GÖRÜCÜ USULÜ |+18 (Final Oldu...

By Saydamm_88

4.9M 213K 44.8K

Barlas "Eve gidince bana yaparsın dansını Güzelim hadi biz gidelim" dedi "Çok fırsatçısınız beyefendi ama ben... More

Kitap hakkında📌📜✍
Tanışma🤝🏻
Nişan💍
Nefes almıyor⌛
Hıçkırık 🙈
Evlenelim mi?💞
İmam nikahı🤞
Evliyiz artık 💟
Avukat hanım🧚🏻‍♀️
Şarkı söyler misin?🎤🎶
Nikah günü Görev👰‍♀️👮‍♂️
Borcun olsun yüzbaşım💌
Bekleyiş⏰
Sensiz geçmiyor günler🌬
Eksik yanım🧩
Karım lan o benim👊
Güven🫂
Ömrüne talibim👀
Kız ister misiniz?👫
İyi ki❤
İlk dans💫
Suikast❗
DOKUNMA!🥀
Kurtuluş🥀
Benim yüzümden🥀
Yaralarını ben sarayım❤‍🩹
Mahkeme👩‍⚖️👀
İdman🏃‍♂️
Sarhoş🍷
Dün gece ne oldu?✨👀
Misafirler!🚗
Texting📱
Ben vefat🪦
Texting📱
Kıskançlık💥
Flört mü etsek? 😻
Biz baba mı oluyoruz?🤦‍♂️🎧
Travma🥀
Dağ evi🏚
İrâde oyunu💋
Kestane🌰👀
Sırılsıklam aşık🌧
Eve dönüş🏠👀
Gıcık!👅
Eğitim🔫💪🏻
Görevden önceki son gece🪖👀
Yeni dava📁
Tehdit❌
Kavuştuk🌸
İlk tekme🤰👀
Kız mı erkek mi?🐣
Tabu🚪
Taşınalım mı?🏩
Mazi ve Anılar📺📼
Karaoke🎙🎼
Bebekler geliyor👶👶
Taşınıyoruz🚛🧳👀
Bisiklet ve Kucak Dansı💃🚲👀
Çocuk odası🧸🛁
Final📘🖊👀🎬🥺
Yeni kitap 📚
Özel bölüm🩷🩵

Tim Kayıp🔍

101K 4K 521
By Saydamm_88

YAYINLANMA TARİHİ 09.09.2022

DÜZENLENME TARİHİ 11.11.2023

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım olur mu 🥲💖

~keyifli okumalar

......

Sabah yine ve yeniden çalan alarma söverek kalktım.
Alarmı kapatıp saate baktım.

09:00

6 okunmamış Mesaj*

GÖNDEREN:Barlas

"Ben indim uçaktan"

"Sen uyumuşsundur şimdi :)"
00:00

"Hüma biz göreve çıkıyoruz şimdi
telefonu kapatıyorum ararsan ulaşamaya bilirsin"
01:00

"Ne olur ne olmaz hakkını helal et"
01:02

"Ben fırsat buldukça haber vermeye çalışırım"
01:03

"Allah'a emanet ol"
01:03

Mesajları okuduktan sonra hemen cevap yazdım,ama tek tik olmuştu. Telefonu kapalıydı muhtemelen.

Üzerimi giyip kahvaltı hazırlamaya indim mutfağa.
Yengem dün çok yorulmuştu belliki, hala kalkmamıştı.

Çay suyunu ocağa koyup kahvaltılıkları dolaptan çıkardım. Masaya hepsini dizdikten sonra yengemlerin odasına gittim kaldırmak için.

"Yengee çayı demliyorum şimdi,hadi kalkında kahvaltı yapalım."

İçerden bir iki tıkırtı sesi gelince kalkmışlardır diyerek tekrar mutfağa geçtim,çayı demledikyen sonra bardakları da masaya götürdüm.

