Heartfelt

By nyxmylifemyrules

12K 1.4K 1.8K

Sen ne yaptın kendine?-- İntersex birey içeren bir kurgudur. Başlamadan karakter bölümünü iyi okuyun... Vmi... More

Karakterler
1. ☘︎O kızı unuttun mu?☘︎
2. ☘︎Sesin gerçekten gürültü kirliliğiydi.☘︎
3. ☘︎Sen-☘︎
4. ☘︎-küçük bey?☘︎
5. ☘︎Nereye götürüyorsun beni?☘︎
6. ☘︎𝄞do re mi-☘︎
7. ☘︎-ah güzel oğlan-☘︎
8. ☘︎Babaa.☘︎
9. ☘︎Sadece okşasan saçlarımı.☘︎
10. ☘︎sen ne yaptın kendine?☘︎
11. ☘︎onu öpmüştüm, ben öpmüştüm.☘︎
13. ☘︎Jimin rahat dur güzelim.☘︎
14. 🔞 ☘︎Benim o.☘︎
15. ☘︎T-taehyung?☘︎
16. 🔞 ☘︎Sinirli çiçekçi oğlanım.☘︎
17. ☘︎Rüyam sonlanmıştı.☘︎
18. ☘︎Sadece saçmalıyordum.☘︎
19. ☘︎Benden af diliyordu...☘︎
20. ☘︎İyi ki-☘︎
21. ☘︎Ama o şuan karşımdaydı.☘︎
22. ☘︎Kalbini en değerli yer de-☘︎
23. ☘︎Biraz da kıskandırmak...☘︎
24. 🔞 ☘︎Eskiler can yakıcıydı.☘︎
25. ☘︎Gösteri günü.☘︎
26. Final ☘︎Çiçekçi oğlan bak bana♫☘︎

12. ☘︎Jimin sen-sen.☘︎

373 55 51
By nyxmylifemyrules

"Bonjour olmaz ama böyle katiyen." hocanın söyledikleri başımı döndermeye yetmişti. Ayaklarımın altında yumurtayla gezmek de neydi, beni kızlarla mı karıştırmıştı acaba. Çünkü yumurta üzerinde, başımda kitap yürümemin ne faydası vardı ki?

"Belini öne doğru ver, poponuzu dışarıya doğru çıkartın jimin bey." elinde ki uzun değneğiyle belime vurarak popomu dışarıya vermemi sağlamasıyla sesli bir oflayış bıraktım.

Hayır sorun değil di, ama durumum yüzünden işte zorlanıyordum.

"Siz bir leydi, ben ise prens. Elinizi tutmam için nasıl uzatmanız gerek?" diyerek popom dan bakışlarını çekerek bana bakmasıyla, öğretiği gibi elimi oldukça nazik bir şekilde kaldırarak eline uzattım.

"Aferin beyefendi aferin." diyerek elimi tutarak beni bir tur hızla çevirmesiyle kafamda ki kitaplar yere düşerken ben de savrularak düşecegim sırada belime sımsıkı kollar dolandı.

Başımı kaldırıp baktığım anda Taehyung'u görmemle hüzünle baktım gözlerine. Kollarını tutarken olmaması gerekeni yaparak yumurtaların üzerine ayak tabanımla bastırıp yerin ve ayaklarımın yumurta olmasını sağlamıştım.

"Iyy ama olmaz ki böyle beyefendi." yüzümü yumurta yüzünden buruşturmamla hocanın iğrenerek söyledikleri tepemin tasını arttırırken belimde ki kolları bir kaç dakikalık unutmamı sağlayıp, başımı hocaya doğru çevirmemi sağlamıştı.

"Yeter be! Kes sesini senin yüzünden ayaklarım battı. Ben üç öğün topuklu ayakkabı giymiyorum, neden yumurtanın üzerin de yürüyorum? Hem ne bu kıvırtma merağı! Naif bir kişiye benziyorum diye bana kadın mışım algısı yapma!" çıldırmıştım gerçekten.

Hanımefendi deyişleri de buna oldukça yardımcı olmuştu.

Söylediklerim karşımda ezilip büzülmesini sağlarken sertçe sopasını tutarak başını dikleştirmişti. Sinirle sararıp, beyazlaşmasıyla benden bakışlarını çekerek Taehyung'a odaklamıştı.

"Taehyung bey bu ne utanmaz bir kişidir. Karşında bir Fransız öğretmeni olduğundan haberi yok mudur? Bu tavırlar ne demektir?" diyerek beni aşağıladığını bariz bir şekilde anlamıştım.

"Tur, dur, tir, dir adam gibi öğretmektir! Ayağımı yumurtalara batırmamaktır! Bu nerenin dersi legolas!" deyip çığırdım. Bu sırada belimin okşanmasıyla bakışlarım anında Taehyung'a kaymıştı.

