Merhabaaaaa
Girayın simsime hediyesi✔️
27.Bölüm:
"Bana bak karnım ağrıyor diye ağlarsan o ufak kıçını ısırırım!"dudaklarım büzülürken Giray'a alttan alttan çatık kaşlarımla bakarak başımı göğsüne sürttüm.Lunaparka geldik geleli yemediğim hiç bir şey kalmamıştı,
stantlarda olan tüm yemelik şeyler o kadar güzel kokuyordu ki kendime engel olamıyordum.
"Bak sinirlendirme beni."dedim parmak uçlarıma yükselip çenesini öperek"almam yatağa seni,yerde yatarsın."yüzünde'hadi ya?'der gibi bir sırıtma oluşurken bana aldığı dördüncü krebi uzatarak almamı bekledi,tam elimi kaldırmış o güzelliği tutuyordum ki onu birden bire havaya kaldırarak almamı engelledi.
"Aman aman."dedi uzay büyük bir beklentiyle"Kavga var evren dur bırak kıçımı izleyelim,konu yemekse sima harcar diye yorumladım."gülerek bizi izlemeye başladığında Giray esneyerek elini cebine soktu.
"Ee almıyordun yatağa?"benimle oynamaya mı çalışıyordu.Kollarımı birleştirerek beklemediği bir şey yaptım ve atlı karıncanın merdivenine oturarak ellerim karnımın üzerine yerleştirdim.
"Almıyorum,ya verirsin Ya da kendimi atarım şurdan aşağıya."atarım dediğim yerde üçüncü merdivendi ama bunlar küçük detaylar"Hem ben kendim gider alırım başka,seni de yatağa almam ağlarsın kapının önünde."ayağa kalkarak üç merdiveni indiğimde Giray hızla önüme geçerek ilerlememi durdurdu.
"Nereye?Hemde kocan olmadan."elindeki krebi bana uzattığında burun kıvırarak uzaya baktım"Ne yani trip mi yiyorum, yirmi sekiz yıllık hayatımda bir ilk."adım atmaya çalıştığımda defalarca önüme gelerek beni engelledi en sonunda da canına tak etmiş olacak ki kollarını bedenime dolayarak bana sarıldı.
"Kelebeğim sende krep ister misin?"evren uzaya arkasından sarıldığında ensesine büyük bir öpücük bıraktı"Yemek istediğin bir şey var mı?"sesinden doğru anlıyorsam bu fesat bir şeydi.Artık girayın sürekli olan sapık imalarından dolayı ses tonundan insanların ne demeye çalıştığını,ne kastettiklerini anlayabiliyordum.
"Bebek yemek istiyorum Ya."uzay kalçama küçük bir şaplak attığında kollarımı girayın beline dolayarak ona sıkıca sarıldım"mâlum elde var gibi biraz."ona da bir şey söylemeye gelmiyordu,hemen ima yapmaya başlıyordu.
Dudaklarımı girayın açık düğmeleri sayesinde görünen dövmeli tenine bastırdım,onu öptüğümde saçlarım arasını derin bir nefes alarak öptü"Bir daha manitana triplenme."bu cümleyi onun gibi birinden duymak garipti,gerçi ilk tanıştığımız gün ki Giray gibi değildi hatta alakası yoktu.
Nasıl o tür gıcık bir herif bu kadar sevgi dolu olabiliyordu gerçekten anlayamıyorum.
"Şimdikiler manita diyor biz küçükken sevgilim diyorlardı."kalbimin atışı hızlanırken sanki kendi elli yaşındaymış gibi konuşması göğsüne doğru gülerek boğuk bir ses çıkarmamı sağladı"ne?ben lisedeyken öyle diyorlardı birbirlerine.
Şimdi şu angut gibi yok kelebeğim bilmem neyim,hoşlanır mısın sen öyle şeylerden?"yapmak için mi yoksa beni denemek için mi soruyordu acaba.
Şüphe içerisinde kolları arasından çıkarak elindeki içinde bir sürü meyve olan krebi aldım ve büyük bir ısırık alarak hep çikolata olan dudaklarımla gülümsedim.
