Nereye gidersem gideyim yanımdan hiç ayırmadığım kulaklığım bozuldu 🙂 sinirden kendimi öldüreceğim şimdi 🙂
~
Koltuğa dikkatli bir şekilde indiren Jungkook'un yüzüne, dikkatli bir şekilde baktı. Yüz hatları güzeldi.
"Nasıl becerdin?"
"Ha?"
İndirdikten sonra, yanına oturup ayağına elledi, böylelikle Jimin'in inlemesine sebep oldu.
"Şey.. sadece temizlik yapıyordum. Aslında ben böyle sakar biri değildim.. ah.. canım yanıyor galiba."
Ayağını eline alıp, inceleyen Jungkook'a mızmızlanırken, açık kalan kapının orada bir karartı görünce.. sustu ve bir daha da ağzını açmadı.
"Jimin sana sesleniyorum?"
"Ne?"
"Hastane diyorum. Gideceğiz diyorum."
...
Hastaneden sonra, arabaya binmiş eve gidiyorlardı.
Jungkook kısa bir süreliğine camı açtığını belirttiğinde, onayladı ve cam açıldıktan sonra gelen rüzgar ile gözlerini kapatıp düşünmeye başladı.
Mutlu olup olmadığını, Yoongi'ye karşı beslediği hislerin ne olduğunu.. ve aşkın nasıl bir şey olduğunu sorguladı kısa bir sürede.
Şuan.. olduğu yerde mutluydu, öyle hissediyordu. Mutluluk duygusunu tattıran insanlara minnettardı.
Yoongi hyungundan ise.. sadece hoşlanıyordu veya seviyordu. Aşık değildi. Aşık olsaydı.. bu kadar kısa sürede onu unutması imkansız olurdu.
Çünkü aşk özeldi, ve bu gerçekten farklı bir duyguydu.
Aşık olduğu kişinin, onun için özel biri olması gerekiyordu. Gerçekten değer verdiği biri, kendisini onun yanında güvende hissettiği biri..
Bunu istiyordu.
"Geldik."
Gözlerini açtı ve ona baktı. Çok fazla düşünüyordu son zamanlarda, farkındaydı.
Arabadan inip, kendi kapısına gelen Jungkook'a göz ucuyla baktıktan sonra kapıyı açtı ve iki ayağını da dışarı attı.
Onun koluna girdikten sonra, kokusunu aldı.
Güzeldi.
"Ya Jungkook. Hangi parfümü kullanıyorsun?"
"Kış ayındayız Jimin, ne parfümü? Ayrıca terlemediğim için normalde parfüm de kullanmam."
Bir şey diyemedi. Doğal bir şekilde, böyle kokması normal değildi. Çünkü kokusu insanı sarhoş edecek derecedeydi, tarif edemiyordu.
Doğaldı..
"Her neyse. Ben çok açım. Yemek yiyelim mi?"
Onu onaylayan Jungkook'a gülümsedi, beraber kafeye girdikten sonra, kahvaltı yaptıkları masaya oturdular.
Yine esinti vardı.
"Üşüyor musun?"
"Hmhm.. ben biraz, hassasım. Cildim de öyle. Yani bunu söylemek tuhaf biliyorum ama.."
Karşısında ki, hırkasını çıkarıp, Jimin'in üzerine örterken konuşmaya devam etti. Hırkası Jimin'e daha çok uymuştu. Beyaz tenine, kırmızı bir hırka.. Büyük olduğu için bol duruyordu ama yine de hoştu.
"Neden tuhaf olsun? Kendin için endişelenmen gayet normal."
Gülümsedi.
"Ne yiyelim?"
~~
Lalisa
Ben dedim ama
sen sakatlanırsın
dedim
Jimin
Sen ne zaman
öyle bir şey dedin?
Lalisa
Dedim ben dedim
Jimin
Ne zaman dedin Lisa?
ben hatırlamıyorum
Lalisa
Evde tek
başına nasıl kalacaksın öyle?
geleyim mi sana?
Jimin
Ha yok
Jungkook burada
Lalisa
NE|
SAKAA|
Öyle mi?
napıyor?
Jimin
Ayağımda ki sargıyı açıp
krem sürecek birazdan
o yüzden doktorun verdiği
kremlere bakıyor
Lalisa
Ne romantik~
Jimin
Ne?
Lalisa
Ahahaha mal bu çocuk 😭|
Yanlış yere attım mesaji Minah
Jimin
Ha tamam
bu arada
lili
Lalisa
Hm?
Jimin
Senin sevgilin kim
Lalisa
Ahahaha
neden 🙂
Jimin
bU gEcE çOk GüZeLdİn PaRk
merak ediyorum
ayrıca kızlardan
hoşlanıyorsun
Lalisa
Evet.. o bir kız
foto atayım mı?
