~Yaren'im~
39.Bölüm
İç çamaşırı çekmecemin önünde dikilmeye devam ederken kapının sesini duymamla kaşlarım çatıdı.
Gecenin bu saati?
Dresuarın üstündeki süsün altına sakladığım bıçağı kontrol edip kapıyı açtım. Halil ile karşılaştığımızda gülümsedi. "Uyandırmadım inşallah?"
"Yok uyumuyordum"
Elindeki dondurma poşetini bana uzattığında konuştu. "Yukardakiler çarşıdan dönerken istedi benden sana da alayım dedim"
"Ne zahmet etmişsin?"
Poşeti elinden aldığımda, "Teşekkür ederim" dedim.
"Afiyet olsun, iyi geceler"
"İyi geceler"
Kapıyı kapattığımda poşeti mutfağa bıraktım. Öyle bir bakıyordu ki, sanki hâla aramızda birşeyler gerçekleşeceğine umudu var gibiydi.
Tekrardan yatak odasına döndüğümde, aklımda kurduğum kombini yapmaya başladım.
Siyah saten bir şort giydiğimde, üstüne onun takımına ait olan göğüs kısmı dantelli olan siyah ince askılıklı geceligi giydim. Dudağıma hafif kırmızı bir ruj sürüp, parfüm sıktığımda saçlarımı taradım.
Boydan aynamın karşısına geçip tahrik edici bir pozisyon alıp Miran'ı görüntülü aradım.
Kapanacağı sırada açıldığında müsait bir yere geçmek için bu kadar beklettigini anladım. Çünkü lavabo gibi bir yerdeydi.
"Efendim güze-"
Beni gördüğünde sustu. Baştan aşağı incelendiğinde ona fırsat vermeden konuştum. "Beş dakika içinde gelmezsen kaçıracağın çok şey var sevgilim, haberin olsun"
"Siktir!"
Telefonu kapattığımda gülümseyip yatak odasından çıktım.
Bir bardak soğuk su doldurup içtiğimde, açık olan televizyonun karşısına geçip oturdum.
Yedi dakika geçmişti aradan. Duvardaki saate bakışlarım değdiğinde sekizinci dakikaya girmemize saniyeler kala kapı çaldı. Ayağa kalkıp kapıya ilerlediğimde açıp tek elimi belime yerleştirip diğer elimide biraz havaya kaldırıp kapıya yasladım.
Miran baştan aşağı süzüp gülümsediğinde içeri girdi. Kapıyı kendisi kapatıp belimden tuttuğunda kendine çekti. "Hoşgeldin," dedim fısıldayarak. "Hoşbuldum, annen yok mu?"
"Yok, döndü o"
"Sebep?"
"Babam rahatsızlanmış biraz o yüzden"
Kaşları havalandığında başımı olumlu anlamda salladı. Gözleri göğüslerime kaydığında beni tamamiyle çekti kendine. "Beş dakika demiştim"
Bir kaç adım geri çekildim. "Sekiz dakika oldu"
"Üç dakika için?"
"Üç dakika için"
Elimi tuttuğunda beni kendine çekti. "Dört beş ay diyorum ben sen bana üç dakika diyorsun yavrum"
"Bir daha yapacak mısın?"
Elimi gömleğinin düğmelerine yerleştirdim. "I-ıh" dedi hayranlıkla. İlk düğmesini açtım. "Bir daha bu saate kadar kalacak mısın?"
"Asla"
İkinci düğmesini açtım. "Ne istiyorsun?" Dedim gözlerine bakarak. Alt bedenimi ona bastırdığımda sesli bir nefes verdi. "Seni,"
Tam konuşacaktım ki izin vermeyip dudaklarımızı birleştirdi.
(❗Yetişkin İçerik❗)
Kollarımı boynuna doladığımda başını yana yatırıp dudaklarını hızlandırdı. Sırtım kapı ile buluştuğunda saçlarının arasına geçirdim ellerimi. Araya telefon sesi girdiğinde dudaklarımdan ayrılıp telefonu cebinden çıkardı. Telefonu açıp sesi dışarı verdiğinde ben dudaklarımı boynuna bastırdım. "Efendim anne?" Geri çekildiğimde Esma hanım konuştu. "Oğlum geç oldu gelmiyor musun?"