"Ne o kız nişanlanınca erken kalkmaya mı başladın? idman mı yapıyorsun yoksa evliliğe?" yengeme dönerek "Sana da günaydın yengeciğim." Dedim.

"Günaydın günaydın" dedi geçiştirerek. "Amcam kalkmadı mı?"

"Kalktı gelir şimdi. Sen çayları koy ben de iki yumurta kırayım."

Yengemi onaylayarak çayları koydum o da yumurtaları pişirip getirdi amcam da gelince masaya oturduk.

"Kızım bu düğün işini ne yapsak?" elime aldığım çayımı geri bıraktım "Yani Yenge bilmiyorum ki, biraz birbirimizi tanısak? Yani biraz nişanlı kalsak? Hem Barlas asker ya,ne zaman müsait olur belli olmuyor. O Döndüğün de konuşsak daha iyi olmaz mı?"

Amcam da bana katılarak "Aysun yangından mal mı kaçırıyoruz? Zaten iki günlükken nişan taktık. Kız haklı,biraz tanısınlar birbirlerini,düğünü Barlas gelince konuşuruz" dedi.

"Aman ne tanıyacaklar sanki? Hem biz barlası çok iyi tanımıyor muyuz? Hiç eksisi yok çocuğun maşallah." bana dönerek "Hümacığım Barlas neyse odur bak içi dışı birdir,açık sözlüdür,yalanı sevmez,tez canlıdır hemen her şey olsun ister-"

"Aysun! Bırakta kız kendi tanısın. Biz tanımasına tanıyoruz da,Barlas ile hüma evlenecek biz değil. Tamam hakkını yemeyim çok iyi çocuk, aracı olduk biz ama bundan sonrası Hümanın kararı." Ben sessizliğimi korurken yengem tekrar konuştu.

"Sanki biz seninle tanışıyorduk düğün gününe kadar, bir kere görüştük be... o da gizliceydi zaten.. ben kötü bir şey demiyorumki bu işler bekletmeye gelmez diye diyorum,evlenince tanırlar birbirlerini." bu sefer konuşmaya dahil olarak yengeme cevap verdim.

"Yani Yenge şimdi sizin zamanınızla bizim zamanımız bir değil ki,evet belki Barlası tanıyorsunuz diye bu kadar rahatsınız ama ben tanımıyorum,biliyorum ben de bu işlerin bekletmeye gelmediğini zaten ben de çok bekleyelim demiyorumki bir ay yeter."

Yengem gülümseyerek "Ben bu kız hep akıllı diyorum zaten, afferim kızım. Tamam biz Barlas gelince bir kere daha konuşuruz." Dedi.

"Tamam yenge."

Kahvaltıyı yapıp sofrayı kaldırdıktan sonra odama geçtim. Telefonu elime alıp mesajlara girdim belki Barlas mesaj atmıştır diye ama atmamıştı.

"Seninki de iş mi şimdi Hüma? Hemen mesaj attı mı diye bakıyorsun? Sanki normal bir işi var adamın! Adam dağda dağda!" Telefonu yatağa bıraktım.

"Ne bekliyorsun ki? İki günlük nişanlısı için teröristlere 'bir dakika bekleyin Hüma çok meraklanmıştır ona yazıp hemen dönerim' falan mı diyecek?" aynada kendi kendime konuştuğumu fark edince elimin tersini alnıma koydum.

"İyice kafayı yedin Hüma! Ne konuşuyorsun kendi kendine? Barlas görse bu kız deli deyip evlenmez ha!"

Barlasdan

4 gün geçmişti göreve çıkalı tam 4 gün geçmişti uykusuzluktan başım ağrıyordu artık. Uyuyamazdım ama,soğuktan kuruyan ve çatlayan dudaklarım sızladıkça uykum açılıyordu zaten,32 saattir uyumuyordum biraz daha dayanabilirdim.