Jimin
At
Lalisa
Lalisa
adı Chaeyoung
bu arada bu foto o geceden
-anladın sen-
Lalisa
Bu benim evime
ilk geldiği zaman çektiğimiz
foto
Lalisa
Burada.. doğum günümde
bana kedi hediye etmişti
o yüzden böyle sarılıyordum
Jimin
Lego'yu o mu
almıştı 🙂
Lalisa
Evet 🙂
Jimin
Bunları benden sakladığın
için, seninle konuşmama kararı
aldım 🙂
Lalisa
Bunu bana yapamazsın
Jimin
Bal gibi de yaparım
Lalisa
Ben dayanamam
Jimin
Beni ilgilendirmiyor
bb😇
Lalisa
Evine gelip
kapına dayanırım
~~
Ayağına krem süren Jungkook, bir yandan da canı acıyor mu diye sürekli olarak bakıp, yüzünü kontrol ediyordu.
"Acımıyor Jungkook, rahat bir şekilde yap."
"Olsun."
Jungkook'a karşı sadece gülümsemekle kalıyordu, nefes alışverişleri düzensizdi ve eğer konuşursa ne olur bilmiyordu.
Arkadaşı iyi biriydi.
Krem sürmeyi bitirip, sargıyı sarmaya başladı Jungkook. Çok dikkatli olmaya çalışıyordu, canı yansın istemiyordu.
Ellerken, nazik olmaya çalışıyordu.
Onu izlemeye başladı Jimin, izledikçe içinde kayboluyormuş gibi hissetti. Gözleri.. gözlerinde kaybolmak üzereydi.
"Ah.."
"Acımıyor demiştin Jimin?"
"Acımıyor zaten."
Yanına oturan Jungkook'un, kendi yüzünü incelediğini, daha sonradan dudaklarına baktığını fark edince istemsiz bir şekilde gerilerek hareket etti yerinde.
"Bu sefer gerçekten tadına bakabilir miyim?"
"Ne?" Diye tepki verdi Jimin, Jungkook'un sorusu üzerine.
Cevabını alamadan, dudaklarında onun dudaklarını hissetti. Gözleri şaşkınlık ile açılırken, eş zaman da ağzı da açılmıştı.
Karşısında ki bunu fırsat bilerek, alt dudağını emmeye başladı. Sevgiyle, hasretle öpüyordu. Sanki yıllardır hasret kalmış gibi..
Dudaklarının uyumu güzeldi.
Emmeye devam eden Jungkook, elini sarışının çenesine yerleştirince, sarışının bedeni kendisinden izinsiz hareket etti.
Jimin elini, onun beline yerleştirdi. Sanki yeri, hep orasıydı.
Git gide, koltukta uzanır hâle gelirken nefes alışverişleri bozulmaya, kalp atışları yavaşlamaya başladı.
Nefes alışverişlerinin düzenini bozan, kalp atışlarının yavaş atmasını sağlayan kişi, onu şuan öpen kişiydi.
Zevkli olduğunu kabul ediyordu, dudaklarının verdiği tadı daha önce hiç bir yerde tatmamıştı.
Jungkook'un dudakları, kendi dudakların da hareket ederken, öpüşleri sertleşmeye başlamıştı. Onun dilini, ağzında hissedince.. her şeyin farkına vardı.
Biliyordu, olacakları biliyordu.
Jimin her ne kadar heyecanlasa da, karşısında ki onun arkadaşıydı.
Başını çekti. Ve neredeyse üzerinde olan, Jungkook'un gözlerine baktı. Jungkook zaten hiç ayırmamıştı gözlerini.
Bir süre ikisi de birbirlerinin gözlerinde kaybolup gittiler, konuşmadılar. Konuşamadılar..
"Kalbini kırmak istemiyorum Jungkook. Ben konuşmadan, burayı terk etsen iyi olur."
Jungkook'un gözünde ki hayal kırıklığını, en dibine kadar gördü, ama tepki vermedi. Kalbi kırılsın istemiyordu. Neden?
Bir şey demeden kalkıp gideceğini sandı, öyle de oluyordu. Ama kapıdan çıkmadan önce durdu Jungkook.
"Seni her şeyden çok seviyorum Jimin.. Lisa ile sevgili değildim, seninle yakınlaşmam için rol yapıyorduk sadece.." arkasını döndü.
"Seni bütün korkularımdan sıyrılarak sevdim."
Tekrardan önüne döndü ve kapıyı kapatıp, evden ayrıldı.
Arkasında ise.. saatlerce ne olduğunu sindirmeye çalışacak, yerinden kalkmayıp ne olduğunu düşünecek, bir Jimin bıraktı.
~~
Oy verin ya da vermeyin 😇✌️
Bir supapatyasi atasözü de derki;
Bölüm gelir ya da gelmez 😇👍