"Efe" dedim ve sesin gelmesini bekledim.
"Efendim?" Dedi sakin bir ses.
"Müsaitsen buluşalım diyecektim de." Dedim ben de sakince. Efe'yi seviyordum, tatlı birisiydi.
"Ben şu an spordan çıktımda. Duş alıp çıkarım, gelirim şirketin önüne." Dedi.
"Hay ananı sikeyim be." Sesi kısıktı fakat ettiği küfür çok anlaşılırdı. Belli ki trafiğe denk gelmişti.
"Ayıp ayıp küfür etme." Dediğimde gülme sesleri duyuldu.
"Ben şimdi kapatıyım, 10 dakika sonra oradayım." Dediğinde görüşürüz deyip kapattık.
Görüşme koltuklarından ceketimi aldım ve elimdeki telefonla beraber odadan çıktım.
Merdivenlerden indim ve çıkış yazan yerden çıktım. Kafeteryanın olduğu yere gittim ve orada Efe'yi beklemeye başladım.
Birkaç dakika sonra sarı arabayı görmemle tebessüm ettim. Gelmişti.
Arabayı durdurdu ve kapıyı açarak içinden çıktı. Bana doğru gelirken ben de oturduğum yerden kalktım.
"Hoş geldin." Dedim. Sadece bunu diyebilirdim çünkü yanımda insanlar vardı ve aşkım falan diyemiyordum.
"Nasılsın?" Diye sordu. Onunla aynı anda yürümeye başlarken arabasına doğru ilerledik.
"Iyiyim, sen?" Diye sordum. Bana bakmadan,
"Iyiyim." Dedi. Arabasının kapısını açtı ve içine girdi. Ben de kendi kapımı açıp arabanın içine girdim.
"Ee istediğin bir yer var mı?" Dediğinde sadece olumsuzca kafamı salladım.
"O zaman benim var." Dedi.
"Nereye gidiyoruz?" Dedim, Efe arabayı çalıştırırken.
"Gidince görürüz." Dedi sırıtarak. Yüzündeki sırıtışa baktım. O sırıtınca ben de sırıttım.