Cadı bu günlerde ne kadar çağırırsam çağırayım gelmedi.
Ben de işi gücü olan bir insanım. Daha önce Huri imparatorluğuna gönderdiğim mektup yanıtlandı.
Beni ziyaret etmekten mutluluk ve onur duyuyorlarmış. Bende oraya gideceğim için memnunum. Hehe...hehehe
Ahem.
Bu aralar çok daha rahatım. Bazıları ön bahçede oyun oynamamayı öğrendiler.
Yarın da yola çıkıyorum. Işınlanacağım için yol uzun sürmeyecek.
Ve... Mikhael de benimle gelecek.
Bunu mektupta rica etmişlerdi. Zaten onsuz onun evine gitmek saçma olurdu.
Hazırlıklar tamamlandığında sabah erkenden yola çıktık.
Ah yanımızda biri daha var. Raymond'da sadece bu imparatorlukta bulunan bir kuş türünü incelemek için geliyor.
Vagon ışınlanmak için bölüme gitti.
Belirli sayıda kişi götürebilirim.
Ve ışınlandığımızda hala gideceğimiz yarım saat vardı.
Bu imparator şuan ellili yaşlarında. Mikhael'e bakılırsa onun da yakışıklı olacağı tahmin edilebilir.
Beni karşılayam imparator değil, Veliahttı.
Demek beni küçük görüyorlar. Öyle olsun.
Mikhael yaydığım ürkütücü hava yüzünden dikeldi. Düşüncelerimi okuyormuş gibi.
Güç sıralamasına baktığımızda ben veliahttan daha üstünüm. Yani eğilmesi gereken o ama şu durumda imparatorluklarımız eşit seviyede görüldüğü için bunu yapmadı.
Hiç birinin farkında olmadığı bir şey var. Biz onların sandığından daha güçlüyüz.
O gün yaşadığım patlama...bu kitabı alır ve gücümü kontrol etmeyi öğrenirsem kendi başıma büyük kitleleri aynı anda yok edebilirim.
-Hoşgeldiniz Majesteleri.
Ona baktım.
-Siz prens olmalısınız. İsminizi rica edebilir miyim?
Sözlerim yanımızda duran hizmetçileri ve veliahtı şok etti.
Öncelikle onun Veliaht olduğunu anlamak kolay çünkü sadece bir prensin beni karşılaması çok büyük saygısızlık.
Sözlerimin anlamı ise onu tanımadığımı söylüyorum. Hem ona veliaht prens olarak hitap etmedim hem de 'denk' görülen bir imparatorluğun veliahtın tanımadığımı ima ettim.
Kısacası düşündüğünüz kadar güçlü veya büyük değilsiniz.
Karşılığında veliaht zoraki bir gülümseme yaptı.
-Haha. Yeni tahta geçtiğiniz için bilmiyor olabilirsiniz. Sizin savaştan yeni döndüğünüzü duydum, uzak kalmış olmalısınız. Lütfen bana Sir Philip olarak hitap edin.
Tercümesi olanlardan haberin yok siz eski gücünüzü kaybettiniz.
-Aha. Bunla alakalı olduğunu sanmıyorum. Ama siz benden de uzak gibisiniz öyle ki destansı zaferimizi duymamışsınız.
Şimdi kültürsüz olan o oldu. Devam et cevabım hazır.
-Yorulmuş olmalısınız lütfen içeri girin.
Odada imparator ve imparatorluk ailesinin kalanı masada oturuyorlardı.
Odaya adın attığım an gülümseyerek konuştum.
-Selamlar majestleri. Misafirperverliğinize hayran kaldım doğrusu.
Korkum yok. Gönderin gelsin.
Kendi aramızda yaptığımız kavgalar belgeleri etkilemez. Görünüşte onlardan bir cariye aldım yani iyi geçiniyoruz.
Gerisini salla.
İmparator böyle bir giriş beklemiyordu ama gülümsemesini hemen toparladı.
-İmparatoriçe Arendale asıl biz bu ani ziyaretinizden çok memnunuz.
-Bilirsiniz Mikhael'in evini özlediğini düşündüm.
Bunun karşısında Mikhael'in hem endişesi hem de şaşkınlığı arttı.
-Ah bu arada misafirperverlik konusunda çok ciddiydik öyle samimi bir ortam ki kimse selam vermiyor. Formaliteler böyle zamanlarda gereksiz kalıyor sanırım burada.
Bunu üzerine cariyeler, prensler ve prensesler irkildi.
Daha yeni başlıyoruz. Ben eğlenmeye geldim. İsteseniz de artık beni tutamazsınız.
Kimse demeden masada ki bir başa oturdum. Şuan saygısız olan kişi gibi görünsem de kimse bir şey söyleyemez.
İmparator rahatsız bir şekilde gülümserken konuşmaya devam etti.
-Mikahel sayesinde bu gün buraya geldiğinizi söylediniz. Ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?
-Kim bilir? Biraz kalacağız.
-Haha. Ne güzel.
Heh. Daha yeni başladık.
Yemek sırasında herkes sessizdi. Ama bilin bakalım kim kaşınıyordu? Evet ben!
-Masa dopdolu. İmparator çok bonkör bir adam. Elçiniz keşke biraz size benzese.
Bu arada kitap meselesi imparatora ulaşmış olmalı. Anlayacaktır.
