abin sevgilim dedim || chanba...

cbdahlia द्वारा

42.4K 2.2K 1.1K

sehun: chanyeol knk bi şey dicem benden duymuş olma ama senin kardeşi götürüyorlar galiba chanyeol: siktie pu... अधिक

1∆
2∆
3∆
4∆
5∆
6∆
7∆
9∆
10∆
11∆
12∆
13∆
14∆
15∆
16∆

8∆

1.6K 145 94
cbdahlia द्वारा

bölümleri ilk defa okuyormuş gibi okuyun yeni bölümü attığımda kitabı unutmuşum derseniz döverim sizi

*********

(Chanyeol)

Sehun'un evden kaçarcasına çıkıp gitmesinin üstünden hemen hemen on beş dakika geçmişti. Ev çok sessizdi, ne Baekhyun ne de ben konuşmak için herhangi bir adım atmamıştık. Çaprazdaki tekli koltuğa oturmuş yerdeki halıyı inceliyor, arada ben telefona bakınca da bana bakıyordu. Bu bakışları eskiden anlamsız gelirdi, takılmaya değer bulmazdım fakat beni sevdiğini yeni öğrendiğim için en ufak hareketine bile anlam yüklerken buluyordum kendimi.

Sol ayağını geldiğinden beri yere vurup duruyor ve sürekli dudağının kenarını ısırıyordu, böyle devam ederse kanatacaktı.

Başımı geriye atıp koltuğa yasladıktan sonra hafifçe yana eğip koltukta kendini kasmaktan minicik kalmış vücuduna baktım. O kadar küçülmüştü ki kollarımın arasına alsam kaybolacak gibi geliyordu. Yüzümde benden habersiz oluşan gülümsemeyle beraber transtan çıkmış gibi yerimde doğruldum hemen.

Hislerini öğrendiğimden beri bir saniye bile durulmamıştı aklım. Sürekli Baekhyun'u düşünüp duruyordum, o yüzden az önce onu kollarımın arasına aldığımı hayal etme sebebimi ona bağladım. Çok düşünmekten dedim, başka bir şey değil.

"Bir şeyler içmek ister misin?"

Sessizlik rahatsız edici bir boyuta ulaştığında onunla konuşmak zorunda hissetmiştim kendimi. Isırıp durduğu dudağını daha fazla ısırmasın ve kendini yanımda rahat hissetsin istiyordum.

Baekhyun, normalde yanımda böyle durmazdı. Çok konuşurdu, bazenleri benden utandığını hissetsem de bana dokunmaktan ya da konuşmaktan asla çekinmezdi. Onunla iki üç kez sarılmıştık ve o sarılmaların hepsinde ilk adımı o atmıştı. Bana karşı normal zamanlarda şimdiki gibi mesafeli değildi anlayacağınız. Şu an bu halde olmasının sebebi söylediği yalandı sanırım. Suçlu hissediyordu büyük ihtimalle, benim bildiğimi bilse utançtan yüzüme bile bakmazdı.

Jongin'e yalan söylememin en büyük sebebi de buydu. Baekhyun, bildiğimi öğrenirse kötü hissederdi diye düşünmüştüm. Okuduğumu öğrenirse yapacaklarım hakkında herhangi bir fikrim yoktu ama okumadım derken düşündüğüm ilk kişi Baekhyun'du.

Eğer beni seviyorsa, ki o yalanı söylediğine göre seviyor olmalıydı, bunu onun ağzından duymak istemiştim. Kendini söylemeye hazır hissetmiyor olabilirdi, mesajları okuduğumu öğrenince bir şeyler söylemek zorunda hissetmesini istemiyordum o yüzden o gelip konuşana kadar onu zorda bırakmayacaktım.

"Hayır," dedi, ben sorduğum soruyu bile unutmuşken. Kafam fazla doluydu, o kadar çok doluydu ki Sehun'u bizi böyle bir duruma soktuğu için fena dövecektim.