"Yerim ağzını."Giray elini enseme atarak beni aniden kendine çektiğinde dudakları çikolatayla kaplı dudaklarımla buluştu.
İyice çikolatayı emerek geri çekildiğinde ağzımdan aldığı krep parçasını yutarak yanağımı da öptü"tadın da mükemmel."
bakışlarını yavaşça aşağıya indirdi"şort giymene hasta oluyorum biliyorsun değil mi?"
Yüzümde büyük bir gülümseme oluşurken Giray parmaklarını belime atarak yavaşça okşadı.
Altımda mini beyaz bir şort vardı üzerimde de onun seçtiği pudra pembesi üzerinde kocaman bir kedi olan tişört.
Etrafındaki renkli çiçekler ve kedinin arkasındaki büyük gökkuşağı.O bunu seçmesinin en büyük sebebiydi.Ayaklarıma da yine pudra pembesi çoraplarımla beyaz blazerlerimi giydirmişti.
Bana baskılı çocuk tişörtleri gibi olan şeyleri giydirmeyi seviyordu,gerçi giyimin yaşı cinsiyeti olmazdı orası ayrı.
"Biliyorum."dedim parmaklarımı parmakları arasından geçirip onu atlı karıncaya doğru çekiştirerek,bir yandan da krebimi bitirmeye çalışıyordum.
Elimde yerken binmeme hayatta izin vermezdi,yine başlayacaktı.
'düşersin,yaralanırsın,canın yanar,sana bir şey olursa çok üzülürüm biliyorsun değil mi bebeğim?'bu cümleleri kuracağına emindim.
Uzay ve evren peşimizden gelirken Giray arkamdan beni yavaşlatarak geliyordu.
"Güzelim elindeki bitmeden binemezsin."
Giray aniden durarak beni de durdurduğunda sırtım göğsüne yapıştı.
"Düşersin olur da bir yerin kanarsa senden çok daha fazla üzülürüm bilmiyor musun bebeğim?hem öpücük de vermedin sen bana?hani teşekkür öpücüğü."öpüşeli daha bir kaç dakika bile olmamıştı!şok içerisinde ona bakarak gözlerimi devirdim ve parmak uçlarıma yükselerek ona doğru dudaklarımı büzdüm.
Anında dudakları dudaklarım üzerine yerleşirken beni sert bir şekilde öperek geri çekildi.
"Ay Simsi bir de yapışık ilişki istemiyorum diyordun hale bak."dedi uzay evrenin kolları arasından ayrılmaya çalışarak ama o zorla uzayı kendine sabitlemişti"sende uzaklaş biraz!"onu kalçasıyla itmeye çalıştığında Giray yanağımı öpmekle meşguldü.
"Ben her hangi biriyle istemiyorum dedim Giray her hangi biri mi?"girayın dudakları dururken şaşkınlıkla bana baktı,
düşünmeden neden konuşuyordum ki!yanaklarım kızarırken çenesini sertçe sıkarak baş parmağını ve işaret parmağını yanaklarıma koyarak yüzümü avcunun içine aldı.
"Bana bak,böyle romantik romantik konuşursan ben beceremem öyle şeyleri."o mu beceremiyordu?sürekli yüz kızartıcı tatlılıkta bir şeyler söylüyordu.Bakışları sıkmasından dolayı büzülmüş dudaklarıma kaydı.
"Sen başka şeyleri beceriyorsun."cümlemle dişlerini dudakları üzerine geçirdiğinde garip bir şekilde ona baktım,yüzünde biz şey yaparken olan bakış vardı.Neden öyle bakıyordu ki?
"Simsi senden böyle bir şey duydum Ya."dedi uzay şaşkınlıkla"şoktayım resmen ağzını bozmuş bu herif senin."ben kötü bir şey mi söylemiştim?altı üstü başka şeyleri becerdiğini söylemiştim mesela ben onun gibi sandviç yapamazdım.Yada kıyafet katlayamazdım,birini göğsümde uyutamazdım.
