luz de la luna || marvel

By oprexia

95.9K 7.1K 2.9K

daughter of stark başlangıç 12/06/2022 bitiş 10/02/2023 ❝ 𝘕𝘰 𝘥𝘦𝘫𝘦𝘴 𝘲𝘶𝘦 𝘦𝘭 𝘴𝘰𝘭 𝘯𝘰𝘴 𝘢𝘭𝘶𝘮... More

promotion
episode 1
episode 2
episode 3
episode 4
episode 5
episode 6
episode 7
episode 8
episode 9
episode 10
episone 11
episode 12
episode 13
episode 14
episode 15
episode 16
episode 17
episode 18
episode 19
episode 20
Episode 21
Episode 22
Episode 24
Episode 25
Episode 26
Episode 27
Episode 28
Episode 29
Episode 30
Episode 31
Episode 32
Episode 33
Episode 34
Episode 35
Episode 36
Episode 37
episode 38
teşekkür + duyuru
yeni hikaye <3

Episode 23

1.7K 136 47
By oprexia

Ay bütün çıplaklığıyla gökyüzünde süzülürken şevhetine kapılan bulutlar peşisıra ilerliyordu. Sık sık karanlığa bürünen yeryüzü artık aydınlık için savaşmıyordu.

O gece kendini diğer bütün gecelerden ayıran bir özelliğe sahipti.

"Efendim, şu an tam zamanı." Uzun yüzünün yanlarındaki iki boynuzla ortaya çıkarken babasının karşısında eğildi. Dev adam memnunca gülümsedi.

"Ama efendim, Odin hâlâ hayatta. Sürgünde olsa bile. Onun yakında gerçekleşecek ölümünü beklemek daha doğru olmaz mıydı?" Diğer tarafından gelen sesle, adamın susması için elini kaldırdı. Elbette ki bunu düşünmüştü, hem de yıllarca.

"Bana karşı mı geliyorsun Corvus?" Sert sesiyle tehtitkâr bir şekilde kükrerken arkasındaki susup geri çekilmekte başka bir şey yapamadı.

Bu gecenin sonunda, Thanos kazanmaya bir adım daha yaklaşacaktı.

"Küre." Koca elini uzatıp bir süre istediğini vermelerini bekledi. Sonunda elinde hissettiği ağır yükle, usulca gülümsedi.

"Almak zor olmadı efendim. Kız başucunda tutuyordu, yazık. Böyle değerli bir şeyi bu kadar kötü muhafaza etmek amatörlükten başka bir şey değil." Arkadan gelen sesle, gülümsemesi daha da büyüdü.

Haftalar önce bu küreyi Amaris Stark'a gönderen oydu.

Fatum küreleri, kader küreleri olarak bilinirlerdi. Canlının yaşamaya başladığı andan itibaren ölünceye kadar olan zamanda kişiyi temsil etme görevini üstlenirdi.

Ve eğer küre kırılırsa canlı sonsuz karanlığa, ölüme mahkûm edilirdi. Elde edilmesi imkansız olan bu küre birkaç ay öncesine kadar Thanosda değildi. Dev adam neler olacağını fark etmeksizin aniden karşısına çıkan bu küreyle, amacı için daha kısa bir yol seçme şansına sahip olmuştu.

Öte yandan onu uyaran adamı haklıydı. Odin daha ölmemişti. Kendisi de biliyordu ki onunla karşı karşıya gelmeye gücü asla yetmezdi.

Ama şimdi dünyaya, planının küçük bir aşamasını gerçekleştirmek için gelmişti. Zafer bugün değildi ama o yoldaki en büyük adımı, biraz sonra küreyi kırınca gerçekleşecekti.

Amaris Stark ölünce.

Elindeki karanlığın içinde bile parlayan bembeyaz küreyi bir süre inceledi, evirip çevirdi. Bir süre sonra derinliklerinden geldiğini hissettiği mor ışıkla kaşları çatıldı.

Ne olduğunu bilmiyordu. Ancak hayatı boyunca bildiği birkaç Fatum efsanesinden birinin, onun tek renkte olduğuydu.

Hem yıllardır beklediği Tony Stark'tan intikam almak için, hem de hedefine ulaşmak için gözünü kin bürümüş dev adam bunu umursamadı.

