Raconla Dans

By _melankolikGece

2.7K 147 333

Yanlış bir itham üzerine nefret ile adama bakan kadın, adamın cazibesine karşı koyamaz. Fakat o sıradan bir a... More

1
2
3
4
5
6
7
9
10
11
12
13
14

8

152 10 45
By _melankolikGece

Telefonumun  arzası yüzünden epey geciken bir bölüm oldu fakat. Bugün bölümü tamamladım. Bilgisayar üzerinden yazımı tamamladığım için satır arası boşluklar ya x2 ya da normal boyutunda olacaktır. Tam olarak kestiremiyorum. Temennim normal olması.

Satır arası yorum atmayı unutmayın. Oyları da bekliyorum tabi ki.

Keyifli dakikalar dilerim...



Allah'ım , neler duyuyorum ben ?


Bu kadar gerizekalı olma Adel ! Parçaları birleştir. Oğuz başka bir kadınla, Zerda ona abi diyor. Türkan hanımın bahsettiği şey... Yani aslında evli falan değiller.


Kardeşlerse neden direk abi demiyor ? Başka abisi de mi var acaba?


Türkan hanıma yanaştım. "Fazla özel olmayacaksa eğer.. Siz geleceğinizde fikir edinmek için biraz bakmıştım da Zerda hanım hakkında pek bilgiye rastlamadım. Oğuz ve Zerda hanım abi kardeşler mi sadece ? Yani çok yakınlar ya hani, çift gibi duruyorlar dışarıdan da." diye soruverdim. O kadar saçma bir soruyu ki , kuramadığım cümle için utandım.


"Üvey abi kardeşler. Eskiden araları hiç böyle değildi. Zerda zaten uzaklarda büyüdü. O yüzden onun hakkında bir şey görmemişsindir. Oğuzla 'da bazı sorunlar geç aşıldı, ama onlar çabuk toparladılar. "


"Anlıyorum. Biz de öz kardeş bu kadar yakın olamıyoruz. Kıymet mi bilmiyoruz ne ?"  diyerek elimden gelen en samimi gülüşümü sergiledim.


Oğuz - "Anne, siz gezmeye devam edin, benim bir toplantım çıktı."


Zerda - "Ah nasıl çalışkan ve karizmatik bir erkek. Tüm şehirlerde bir problem toplantısı. Keşke benim olsa."


Türkan hanım ve Oğuz bunun ne yine gülüyor bilmiyorum ama ben şu an aşırı gıcık olmuştum. Güzel kız dedik bağrımıza bastık o gıcık Oğuz'a hayran çıktı.


Oğuz gitmeden, Zerda ve Türkan hanıma sarıldı. Ben ise öylece onları izledim. Az daha dayanamayıp bende mutlu aile tablosunun katili olacaktım. Neyse ki öyle bir felaket yaşanmadı. Beyfendi gidince bizde keyifli keyifli Bedesten çarşısına indik. Hem orayı hemde diğer dükkânları gezdik. Karılar zengin olunca bol bol almaya başladılar. Hatta arada bana da hediye bir şeyler aldılar.


Son olarak benim bile bilmediğim, harika bir mağazaya girdik. Fiyatlar o kadar uç noktolarda ki, benim gözüm sondaki onca sıfırı görmeye alışık olmadığı için bulanıklaştı.  Zerda ise eline aldığı mini elbise ile yerinde hopluyordu. Ne bu premseslik ?


"Kızım, sen ne dikiliyorsun öyle? Elbise baksana."


"Sağ olun böyle iyiyim Türkan hanım."


"Aa ! Sen nasıl kadınsın be. Böyle şık şeyler görünce yerinde duramamış olman gerekirdi. Çabuk, çabuk bir elbise seçiyorsun ve hediyem oluyor."


"Hayır Türkan hanım lütfen, ihtiyacım yok gerçekten."


"Bir davet olur , bir şey olur kızım."


