27
𝐒𝐈𝐒𝐓𝐄𝐑| ❝Sadece bir şeyler hissetmek istiyorum. Normal bir insan gibi.❞ Korkularıyla yüzleşmek için her şeyin başladığı yer olan Red Room'a gid...