İlk önce küreyi, dudaklarına doğru kaldırdı.

"Ey Fatum, sahibini bizlerle buluştur." Diye fısıldadığında cevap olarak gürleyen gökle kafasını gökyüzüne kaldırdı. Şu an olduğu küçük adanın etrafında süzülen bulutlar, Amaris Stark'ın buraya geliyor oluşunun habercisiydi.

Gecenin en mayhoş saatlerinin az sonra kâbusa döneceğini fark etmeden derin uykusunda olan kızın bütün günü hayal gibi geçmişti.

Amaris Luna Stark, artık tam anlamıyla ailesine kavuşmuştu. Mutluydu, ama uzun sürmeyecekti.

Mutluluğuna kavuşmasının üzerinden sadece bir hafta geçerken, ona doğru esen rüzgar bunu bozmaya gelmişti.

Yatarken bütün günahlarından arınan yüzü sanki nurla yıkanmıştı. Kasvetli hava etrafını sardığında da bu değişmedi.

Bedeni, kendinden izinsiz havalandı. Tavanla arasında birkaç santim kalırken, kız hala uykusunun en derin dakikalarındaydı. Yatağından ayrıldığını hissetmeyecek kadar huzurlu bir uykuda sanıyordu kendisini.

Küçük beden açık camdan dışarı sızan ışığı takip ederek yükseldiğinde o saatte sokakta olan kişilerin bilinci yerlerinde değildi.

Kimi Yıldız kaydığı için zıplayarak seviniyor, kimi bir meteorun kendisini öldüreceğini düşündüğü için çığlık atarak koşuşturuyordu.

Hâlbuki havadaki varlık Yüce Fatum'un etkisine kapılmış masum bir kızdan ibaretti.

Dakikalar dakikaları cızırtılı sessizlikte kovalamaya devam etti. Artık Amaris'in bedeni, derin uykusundan hafifçe sıyrılırken soğuk kendisine çarpan soğuk rüzgar ruhuna işliyordu.

Hafiften gözleri aralandı. Bir süre kıpıdamaya çalışırken başaramadı. Bir şeylerin ters gittiğini yavaşça hissetmeye başladığında iyice kendine gelmiş ve nerede olduğunu fark etmeye başlamıştı.

Havadaydı, yeryüzünü göremeyecek kadar yüksekteydi. Ve emin olduğu tek, kabus görmediğinden emin olduğuydu.

Hafiften bir küfür mırıldanarak onu yönlendiren rüzgara karşı çırpınmaya başladı. Ancak hava öyle sımsıkı kucaklamıştı ki kızı, Amaris bir an boğulduğunu düşünmeden edemedi.

Bağırmadı, uçsuz bucaksız karanlıkta sesinin duyulmayacağını bildiğinden nefesini buna harcamadı.

Yavaş yavaş alçalmaya başladığını hissettiğinde, çıplak ayaklarına vurup onu gıdıklayan rüzgarı umursamamaya çalışarak sessiz kaldı. Yere yaklaştıkça ayın görkemli ışığı sayesinde parlayan çimenleri yavaşça fark etmeye başladı.

İyice yere yaklaştığında, rüzgarın onu iteklediği yerde gördüğü dört süiletle neye uğradığını şaşırdı.

Sorun, hiçbirinin bir insana benzemiyor oluşuydu.

Yere birkaç metre kaldığında artık onu bırakan rüzgar, kızın yere çakılmasına sebep oldu. Yüzü çimene değmek üzereyken önünü kaoatan saçlarından yararlandı. Bir süre yaşadığı şoku gidermeye çalışırken derin bir nefes alıp doğrulmaktan başka bir şey yapamadı.

Karşısıdakilere karşı zayıf görünmemek için üstündeki pijamalarını ve çıplak ayaklarını umursamadan ayaklanıp dimdik bir şekilde kendisinden iki kat büyük olan adamlar karşısında öylede durdu.

"Kimsiniz, bana ne yaptınız!?" Dedi sert sesiyle. En önlerinde olan dev adam sinirbozucu bir kahkahayla karşılık verince Amaris daha da sinirlendi.