"Bizde düğün vs harici bir şey yok. Onlarda giyecek elbise de sezona göre ayarlıyorum. Cidden gerek yok.'' 


''Sen benim teklifimi geri çevirebileceğini mi sandın ? Anlaşıldı ben hallediyorum ve bu akşam yemekte üzerinde göreceğim. Bedenin neydi ?''


'' Iıı şey 38 ama beni mahçup ediyorsunuz.''


Türkan hanım bunu umursamadan mağazanın içinde kayboldu. Bir elbise hediye edebilirdi evet ama bu bir elbiseden çok fazlasıydı. Benim bir yıllık maaşım falan olabilirdi belki. Ve ben aslen işsiz olduğum için yıllık ne kadar maaş alacağımı bile bilemiyordum. Belki iki yıllık maaşımdır diye geçirdim içimden. Sakin ol Adel, sende karşılığında uygun bir hediye alırsın. Tabi maaşını aldıktan sonra..


Yaklaşık 10 dakika sonra gelen giden olmadığı için çok sıkıldım. Ve bende 'bakmak da mı parayla' diyerek elbiseleri incelemeye başladım. Zenginler için ayrı bir kalite mi vardı ? Bu kumaşların dokusu nasıl bu kadar hoş olabilirdi ? Elime aldığım siyah saten elbise tam bir gecelik gibi duruyordu. Ya da bizim buralarda öyle derlerdi. Etrafta gelen giden olmadığı için bunu deneme kararı aldım. Bir kabine geçtim. Yırtılmasın diye oldukça dikkatli giydim. Arkadaki fermuar ise bir türlü kapanmak bilmiyordu. Kendi kendime söyleniyordum bir de.


''Sen ne diye giyiyorsun ki böyle bir elbiseyi ? Hadi giydin, giyebilseydin bari. Daha fermuarı bile kapatamadın. Bakayım nasıl durdu. Maşallahın var Adel . Şu boy, şu endam kimsede yok. Bir de fermuar kapansa üstün pot pot durmazdı ama... '' 


Kabinin kapısı tıklatıldı. Dolu olduğunu söyledim ama sadece tıklatıyordu. Sinir olup kapıyı açtım. Bir çocuk veya yaşlı kulakları duymayan bir teyze bekliyordum ama Oğuz olabileceği aklıma gelmedi. 


''Bir sorun mu var Oğuz bey ? Ne bu ısrarlı çalış ?''


Tam olarak ne olduğunu anlamadım ama birden kabinin kapısı ellerimden kaydı. Sadece kafamı uzatmak için eğilmiş olduğumdan fazla saçma bir görüntü sergilediğimi düşünerek hemen doğruldum.  Oğuz ise kabine girip kapıyı örttü.


''Aa sapık mısın be sen !''


''Kızım bir sus ! Yan tarafta Zerda var sesini çıkarma.''


Ne yapacağımı cidden bilemiyordum. Zerda'ya yakalanmaktan mı korkuyordu ? En azından bu adamın bana bir zararı olmayacağına inanıyordum. Neyim güveniydi bu ? Beni omuzlarımdan tutup aynaya doğru döndürdü. Ardından fermuara uzandı. Tenime değen eli belimi istemsiz oynatmama sebep oldu. Elbiseyi çekiştiriyor, uğraşıyor ama o da bir türlü çekemiyordu.


''Beni kandırmışsın, Zerda karın falan değilmiş. '' Dedim aklıma o an bu gelmişti ama Oğuz inatla cevap vermiyordu. Hatta umrunda bile olmamıştı. Bir süre daha uğraştığında :

''Tamam uğraşma olmuyorsa.'' dedim . O sırada fermuarı çekmeyi başardı. 


''Bak bakalım nasıl duruyormuş üzerinde...Bence hiç fena olmadın. Biraz elbisenin içini doldurabilecek vücut hatları fena olmazmış ama ince bel detayını sevdim.''