Bununla anında bana küçük bir tebessüm sunmasıyla bedenine daha fazla sırnaşıp kıkırdadım. Şuan dışarıdan bakan bir kişi için fazla sevgili gibi duruyorduk, değil mi.

"Taehyung bey böyle bir beyefendi'ye daha fazla diksiyon, güzel yürüme falan öğretemem. Bu beyefendiye ilk önce disiplin öğretilmeli." demesiyle bakışlarım hoca kılıklıya kayacağı sırada, Taehyung çenemi tutarak bakışlarımı sadece kendisin de sabitleme mi sağladı.

"Delacroix bey size daha güzel yürütmeyi öğretin demem topuklu ayakkabı üzerin de yürüt demeyi öğret değildi. Bilgileri oldukça çarpıtmışsınız zannımca. Küçük bey'in bu şekilde sert tepki vermesi ayaklarından da belli oluyor ki oldukça haklı." kalın hoş bir tınıyla konuşarak beni savunması gözlerimin parlamasını sağlamıştı.

Kolları arasın da kıkırdayarak hocayla konuşan bedenin arada sırada bakışlarını kendime topluyor, alttan alttan gözlerine cilveli bakışlar atıyordum. Bununla dudaklarında tebessüm oluşacak iken hocanın ciyaklayan sesiyle kendini durduruyordu.

Daha sonra odadan Taehyung'un sinirle yeniden bir şeyler demesi ile bir anda odadan ayrılan hoca ile dudaklarım şokla ayrılmış, Taehyung'a baka kalmıştım.

"Hoca gitti kılçık." parmağımla kapıyı gösterirken mırıldanıp dudaklarımı yaladım. Hoca hatalı olmuş olsa bile sonuçta bir şeyler öğrenmem gerekiyordu ama hoca resmen kaçmıştı.

"Bakma şöyle, dediklerine göre pekte sevmemiştin. Şimdi bir saatliğine ses öğretmeni gelecek. Ben de bir müzik öğretmeniyim ama meslektaşlardan daha iyisi olman için yardım almak güzel olabilir.

Yeni gelen meslektaşım da dinleyecek seni ve ezberlediğin notaları ne kadar süre nefessiz kalarak söylediğini dinleyecek. Sesini bir opera söyleyecek şekilde güçlü kılman gerek jimin. Çıkacağın sahne de seni en önemli kişiler dinleyecek, sadece Koreli bir kaç sanatçı dinlemeyecek."

"Kılçık sen böyle deyince bana heyecan basıyor." diyerek kendimi ellerimle havalandırmaya başladım.

"Kontrol altına alabiliriz heyecanını ve daha sonra da seninle akşam yemeğine gidebiliriz." demesiyle aklıma gelen akşam yemeği gözlerimi büyültme mi sağlamıştı.

"Bügün yemek vardı kahretsin kılçık ben hazırlanmadım. Senin yüzünden göğüs sargımı bile takmadım!" çığırarak bağırmamla kolları arasından çıkmaya çalışmıştım ki ayaklarımın vıcık vıcık olduğunu hatırlamamla hıçkırdım.

Yemek için güzel yanı göz alıcı olmayı planlıyordum ama ayaklarım bile kokuyor ve vıcık vıcık olmuştu.

"Dur jimin ağlama akşama dediğim gibi oldukça vaktin var. Hem o sargıyı da takmamanı istiyorum, hadi gel kucağıma ayaklarını da ben yıkarım." beni kucağına almasıyla boynuna sarılıp tekrar hıçkırdım.

"'Hıck' tıpkı s-sevgililer gibi." göz yaşlarımın arasından konuşarak kucağında kıpırdandım.

"Jimin..." göz devirerek baskılayıcı tonda konuşmasıyla tekrar hıçkırıp başımı boyun girintisine soktum. O da zaten kucağında benimle hızlıca banyo ya giderek beni yavaşça küvetin kenarına oturmuştu.

"Fazla pislendin bu gün Jimin." diyerek suyu ayarlayıp bana bakmasıyla eğilerek omzuna yumruk geçirdim.

"Sensin pis küstüm git yanımdan." onu itekleyerek dudak büzüp fiskiyeyi almaya çalıştım.

"Yumurta olan sensin ama Jimin." eline benden hızlı davranarak fiskiyeyi alıp ayaklarıma tutmasıyla bağırmaya başladım.

"Hep senin yüzünden! Kim dedi sana o hocayı çağır diye! Yürüyüşümün neyi varmış şerro kılçık seni!"

"Sosyeteye katılman için daha iyi olman gerek." demesiyle omuz silktim.

