Bu gün Raymond'un yanına gittim. Böylece Sphero'nun zehri ile ilgili şeyleri öğrenebilirdim.
Aslında çok daha önce bahsettiğim kötülük dolu planımın zamanı gelmişti ama bu sefer benim zamanım yok yani onu iptal etmeliyim gibi duruyor.
Bu gerçekten üzücü.
Ama sorun değil!
Raymond madamın yanında bir odaya sahip.
Beni görünce ayağı kalktı ve selam verdi.
-Sizi bekliyordum majesteleri.
-Nasıl gidiyor Raymond?
-Haha ne olsun yasayıp gidiyoruz işte.
-Dimi dimi... Ben sana ne diyecektim?
-Ahem. Devam edin majestleri.
-Bana bir tür bilgi vermen gerekiyor.
Raymond bir anda kalem ve kağıt çıkardı.
-İstediğiniz bilginin değerini hesaplayacağım lütfen devam edin.
...
-Peki... Bana Sphero'nun zehri hakkında biraz bilgi lazım.
Sözlerimi duyduğu an kalem elinde kırıldı.
Sonra yeni bir kalem alıp bir şeyler karalamaya başladı.
-Bana bu miktarda para verirseniz size söyleyebilirim.
Orada kaç tane sıfır var!?
-Raymond hani biz kardeştik? Hani biz birlikte ölümden dönmüştük?
-Yapabileceğim bir şey yok, sen beni biliyorsun ne kadar iyi bir insanım ama ekmek parası.
-Bununla iki tane malikâne alırsın ne ekmeği!?
-Belki ben ekmek yemiyorum pasta yiyorum? Tsk tsk hiç anlayışın kalmamış.
Haah.
-Yarı fiyatına alırım.
-Olmaz vallaha kurtarmaz.
-Tsk indirim yap bari.
Kalemiyle bir sıfır karaladı.
-Bu kadar.
... Biri ona matematik öğretmeli.
Fiyatı kabul ettim ve anlatmaya başladı.
-Bu canavarı bulmak çok zor ki yaşadığı ormanı anlatmaya gerek yok. Kendisi ormanın derinliklerinde ağaçların üzerinde yaşar. Çok büyük olmasalarda hızlıdırlar ve pençeleri zehir içerir. Yakalamak çok zordur bunun nedeni hızları ve ağaçların üzerinde rahat ilerleyebilmeleri aynı zamanda sert saldırılar da yapabilirler. Zehrini ise ancak yanında uzman biri varsa alabilirsin yoksa amatör biri zehrin bulunduğu yere yanlış bir hamle yaparsa kendine zarar verir.
-Hmm anladım.
-Öyleyse bahşi...
-Benimle gelmeye ne dersin?
-Hayır!
-Huh neden? Merak ettiğini sanıyordum.
-Bu doğru onları çok merak ediyorum ama...
-O zaman neden?
-Ama benim için çok tehlikeli. Bilgiye çok değer versem bile ben oraya gidebilecek kabiliyette değilim.
Kağıdı aldım ve daha demin yazdığı sayıya birkaç sıfır daha ekledim.
-Şimdi?
-Ahh şimdi düşününce siz yanımda olursanız bu iyi olabilir. Tabi rakamda uygun ve bilgi...evet bilgi çok önemli...
-Anladım... O zaman anlaştık?
-Evet! Ne zaman yolculuğa çıkıyoruz?
-Hmm yarın?
-Bu...bu biraz erken değil mi?
-Zamanımız yok hızlı olmalıyız.
-Anladım ben malzemeleri hazırlamalıyım!
-O zaman yarın sabah erkenden burada buluşuruz!
-Anlaştık!
Hmm gerçi Caein'e daha haber vermedim. Neyse en fazla ne olabilir ki?
*****Bir saat sonra
-Ne demek yarın sabah erkenden yola çıkıyoruz!?
-haha yani... Şu demek yarın güneş doğarken beni aldığın ormana gitmeliyiz.
-Ve sen bunu bana şimdi söylüyorsun!?
-Yani biraz öyle oldu ama...
-Haa bari nedenini söyle.
O kara büyü kullandığımı ve sırlarımı biliyor yani sorun olmamalı.
-Şöyleki zamanını bilmediğim yakın bir tarihte kara büyüm vücudumu ele geçirecek ve ben herşeyi yok etmeye başlayacağım sonunda ölü bir balık olmamak için bir iksir yapmam gerekiyor ve bu bahsettiğim şey de onun bir malzemesi. Huf!
-...dur yani yakın bir zamanda herkesi öldüreceğini bildiğin halde hala burada boş mu yapıyorsun.
-Gibi gibi ama değil. Kan görmek bunu geciktirdiği için Evangeline ve grandük bana çok yardımcı...
-...
-Ahh yani...