"Bekleme anne beni uyu sen,"
"Bana bak bir pislik yapayım deme, kendine hakim ol. Yaren'in bir göz yaşı senin yüzünden dökülsün seni bir daha bu çatının altına almam"
Yüzümde bir sırıtış oluştuğunda başımı nefes nefese kapıya yasladım.
"Ona göre kendine hakim ol, kalk adam gibi evine gel"
"Yaren'in yanındayım, gece onda kalacağım"
"Bak yalan söylemiyorsun değil mi?"
"Anne! Canıma kıyarım yine ona kıymam ne diyorsun ya"
"İyi, görüşürüz"
Telefonu kapattığında dresuarın üstüne attı. Tekrardan dibime girdiğinde üst dudaklarımız birbirine değdi ama öpmedi. Dudaklarını çeneme bastırdığında ellerimi boynuna dolayacaktım ki tek eliyle bileklerimi tutup karın hizzama sabitledi. Boynuma ilerlediğinde başımı omzuma egip yer açtım. Dili araya girdiğinde dişlerini geçirmesiyle ellerimi biraz aşağı kaydırdım.
Aşağı doğru ilerleyip tekrardan emdikten sonra dişlerini geçirdiğinde tırnaklarımı elimin altındaki erkekliğine geçirdim. Kendini daha çok elime ittiğinde boynumda hareket eden dudaklarıyla gülümsediğinj anladım.
Geri çekildiğinde dudaklarımızı birleştirdi. Alt dudağımı sertçe ısırıp kendine doğru çektiğinde inleyip tırnaklarımı kotunun üstünden tekrardan geçirdim erkekliğine. Hoşuna gidiyordu sanırım.
Tamamiyle geri çekildiğinde kalçalarıma ellerini yaslayıp kucakladı beni. Ayaklarımı sırtına doladığımda kollarımıda boynuna sardım.
Dudaklarımızı birleştirdiğimde o yolu ezbere bilircesine odama ilerledi. Kapıyı açtığında saniyeler sonra yatağın kenarına oturdu. Dudaklarımı geri çektiğimde elini geceliğimin eteklerine yerleştirdi. Kollarımı kaldırdığımda üstmüden çıkartıp köşeye attı. Boynuma dudaklarını bastırdığında köprücük kemiğime doğru indi. Başımı sağa doğru yatırdığımda hâla giyinik olması beni sinir ediyordu.
Omuzlarından tutup geri ittiğimde çekildi. Düğmelerini aceleci bir tavırla açıp omuzlarından geri ittiğimde indirip bir köşeye attı. Ellerimi göğüs kafesinin üstüne koyduğumda boynuna dişlerimi geçirdim. Sertçe emdiğimde kalçalarımdan tutup beni kendine sürttü.
Saçlarımı geri ittiğinde beni yatağa uzatıp üstümdeki yerini aldı. Eli direk iç çamasırımın kopçasına gittiğinde çözüp kenara attı. Dudaklarıma çok kısa süre dudaklarını bastırıp çenemden nefes boruma ilerledi.
Bir eli ile sağ ğöğsümü avuçlayıp diğer göğsüme dudaklarını bastırdı. Dişlerini geçirip her iki göğsümede uzun süre silinmeyecek izler bıraktığında karnıma dudaklarını bastırıp aşağı doğru ilerledi. Saten şortumu kenarlarından tutup indirdi. Diğer kıyafetlerimin yanına attığında iç çamaşırımıb üstünden kadınlığıma dudaklarını bastırdı. Ağzına doğru yükseldiğimde saçlarını çektim. İç çamaşırımın lastiğini tutup indirdiğinde yatağın yanına attı.
Bacaklarımı araladığında dudakları hazinemdeki yerini aldı. Dili hareket etmeye başladığında alt dudağımı ısırıp inledim. Başını daha çok bastırdığımda saçlarını sertçe çektim.
Omuzlarından tutup yüzlerimizi hizzaladığımızda dilini ıslaklığımın bulaştığı dudaklarının üstünde gezdirdi. İğrenmeden.
Gözlerinin içine baka baka kemerinin tokasını çözdüm. Düğmesini açıp elimi fermuarına götürdüm. Erkekliğine parmaklarımı sürte sürte fermuari indirdim.
Yükselip pantolonunu tamamiyle indirdiğinde üstüme uzandı. Dudaklarımız bulaştığında dilini devreye sokup sertçe öptü. Baksırını da indirip kenara attığında üstümdeki yerini tekrar tekrar aldı. İlk önce kadınlığımdaki ıslaklığı erkekliğine yaymak istercesine sürtündü bana.
