BELOVED || James Potter [Türk...

By yagnisa

15.3K 1.1K 394

James Potter, bir sevgilisi olduğu konusunda ailesine yalan söyledi. Şanssız kız kim mi? Gwen Selwyn, çocuklu... More

BELOVED
Cast
PART I
Bölüm 01
Bölüm 02
Bölüm 03
Bölüm 04
Bölüm 05
Bölüm 06
Bölüm 07
Bölüm 08
Bölüm 09
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
BONUS BÖLÜM
PART II
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30 || (+18)
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
SON
SCARED

Bölüm 12

356 28 11
By yagnisa

Başlama Tarihi
03.10.2023
20.11

Oy vermeyi unutmayın lütfen. Günün ikinci bölümünü atıyorum.

*******

       REMUS LUPİN MERAKLIYDI. James ve Gwen bir çift gibi davranıyorlardı - daha çok James. Ancak ikisinden de şüphe duymasının tuhaf bir nedeni vardı. James, Gwen'e sanki onun her şeyiymiş gibi bakıyordu ve görünüşe göre kız bunun farkında değildi. Remus inanılmaz derecede şüpheliydi.

       "Çatalak." diye seslendi.

       "Evet."

       "Sen ve Gwen gerçekten çıkıyor musunuz?" James anında kafasını kaldırdı.

       "Hmm... Yani evet.." 

       "Emin değilsin. Sanırım bu doğru. İkiniz de numara yapıyorsunuz." Remus iç çekti. En yakın arkadaşlarından ikisinin bir ilişkisi olduğu için mutluydu ama sanırım gerçek bu değildi.

       "Ben hiçbir zaman numara yapmadım." Ela gözlü çocuk itiraf etti.

       "Yıllardır ona âşıksın. Neden ona gerçekten teklif etmediğini bilmiyorum."

       "Yıllardır mı?"

       "Bu çok açık James. Bir keresinde Sirius ve ben seninle havuzda konuşmadık mı ve sen de bunu inkar etmedin mi? Şimdi bana neden ona gerçekten çıkma teklifi etmediğini söyle."

       "Benden o şekilde hoşlanmıyor. Henüz. Benim ona olduğum gibi onun da bana aşık olmasını sağlamaya çalışıyorum." Çocuk endişeyle cevap verdi.

       "Ona sormayı bile denemedin." Remus iç çekti. James nasıl Gwen'in de ona aşık olduğundan bu kadar habersizdi? Kurt adam James'e söylemek istedi ama bunu söylemek onun görevi değildi. "Sana söylüyorum. Bunu mahvetme."

       "Yapmayacağım"

       "Senden hoşlanmadığını sana düşündüren ne?"

       "Öncelikle, birinden hoşlandığını itiraf etmişti. Bana gerçekte kim olduğunu hiç söylemedi. Ama onun Sirius olduğunu tahmin ediyorum." dedi James alayla. (Ç/N: Affedersin ama biraz geri zekâlısın aşkım.)

       "Hayır. O Sirius değil seni aptal." Remus iç çekti. İkisini nasıl bir araya getirecekti? James beceriksiz bir aptalken.

       "Peki kim? Sana söyledi mi?"

       "Hayır. Ama Patiayak değil, o tam anlamıyla onun kardeşi gibi, tıpkı benim onun için olduğum gibi."

       "Sanırım."

       Bir anda konuştukları kız onlara doğru yürüdü.

       "Merhaba Winnie!" Remus gülümsedi.

       "Hey Remmy. Jamie, neden buradasınız?"

       "Kütüphaneye girmeme izin verilmiyor mu?" Koyu saçlı çocuk alay etti.

       "Kütüphane sizin doğal yaşam alanınız değil. Bu benim için biraz şok edici."

       "Doğru. Tamam, neden buraya geldin Winnie?"

       "Yardımınızı istemeye geldim Bay Lupin." Güldü.

       "Nedir?"

       "Bitkibilim S.B.D.'si için yardıma ihtiyacım var, başarısız olacağıma dair bir paranoyaklığım var"

       "Gwen. Başarısız olmayacaksın." James güvence verdi.

       "Teşekkürler Jamie ama eşeği sağlam kazığa bağlamak gerek. Yardımına ihtiyacım var Remmy."

       "Hadi başlayalım o zaman." Remus kabul etti, "Kalıyor musun, Çatalak?"

       "Gwen neredeyse ben de oradayım." dedi dalgın bir şekilde.

       "Beni çok seviyorsun." dedi Gwen şakayla.

       James ve Remus birbirlerine baktılar. "Seviyorum." diye yanıtladı ilki. İkincisi iç çekti, ikisi de habersizdi.