Giray hepsini beceriyordu.
"Neden böyle bakıyorsunuz anlamadım ki ben?"diye mırıldandım krepten bir parça ısırıp çiğnemeye başlayarak,onları şaşırtacak ne gibi bir şey diyebilirdim ki?uzayın yaptığı imaya göre ayıp bir şey söylemiş olmalıydım"özür dilerim kötü bir şey söylediysem."üçününde kaşları havalanırken Giray elini açılan belime dolayarak beni göğsüne çekti ve çenesini başımın üzerine yerleştirerek parmaklarını karnımın üzerine koydu.
"Sen gerçekten hâla küçük bir bebeksin."
Karnımı okşamaya başladığında krebimi hızla yiyerek bitirdim ve ellerimi ellerinin üzerine koydum.Başımı havaya kaldırdığımda saçlarım göğsüne sürtünüyordu"bitirdim artık binebilir miyiz?"
"Binebiliriz bebeğim."yüzümde kocaman bir gülümseme oluşurken hızla atlı karıncanın önüne geldim.
Sırada bekleyen fazla kişi olmadığı için şanslı sayılırdık"Biz şuna binelim."elimle yan yana durmuş atları gösterdiğimde anında onları kaybetmiştim.Çok hızlı dönüyordu bu şey.
"Biz?"dedi Giray elini belime dolayıp beni tam önüne çekerken"sen demek istedin herhalde bebeğim."
"Nasıl yani?"dedim şaşkınlıkla,benimle birlikte binmeyecek miydi Yani?o zaman neden gelmiştik ki buraya.Bakışlarım ayakkabılarıma inerken girayın derin bir nefes aldığını gördüm,yavaşça elini çeneme yerleştirerek başımı kaldırdı.
"Hemen indirme o tatlı yüzünü,kirpiklerin çöktü yine.Tamam bineriz birlikte,hatta bak duruyor hadi koş."kalçama şaplak vurduğunda gülümseyerek başımı kaldırdım ve hayran bakışlarının yüzümü bulmasını sağladı"Çok güzelsin,başımı döndürüyorsun.O yüzden ya binersin yada arabaya çekerim seni,arka koltuk keyfi yaparız."
Hızla bileğini kavradım ve onu atlı karıncaya doğru çekiştirdim,önce beni ata bindirdi ardından o da yanımdaki ata bindi.
Uzay ve evren aynı ata binmişti.
Atlı karınca çalışmaya başladığında Giray elimi tuttu,yerinden kalkarak benim atıma tutunduğunda yüzünde geniş bir gülümseme vardı"Mutlu musun?"
dediğinde başımı olumlu anlamda sallayarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım ve küçük bir öpücük bıraktım.
"Çok mutluyum!"yüzündeki gülümseme büyürken kısa sürede atlı karınca durmuş ve ikimiz etrafta gezinmeye başlamıştık,
biraz ayaklarım ağrısa da baş edilemeyecek gibi değildi"Şu tavşan ne kadar güzel."dedim gözlerim etrafta gezinirken.
Büyük bir reyon kuruluydu ve üzerinde onlarca oyuncak tavşan vardı"O mu?"dedi Giray elini kaldırıp beyaz tavşanı işaret ederek,üzerinde çizgili bir tişört vardı.
"Gel."parmaklarını parmaklarım arasından geçirerek bizi oraya doğru yönlendirdiğinde büyük hızla önüne gelmiştik"Şu beyaz tavşanı istiyoruz."
çocuk bize garip bir şekilde bakarak eşini kaldırdı ve silahları işaret etti.
"Abi hedefi vurman gerekiyor."Giray karşıdaki küçük hedefe bakarak bakışlarını tam ortasındaki ufacık noktaya sabitledi,
biraz imkansız gibi görünüyordu.Bu oyunun insanları kazıklamak işin olduğu açık bir şekilde belliydi.