''Terbiyesiz herif !'' 


''Şşt bağırmayı kes. ''


''Şimdi fermuarı tekrar aç.''


''Ya sabır.''


Ağzının içinde bir şeyler söylenirken fermuarı açtı. ''Üstünden de ben çıkarayım mı ?''dediğinde bu adamla , bu kabinde olmanın hata olduğunu düşünmeye başlamıştım. Sonuçta bu adam o barda tek gecelik ilişkiler yaşayan iğrenç bir herifti. Pislik !


''Aslında fena olmaz. Çıkar.'' 


Ona doğru döndüm. Gözlerimin içine bakıyordu. Ciddi olup olmadığımı anlamaya çalışıyor da olabilirdi. Bende onun gözlerine bakıp cilveli cilveli gülümsedim. Bana doğru bir adım attı. Adamın tek adımı iki metre mi ayol ? Filmlerde ve kitaplarda adam kızın üstüne yürüdüğünde bir geri geri adımlaması şarttı. Biz filmde falan değildik şükür. Çünkü şu anda ondan çekinmiyor gibi gözükmem gerekliydi. Beyfendinin boyu da uzun olduğu için, bana doğru eğildi. Elleri omzuma gittiğinde tedirgin oldum. Hayır hayır bunu yapmayacaktı değil mi ?


Sağ omzumdaki askı, koluma doğru düştüğünde kulağımda nefesini hissettim. ''İstemediğin şeyleri dile getirme. Benim geri duracağım bir şey yok ama sen titriyorsun küçük kız.'' 


Kendime küfür ederken, Oğuz kabinden çıktı.  Dışarıdan gelen sesleri dinlemeye başladım.


Türkan - Oğlum sende mi bir şeyler deniyordun ?


Oğuz -  Hayır, Zerda elbisesini göstermek istiyordu onu bekliyorum.


Türkan - Ha iyi , iyi . Adel nerede, gördün mü ?


Oğuz - Kabinde, elbise deniyordu o da.


Hay şansımı sikeyim. Şimdi ben buradan nasıl çıkacaktım ? 


Kapı tekrar tıklatıldı. '' Annem seni bekliyor, çık.'' dediğinde çoktan ifşa olduğumu anladım. Kapıyı açtım. Elbiseyi de elime alıp çıktım. Başım öndeydi çünkü çok utanıyordum. Türkan hanımın yüzüne şimdi nasıl bakacaktım. Yanlış anlardı kadın. Oğlu ile aynı kabinden çıkmam büyük rezillikti. Belki aramızda bir şey olduğunu düşünecekti. Nereden bilsin oğlundan nefret ettiğimi ?


Türkan - '' Adel sen Oğuz'la orada mıydın ?'' Diyip gülümsedi.


Adel - ''Şey yanlış anlamayın. Yani ben , hayır biz, yardım...''


Türkan hanımın kahkahası sesimi bastırdı. Cidden konuşmayı mı unutmuştum ne bu rezillik ?


Türkan - '' Anladım ben kızım. Bizim oğlan haylaz, sorun yok.''


Oğuz - '' Bu kız haylazlık yapamayacağım kadar küçük. Hanım efendi kendi kendine söyleniyordu. Bir elbiseyi bile giyememiş. Ben kadınlara yardımcı oluyorum. Babama bunu da iletirsin sen. ''


Zerda - ''Her ne konuşuyorsanız, durun da şu elbisenin güzelliğine bakın.''


Oğuz - '' Elbise gerçekten sana yakışmış. Herkes bu elbiseyi taşıyamaz.''


Bana mı laf çarpıyordu bu ? Kabinde de vücut hattımın olmadığını söylemişti. Bu adam kördü. Sürekli beni ezmeye çalışıyordu ama bu bir savaştır Adel. Galip gelmelisin. Görevli kadından Zerda'nın üzerindeki elbisenin aynısını istedim. Zerda ise bu duruma gülümsedi. 