"İnat sana pissem eğer bu gün ders falan görmek istemiyorum. Şimdi git yanımdan ah ama öyle yapma gı-gıdıklanıyorum." ben konuşmaya devam ederken ayağımın altından bantları sökmek için parmaklarını tenime sürmesi kıkırdamamı sağlayıp, ses tellerimin titremesini sağlamıştı.

"Jimin inat mısın bebeğim." dediği kelime küvetin içine düşmemi sağlarken bir tur küvetin için de dönmüştüm.

"Bir yerine zarar vereceksin, iyi misin?" Taehyung anında kollarımdan tutarak beni dizlerim üzerinde yükseltmesiyle gözlerimi yumarak açtım.

"Ne dedin, ne dedin?" diyerek kollarına tutunurken gözlerimin önüne düşen saçlarımı üfledim.

"Bebeğim dedim herkese derim alışmalısın." dediğiyle gözlerim şokla büyürken dudaklarım titremeye başlamıştı.

"Sen-sen çok k-kötüsün kılçık." diyerek saçlarını kavrayıp hızla çekiştirmeye başladım.

"Pis kılçık, pis kılçıksın." saçlarını çekiştirmeye başlamamla ayaklarımı bırakarak ellerime koymuştu, ellerini.

"Jimin delirdin mi bırak saçlarımı!" bana bağırmasıyla ayağa kalkıp suyun üzerinde çırpındım.

"Bana bağırma kalas!" diyerek çığırmamla o da ayağa kalkıp başını çekmeye çalışmasıyla daha da asıldım saçlarına.

"Bırak yoksa ıslarım seni suyla." sakin bir şekilde dediğiyle omuz silip bırakmadım.

"Bir şey yapamazsın bana! Pissin sen herkese bebeğim diyen pissin..." diyerek bir elimi çekerek omzuna tekrar yumruk attım.

"Jimin!" bağırarak bir anda pijamamı aşağı indirmesiyle hareketlerim kesilip donarken yutkundum.

Bir elim hala saçlarında dururken gözlerimi oldukça yavaşça aşağıya doğru indirip ellerine ve açılan pijamama baktım. Elleriyle tuttuğu pijamamı bakışlarım onu bulmasıyla bırakıp küvete düşmesini sağlamasıyla anında saçlarını bırakıp arkama döndüm.

"Çık banyodan çabuk çıık!" dememle yere eğilip ayaklarımda olan bantları sökerek alıp pijamayı hiç bakmadan arkama fırlattım.

"Jimin ne yapıyorsun?" arkamda ki bedenin gitmediğini fark etmemle bedenime sarıldım.

"Gitsene be adam ne dikizliyorsun!" tekrar bağırmamla daha fazla beklemeden banyodan gözlerini devirerek hızla ayrılmıştı.

Pijamamı kafasından çekip sinirle attığını var saymazsak dünya güzeldi.

✾✾✾✾

Yatakta öylece yatarken gözlerimi kapayıp dinlenmeye çalıştım. Dediği kişi sesimi dinlemiş bir kaç şey öğretmişti, ama sabahtan beri ayakta olmak beni tüketmişti. Sadece birazcık yatmak istiyordum ve beni kimse kaldıramazdı.

Taehyung bu gün bana sinirlenerek odadan ayrılmıştı, ve şu ana kadar geri dönmemişti. Bu yüzden biraz kırılsam da sorun etmeyerek sesime katkıda bulunan kişinin gitmesi ile dediği gibi kartı alarak alışverişe gitmiştim.

Pek tabi bir parça kıyafetin sadece 3 bin euro olduğunu görmem hiçbir şey almadan geri dönmemişti sağlamıştı. O kadar fazla parasını harcamak istemiyordum. Parasını kullanıyor gibi görünmek katiyen istemezdim. Borç olarak al demesi de ya bir gün ödeyemezsin korkusu uyandırıyordu, bu da öylece kala kalmamı sağlıyordu.

"Jimin bana bak!" uzaktan gelen duyduğum ses tonuyla kalbim kasılırken anında yatakta doğrularak saçımı düzelttim.

Bu gün herkese bebeğim diyorum demesi beni oldukça kırsa da tek çağırışı ona koşarak gitmemi sağlıyor, beni heyecanlandırıyordu. Bu yüzden hızla ayağa kalkarak salona koşmamla bir anlık karnıma sancı saplamıştı.

Anında durarak soluklanmamla yanıma elinde küçük bir bardakla gelen adamı görmeyle dikleştim.

"Yemeğe gideceğiz hala neden hazırlanmadın." anında dediğiyle üzerime bakındım. Daha sonra tekrar ona bakarak konuşmadan omuz silktim.

"Neden onu taktın içine tenini morartıyor? Ben de öğrendim işte boşuna niye canını yakıyorsun?" göğüslerime bakarak söylediğiyle başımı eğdim.