"Tamam vururuz,ver silahı."çocuk yüzündeki geniş sırıtmayla silahı Giray'a uzattığında beklemeden aldı ve parmaklarım arasındaki elini yavaşça çekerek silahı hedefe doğru kaldırdı.
Ellerimi yavaşça arkasından beline doladım ve sırtını öptüm,yüksek ihtimal kazanamayacaktı.
Hedefin altı kapalıydı ve yüksek ihtimal hareket eden bir sistemdi,çocuğun sırıtmaya bakılırsa da bu tahminimin tutmaması pek mümkün görünmüyordu.
"Bebeğim,elini ordan çekersen daha iyi olacak."kısık sesiyle elimi biraz daha yukarıya çıkardım,elimin o kadar aşağıya yerleştiğini fark edememiştim"Tamam o zaman başlıyorum,korkma sesinden."küçük bir çıt sesi çıkacaktı neden korkayım ki?
İyiden ilk okul çocuğu sanmaya başlamıştı beni galiba.
"Hm tamam."silahın basma yerine baskı uyguladığında beklemediğim bir şekilde Giray biraz sola ateş ederek tam hareket etmeye başlayan tahtayı ortasında duran kırmızı noktadan vurdu,çocuğun gözleri şaşkınlıkla irileşirken tırnaklarımı sevinçle karnına bastırdım.
Başarmıştı!
Yüzümde kocaman bir gülümseme oluşurken Giray elindeki silahı bana uzatarak karşıya doğru büyük bir adım attı be çocuğa tavşanı vermesi için elini uzattı.
Anlaşılan normalde çektikleri bu oyunla pek kazanan olamıyordu.
"Yüzün gözün sarardı hayırdır?"dedi Giray çocuğun poşete koyduğu tavşanı alarak,
bana doğru döndüğünde uzattığı karton poşeti almadan ona sıkıca sarıldım ve göğsünün üzerine bir kaç öpücük bıraktım"Bende ödül istiyordum."
Kollarımı bedeninden çekerek poşeti elime aldığımda ona küçük bir bakış attım,ne istiyordu ki?
"Ne ödülü?"dedim şaşkınlıkla,benden ilk defa bir şey istiyordu"yaparım,ne istiyorsan yaparım."sorgu dolu gözlerle ona baktığımda yanağımı öperek parmaklarını parmaklarım arasından geçirdi.
"Dönme dolaba binelim mi?"
Kaşlarım çatılırken omuz silktim,bunun ödülle ne alakası vardı?
"Bineriz."hızlı adımlarla dönme dolana doğru ilerlemeye başladığımızda giray beni önden binmem için yolladı,bu isteğini reddetmeden bindiğimde kısa süre içerisinde hatta belkide bir dakika içerisinde hızla yanıma gelerek karşıma oturdu.Bir şeyler çeviriyordu ama ne olduğunu kavrayamıyordum.
"Simsim babacığın kucağına gelmek ister misin?"Elini bana doğru uzattığında kucağımdaki karton poşeti kenara bırakarak hareket eden dönme dolapta ayağa kalktım ve elini tutarak yan bir şekilde küçük ağına oturdum.
"Aferin sana,manzarayı beğendin mi?"asıl manzara arkamda kalıyordu ve onu görmüyordum bile.Başımı ona çevirerek arkaya döndüğümde kocaman Bost manzarasıyla karşılaştım.
"Çok güzel."diye mırıldandım Işıl Işıl gökyüzüne bakarak,dudaklarım gördüğüm ateş böcekleriyle aralanırken bunu Giray'a söylemek için hızla yüzümü ona doğru çevirdim.
Çevirmemle birleşen dudaklarımız gözlerimin iri iri açılmasını sağlarken Giray elinin birini belime diğerini yanağıma koyarak üst dudağımı kavradı.
"Sen kendi güzelliğini hiçe sayıyorsun,aç bacaklarını."beni hafifçe kucağından kaldırdığında bacaklarımı iki yana açarak dilimi dudakları arasından içeriye ittim ve dilini emerek geri çekildim,gözlerim birbirine yapıştırılmış gibi açılmıyordu.