Tony Stark'ın kızı olduğu açıklanalı bir hafta olmuşken başına bela alması ironikti. Neyse ki fazla endişeli değildi, muhtemelen birkaç dakikaya babası ve Avengers gelip onu kurtaracaktı.

Amaris'in gözü adamın elindeki ne takıldı. Bu ona aylar önce Ned tarafından verilen, gizemini son ana kadar koruyan küreydi.

"Hey, o benim. Sizde ne işi var?" Cevap alamayacağını bilse de sormaktan caymadı. Tahmin ettiğinin aksine bütün vücudu mora boyanmış gibi duran adam kahkahasını bastırarak konuşmaya başladı.

"Çok amatörsün Amaris Stark..hiçbir detaya kafa yormayarak her anormalliğe doğruca kapını açıyorsun. Sevgiye veya değişikliğe aç, acınası bir veletsin." Dediğinde, Amaris adamı ciddiye alacak kadar tanımıyordu. Daha önce onu hiçbir yerde görmemişti. Dünyadan olduğunu düşünmüyordu.

"Sen kimsin dedim?!" Diye sordu tekrar bastırarak. Stresten mi bilmiyordu ancak hafiften başı dönmeye başlamış, dengede durmakta zorlanıyordu. Ama bunun asıl sebebi, kendi Fatum küresine bu kadar yaklaşan ilk kişi olmasıydı.

"Senin sonunu getirecek kişiyim, Thanos'um." Dediğinde, sırıtan taraf bu sefer dördünü karşın küçücük duran kız oldu.

Thanos kızın hâlâ onlara karşı böyle tavır sergilemesine saşırıyordu. Kızın Tony Stark'ın kopyası olduğu kesindi.

"Fatum nedir bilir misin, çocuk?" Diyerek sordu Thanos. Amacına ulaşmak için sabırlı gözükmüyordu. Amaris dalgayla kafasını salladı.

"Şu Kader küreleri mi?" Dedi umursamazca. Mitoloji hakkijds tek bildiği bu olabilirdi. Etrafına bir bakış attı. Babasının şu ana kadar gelmemesi endişe vericiydi.

Ve daha da endişelenmeliydi çünkü Tony Stark, gelmeyecekti.

"Onlardan biri, senin kader küren. Şu an ellerimde. Haftalar önce sana gönderdim ama sen bunu anlamayacak kadar aptalmışsın." Dediğinde, Amaris için o an ipler koptu.

Bütün parçalar teker teker yerine oturduğunda, karşısındaki devin elindeki kürenin kader küresi olduğundan emindi. Rüzgarın onu sıkı sıkıya sarması buna bir işaretti. Efsanesi sandığı şey, aslında Fatum'un yüce gücüydü.

Yüzü bembeyaz kesilirken, Thanos tekrar zafer kazanmışçasına gülümsedi. Elindeki küreyi havaya kaldırıp, ağzını araladı.

"Bugün, Stark. Bugün senin Fatum Küren tam burada parçalara ayrılacak." Konuşurken bile kulağına mükemmel bir hayal olarak gelen bu cümleyi gerçekleştirecek olmak Thanos'u heyecanlandırırken, Amaris'i dehşete düşürmekten başka bir şey yapmadı. Thanos'un arkasındaki üç kişi de büyük bir kahkahaya tutulduğunda, dev başparmağını kaldırarak onları susturdu.

Ellerindeki küreyi iyice havaya kaldırıp, ıssız bucaksız çayırın her yerinden duyulabilecek bir şekilde kükredi.

"Fatum, gücünü göster." büyük mor parmakları küreden hafifçe ayrılırken, Amaris'in sol gözünden bir damla yss süzüldü.

"Ne yaparsan yap, sonumu getirirsen sonunu getirirler."

Ve o an, birkaç saniyede yüzyıllar içinde olabilecek herşey oldu. O an, Amaris kendi hikayesinde başrol olamayacağını fark etti.

"Seni 2997 kez seviyorum, baba." Son sözleri, bundan ibaretti.

Thanos'un ellerinden kayan beyaz küre rüzgarı delip yerle buluşurken, uzun ve rahatsız edici bir çığlık sesine benzer şekilde kırıldı. Beyaz bulutlar havada süzülerek gökyüzüne ulaşırken gökyüzünden gelen büyük bir yıldırım, Amaris'in kafasını kaldırmasına fırsat vermeden onu içine çekti.

