luz de la luna || marvel

By oprexia

90.1K 6.9K 2.8K

daughter of stark başlangıç 12/06/2022 bitiş 10/02/2023 ❝ 𝘕𝘰 𝘥𝘦𝘫𝘦𝘴 𝘲𝘶𝘦 𝘦𝘭 𝘴𝘰𝘭 𝘯𝘰𝘴 𝘢𝘭𝘶𝘮... More

promotion
episode 1
episode 2
episode 3
episode 4
episode 5
episode 6
episode 7
episode 8
episode 9
episode 10
episone 11
episode 12
episode 13
episode 14
episode 15
episode 16
episode 17
episode 18
episode 19
episode 20
Episode 21
Episode 23
Episode 24
Episode 25
Episode 26
Episode 27
Episode 28
Episode 29
Episode 30
Episode 31
Episode 32
Episode 33
Episode 34
Episode 35
Episode 36
Episode 37
episode 38
teşekkür + duyuru
yeni hikaye <3

Episode 22

1.7K 134 70
By oprexia

"Anlayabildiğinden emin misin?" Babamın sorduğu soruyla, derin bir nefes alıp sandalyemi geriye doğru çektim. Yalandan başımı sallarken, o da benim gibi geirye çekildi.

Partiden çıktıktan hemen sonra herkes dağılırken babam ve ben labaratuvar inmiş, gelirken aldığımız cheeseburgerler eşliğinde derslerime çalışmaya çalışıyorduk.

Aslında herşeyi biliyordum, sadece onunla fazladan vakit geçirebilmek için uydurulmuş bir yalandı.

Babamın beni kürsüye çağırdığı andan itibaren şu ana kadar herşey hayal gibi gelmişti bana. Herkesin önünde artık bunu açıklayabilecek bir cesarete sahip olmak, aramızdaki herşeyin çözüldüğünü işaretti.

"Bitirsek mi? Sınavlar yarın ve erken kalkmam lazım." Dedim esneyerek. Partide neredeyse bütün salonla konuşmuş, Cooper ve Lila ile ilgilenmeye çalışmıştım. Bu beni olması gerekenden daha fazla yormuşken kolumu kıpırdatacak halim yoktu.

"Haklısın, hadi git yat sen." Dediğinde ayaklandı. Bununla beraber kaşlarımı çatıp ben de ayaklandım.

"Bir tek ben mi? Senin de uyumaya ihtiyacın var." Ellerimle göz altlarını işaret ettiğimde pek umursamış gibi gözüküyordu. Burada kaldığım süre boyunca az uyuduğunu biliyordum ve bu benim canımı oldukça sıkıyordu. Derin bir nefes alarak devam ettim, "uyumayı denemelisin. Melisa çayı yapmamı ister misin?" Başını olumsuz anlamda salladı. Eliyle ilerlemem için sırtımı tutarken konuşmaya başladı.

"Hayır, git yat sen. Bende yatacağım az sonra." Dediğinde itiraz edemedim. Tam kapıdan çıkmak üzereyken, aklıma gelen şeyle durakladım.

"Bugün için teşekkür ederim, baba."

Arkasını dönmüş masaya doğru ilerlerken, söylediğim şeyle durdu. Bir süre tepki vermeyince endişelenmeye başladım. Ancak tam o sırada, kafasını hafifçe bana çevirdi. Ağzının kenarıyla gülümsediğini görünce rahat bir nefes aldım.

"Önemli değil, kızım."

Bilmem sayamadığım kaçıncı sefer kapıya tıklatılınca, cevap vermediğimden ötürü odaya giren babam hafifçe bana seslendiğinde çarşafımı yüzüme çektim.

"Amaris, kalkmayı düşünüyor musun?" Diyerek yüzünü açmaya çalışsa da istemediğimi belli eder bir sesle mırıldandım.

"Sınava senin yerine ben mi girmeliyim yani?" Dediğinde, dediği şeyle hızlıca doğruldum.

"Sınavlar." Dedim telaşla yüzüne bakıp. O ise gülümsedi.

"Sınavlar." Diyerek tekrar etti beni. Bir saniye ne olduğunu anlamakta kafam karışsa da hızlıca toparlanıp ayaklandım. Dağınık odamda ilk ne yapacağımı şaşırsam da dolaptan elime gelenleri alıp hızlıca banyoya koştum.

Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama geç kalmak üzere olduğum kesindi. Bu yüzden direkt üstümü giyip saçımı topladım. Odama geri döndüğümde, babam yoktu.

Köşedeki çantamı alıp aşağı doğru koşarak ilerlediğim sırada Clint, Natasha ve Steve'in odasının önünden geçmiştim ama hepsi kalkmıştı, evin sessiz olmasıyla görevde olduklarını düşündüm.

Mutfağın yanından geçerken babam önümde durdu, üstünün giyinik olduğunu görünce kaşlarımı çattım.

"Sen nereye?" Diye sordum merakla.

"Seni bırakacağım." Diyip gözlüğünü takınca, kaşlarım daha da çatıldı.

"Baba, bunun için uygun bir zaman olmadığını düşünmem normal mi?" Dedim sitemle. Cidden şu an okula demir adam ile gidersem, lanet bir gün geçirebilirdim. Özellikle dün olanlardan sonra.

"Hadi ama. Yüzbaşı bile," duraksayıp elleriyle tırnak içine alırken yüzü ekşidi. "seni okula götürmüşken itibarımı zedeleyemem. Hem bugün uzun zaman için okuldaki son günün. Yanında olmak isterim." Dediğiyle gülümsedim. Ne kadar kıskanması hoşuma gitse de bundan emin değildim.

Diğer konu, bir süre okulu bırakıyordum.

Artık Tony Stark'ın çocuğu olduğunu herkes biliyordu. Eğitimlere devam etmenin yanı sıra tehtidlerden uzaklaşmak gerektiğini düşünüyorlardı. Hatta, dün duyduğuma göre Avengers kadrosunda yer alma şansım bile varmış, birkaç yıl sonra tabii.

Bu yüzden bugünkü sınavlardan sonra üç aylık bir ara verecektim. Aynı zamanda bunun bana iyi geleceğini düşünüyordum, bu yüzden kafam rahattı.

"Ama kimse ikimizi yan yana görmemişti." Dedim istemeyerek. Ama o umursamadı, masanın üstündeki araba anahtarını alırken peşinden gitmem için işarette bulundu. Derin bir nefes alırken peşinden ilerlemekten başka bir şey yapamadım.

"Bunu yapmamalıydık." Dedim gözlerimi kısa bir süreliğine kapatarak. Daha arabadan çıkmasak da bütün dikkatleri üstünüze çekmiştik. Stark kanı işte, ne yapabilirdim ki. Babam gözlüğünü takarken anahtarı çıkarıp cebine koydu. Kafasını bana çevirip gözlüğün altından bakmaya başladı.

"Hadi, tatlım. Arabadan ineceksin, sana şans dileyeceğim ve arkana bile bakmadan içeri gireceksin." Dediğinde söylediğini yapmaktan başka bir çarem yoktu. Derin bir nefes alarak arabadan aşağı indim. Benim indiğim an başlayan fısıltılar, babam arabadan inince daha da çoğaldı. Artık herkes bizi işaret edip bildiğin bağırarak konuşuyordu.

Bense umursamamaya çalışarak titreyen ayaklarımla babama ilerleyip hafifçe ona sarıldım. Geri çekilirken, elinden geldiğince yüksek sesle kulağıma eğildi.

"Herkes biz mükemmel olduğumuz için bakıyor. Bunu unutmayın bayan Stark." Dediğinde ayrılıp gözlerine baktım, hafifçe gülümsediğimde gitmem için koluma iki kere hafifçe vurdu.

Benim arkamı dönüp görmemle beraber babam arabaya bindi. Kısa süre sonra duyduğum araba sesi ile gittiğini anladım ama dönüp bakamadım. Artık tüm dikkatler bendeydi. Yanıma doğru gelen birkaç kişiden kaçmak için adımlarımı hızlandırdım.

Lobiye girdiğimde uğultular artmıştı ancak ben artık bunu umursamıyordum. Bir süre durup etrafa baktıktan sonra kafeterya girişinde gördüğüm kişiyle kocaman gülümseyip koşarak ona yaklaşmaya başladım.