şu an sınır dışında Suriye bölgesindeki kayalıklarda nöbet tutuyorduk,2 gündür yoğun bir çatışmaya girmiştik ama bu gün sakindi. 2 yaralımız vardı ama durumları iyiydi çok şükür.

"Komutanım"

Efenin seslenmesi ile ona doğru döndüm. Elime verdiği dürbün ile gösterdiği yere baktım yaklaşık 20 kişilik bir grup bizim bulunduğumuz bölgeye geliyordu.

Biz 7 kişiydik.

"Siper alın hemen!"

"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!"

Herkes yerini aldığın da ben de kayalıklardan birinin üzerine uzandım,taşın soğukluğu bedenime işlerken namlunun ucunu hedefe doğru konumladım.

"Ateş emri verilmeden ateş edilmeyecek!"

"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!"

"Efe sen taramalıyı al ben emir verdiğimde koruma ateşi açacaksın sayımızı anlamadan indirelim şu itleri"

"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM"

Bize yaklaştıkları anda "ATEŞ!" Emrini verdim.
Ortalık saniyeler için de toz duman olurken bende nişan aldığımı iki kişiyi alnından vurdum.

"ALİ EL BOMBASINI VER"

"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM" Ali çantasından çıkardığı bombayı eline aldı ve bana doğru sürünerek geldi,uzattığı bombayı alıp pimini çektikten sonra kayalıkların arkasına attım. Şiddetli gürültü ile patlayan bombadan sonra kısa bir sessizlik olmuştu.

Gebermişlerdi herhalde,onlar daha ne olduğunu anlamadan hepsinin leşini indirmiştik.

Yerimiz deşifre olmasın diye sürekli hareket halindeydik,Telsiz koordinatlarından haberleştiğimiz diğer tim ile yer değiştircektik,onlar bizim yerimizi aldıklarında biz de bir kaç saat dinlenecektik.

Orada telefon da çekiyordu hümayı arayabilirdim..

Hümadan

Sahil kenarında çimenlerin üzerinde oturmuş elimdeki kitabı okuyordum ama bir türlü kendimi veremiyordum kitaba,aklım Barlas da kalmıştı.

Dört gündür ulaşamıyordum telefonuna,aklıma kötü bir şey getirmeyeyim dedikçe daha kötü şeyler düşünüyordum.

Telefonum Çalmaya başlayınca kitabı yanıma koyup çantamdan Telefonu çıkardım. Ekrandaki ismi görünce garip hissettim,hızla yanıtladım aramayı.

ARAYAN: Barlas

"Efendim." İlk telefon konuşmamızdı ve o görevdeydi.

Boğazını temizledi. Ne konuşacağımızı bilmiyorduk.

"İyi misin?" Diyrrek ben başlattım konuşmayı.

Hafif bir gülüş sesi ile beni karşılayan Barlas "İyiyim Hüma,sen nasılsın?" Dedi.

"Çok şükür. İyiyim ben de,sana ulaşamayınca endişelendim,iyi ki aradın."

"Merak etme iyiyim,telefon burada çekmiyor, bulduğum ilk fırsatta seni aradım zaten." ilk beni araması hoşuma gitmişti.

"Nerdesiniz dönüyor musun yoksa?"

"Yok. Yani Bugün değil ama bir kaç güne döneriz. Nerede olduğumuza gelince,dağ başında bir yer işte,her yer kaya,sen neredesin? araba sesleri geliyor."

"Ben sahildeyim."

"Denizi severim."

"Ben de."

"Benim yerime de bak denize."

"Bakarım." Diyerek tebessüm ettim. Sonra aklıma gelen şey ile "Barlas." Dedim

"Efendim?"

"Yengem geçen gün düğü için seni arayacağını söylemişti aradımı bilmiyorum,gerçi arasada ulaşamamıştır. Yani o böyle çok acele ettiriyor ya seni sıkıyorsa kusura bakma."