İmparator geri adım atmayacaktı.
-Sonuçta bir kitap bile olsa imparatorluk hazinesinin bir parçası. Yani...
-Eh, sözde bizimkiyle yarışabilecek zenginliğinizden bir kitap veremiyorsunuz. Açıkçası gücünüzü sorguluyorum.
Heh onları küçümsediğimi daha fazla belli edemezdim.
İmparator altımda ezilirken imparatoriçe beni ağrıyan yerimden vurdu.
-Yakında varis haberiniz gelir o zaman hediye olarak verebiliriz.
Bunu bilerek yaptı.
-Tsk tsk. Majestleri bu konu hakkında nasıl konuşabilirsiniz? İlk çocuk ilk eşten olmalı. Upps. Üzgünüm sizde biraz farklı olduğundan...
Evet doğru duydunuz.
Madam ben ayrılmadan önce bana bir kaç dosya verdi. Heh tamamen avucumun içindeler.
İmparator cariyelerden birini seviyordu. Ve şaka gibi olsa da ilk çocuk bir cariyeden doğdu.
Hah bu haremde dönenleri ben bile hesaplayamam.
Şimdi ortam buz gibiydi. Mikhael geldiğinden beri sessizdi.
Kimse de ona nasıl olduğunu sormadı. O lanet imparator Harold bile bunu yaptı. İyi niyetli olmasa da...
Artı daha demin dediğim cümleyle iğneleme yaparken bir yandan şunu kastettim.
Oğlunzdan bir varis olmayacak.
Mikhael'den bir çocuğumun olması Huri'lerin bize karışmak için bir açığı olacağı anlamına gelir.
Yemek sonunda bittiğinde odama mutlu bir şekilde yerleştirildim. Mikhael'le birlikte kalıyoruz.
En azından oda çok büyük ve kanepeler var.
Öncelikle ondan bir kaç bilgi koparmalıyım.
-Bana sarayı gezdirmeye ne dersin?
-Huh? Ama Majesteleri...
-Gördüğün üzere hala öğlen ve imparator buna zahmet etmedi. Bu kadarını sen yapabilirsin değil mi?
Zorumla birlikte gezmeye başladık.
Sonunda beklediğim yere geldim.
-Burası hazine odası.
Kapıda iki koruma vardı.
-İçeri sadece imparatorluk ailesinim kanından olanlar girebilir.
Demek bu tür bir büyü çemberi var.
Benim odamdaki gizli geçitte olduğu gibi.
Tura devam ettik. Akşam ise ben kendi başıma gizli ve küçük bir gezintiye çıktım. Sarayın bu bölümünde diğerlerine oranla daha fazla muhafız var.
O yöne gizlice gitmenin bir yolu olmalı.
Genelde bu tür önemli odalara imparatorun odasından giden gizli bir geçit olur.
Gezerken koridorlarda adım saymaya başladım. Hazine odası imparatorun odasıyla aynı katta.
Adımları sayarken sonunda bir şey buldum.
Bu koridor diğerlerinden daha dar!
Duvara vurdum ve çıkan sesle diğer duvarı karşılaştırdım. Adım sesleri duyunca yürüyüş yapmaya devam ettim.
İşte bu! Burası gerçekten de boş. Büyü çemberini yok edersem bir şekilde bu geçide ulaşabilirim.
Vardiya değişim saatlerini ve kör noktaları hesapladım.
Ve sonunda mükemmel planım hazırdı!
Gece herkesin gözünün önünde odaya gireceğiz ve gecenin karanlığında camdan çıkarak üst kata geçeceğim.
Çıktığım oda boş bir salon. Odadan dışarı çıktığımda vardiya değişim saati olacak ve böylece hızlıca kör noktalardan birine yerleşeceğim.
Korumalar yerleştikten sonra büyü çemberini bozacak ve ses geçirmemek için yeni bir büyü yapacağım.
Cadının verdiği kitap çok işe yarıyor.
Beş dakikada yap büyüleri oldukça hoşuma gidiyor. Hiç bir zaman beş dakika kadar kısa sürmesede hoş.
Sonra duvarı delecek ve içeri gireceğim.
Gerisi şans işi. Farkedilirsem duvarı yıkar ve kaçarım. Farkedilmezsem geldiğim gibi dönerim.
Yakalanmak gibi bir planım yok.
Sonunda kitabı alacağım ve ondaki bilgileri kullanarak daha güçlü hale geleceğim.
Sonrasında olacaklar hehe... Çok eğlenceli olacak.
İlk olarak burayı halledeceğim. Sinirlerime dokunuyorlar.
Belki bu sarayı da yıkarım.
Ah bir de Şu bizim Harold'un imparatorluğu var. Onu da hiç sevmedim.
Güzelliklerini böyle boşa harcayanlara hiç tahmmülüm yok doğrusu.
Hmph.
Mikhael benden şüpheleniyor gibi. Bir şeyler yapacağım belli.
Gitmeden önce onu uyutmam gerek.
Ama nasıl...
Sonunda ninni söyle...aman bir çeşit uyku getirici tütsü yakmaya karar verdim.
O tütsüyü içeride solurken ben balkonda oturuyor olacağım.
Hehe...hehehe....
Kötülük dolu planım hazır olduğuna göre geriye tek bir parça kalıyor...
Hırsızlık zamanı!
________
Yazar:Villainesssss