"Senin yanında bir tek rahat olabilirim. Başka kişiler görüpte anlarsa sorun yaşaya bilirim. Tek sorun sen değilsin kılçık." diyerek ayağımı gerilirken zemine vurdum.

"Her neyse benimle gel." diyerek önden yürümeye başlamasıyla neden katı olduğunu anlayamadım.

Odasına girerek beni de almasıyla yatağındakileri göstermesi beni şok etti. Bir dünya kıyafet vardı ve hepsi birbirinden güzeldi. Bakışlarım anında Taehyung'a kaymasıyla sertçe yutkundum.

"Giy bunlardan bir tanesini ve yanıma gel. Bundan sonra da sana verdiğim kartla alışveriş yap, kıyafetlere bakma." demesiyle utanırken dudak içlerimi ısırmaya başladım.

"Isırma dudaklarını." diyerek dudaklarıma kısa bir temasla parmaklarıyla dokunarak odadan ayrılmasıyla odaya sesli bir soluk bıraktım.

Daha sonra ise büyük bir hisle benim için aldığı kıyafetlere baktım. Kalbim hızla çarpmaya başlarken kıkırdayarak elimi kalbime koydum.

Ben gerçekten bu kısa zaman da fazlasıyla aşık olmuştum.

Kıyafetlerde bakışlarımı gezdirirken çeşit çeşit pantolonların arasından tek bir tane fark ettiğim elbiseyle gözlerimi kapadım. Aşıktım... Nasıl olduğunu, hangi ara olduğunu bile bilmediğim bedene aşıktım...

Sadece bir kerelik şort veya pantalon değil de elbise giymiş olursam ne olurdu. Tanrı beni cezalandırırmıydı... Yoksa beni bu beden de yollamasının gerçek sebebini öğrenir miydim?

Ellerim o beyaz elbiseyi tutmak için ateş gibi yanarken kendime baktım. Dışarıda beni bekleyen adamı düşündüm. Eğer ben elbise giyersem sadece bana dermiydi bebeğim?

Daha fazla düşünmeden aklımdakini yapmak için yola koyuldum. Hızla üzerimi soyunarak göğüs sargısına kadar çıkarttım. Göğüslerimin hafif sarkmasını sağlayıp dolgunluklarımın kendini göstermesini sağladım. Beyaz elbiseyi hızla üzerime geçirirken kollarını ve göğüs dekoltesini kurdele atarak bağladım.

İç çamaşırımı ve gerekli şeyleri elbiseyi kaldırıp kontrol etmeyle hızla kapıyı açtım. Beklemeden koşup Taehyung'a görünmeden hemen kendi kaldığım odaya girdim. Beyaz bir iç çamaşırı pet alarak hızla lavaboya girip temizlenerek çöpleri atıp ellerimi güzelce yıkadım.

Daha sonra odaya girerek çantamdan bir kaç makyaj malzemesi çıkartıp göz kapağıma güzel bir makyaj yaptım. Dudağıma da simli hafif pembe bir ruj sürüp, üst dudağımı hafif şeftali tonların da yaptım.

Sarı saçlarımı da güzelce bağlayarak önden bir kaç saç telimin çıkmasına izin verdim. Ama bir sorun vardı ayakkabı!

Aklıma hemen bir çözüm bulmak için çağrış yaparken buraya gelmeden önce aldığımız unisex beyaz ayakkabıyı hızla giydim. Daha sonra ise odadan ayrılarak salon da bulunan Taehyung'un karşısına çıktım.

"Hazırlandım Taehyung~" diyerek cilveli bir ses tonuyla konuşarak kıkırdadım.

"Tam yarım saat afe-" hızla bana dönen beden kol saatinden bakışlarını çekerek bana baktığında sözleri yarıda kesilirken hafif dudak büzdüm.

"Jimin sen-sen."
________

Böyle bir bölüm.

Yaramaz Jimin, Tae'nin aklını aldı. 🐥

Umarım beğenirsiniz.♡

Continue Reading

You'll Also Like

11.7M 575K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
14K 686 10
✎Poi Yapım Sunar Baekhyun babası tarafından güney koreye gönderilmişti, kuzey kore ve güney kore arasınadaki bu savaş hiç dinmeyecekti. Eğer baekhyun...
2.7K 227 26
O sırada masanın tam ortasına açık bir şekilde bırakılmış deftere takıldı gözlerim. Pek de ince olmayan fakat defalarca okunduğu belli olan o günlüğe...
635 98 4
Deniz insanları için çiftleşme sezonu olan ilkbahar mevsimi yaklaşıyor. Bütün alfalar beğendikleri omegalara kendilerini beğendirme çabası içindeler...