Adel - '' Elbise gerçekten çok hoşmuş. Sana da çok yakıştı.  Bakalım bende nasıl duracak ?''


Zerda - ''Senin fiziğin benden güzel duruyor. Bende sende nasıl duracağını merak ettim.''


Görevli elbiseyi getirdiğinde heyecanla kabine yöneldim.


Oğuz - ''Fermuarı kapatamazsan, kendi kendine kızmak yerine yardım iste.''


Adel - '' Olur , sen hariç herkesten isterim.''


Daha fazla uzatmadan kabine girdim. Gıcık işte ne olsun. Elbiseyi şöyle bir süzdüm. Bordo, pileli ve olabildiğince kısa eteği olan , ince ip askılı bir elbiseydi. Ve şu an fark ettiğim sırt dekoltesi beni korkuttu. Oğuz'a inat olsun diye giyeceğim elbiseyi taşıyamazsam çok kötü olurdu. 


Elbiseyi kolaylıkla giydim . Fermuar da bel kısmında olduğu için hiç sorun yaşatmamıştı. Sanırım kafamdaki tek detay fermuardı. Kabin tekrar tıklatıldı. Bu sefer Zerda'nın sesini geldi. 


''Aşkısı al bu ayakkabıları da giy. '' dedi. Bende kendimi göstermeden elimi uzatıp ayakkabıları aldım. Topuklu ayakkabıya alışık olmamama rağmen sorun yaşamazdım ama bu ince topuk da beni korkuttu. Umarım bir inat uğruna rezil olmazdım. Ayakkabıyı da giyip aynadan kendime baktım. İlk giydiğim elbise gibi bu da ince belimi ortaya çıkarmıştı. Ayakkabılar ile bacaklarım da olduğundan daha uzun duruyordu. Ve Oğuz'un olmadığını iddia ettiği vücut hatlarım ona inat bu elbise ile kendini göstermişti. Elbisenin kendi korsesinden dolayı göğüslerim bile daha dolgun gözüküyordu. 


Heyecanla kabinden çıktım. Türkan hanım ve Zerda şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Kötü müydüm yoksa fazla mı iyiydim emin olamadım. Bence iyiydim. Oğuz'a kapak olsundu ama Oğuz burada değildi. 


''Nasıl olmuşum ?'' diye sordum. 


Zerda - ''Seni kıskandım. Harika gözüküyorsun.'' 


Türkan - ''Bence de çok güzel olmuşsun kızım.'' 


İkisine de teşekkür ettim. '' Bende gerçekten çok beğendim.'' dedim. 


''Türkan hanım, bu arada hem Rusça hem Türkçe konuşmak sizi yoruyordur. Hepimiz Rusça biliyoruz sonuçta.''


''Benim Rusçam çok az, çoğu şeyi anlasam da cümleye dökemiyorum. Aksânım da yok zaten.''


O sırada yanımızdan geçen bir adam durup beni süzdü, kaşlarım hafif çatık amacını çözmeye çalıştım. ''Elbiseyi ben tasarladım ancak sizin kadar iyi taşıyabilen birine ilk defa rastlıyorum. ''


''Aa öylemi, çok teşekkür ederim. Gerçekten çok güzel bir elbise.''


''Bu sizin güzelliğiniz. Beni çok etkilediniz. Bir defilem olacak yakında, orada bu elbise için modellik yapmaya ne dersiniz ?''


Ben heyecandan ve şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemezken Oğuz nereden geldiğini bile anlamadığım bir şekilde lafa atladı . 


Oğuz- ''Hanımefendinin işi modellik değil. ''


Tasarımcı- ''Ama o isterse artık işi olabilir.''


Oğuz- ''Tek elbise için onu işe mi alacaksın ?''