Genç kız kulakları tırmalayan bir çığlıkla kurtulmak için çabalasa da, etrafında esen rüzgar buna izin vermedi. Birkaç saniye yüzyıllar gibi geçerken, Fatum'un kurbanı olmuş beden sarsılarak yere düştü.

Thanos hafiften kıza yaklaştı. Üstüne eğilirken yüzüne gelen saçlarını serçe parmağıyla geriye itekledi. Kızın bembeyaz yüzünü cansız bir şekilde yerde yatarken gördüğünde, ister istemez zafer kazanmışçasına gülümsedi.

"Girebiliriz." Dedi hafifçe doğrularak arkasında duranlara. Az önce Corvus diye seslendiği kişi bir adım öne çıktı. Ellerini şıklatıp ortadan kayboldularında, onların hızlarıyla yerde yatan cansız kızın saçları uçuştu.

Amaris Luna Stark, artık bir ölüden ibaretti.

"Günaydın millet." Tony Stark elindeki Melisa çaylarını masaya bırakıp yavaşça köşeye kuruldu. Bir süre bakışları etrafta gezerken, diğer bardağı kızı için yaptığını herkes biliyordu. "Amaris nerede?" Dedi gözlerini kisarak Natasha'ya doğru.

"Bilmem, bugün ders yapmadık. Dün çok yorulmuştur diye uyandırmak istemedim." Dediğinde, Tony iş ona düşmüş gibi derin bir nefes alarak ayağa kalktı.

Hafiften koşar adımlarla yukarıya çıktığında, kızının kapısını çaldı. İçeriden ses gelmeyince, ilk önce elindeki Melisa Çayına dikkat ederek hafifçe seslendi.

"Kızım, uyuyor musun?" Diye seslendi sessizce. Uyandırmak istemese de yapılacak bir sürü iş vardı ve bunu beraber yapmalarını istiyordu.

Ses gelmeyince yavaşça kapıyı araladı, kafasını hafifçe içeri sokup baktığında kızını yatağında görmedi.  İçeri girdiğinde elindeki çayı yatağının yanındaki Komodin'in üstüne koydu.

"Friday, Amaris ne zaman çıktı?" Dedi şüpheyle. Yapay zeka tok ve kesin bir sesle cevap verdi.

"Gece geç saatlerde Bay Stark. Ancak kendi iradesiyle gerçekleştiğini düşünmüyorum." Adamın kasları hafifçe çatıldığında, daha fazla bir şey söylemeden koşarak aşağı indi.

Normalde böyle bir şey olduğunda endişelenecek bir kapasiteye sahip değildi ama bugün, içine çok kötü bir his düşmüştü.

Merdivenlerden inerken çıkardığı yüksek sesler de arkadaşlarını da onunla beraber telaşa sürüklerken, hızlıca labaratuvara indi.

İçeri girdiği gibi hızlıca alkışlayıp kasabasına geçti.

"Friday, dün gece Amaris'in odasından kayda geçen kameraları aktifleştir." Dediğinde karşısındaki siyah ekran aniden açıldı. Karşısında usulca uyuyan kızını görünce derin bir nefes aldı. Ancak bu çok uzun sürmedi, nasıl olduğunu anlamadan havalanan kızının camdan uçarak çıktığını görünce korkarak geri çekildi.

Birkaç sefer farklı kameralardan aynı kaydı izlerken, kızının gozlerinin kesinlikle açık olmadığını fark etti.

Yaşadığı panikle hızlıca zırhını üstüne geçirdi, lobiye çıkarken acı verici bir şekilde bağırdı.

"Amaris kayıp, çıkıyoruz! Yolda anlatırım."

"Tony, Natasha sakin olun." Rhodey Natasha ve Tony'i sakinleştirmeye çalışırken etrafına kısa bir bakış attı. Şu an kesinlikle kimse iyi değildi.

Tony Stark kızında olan bilekliği ne yerleştirdiği çip sayesinde konumunu öğrenip peşlerine düşerken, izlediği herşeyi arkadaşlarıma anlattı. Herkes bunun Wandanın şakası olmadigina emindi.