Yavaşça girişime hizzaladığında anlıma dudaklarını bastırmasıyla içime girdi.
İnleyip tırnaklarımı sırtına geçirdim. "Bu konuyu,"dedi nefes nefese kulağıma doğru. "Soluyanın nefesini keserim"
(❗Yetişki İçerik Bitti❗)
🍁
Esneyip gözlerimi araladığımda belime sarılı kol daha fazla hareket etmemi engelledi.
Başımı çevirdiğimde burun buruna geldik. Yan dönmüş tek kolunu bana doğru uzatmıştı, başım o kolunun üstündeydi. Diğer eli ise karnıma dolanmıştı.
Dudaklarına dudaklarımı bastırdığımda hafifçe ısırmamla gözlerini açtı. Geri çekildiğimde gözlerini bir iki defa kırpıp kendine geldi.
"Günaydın sevgilim"
"Günaydın bebeğim"
Başımı koyduğum kolunu hafifçe kırıp elinin tersi ile yanağımı okşadı.
"Ağrın var mı?"
"Uyumadan ağrı kesici içtim. Yok şuan"
Anlıma dudaklarını bastırdığında geri çekildim. "Kahvaltı hazırlayayım"
Çarşafı üstümden kaldırdığımda konuştu. "Okula gideceğiz bugün, ben eve gideyim üstümü falan değiştireyim"
"Gitme hemen"
"Yavrum gömleğimi falan değiştirmem gerekiyor"
Ayağa kalktığımda dolabıma ilerledim. "Burda var kıyafetin"
Kaşlarını çattığında dolabı açıp o göreve gittiğinde dönmeden önce onun evinden çaldığım mavi gömleğini çıkardım.
"Ben bunu çalmıştım da senden, giyer gidersin işte"
"Eve gidip dolabımı kontrol edeceğim"
Güldüğümde gömleğini koltuğun üstüne indirip yerdeki siyah gömleğini aldım.
Üstüme geçirdiğimde kapının sesini duydum. Miran ayağa kalktığında bende odadan çıkıp kapıya ilerledim.
Açtığımda karşımda gördüğüm yüzle hafifçe içeri girip bacaklarımı sakladım. "Günaydın," dedi gülümseyerek. "Günaydın"
"Ben fırına gidiyordum da eğer ekmek falan lazımsa alayım dedim sen birde çıkıp uğraşma"
Halil cümlesini bitirir bitirmez, tam konuşacaktım ki arkadan gelen ses onu engelledi. "Sağol birader ben burdayım hallederim. Sana gerek yok"
Arkamı döndüğümde Miran kolunun iç kısmını duvara yaslamış, altında dün geceki pantolonu üstünde bir şey olmadan Halilin karşısında duruyordu.
"Tahmin edemedim, annem Yaren'e de lazım olur diyince-"
"Doğru genellikle Sinan giderdi ekmeğe ona verirdim de bu sabah gerek kalmadı" dedim Miran'ı göstererek.
"Görüşürüz" kapıyı kapattığımda Miran'a döndüm. "Benim elimden bir kaza çıkacak ama hadi hayırlısı"
"Ya düşünmüşte soruyor ışte, ne bilsin sen buradasın?"
"Işte bir daha ben burdayım ya da değilim bu it bu kapıya gelsin elimden alamazsın"
"Sen sabah sabah şu çok büyüyen ekmeği almaya git, hem sakinleşirsin bende kahvaltıyı hazırlayayım"
Odaya girdiğinde koltuğun üstündeki gömleği alıp giydi. Ben mutfağa geçtiğimde çayı koydum. "Başka bir şey ister misin bebeğim?"
"Hayır,"
Başını sallayıp evden çıktığında kahvaltılıkları masanın üstüne indirmeye başladım. Patates kızartmak için patatesleri yıkayıp soymaya başladım.
Kapı dakikalar sonra çaldığında Miran'ın geldiğini düşünüp kapıyı açtım. Kimse kapının önünde yoktu. Çocuklar aşağıdan çalıp kaçtı diye düşünürken yerdeki fotoğraf gözüme çarptı eğilip aldığımda gördüğüm kare ile dudaklarım bir parça aralandı.
Az önce mutfakta patates soyarken camdan, karşı binadan çekilmiş bir fotoğrafı. Arkasında ise aynı cümleler yazıyordu.
'Dikkat et'