"Yok aramadı. Hüma yanlış anlama ama yengen neden bu kadar acele ediyor sanki yangından mal kaçırıyor gibi? Yengen ile aranda benim bilmediğim bir şey mi var yoksa hep böyle aceleci midir?" haklıydı adam daha iki günlükken nişan taktığı yetmiyor gibi bir de hemen düğün istiyordu! Barlasa biraz daha açık olmaya karar verdim, yanlış anlayacaktı yoksa.

"Barlas ben annemle babamı çok küçükken kaybettim daha 9 yaşındaydım. O zamandan beri bana yengemler bakıyor ve sanırım yengem onlara yük olduğumu düşünüyor ki artık ben de öyle olduğunu düşünmeye başladım, bunu kendisi de yüzüme söylüyor zaten. Bir an önce o evden ayrılmamı istiyor. Ben de istiyorum çünkü yengemin o imalarına katlanamıyorum artık. Sözleri ile yapmasa bile bakışlarından anlıyorum bunu." Barlas derin bir nefes alıp konuştu.

"Anlıyorum, yani ne hissettiğini anlıyorum. Ben teyzem de 1 yıl kaldığımda aynı şeyleri hissetmiştim şu an iyi olduğumuza bakma ayrı yaşamaya başladığım için iyi davranıyor işte. Hüma bak ne diyeceğim..." sırtımı ağaca yaslayıp dikkatimi ona verdim.

"Sen benim evde kalsana" olduğum yerde dikleştim

"NE?!" Evet sadece bunu diyebilmiştim. Koca bir şaşkınlık sedası.

"Dur dur sakın yanlış anlama yani öyle değil anladığın gibi değil sen ne anladın ki? Bir dakika.." kısa bir es verip devam etti.

"Şimdi biz zaten evlenmiyecek miyiz? Biliyorsun ki evli çiftler aynı evde yaşıyorlar, hatta aynı yatakta yatıyorlar,bunları biliyorsun değil mi?" Benimle dalga geçmesine göz devirdim "Bilmiyorum öyle mi oluyormuş yüzbaşı! bak aydınlandım şu an!" dedim sinirle. "E öğrenmiş oldun" gülüyordu baya baya dalga geçiyordu benimle!

"YÜZBAŞI!"

"Tamam tamam şaka yaptım kızma hemen! Neyse ben asıl demek istediğime geleyim. Ben zaten şu an görevdeyim, geldiğim de bir arkadaşta kalırım. Düğün tarihimizide yakın bir zamana alırız, sen nasıl istersen öyle olur. Karargahın hemen yanında zaten lojmanlar. Karargaha gidersin orda yavuz var. Yavuz ERDİNÇ onu bul o da yüzbaşı benim badim olur kendisi. Evin anahtarı var onda, alırsın ondan. Gir kendi evin gibi kal. Yakında bizim evimiz olacak zaten sana da alıştırma olur. Kabul mü?"

"Yani bu doğru olur mu ki? Hem orada kimseyi tanımıyorum tek başıma korkarım ben. Sen de yoksun. Amcamlar da hoş karşılamaz evlenmeden gelmemi."

"Ha evet orası da var tabi." Biraz duraksayıp devam etti. "Tamam o zaman hemen şimdi gelme ben döndüğümde gel? Hem o zaman ben de burada olurum buradakiler ile de tanıştırırım seni."

"Bu olabilir işte." dedim gülümseyerek.

"Anlaştık mı o zaman?"

"Anlaştık"

1 AY SONRA

Barlas ile bir aydır telefonda görüşüyorduk. 5-6 kerede yüz yüze görüşmüştük. Genel olarak anlaştığımız için hala fikrimiz değişmemişti.

Amcam oraya gitmeme izin vermediği için o iş iptal olmuştu.

Geçen hafta Barlas yine bir görev için sınır dışına gitmişti. Bir haftadır telefon kapalıydı ve bu beni endişelendiriyordu.

Son görüşmemiz aklıma gelince burukça gülümsedim.