Ve işin en kötü yanı, kızın takip cihazı başka bir kıtada gözüküyordu.

"Tanrım..nasıl fark edemedim!" Natasha, ağlamaktan kizara gözlerini elinin tersiyle silerken kendine sinirliydi. Tony, öylece bomboş bir noktaya bakıyor, sıktığı eli kanamaya yüz tutarken Wanda ona yardımcı olmaya çalışıyordu.

Aralarında en sağlam duran Steve gibi gözükse de, en kötünün o olduğu bariz belliydi. Oldukları aracı kontrollü bir şekilde sürmeye çalışırken aklından türlü ihtimaller geçiyordu ancak sakin kalmaya çalışıyordu.

"Burası, burada olmalı!" Diyerek inişe geçerken herkes ayaklandı.

Tony zırhıyla hızlıca gelmek istemişti, diğer Avengerslar da geri kalmamak için daha prototip aşamasındaki bir jeti kullanmak durumunda kalmışlardı. Bu en iyisiydi, Tony'i tek başlarına bırakınca olacakları hayal etmek zordu. Yanında birileri olmalıydı. Neyse ki Jet, Demir adamın kendi hızından daha hızlıydı.

Jet indiğinde kapılar hızlıca açıldı. Kimse beklemedi, hep birlikte hızlıca kendilerini dışarıya artıklarında kocaman çayırda tek dikkatlerini çeken yerde kıpırdamadan yatan Amaris oldu.

"Amaris!" Hepsi bir ağızdan bağırırken, birkaçı için o an dünya durmuştu.

Demir Adam, birkaç metre uzaktaki kızına zırhını kullanarak ulaştığında hızlıca üstüne eğildi.

"Amaris, uyan..Friday!" Bağırarak konuştuğu sırada her bir Avengers kızın baş ucuna çömeldiler. Natasha yanıbaşında ağlarken, Steve onu göğsüne bastırıp sakinleştirmekten başka bir şey yapamadı.

"Beyin ölümü 8 saat 23 dakika önce gerçekleşmiş efendim." Yapay zekanın sesi avengerslerın kulağına iliştiğinde, her biri daha önce olmadıkları kadar çaresiz hissediyordu.

Tony kızının üstüne hafifçe eğilip gözlerini kapattığında, gözlerinden akan yaş kızının buz gibi ifadesiz yüzünü ıslattı.

Demir adam olduğu kişiye yeni kavuşmuşken, birkez daha bunda vazgeçmek zorunda kaldı.

Merhaba, baştan söylemeliyim. Beyin ölümü gerçekleşmiş herhangi bir hasta hiçbir şekilde hayata dönemez.

Tabii beyin ölümü gerçekleşmemişse o ayrı.

1999 kere Steve'i seviyor,
1998 kere Natasha'yı,
1997 kere Tony'i,
1996 kere de Peter'ı.
Amaris sayılara takıntılı. 😅

Bölüm nasıldı? umarım beğenmişsinizdir. Anlamadığiniz bir şey varsa cekinmeden yazın, anlatirim.

Fatum efsanesi tamamen benim hayal ürünümdür.

Continue Reading

You'll Also Like

1.2K 119 7
Myra green çok nadir bulunan bir güce sahipti ve genç kızın gücünün varlığından haberdar olan bir kadın onu kaçırıp günler boyu küçük bir odaya hapse...
3K 209 16
(Önceden yayımlayıp daha sonra kaldırmıstım, şimdi tekrar yayımlıyorum.) !ilk bölümler hatalı yazımlarla dolu! Not'; yorumlama yoktur. Olaylar hızlı...
11.4K 948 29
♕︎𝙏𝙝𝙖𝙩'𝙨 𝙗𝙚𝙩𝙬𝙚𝙚𝙣 𝙢𝙚 𝙖𝙣𝙙 𝙮𝙤𝙪, 𝙤𝙪𝙧 𝙡𝙞𝙩𝙩𝙡𝙚 𝙨𝙚𝙘𝙧𝙚𝙩 Cassiopeia Malfoy ve James Sirius Potter'ın yıllar sonra sonlandırd...
529K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...