"Ödülümü istiyorum."dedi sıcak nefesini ağzımın içine üfleyerek,nefesimi kesiyordu.
Ciddi anlamda nefesimi kesiyordu.
"Ne ödülü."dudaklarım hafifçe kıpırdarken burnunu burnuma sürterek inledi.
"Senin olanı emmelisin."bakışlarım yavaşça pantolonunun önüne indiğinde orada olan büyük kabarlıklığı gördüm.
Dönme dolabın içerisinde bunu yapabilir miydik ki?en üste geldiğimizde makine aniden durdu"Hadi bebeğim."anlaşılan bunu planlamıştı.Dişlerimi dudaklarım üzerine geçirerek kucağından indim ve bacaklarının arasına yerleşerek kabarıklığa baktım,her seferinde bir şekilde beni korkutmayı başarıyordu.
Kocamandı.
Sertçe yutkunarak ellerimi sevdiği gibi arkamda birleştirdim ve dudaklarımı pantolonun üzerinden aletine bastırarak ufak öpücükler bıraktım"O küçük ağzın beni ne kadar kudurtuyor biliyor musun ufaklık."alttan alttan ona bakarak pantolonun üst kısmını kavradım ve dişlerimle onu aşağıya kadar çekiştirerek boxerin ortaya çıkmasını sağladım.
Onu da aşağıya çektiğimde sertleşen aleti dimdik bir şekilde tam karşımda duruyordu"çok büyük."diye mırıldandım dilimi dışarıya çıkarım hafifçe üzerine sürterek"çok bastırma tamam mı?"başını belli belirsiz salladığında dudaklarımı toplarına bastırarak küçük öpücüklerle yukarıya kadar ilerledim.
"Bu gece çok konuşuyorsun simsim."parmakları enseme yerleşirken dudak büzerek dişlerimi hafifçe aletine bastırdım,
kalçalarını oturduğu yerden kaldırıp kızaran yüzüyle bana baktığında gülümseyerek ellerimi kasıklarının üzerine koydum ve onu hafif bir baskıyla yerine oturtarak dilimi penisinin ucuna sürttüm.
Dudakları zevkle aralanırken sertliğin başını dudaklarım arasına alarak yavaşça emdim ve ensemdeki baskısıyla onu daha derinlerimde hissettim.Baskı gözlerimi doldururken bunu umursamadan dilimi aletinin etrafında gezdirerek zorlukla ağzımdan çıkardım ve derin bir nefes alarak ıslak gözlerimle yüzüne baktım.
Giray üzerindeki gömleğin bir kaç düğmesini açarak inledi.
"Ah."ensemdeki parmaklar saçlarım arasına kayarken penisini bir kaç defa yanağıma sürttü"Alışmaya başladın,"dişlerini dudakları üzerine bastırdı"artık acemi acemi emmiyorsun."
"Sürekli yalatıyorsun."diye fısıldadım utançla"alışmaya başladım,dudaklarım da ağrımıyor artık."hm diye bir mırıltı çıkardığında eski pozisyonuma dönerek göğsündeki dövmeyi öptüm,sonra da yavaş yavaş dilimi karnından aşağıya doğru sürterek boylu boyunca uzanan aletine geldim"İçime girecek misin?"
Sertliğin üzerini öperek alt kısma kadar yaladığımda Giray başımın arkasını okşayarak inledi.
"İçin mi kaşınıyor?"Islanmıştım,arkamdaki sıvıyı hissedebiliyordum.Gözlerimi kaldırarak yüzüne baktığımda elini dudakları üzerine bastırdı."Siktir,beni
yiyecekmiş gibi bakıyorsun."ses tonundan ne kadar şaşkın olduğu belliydi.
Gözlerimi kaçırarak aletinin etrafını emdim ve onu tekrardan ağzımın içerisine alarak gözlerimi sıkıca kapattım.İleri geri yapmaya başladığımda ellerini yanaklarıma koyarak yavaşça kalçalarını indirip kaldırmaya başladığında gözlerim her darbesinde doluyor dudaklarım sıvılarıyla ıslanıyordu.