"Ned!" Cevap vermesini beklemeden üstüne atladığımda beni kılpayı fark etti. Gözleri fal taşı gibi açılırken sarılma karşılık verdi.

"Amaris! Tanrım, sonunda.." bir aydır görüşmediğimiz için ikimiz de birbirimizi özlemiştik. En iyi arkadaşlarımdan biriydi ve telefondan bile görüşmemek bir ayda beni yeterince üzmüşken tekrar ayrılacak olmak da cabasıydı.

"Dün neydi ama, Peter ile televizyondan ağzımız açık izledik!" Ayrılınca heyecanla anlatmaya başladığında yüzümdeki gulumseme soldu.

"Peter..sahi, o nerede?" Burda olmamasını umarak sorduğum bu soruyla Ned önemsizmiş gibi kafasını salladı.

"Geç geleceğini söyledi. Son anda yetişir büyük ihtimalle." Dediğinde rahat bir nefes alıp kafamı salladım.

Peter ile görüşmeyi ne kadar ertelersem o kadar iyi olacaktı, bana söylediği sözler ne olursa olsun unutulması zordu. Ve ona karşı bir şey hissetmiyorken onu incitemezdim, istemeyerek bile olsa.

"Huh, kendini hazır hissediyor musun?" Diye sordum tedirgince. Kafasını salladığında kendinden emin gözükmüyordu, ama pes de etmemişti.

"Arkalı önlü oturuyoruz, bir sorun olursa dürtmen yeter." Dedim göz kırparak. Hafifçe gülümsediğinde, kafeterya dolmuştu. Çoğu ikimize bakıyordu. Bunların arasında öğretmenler bile vardı.

"Bu şekilde kopya çekebilir miyiz acaba." Diyerek etrafa bakan Ned'e belirsiz bir bakış attım.

"Hadi, sınıfa gidelim. Sınavlar birazdan başlayacak." İtiraz etmedi, ikimiz peşi sıra sınırımıza doğru ilerlerken ben bana doğrultulan gözleri görmezden gelmeye çalışıyordum. O sırada yüzünü ilk defa gördüğüm bir çocuk adımlarını hızlandırarak yanımızda yürümeye başladı.

"Nasılsın Amaris?" Diye sorduğunda, göz devirmemek için kendimi zor tutuyorum.

"İyiyim, teşekkürler." Diyerek konuyu kapatmaya çalışsam da, susmadı.

"Daha önce aşırı güzel gözüktüğünü söylemiş miydim, nasılsın?" Dediğinde, Ned duraksadı. Yürümesini sağlamak için kolundan tutacakken arkamdan gelen sesle bende durakladım.

"Ya sen, olağanüstü kız kardeşin nasıl Patrick?" Peter Ned ve benim kolumdan tutup bizi iteklerken, adının Patrick olduğunu öğrendiğim çocuğun arkamızdan bir küfür mırıldandığını duyabiliyordum.

Kolumu tuttuğu an aniden şoka girsem de karşılık vermedim, susup bizi sınıfa sokmasını bekledim. İçeri girince, hızlıca kolumu bıraktı.

"Oh, yetiştin." Ned hızlıca Peter'a sarılırken, göz göze geldik ancak ikimizden de ses çıkmadı. Söylediği şeyi söylediği için pişman gözükmüyordu, sadece onunla arama mesafe koymamın sorun olduğunu anlayabiliyordum. İkisi de ayrılırken, zor da olsa bakışlarımı baksa bir yere sabitledim.

Tam o sırada sınıf hızlıca doldu, konuşmamıza fırsat kalmadan öğretmen de içeriye girince bana baştan aşağı bir rahatlama geldi. Hızlıca yerime otururken Peter'la konuşmadığım için mutluydum.

Son kez kapıdan çıkarken kapıda bekleyen Ned'e hafifçe bir yumruk çaktım. Olmamız gereken bütün sınavları olmuş, artık büyük bir yükü omuzlarımızdan atmıştık.

"Daha iyisini yapabilirdim, insanlar Stark'ın kızı olduğunu bilmeseydi." Derken, hafifçe kıkırdadım. Çoğu kişi bana baktığı için kopya vermemiştim. Bunu kastediyordu.

İkimiz kendi aramizda gülüşürken Peter'ında çıkması ile hafif panikledim.