Tasarımcı- ''Tek elbise değil. Benimle çalışırsa onun ölçülerine uygun elbiseler bile tasarlayabilirim. Harika bir vücudu var. Tüm hatlarıy..''


Bu iş bir tartışma halini alacak gibiydi. Araya girmem gerekliydi. Aynı zamanda Oğuz'un sinirini bozmak için de harika bir fırsattı. 


Adel- ''Bu gerçekten harika bir teklif. Kartınızı alabilir miyim lütfen ?''


Oğuz , başını iki yana sallayıp Türkan hanımın ve Zerda'nın yanına geçti. Bende adamdan kartı alır almaz yanlarına gittim. Tabi ki o adamla işim olmazdı. 


Zerda- ''Biraz sinirli gözüküyorsun bebeğim. Yoksa bu adam Adel'e sarkıntılık mı etti ?''


Oğuz- ''Evet adam vücudu hakkında konuştu durdu ama kız bu durumdan memnun. Böyle göz önünde bulunmayı seviyor sanırım. ''


Adel- ''Senin, o adamdan ne farkın var ?! Sende bedenimle para kazandığımı sanmadın mı ?! En azından adam daha edepli bir teklifle geldi.''


Oğuz- '' Sen hâlâ orada mı kaldın ? Hatalı olduğumu kabul ettim. Telafi etmeme izin vermedin bile. Şimdi ben mi suçluyum ?''


Türkan- ''Oğuz, sen bu kıza ne yaptın?''


Adel- ''Oğlunuz gece hayatında oldukça iğrenç biri. Ama siz merak etmeyin, ben Oğuz'un olduğu mekanlardan uzak duruyorum.''


Oğuz- ''Adel, yeter abartıyorsun.''


Zerda- ''Oğuz, Adel eski ilişkilerinden mi çıktı ? Ne bu tartışma ?''


Adel- ''Benim böyle biriyle ilişkim olamaz.''


Zerda- ''Yaşamadan fark eden ilk insansın. Etkilendim kızım senden. Aslında iyi çocuk da biraz şey..''


Oğuz- ''Biraz neyim Zerda ?''


Zerda- ''Fazla kısa süreli takılıyorsun işte bebeğim. Kendini bilmiyorsun sanki.''


Türkan- ''Bu olaydan babana bahsetmeli miyim Oğuz?''


Türkan hanım bunu soru değil de bir tehtid olarak söylemişti sanki. Sürekli babasına söylemekten bahsediliyordu. Her olayı babasına mı anlatıyorlardı. Ya da sadece Oğuzla ilgili olanları mı ? 


Türkan- ''Şimdi otele dönüyoruz ve sözümden çıkmıyorsun.''


Oğuz- ''Yatma saatimi de söyle. ''


Ceketini alıp, annesinin yanından ayrıldı. Yanımdan geçerken ''Elimde olsa seni öldürürdüm.'' diye fısıldadı. Türkan hanımın arkasından söylenmeleri boşunaydı çünkü çoktan mağazadan çıkmış gidiyordu.


Adel- ''Yaşananlar benim için hiç önemli değil. Unutun gitsin. Bugün planın dışında çok vakit geçirdik. Şimdi dediğiniz gibi otele dönelim.''


Türkan- ''Madem öyle elindeki elbiseyi bana ver. Özür niyetinde kabul et. Şşt itiraz yok.''


Bu zenginlerin lafının üstüne de laf söylenmiyor ha . Neyse beleşten elbisemiz olur en fazla. Umarım aynı cömertliği benden beklemezler. Bugün çok tuhaf başladı umarım düzgün sonlanır.



Continue Reading

You'll Also Like

964K 32.5K 57
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
22.2K 743 8
Biri arkamdan çevik bi hareketle belimden hızla tutup tek koluyla kavramıştı. Sırtımda yaslanmış olduğum kişinin şişik ve sert karın kaslarını burad...
2.6M 83.7K 60
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
300K 19.5K 22
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...