Peki Ya Bir Kötülüksem

villainesssss

238K 26.9K 5.2K

Bir Webtoon bağımlısı olarak başıma gelebilecek en iyi şey geldi ve bir Webtoon'a (favori webtoon'um) kötülük... Еще

Bölüm1 Webtoon Kamyonu
Bölüm2 Orijinal
Bölüm3 Estelle ve Estelle
Bölüm4 Erkek Başrol
Bölüm5 Dük
Bölüm6 Kadın Başrol
Bölüm7 Ters İşler
Bölüm8 Nişan Salonu
Bölüm9 Nişan Salonu (2)
Bölüm10 Abinin Gözünden
Bölüm11 Gelecek
Bölüm12 Gelecek(2)
Bölüm13 Madam
Bölüm14 Balo
Bölüm15 Balo(2)
Bölüm16 Balo(3)
Bölüm17 Grandük'ün Gözünden
Bölüm18 Yorucu Bir Günün Ardından
Bölüm19 Bir Savaş Destanı: Kahvaltı
Bölüm20 Yetenekler
Bölüm21 İmparatoriçe
Bölüm22 Toplantı
Bölüm23 Toplantı Çıkışı
Bölüm24 Sokak Kavgası
Bölüm25 Sokak Kavgası(2)
Bölüm26 Kara Büyü
Bölüm27 Cadının Notu
Bölüm28 Yeni Bir Müttefik
Bölüm29 Veliahtın Yanında
Bölüm30 Sözde Eğlence
Bölüm31 Huzurlu Bir Gün...?
Bölüm32 Dükün Açıklaması
Bölüm33 Abimle Eve Doğru
Bölüm34 Tamamiyle Estelle
Bölüm35 Gazete
Bölüm36 Şövalyeler
Bölüm37 Yeni Sahip
Bölüm38 Bitmeyen Gece
Bölüm39 Bitmeyen Gece (2)
Bölüm40 Ordu Teftişi
Bölüm41 Sıkı Çalışma
Bölüm42 Büyücüler
Bölüm43 Yola Hazırlık
Bölüm44 Yolda
Bölüm45 Kontun Oğluna Ziyaret
Bölüm46 Orduya Doğru
Bölüm47 Savaş Stratejimiz
Bölüm48 Ölmeyi Emretmek
Bölüm49 İlk Çarpışma
Bölüm50 Ölüm?
Bölüm51 Bırakmak Yok
Bölüm52 Yeniden
Bölüm53 Gizli Güç
Bölüm54 Düşman Kampa Yolculuk
Bölüm55 Düşman Kampı
Bölüm56 Zamana Karşı
Bölüm57 Büyük Patlama
Bölüm58 Zaferin Bayrağı
Bölüm59 Parti
Bölüm60 Grandükün Düşünceleri
Bölüm61 Evangeline'in Düşünceleri
Bölüm62 Boşlukta
Bölüm63 Grandükle Karşı Karşıya
Bölüm64 Gerçek Kötülük
Bölüm65 Yeni Bir Gün
Bölüm66 Grandük Ve İsyanı
Bölüm67 Klişeler (Ciddi Bir Bölüm Değildir)
Bölüm68 Toplantı
Bölüm69 Sorgulama
Bölüm70 Küçük Bir Ara
Bölüm71 Eski Dük Uyanıyor
Bölüm72 Veliahtın Gözünden
Bölüm73 Tören
Bölüm74 Kadehler
Bölüm75 Düello
Bölüm76 Elçilere Ziyaret
Bölüm77 Asistan Seçmesi
Bölüm78 Oyun
Bölüm79 İmparator Harold
Bölüm80 Anlaşma ve Büyü Savaşları
Bölüm81 İkinci Aşama
Bölüm83 Eve Yürüyüş (2)
Bölüm84 Düşes Arendale
Bölüm85 Sadece Misafirlik
Bölüm86 Hırsızlık
Bölüm87
Bölüm88 Sphero'nun Zehrine Doğru
Bölüm89 İkinci Gün
Bölüm90 İlk Malzeme
Bölüm91 Soyluların Ziyareti
Bölüm92 Yeni Sırlar
Bölüm93 İkinci Malzeme İçin
Bölüm94 Acizlik
Bölüm95 Bir Tiranın Doğuşu
Bölüm96 Yine Mutlu
Bölüm97 Denizin Kalbi
Bölüm98 İksir Tarifi ve Cadı
Bölüm99 Cadının Hikayesi
Bölüm100 Nasıl Birisi Diriltilir?
Bölüm101 Cadriel Geri Döndü
Bölüm102 Karışık Bir Gün
Bölüm103 Evlenme Teklifi
Bölüm104 Karmaşa
Bölüm105 Mutluluk Dilemiyorlar
Bölüm106 Evlilik Planları
Bölüm107 Evlilik Töreni Öncesi
Bölüm108 Evlilik Töreni?
Bölüm109 Bu Son Mu?