2 hafta önce

"Pamuk şeker sever misin?" Barlasa bakıp "Uzun zaman oldu yemeyeli... tadını hatırlamıyorum desem yeridir. En son babam almıştı." Dedim.

Hüznümü dağıtıp elimi tuttu. "O zaman hatırlatayım sana." Elimi tutuğu için şaşkınca ona bakıyordum. Bunu fark etti ama bırakmadı. "Bir mahsuru var mı?" Dedi tuttuğu elimi kastederek. "Yok." Tebessüm ederek daha sıkı tuttu ve hafifçe kendine çekti. "Gel." Ayaklarım ona itaat ederek birkaç adım attı.

Sahil kenarında elinde pamuk şeker çubuğu ile dolaşan amcanın yanına götürdü bizi.

"İki tane verir misin?"

Adam gülümseyerek iki tanesini çıkarıp bize verdi. Barlas parasını ödeyip bana döndü.

"Aç bakalım,seni çocukluğuna götürür belki." Paketi açıp parmağımın arasına aldığım pembe şekeri dudaklarımın arasına bıraktım. Ağazımda eriyip yok olan tat ile gözlerimi kapattım. Babamın yanındaydım sanki. Dudaklarım kıvrıldı. Çocukluğumu özlemiştim.

Babamı özlemiştim.

Gözlerimi açıp beni izleyen Barlasa baktım. "Teşekkür ederim."

"Ne için?" Diye sordu yine.

"Bana babamı hatırlattığın için."

Kaşlarını çatıp  "O kadar yaşlı mıyım ya?" Diyerek şaka yapmaya çalıştı. Burukça güldüm. "Hayır. Ama gerçekten teşekkür ederim."

"Ne çok teşekkür ediyorsun!" Diye yakındı. Bana dönüp parmağı ile ağzıma fermuar çekiyor gibi yaptı. "Sana teşekkür etmeyi yasaklıyorum." Güldüm.


Şimdiki zaman

Telefonum ile tekrar numarayı çevirdim. Ama açan olmadı. En son Emine teyzeyi aradım. Bana haberi olmadığını ama karargahı ararsam bilgi alabileceğimi söyledi. Numarayı bana mesaj olarak attı.

Rehbere kaydettiğim numarayı hemen tuşladım.

"Buyrun Mardin karargah komutanlığı?"

"İyi günler. Ben Yüzbaşı Barlas KARAHAN'ın nişanlısıym. Kendisine ulaşamıyorum nasıl bilgi alabilirim?"

"Bu tür bilgileri biz veremiyoruz maalesef hanımefendi. İyi günler." Tam kapatacakken aklıma Barlasın bana telefonda söylediği arkadaşı geldi. "Yavuz komutan ile görüşebilir miyim peki?"

"Yavuz komutan?"

"Yüzbaşı Yavuz ERDİNÇ"

"Tabi. Kim diyeyim?"

"Siz çağırın kendisini, ben söylerim."

"Peki. Hatta kalın."

Kısa süre sonra birisi konuştu.

"Yüzbaşı yavuz,kimin ile görüşüyorum?"

"Merhaba Yavuz bey."

"Merhaba? kimdiniz çıkaramadım?"

"Ben Hüma,Barlasın nişanlısıyım."

"Af buyur bacım Barlasın neyiyim dedin?!"

"Nişanlısı dedim."

"Nişanlısı mı?"

"Evet"

"Baya yüzük takmalı falan mı nişanlısısın?"

"Başka nasıl nişan oluyor?"

"Kusura bakmayın benim haberim yoktuda şaşırdım."

"Anladım. Daha yeni zaten ondan söylememiştir. Şey ben Barlasa ulaşamıyorumda,kendisi bana size ulaşabileceğimi söylemişti. Acaba sizin bir bilginiz var mı? Ben biraz endişelendim böyle içimde de kötü bir his oluştu ondan aradım,sizi de meşgul ediyorum ama, Eğer bir bilginiz varsa lütfen söyleyin."