       "Tamam. Hadi başlayalım Remmy!"

       Remus, Gwen'in tam olarak anlamadığı dersi gözden geçirip yeniden anlattı- Galsamotu, Çin Kıyma Lahanası ve ayrıca Pofudukbezelye. (Ç/N: Çinli şeyin HP evrenindeki karşılığını bulamadım. Diğerlerini bulana kadar canım çıktı.)

       "Yani, Çin Kıymalı Lahanası yiyecekleri parçalama yeteneğine sahip ve şifa iksiri İske-Büy için gerekli olan bir malzeme."

       "Evet. İşte!"

       "Aslında bir şifacı olmak için buna ihtiyacım var."

       "Şifacı mı olmak istiyorsun?" diye sordu Remus.

       "Öyle planlıyorum ama Şifacı ile İksir ustası arasında kaldım. Belki bir İksir öğretmeni olabilirim." Kız omuz silkti.

       "Bence hangisine daha çok tutkunsan onu seçmelisin, hayatım." diyerek araya girdi James.

       "Biliyorum. Ama nasıl bileceğim? Sizce bana en çok ne yakışıyor?"

       "Sana ikisi de yakışıyor. Sen yeteneklisin Winnie."

       "Teşekkürler." Kız gülümsedi. "Ah, şu işe bak, derse gitmem gerekiyor. Slughorn'la dersim var." Ayağa kalktı.

       "Seni bırakayım."

       "Gerek yok Jamie. Sınıfına gitmelisin." dedi Gwen ve gitti.

       Kız ayrılırken James'in kafası karışmıştı.

       "O benden mi kaçıyor?" diye sordu Remus'a.

       "Sana bunu düşündüren ne?"

       "Yani normal ama mesafeli davranıyor ve bu beni deli ediyor." diye itiraf etti çocuk.

       "Onunla konuşurum James. Merak etme."

       "Hmm."

*******

       Gwen sıradaki sınıfa doğru yürürken birine çarptı. Başını ovuşturdu. Bir insanın vücudu nasıl bu kadar sert olabilirdi ki?

       "Neden sürekli bana çarpıyorsun? Bir dahaki sefere dikkatli olmanı söylemedim mi sana?" dedi çocuk.

       "Ah. Sensin, kusura bakma, aynı anda girdiğini görmedim-"

       "Açıklamaya ihtiyacım yok. Sadece dikkat et." Bunun üzerine çocuk sınıfa girdi. Slytherin'ler ve Ravenclaw'lar birlikte iksir dersine gireceklerdi.

       Apollo Greengrass çoğu kişi için bir gizemdi. Ailesinin kan üstünlüğüne inandığını düşünürsek. Ancak, kötü şöhretli ölüm yiyenler arasında yer almayacaktı. Gwen iki kez çarptığı çocuğa omuz silkti. Düşünceleri James'le doluydu ve dolup taşıyordu. Ona karşı olan hislerini kaybetmeyi istiyordu ve buna ihtiyacı vardı. Hızlıca. Tek taraflı aşk acı verirdi ve buna ihtiyacı yoktu. Neden bu kadar- bu kadar KENDİSİ olmak zorundaydı?!

       Gwen iksir sınıfına girdi ve Pandora'nın yanına oturdu.

       "Neydi o?"

       "Ne?"

       "Sen ve Greengrass."

       "Sadece birbirimize çarptık."

       "Birbirinizi tanıyor musunuz?"

       "Bundan önce de karşılaşmıştık."

        Sarışın kız şüpheyle ona baktı.

       "Ne?" diye sordu Gwen.

       "Hiçbir şey." Pandora Slytherin çocuğuna baktı. Tuhaf bir şekilde Pandora'nın yanındaki kıza bakıyordu. Merakla doluydu.

       "Günaydın sınıf, bugün sizi ayırıp eşleştireceğim. Bir Slytherin ve bir Ravenclaw olarak. Binalar arası birliğe yardımcı olmak için." diye başladı Slughorn. Özellikle de Slytherin tarafından bir takım homurtular duyuldu.

       Profesör eşleştirmeye başladı.

       "Sailer ve Parkinson." Slytherin kızı alay etti.

       "Lovegood ve Burke."

       "Selwyn ve Greengrass." Bir dakika, ne? O kaba çocuğa bağlı kalmak zorundayım, diye düşündü Gwen. Yeni ortağının oturduğu arka tarafa baktı. Çocuk da zaten ona bakıyordu.