"Benim gitmem gerek Ned, söylediğim gibi. Önümüzdeki üç ay görüşmeyebiliriz ama söz veriyorum sana ulaşmaya çalışacağım." Peter'ın yanımıza yaklaştığını fark ettiğimde hızlıca ona sarıldım.

Cevap vermesine fırsat vermeden hızlıca yanlarından ayrıldığımda, bu kadar çabuk sıyrılamamıştım. Kolumu tutsn Peter durmama sebep olduğunda durakladım. Yüzüne baktığımda gözleri kızarmaya yüz tutmuştu. Bu ağlamak üzere olduğuna dair bir işaretti.

"Konuşabilir miyiz?" Dediğinde çatallaşmaya başlamış sesim yüzünden cevap veremedim. Sadece kafamı sallayabildim. İtiraz edemediğimde beni kolumdan tutup en yakın boş sınıfa soktu.

"Özür dilerim," yüzüne bakmam için çenemi kaldırdığında öylece durmaktan başka bir şey yapamadım. Ne için özür dilediğini anlamıyordum, özür dilemesi gereken bendim.

"Eğer sana aşık olmaya başladığımı söyleyerek seni kırmışsam, özür dilerim Luna." Fazla yakın olduğumuzu hissettiğimde rahatsız olduğumu belli edercesine geri çekildim. "Bunu istemeyeceğini biliyordum, aptallık ettim." Dümdüz bir şekilde bana bakarken aniden yaptığı şeye sinirlenip kendi etrafında bir tur attı.

Bu, cidden kendini kötü hissettiğinde kaçmak için en iyi yoluydu. Kaçmasına yardım edebilirdim ancak ben de en az onun kadar kötü hissediyordum.

"Amaris." Diyebildim sadece ne kadar isteksiz olsam da. Şu an Peter'ın bana karşı duygularını bilemezdim.

Ben ona aşık olsam bile asla olamazdık. İkimizde birbirimizden çok tehlike yaratan insanlarken her an birbirimize karşı hedef olabilirdik. Bu isteyebileceğim son şey bile değildi.

Luna demesi, beni herşeyden çok değerli hissettiriyordu am onunla aramdaki mesafeyi korumalıydım artık. Yüzünde buna inanamaz bir bakış vardı.

"Peki," dedi elimi tutarak. Engel olmadım. Konuşmasını bitirmesini beklemekten başka bir şey yapmadım. "Bari sen gitmeden sana son bir kez sarılsam? Beni çok iyi hissettirdiğini biliyorsu-" cümlesini tamamlamadan istediği şeyi yerine getirdim. Buna ihtiyacımız varken sarılmak ikimize de biraz olsun iyi gelecekti.

"Çok sevindim senin için." Çekilmeden önce kulağıma fısıldadığında neyden bahsettiğini anlamıştım. Dün olanlar hakkında konuşuyordu. Birşey diyemedim, hafifçe kafa sallayıp arkama bile bakmadan odadan çıktım.

elimden gelirse yarın bir bölüm geleceek.

Sizden ricam bir sonraki bölüm için heyecanlı olun ben de moralimi yukselteyim cunku bir sonraki bölüm çok degisecek.

İnşallah kafanız karışmaz anlarsınız. 😬

Continue Reading

You'll Also Like

13.3K 2.7K 31
Amelia'nın annesine ve dayısına duyduğu sevgi sonsuzdu. Aynı zamanda babasına duyduğu nefrette öyle. Amelia Lily Black soyadını annesinden almıştı. A...
53K 2.4K 23
Percy'nin öyküsüne kendi açımdan baktım ve kendi hayallerimi ekledim. Bazı yeni karakterler de her zaman hikayede olan karakterlerimize eşlik edecek...
562 102 3
Wren Stark, Tony Stark'ın tek oğluydu. Yeni bir kız kardeş ise, en son istediği şey bile değildi. Piece of Stark'ın altı üstüne gelse ne olurdu diye...
20.6K 1.1K 32
Peki Ya Biz? Sahte bi aşkla başlayıp gerçek bi aşka dönüşe bilir miyiz? Bizim hikayemizin sonu mutlu bitebilir mi? ~~~~~~~~~~~~~~~~♡