"Bir haftadır biz de time ulaşamıyoruz Hüma,tim kayıp. Ama endişelenme bu gece ben bir ekip ile onları aramaya çıkacağım."

Söylediği cümleler hala beynimde yankılanıyordu.

"Nasıl kayıp? Bir şey mi oldu onlara?"

"Bilmiyoruz biz de. İyi olduklarını düşünüyoruz ama. Muhtemelen sadece telsizler ile alakalı bir sorun olmuştur. Endişelenme sen."

"Peki teşekkürler. Bana numaranızı verir misiniz? Barlasa ulaşamazsam eğer,yine arasam sizi?"

"Tabi olur." Telefon nurasını aldıktan sonra konuşmayı sonlandırdım.

İçimde büyüyen korku ve endişe ile derin bir nefes aldım. Duramazdım burada böyle. Gitmeliydim.

.........

"Kızım delirdin mi? Oraya gidip nerede kalacaksın? Hemde tek başına bilmediğin yerde! Karabayır tehlikelidir." Amcam valizimi hazırlamama engel olmaya çalışıyordu ama ben vazgeçmeyecektim oraya gidecektim,hiçbir şey olmamış gibi burada bekleyemezdim. dolabımda ne var ne yoksa hepsini valize koymuştum, fermuarıda çekerek valizi kapattım ve amcama döndüm.

"Barlasın evinde kalacağım amca hem orası askeriye en güvenli yer,bana bir şey olmaz merak etme. Evlenince orada kalmayacak mıyım sonuçta?"

"Kızım-" elimi kaldırıp amcamı susturdum.

"Amca ben uçak biletimi bile aldım,şu an ne söylersen söyle engel olamazsın gitmeme. gideceğim ve Barlası orada bekleyeceğim. Burada elim kolum bağlı olmak canımı sıkıyor. komutanın dediğini duymadın mı amca? kayıp dedi! Ben nasıl bekleyeyim burada? Ya kayıp değil de..." Gözümden akan yaşlarıma engel olmadım, Amcam beni kendine çekince daha da çok ağlamaya başladım.

"Tamam Kızım tamam düşünme öyle şeyler Barlas dönecek sen de nasıl rahat edeceksen öyle yap. Dikkat et kendine."

Bir saat sonra herşeyimi hazırlayıp uçağa binmiştim yengem hiç itiraz etmemişti zaten amcam da kabullenmişti.

Açıkçası ne yapacağımı hiç bilmiyordum, kimseyi tanımıyordum sadece Yavuzdan aldığım numara vardı elimde.

İnince ilk işim onu aramak olacaktı...

3.Bölüm sonu...

Yayınlanma tarihi:09.09.2022

Bölüm hakkında düşünceleriniz?

Yazım hataları af ola..

Badi: "yoldaş, dost, kaderdaş" manalarına gelmektedir. Askerde badi sözcüğü, hastalıkta, zorlukta, alınan bir cezada dayanışma göstergesi, dostluğun ve arkadaşlığın adeta bir nişanesini ifade eder.

Continue Reading

You'll Also Like

2K 206 8
Kamer: Mesela ne zaman el ele tutuşabiliriz ya da sana sarılabilirim? Afra: Uzun bir süre yapamazsın. Kamer: Ne zamana kadar? Afra: Allah'ın emri pey...
10.2K 430 18
Kızı odaya sokan adam , gözü dönmüş bir vahşilikle kızı odadaki yatağın üzerine attı. Bir taraftan üstünü çıkarırken bir taraftan da yatağa doğru gi...
522K 16.5K 49
Arya küçüklüğünden beri Kıvanç'a umutsuzca aşık ve onu kendisine aşık etmek için elinden geleni yapıyor bütün girişimleri başarısızlıkla sonuçlanırke...
1M 45.4K 58
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...