"Bugün hiç konuşmuyorsun?"

Ellerini, büyük ihtimalle terlediği için, pantolonuna sildi.

"Ne konuşayım ki?" Bakışları yavaş yavaş gözlerime ulaşırken rahatlaması için gülümsedim. "Bilmem, normalde hiç susmuyorsun. " Omuz silkti. Sanırım bu konuşacak bir şeyim yok demekti.

"Sehun bana bir şeyler söyledi," dedim birden aklıma gelen şeylerle. Onunla zaten bu konu hakkında konuşmayı düşünüyordum ve şu an ki ortam da bu konu için fazlasıyla müsaitti.

"Ne dedi?" İrileşen gözleriyle gece boyunca ilk defa tam anlamıyla yüzüme baktı.

"Jongin'in sevgilisi varmış, sen söylemişsin ona." Oturduğu yerde dikleşti ve bakışlarını kaçırdı. Gerginliğini apaçık hissederken kollarımı dizlerine yaslayıp ona doğru döndüm. "Bir sorun mu var? "

"Yok!" Yüksek sesiyle irkilerek geriye çekildiğimde dudağını ısırarak bana baktı. Koparacaktı o dudağı bu gece.

"Olmadığına emin misin? "

"Evet," dedi tekrardan. Bağırarak konuşuyordu nerdeyse.

"Film izleyelim mi?" Heyecanlı sesiyle konuyu değiştirmek ister gibi masum kedi bakışlarını yüzüme çıkardı.

"Jongin'den konuşuyorduk ama-"

Yerinde doğrularak kolumdan tutup kaldırdı, "Sonra konuşuruz acelesi yok ya, hadi git bize mısır patlat...Mısır olmadan film izlemek uğursuzluk getiriyormuş babaannem söyledi. Ağzımız yüzümüz yamulur valla..Gözün kaşının üstünde dursun ister misin? Bence istemezsin...Kim ister ki zaten değil mi? Hadi git mısır patlat."

Ağzımı açmama bile fırsat vermeden sırtımdan ittire ittire mutfağa soktu beni. Anlattığı saçmalıklardan bahsetmek bile istemiyordum. İşte gerçek Baekhyun buydu, az önceki pısırık kedinin gerçek bizimkiyle alakası yoktu.

Baekhyun'un ara ara gelip beni kontrol ettiği on dakikanın ardından mısırı patlatmış ve kaselere doldurmuştum.

Onunla ilk film izleyişimiz değildi belki ama ilk baş başa film izleyişimizdi. Nasıl geçeceği hakkında hiçbir fikrim yoktu, her şey normal geçsin diye diye dua ederek içeri girdim, sehpanın üzerindeki bilgisayarı alıp açtım.

Ben bunları yaparken pencere önündeki bedeni hareketlenip bana ulaştı ve yanıma oturdu. Çok yakınıma, kolu koluma değecek kadar yakın hem de.

Yan tarafımdaki mısır kasesini almak için uzandığında burnum kulağıyla boynu arasındaki yere değmiş ikimiz de kaskatı kesilmiştik, oraya uzanırken bu kadar yakın olacağımızı düşünmemişti büyük ihtimalle. Boğazımı temizleyerek geri çekildiğimde o da kendine gelmiş ve kaseyi alarak geriye doğru yaslanmıştı. Kolu hala koluma değiyordu, önemli bilgi.

"Ne izlemek istersin? "

"Bilmem," ağzına mısır atarken biraz daha bana yanaşıp benimle beraber ekrana bakmaya başladı. Baekhyun bana dokunmaktan çekinmezdi evet ama ilk defa bu kadar yakın davranıyordu. Geceyi atlatabileceğimden emin değildim.

"Jongin'le genelde nasıl şeyler izliyorsunuz?" İçimde kopan fırtınaların aksine gayet sakin bir şekilde sorduğumda gülerek, "Grinin elli tonu," dedi.