       "Lockhart ve Philips." diyerek bitirdi Slughorn. "Huzur İksiri hazırlayacaksınız. Partnerlerinizle oturabilirsiniz."

       Gwen çocuğa baktı, onun kendi yanına gelmesini istedi ama çocuk ona onun kendi yanına gelmesini söylüyormuş gibi meydan okuyan bir bakış attı.

       Kız inledi ve daha fazla beklemek istemedi. Çocuğa doğru yürüdü.

       "Neden sen gelemiyorsun ki?!"

       "Eh, ben de tam gelmek üzereydim." Çocuk sırıttı. Ne kurnaz ve hin bir göt ama... Ona gelmesini söylesem bile hareket etmeyecekti, diye düşündü Gwen.

       "Hadi başlayalım. Ben malzemeleri alacağım. Sen talimatları oku." 

       Şaşırtıcı bir şekilde, Gwen malzemeleri aldıktan sonra geri döndüğünde Greengrass çocuğu okumayı bitirmiş ve iksiri hazırlamasında ona yardım etmişti.

       "Greengrass, iksiri turuncu olana kadar karıştırman gerek." dedi kız ona.

       "Tamam." dedi Apollo iksiri karıştırırken.

       "Makaleyi ne zaman yazacağız?"

       "Onu bugün yapabilir miyiz? Yemekten sonra? Yarın Quidditch antrenmanım var."

       "Tamam. Daha sonra. Kütüphanede olacağım. Gelsen iyi olur, Greengrass." dedi Gwen, "Şimdi iksir turkuaz rengine dönene kadar daha fazla kirpi tüyü ekle." 

       Ortaklar, iksirlerini mükemmel bir şekilde bitirmeyi başardılar.

       "Ravenclaw ve Slytherin'e 10 puan." dedi Slughorn gururla. "Bayan Selwyn ve Bay Greengrass bu hafta sonu bir toplantıya katılmak ister misiniz? Sadece birkaç öğrenci ve ben olacağız."

       "Slug kulübünüz mü efendim?" diye sordu. Bu kulübü ablasından duymuştu. O da zamanında bunun bir parçasıydı ve deneyimini Gwen'e anlatmıştı.

       "Doğru Bayan Selwyn, sanırım Adeline size bundan bahsetmiştir?" Gwen başını salladı.

       "Orada olacağım efendim." Gwen'in kabul etmesinin tek nedeni Slughorn'u memnun etmek değil, meraktandı.

       "Peki ya siz, Bay Greengrass?"

       "Elbette Profesör." Öğretmenin yüzü güldü.

       "Bir partnerle gelebilirsiniz." dedi Profesör ve diğer öğrencileri kontrol etmeye gitti.

       "Potter'la mı gideceksin?" diye aniden sordu Slytherin'li çocuk.

       "Bu seni hiç ilgilendirmez, değil mi? Ama sorunun cevabını bilmiyorum."

       "Aranızda sorun mu var?" Çocuk sırıttı.

       "Tekrar ediyorum. Seni hiç ilgilendirmez. Ben gidiyorum. Akşam yemeğinden sonra görüşürüz Greengrass." Gwen çantasını aldı ve Pandora'yla birlikte uzaklaştı. 

*******

Kelime Sayısı: 1113

Ayy ilk partı yarıladıkk  *dansedenemoji*

Şu part bitsin artık da SCARED'a da başlayalım...

Continue Reading

You'll Also Like

282K 21.2K 72
Avengers kulesine bir Stark yetiyordu. Zekâsıyla, egosuyla, şikayetleriyle ve durmayan çenesiyle bazen fazla bile gelmekteydi. Onun kadar zorlu bir i...
29.1K 2.4K 25
ingrid marlene zetkin. "𝐞𝐥𝐥𝐞𝐫𝐢𝐧𝐝𝐞𝐤𝐢 𝐤𝐚𝐧 𝐙𝐞𝐭𝐤𝐢𝐧, 𝐧𝐞 𝐤𝐚𝐝𝐚𝐫 𝐢𝐬𝐭𝐞𝐬𝐞𝐧 𝐝𝐞 𝐬𝐢𝐥𝐢𝐧𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤 𝐤𝐚𝐝𝐚𝐫 𝐟𝐚𝐳𝐥...
12.5K 915 23
Avengers kulesine başka evrenden açılan bir portal herkesin hayatını değiştirmişti. Clara Bloss bu portaldan gelen bir kadındı. Harika dövüş yetenekl...
7.9K 317 25
Audrey babasının ölümüyle derin bir çöküşe girmişti,onu o bataklıktan kurtaracak insanlarla birlikte yeni bir yol çizmeye başlar,güzel bir yol...