-Sadece hazırlan. Eğer dediklerin doğruysa gerçekten büyük bir sorun var.
Sabah olana kadar tüm belgeleri hallettim. Her seferinde diyorum asistanlar tanrıdan verilmiş bir nimet.
Sıra anti yok edici iksiri yapmakta.
Sabah erkenden yola çıktık anlaştığımız gibi.
Araç kullandık çünkü Caein'in manasını sadece ışınlanmak için bitirmek saçma geldi.
Elimizde bir harita var.
Ormanın yakınlarında araç durdu ve biz indik.
Raymond haritayı yere açtı ve yolu gösterdi.
-Sphero'lar güçlü yaratıklar, ormanın derinliklerinde hakimiyet kuracak kadar. Unutmayın ormanda bir çok tehlikeli canlı var ve ortaya ilerledikçe daha tehlikeli hale gelirler.
Biraz düşündüm ve konuştum.
-Caein bizi ormanın ortasına ışınlasa nasıl olur?
Raymond kafasını salladı.
-Bu olanaksız.
-Neden?
-Çünkü bir büyücünün bir yere ışınlanması için daha önce orada bulunmuş olması ya da oradan çağırılması gerekir.
...
Lanet fantezi dünyası...
-O zaman tek bir seçenek var. Hadi ilerleyelim!
Yol uzun gibi duruyor...
At almadık çünkü her an yerin dibine tek gidiş kestirme bir yolla karşılaşabiliriz.
Yorulduğumuzda çalıların arasında oturduk ve sonra yürümeye devam ettik.
Ama yol beklediğimizden çok daha uzundu... Gerçekten çok uzun sürmedi mi!?
-Raymond en başta dediğine göre çoktan ortalarda bir yerde olmalıydık ama hala orta seviye canavarlar var burada bu konu hakkında ne düşünüyorsun!?
-Haha sanırım ufak bir hesaplama hatası yapmış olabilirim.
-Sakım deme...
-Kaybolduk.
Caein sinirlenmiş görünüyordu.
Haritayı Raymond'un elinden çekti.
-Sen...
-E...evet...
-Haritayı ters tutuyormuşsun!
-Yani hiç bir zaman harita okumada iyi olduğum söylenemez.
Caein eliyle alnına vurdu.
-Peki bunu neden daha önce söylemedin!?
-B...ben
İkisini durdurdum.
-Haha çocuklar sanırım şuan bunun sırası değil.
Caein tekrar bağırdı.
-Nasıl sırası değil!?
Parmağımı uzattım.
-Şu şekilde açıklayayım yaşamak istiyorsanız kaçın!
Önümde dev gibi bir örümcek duruyordu.
Ahh hayır örümcek olmaz. Her şey olur ama o olmaz!
Eğer karşınızda sizden çok daha büyük sekiz veya daha fazla bacaklı bir canlı duruyorsa yapmanız gereken şey çok basit.
-Kaçııın!
Böylece herkes kaçmaya başladı.
-Raymond zayıflıkları neler!?
-Bu...bu şeyin gözleri çok zayıf ama dikkat edin ağlarına takılmayın!
Koşarken bir anda dev gibi bir örümcek ağıyla karşılaştık.
Hayır ben doğayla iç içe olan sevgi dolu başrollerden değilim. Örümceklerden çok korkuyorum ah!
Örümceğin tuzağına düştüğümüzde örümcek yavaş yavaş bize yaklaşmaya başladı...
Hayır hayır hayır...
O sırada Caein bir büyü yaptı.
-Buz okları!
Oklar oluştu ve örümceğin gözlerine doğru uçtu ama örümcek boş değildi. Bacakları ile gözlerini korudu.
Bir şeyler yapmalıyım
Kılıcımı kara büyüyle doldurup ağı yırttım.
-Hızlanın buradan!
Koşarken Caein ile bakıştık ve birbirimizin zihnini okumuş gibi hareket ettik.
Raymond ne olduğunu bilmesede ileri doğru durmadan koştu, o sırada biz iki farklı yana ayrıldık.
Aynı anda iki taraftan gelen saldırılar ile örümcek büyük bir hasar aldı.
Tabi ki Gardımızı hemen indirmedik ve bir iki saldırı daha yaptık.
Neyse ki orta seviye bir canavar ve yenmesi zor değildi.
Canavarın öldüğünü gören Raymond yanımıza geldi ve incelemeye başladı.
-Bu... inanılmaz şuna bakın! Bacaklarının ne kadar sert olduğunu görüyor musunuz bunun nedeni...
O anlatırken biz ikimiz yere oturduk ve derin bir nefes aldık.
İlk gün heyecanla bitti ve sorun şu ki nerede olduğumuzu bile bilmiyoruz.
Sanırım o kadar da kötü değil...
_______
Yazar:Villainesssss