Fareyi oynatan elim dururken bakışlarım anında onu buldu, dediği şeyi yeni fark etmiş gibi gülüşü söndü ve kasedeki mısırları avuç avuç ağzına doldurmaya başladı.

"Yavaş ye boğulacaksın," ağzı dolu dolu "Keşke," dedi.

Gülerek bilgisayara döndüğümde "Jongin'le öyle şeyler izliyorsunuz demek, " demeden edemedim.

Onunla uğraşmak istiyordum. Nedenini anlayamadığım bir şekilde ona bakarken hafiften kızaran yüzü onu utandırma isteği uyandırmıştı bende. Baekhyun tek mesajla bütün dengelerimi mahvetmişti, inkar edemiyordum.

"Şakaydı."

"Öyledir tabi." Yüzümdeki aptal sırıtışla beraber sitede dolanmaya devam ettim.

"Korku filmine ne dersin? "

Dalgın dalgın, "Korkunca sana sarılacaksam neden olmasın? " diye mırıldandı.

Başımı çevirerek gözlerimi ekranda dolaştıran bedene diktim . Bu sefer ne dediğinin ciddi anlamda farkında değildi çünkü ona bakarken yüzündeki şaşkınlığı an ve an yakalamıştım. İrisleri şaşkınlıkla açılırken yüzünü çevirerek ondaki bakışlarımı yakaladı. Bu kadar yakın olmayı beklemiyor olsa gerek yutkundu. "Şaka yaptım, " dedi yineleyerek.

Şaka yapmadığını biliyordum fakat titreyen sesi yüzünden bozuntuya vermedim. Bakışlarım yüzünde oyalandı ve hayatımın hatasını yaparak bir anlığına gözlerim dudaklarına değdi.

Bir saniye bile sürmemişti. Önüme döndüm, Baekhyun bütün gece boyunca böyle davranırsa olay nereye gider düşünemiyordum. Tek güvencem kendimeydi ama hale bakılırsa Baekhyun ben farkında olmadan beni kıskacına almayı çoktan başarmıştı.

Anın verdiği stresle beraber ismine bile bakmadan rastgele bir film açtım. Korku filmiydi.

Evet. Konuşmadan çocuğa resmen gel bana sarıl demiştim, öyle bir dallamaydım.

Filmin ilk dakikaları sessiz geçti, ortalarına doğru Baekhyun kucağındaki kaseyi masaya bırakarak iki eliyle beraber koluma tutundu.

Korkuyordu ve bana tutunuyordu. Gülümsemeden edemedim. Aslında normalde korku filmlerinden fazlasıyla korkardım ama iki eliyle kolumu sıkan sarı saçlı küçük bir çocuk yüzünden film ne anlatıyor ondan bile habersizdim.

Zaman geçti, film devam etti ve öyle bir korkunç sahne geldi ki Baekhyun çığlık atarak boynuma atladı. Tek bacağını o anki korkuyla üzerime atmış bana sımsıkı sarılıyordu.

Sarılışının beni zerre rahatsız etmemesi iyi bir şey miydi emin değildim. Böyle olmasını istemiyordum fakat buna rağmen ellerim benden habersiz belini kavramıştı.

"Kapatalım ister misin? "

"Hayır," dedi hemen. İçimdeki ses yüzünü boynuma gömmüş sarı saçlı bu küçük çocuğun bunu bilerek yaptığını söylüyordu. Sorun değildi, eğer korkmuyorsa bile bana sarılması sorun değildi.

"Böyle mi izleyeceksin filmi? " diye sordum yüzümdeki saçlarını çekmeye çalışırken. Kaç dakikadır bu haldeydik sayamamıştım. Baekhyun, beni bırakmıyordu.

"Filmi izlemek istemiyorum, " kısık sesini zar zor işittim.

"Kapatalım o zaman. "

Kollarını boynuma daha sıkı sararken üzerimdeki bacağını ilerleterek koltuğa koydu. Ne olduğunu anlayamadığım saniyelerin ardından Baekhyun'u kucağımda buldum. Belini tutan ellerim gevşerken nefesimi tuttum, bu kadarını harbiden beklemiyordum.