Hareketleri sertleşirken Giray yanağımı okşayarak aletini boğazımın derinlerine kadar bastırdı ve aniden kendini geriye çekerek derin bir nefes almama izin verdi.
"Şimdi gel bakalım."beni yerden aniden kaldırdığında kendimi kucağında bulmuştum,şortumu alt kısmından kavrayarak kenara çektiğinde şaşkınlıkla yüzüne baktım"Seni."dedi dudaklarıma bakarak"Burda soyacağımı düşünmedin değil mi?"iç çekerek dudaklarımı dudakları üzerine bastırdım ve deliğimi sertliğine sürterek inledim.
Şortumu nasıl o kadar kenara çekebildiğiyle ilgili her hangi bir fikrim yoktu ama çok kısa olduğu için anlaşılan pek de zor olmamıştı.
"Genişsin."sesinin sertliği biraz beni korkuturken çenemi omzuna bastırdım.
"Neden?"
Banyoda yıkanırken birazcık onun hayalini kurmuştum,sonra da istemeyeceği tarzda bazı şeyler yapmıştım.
"Sen kendinle mi oynadın?hemde ben varken."penisini içime baskı uygulandığında yüksek sesle inleyerek sırtımı dikleştirdim ve dişlerimi dudaklarım üzerine geçirdim"Sebebi ne?neden ben varken parmakların o uzaklığa dokundu?gelseydin Ya bana."ben yıkanırken yanıma gelmek istediğinde onu reddetmiştim sonra da olan olmuştu zaten.
"Özür dilerim."diye mırıldandım ellerimi kalçalarımdaki ellerinin üzerine koyarak.
"Bir an çok şey oldum."
"Ne oldun?"sertlik biraz daha içime girdiğinde nefesim kesilmişti"Sebebi neydi o zevk inlemelerini kaçırmamın?"
"Utanıyorum."belimdeki parmakların baskısı artarken birden bire penisini içimden çıkardı ve çok sert bir şekilde geri itti.Yarısından fazlası içimi doldururken elimi karnıma bastırdım.
"Utanmalısın,bunun bedelini ödemelisin.
O inlemeleri duyacağım,kendine zevk verirken."bu ne demekti"Karşımda kendini tatmin edeceksin."hızı artmaya başladığında omuzlarına tutunarak küçük bir çığlık attım.Giray büyük bir hızla içime girip çıkıyordu"Yapacaksın,tamam mı?!"
"Tamam!"diye inledim yüksek sesle.
İçime giren kalınlığı çok net bir şekilde hissediyordum deliğim parçalanıyor gibiydi.Belime parmaklarını gömerek sertçe köklemeye başladığında bedenim üzerinde büyük bir şiddetle sallanıyordu.
Giray uzun bir süre içime girip çıkmaya devam ederek bir anda ensemi kavradı ve dişlerini çeneme bastırarak menilerini içime akıttı.Zorlukla nefes alarak kollarımı boynuna doladım ve omzunu öperek kalçalarımdan akan menileri umursamadım.
"Yoruldun mu?"bir de soruyor muydu?yavaşça başımı salladığımda penisini kavrayarak içimden çıkardı ve kalçalarımın arasına yaslayarak başını geriye attı"Sana bir şey söyleyeceğim."dedi Giray belimi okşayarak"Ama üzülmek yok tamam mı?"başımı kaldırarak yüzüne baktım.
"Ne söyleyeceksin?"şimdiden moralim bozulmuştu bile,anlaşılan kötü bir şey söyleyecekti.Yoksa aniden söyler bu şekilde uyarmazdı.
"Bir aylığına gideceğim."
💀
Giray nereye Ya?
Sizce gelecek bölümlerde ne olacak?
Sevişme sahnemiz?
Bölümü beğendik mi?
Girayın sima için tavşan kazanması?
Texting sahneleri başlıyor yada sextingler mi desem eheheheheeh