"Baekhyun? " Burnunu boynuma sürtüp kafasını omzuma yasladı. Ağzının içinden mırıltılar döküldü. Uyuyor muydu?

"Uyudun mu? "

Cevap vermesini bekledim ama vermedi. Böylece uyuduğundan emin oldum.

Kucağımda olduğu için tek elimle belini sıkıca kavrayıp uzanarak bilgisayarı kapadım. Hemen sonrasında ona seslendim tekrar.

"Baekhyun, bacaklarını belime sar. "

Jongin, onun uyurken bir sarhoştan farkı olmadığını söyler dururdu hep ama buna ilk kez şahit olmuştum. Ciddi değil sanıyordum, ciddiymiş.

Baekhyun, ben bacaklarından sıkıca kavrayıp ayağa kalkarken sesimi duymuş gibi bacaklarını iki yanımdan belime sıkıca sarmıştı. Burnuma dolan kokusuyla düşmemek için dikkatlice onu Sehun'larda kaldığım zamanlarda uyuduğum odaya taşımıştım. Sürekli çıkardığı ufak mırıltılar ve boynuma çarpan sıcak nefesi bütün vücudumu esir alan bir heyecan dalgasına sebep oluyordu.

Kapıyı açarken Baekhyun kayacak gibi olduğunda elim refleksle kalçasını kavramıştı, kapıyı açar açmaz elimi geri çeksem o an hissettiklerim yüzünden boğazımın kurumuştu. Bana neler oluyordu?

Yatağın ucuna doğru oturup Baekhyun'un boynumdaki kollarını açtım ilk başta, sonra onu yavaşça yatırdım. Başını yastığa yasladığı zaman onunla beraber eğildiğim için şu an resmen bacaklarının arasına girmişim gibi duruyordu.

Nefesim tekledi, yeni yetme ergenlerden hiçbir farkım yoktu. Hala belime sarılı olan bacaklarını da açarak yavaşça ayağa kalktım. Kayan tişörtünü düzeltim ve ne olur ne olmaz diyerek hava sıcak olmasına rağmen üstünü beline kadar örttüm.

Ayağa kalkarken, Baekhyun ağzının içinden bir şeyler mırıldanmıştı. Dizlerimin üstüne çöküp kulağımı ağzına doğru yanaştırdım sesini duyabilmek için.

"Chanyeol, " dediğini duydum. " Ne zaman göreceksin beni? " dedi sonra. Yüzünü buruşturdu acı çeker gibi.

"Yol bitiyor Chanyeol, ben başımı ne zaman yaslayacağım omzuna? "

**********

her gece chanbaek diye ağladığımı bilmeseniz de olur...

bir tane arkadaşım vardı gece uykusunda bana seslenmişti
yerde yazıyor işte orda diye konuşup durmuştu. bismillah çeke çeke kıza götümü dönüp yatmıştım korkudan, kulaklıkları da kulağıma takıp müziği son sese vermiştim ksşdkfödiskxçsğs bir daha seslenirse duymayayım diye

baekhyun uykusunda ilanı aşk edince aklıma geldi jdmsıxmsşxlsçz

पढ़ना जारी रखें

आपको ये भी पसंदे आएँगी

4.3K 273 20
Jungkook'un kahvesine atılan ve etkisini yarım saat sonra göstermeye başlayan azdırıcının etkisini göstermeye başladığı sırada, karavanda uyumak için...
38.9K 3.3K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
yavrum jikookrj द्वारा

लघु कहानी

4.1K 255 9
jimin: 10 yaş çok değil? jungkook: yavrum sen git sütünü iç uyu
4K 371 16
Chanyeol: Manitan varmış Doğru mu Baekhyun: Ne alaka Chanyeol: Çıktığımızı duyunca ben de bu tepkiyi verdim işte Texting+düz yazı