Bölüm82 Eve Yürüyüş

1.1K 151 35
villainesssss

Yolum uzun ve bir kaç dağ aşmalıyım.

Kesin beni çok merak etmişlerdir.

*****Aynı zamanda sarayda.

-Bir maça daha ne dersiniz geçen seferin rövanşı olsun. (Veliaht)

-Heh yenilmeye doymadınız mı? (Abel)

*****
Önemli misafirlerde var. Yokluğum çok belli oluyor olmalı.

Elimden geldiğince hızlı dönmeliyim. Dağlarda ilerledim ve hiç durmadım.

Ama sanırım... kayboldum...

-Kimse var mı!?

Evet ve yapılabilecek en mantıklı şeyi yapıp ormanda bağırdım.

Sonra bir ses geldi. Yoksa birisi...

Bunun yerine değişik bir canlıyla karşılaştım. Bu da ne?

Canlı bana doğru koşmaya başlayınca ben de aynısını yaptım.

Dur sakın deme yoksa sihirli yaratıklar ormanında mıyım!?

Burasının bir özelliği var. İçeride değişik canlılar -insanlar genelde onlara canavar der- barınıyor.

Geçmişte bu canavarlar insanlığa yakın olan her yerden kovuldu ama efsaneye göre bir güç onları buraya topladı.

Bu ormana herkes girebilir ama herkes canlı çıkamaz.

Ve ben işte buradayım.

Aynı zamanda canavarları buraya koyan kişinin bir lanet yaptığı da söylenir.

Her kim zevk için canlılarımı öldürürse hepsi ebedi azabı tadacak vesaire vesaire.

Ondan önce ben arkamdaki şeyi ne yapmalıyım!?

Kara büyümü kullanmak istedim.  Ama vücudum buna hazır değildi.

-Tsk. Bunu eski yollarla halledeceğiz.

Kılıcım ve dartlarım burada.

İyiki sahadan çıktıktan sonra üzerimde bıraktım onları.

Kılıcımı çıkardım ve peşimden koşan dört ayaklı küçük canlıyı öldürdüm.

Çok güçlü olmaması iyi. Haah.

Ama arkamdan gelen sesle irkildim.

Arkamda o canlının bir kaç katı büyüklüğünde benzeri vardı.

-Haha. Sen bir ihtimal...onun annesi misin?

-Grrr.

-Anlıyorum. O zaman ben önden gideyim.

Kaçmaya başladım.  Bu haksızlık! Yeni uyandım ve kara büyümü kullanamıyorum bile.

Biz etrafta koşuştururken ağaçtan biri atladı.

Elindeki tozu havaya septi ve koca canavar yere yığıldı.

Bende derin bir nefes aldım.

-Haah. Teşekkürler.

Arkasını dönen kişi Mavi saçlar ve mavi gözlere sahipti. Vay canına bu tipi bir yerden hatırlıyorum.

Hmm... Yüz şekli ve duruşu... Olabilir mi?

-Burada ne yapıyorsun? Burası tehlikeli.

Tamam belki yanlış düşünüyorum ama sormanın sakıncası yok.

-Küçük bir ihtimal madamın ah yani en büyük bilgi loncası sahibi olan madamın oğlu olabilir misin?

Bir an şaşırdı. Saç ve göz rengi olarak olmasa da yüzü aynen ona benziyordu.

Heh gözlerim asla yanılmaz.

-Sen onu nereden tanıyorsun?

Tehlikeli bir hava yaymaya başladı.

-Haha sinirlenmeye gerek yok. Ben annenle arkadaşım...

Sayılır.

Hala şüpheli görünüyordu.

-Sana nasıl güvenebilirim?

-Sana kendimi tanıtmama izin ver. Ben Estelle Arendale.

-Kırmızı saç ve mavi göz...bu isim...dur sen yeni imparatoriçe misin?

-Ta kendisi.

-Ben Raymond. Ama burada ne yapıyorsun önemli misafirlerin yok mu?

Baksana bir selam bile vermedi. Çocuk yurtdışı görmüş modern insan.

-O kısım biraz karışık.

-İmparator Harold'ı orada yalnız bırakmak mantıklı değil.

Annesinin madam olması şaşırtıcı değil.

-Merak etme kendisi şuan etkisiz halde.

-?

-Bu arada demin kullandığın şu toz benzeri şey neydi?

-O benim geliştirdiğim bir şey. Buradaki canavarları araştırıyorum. Onların zayıflarını ve sevdikleri şeyleri öğreniyorum.

-Madam yurtdışında olduğunu söylemişti.

-İki yıl önce döndüm.

Bu anlaşılabilir.

-Annemi nereden tanıyorsun?

-Zamanın da dük olmama yardım etti.

-Annem? Bir şey istemedi mi?

-Eh, biraz eğlence arıyordu.

-...

-Bu arada buraları biliyor gibisin.

-Evet.

-Ben kayboldum...

-...

-Yani yolu gösterirsen.

-Başkente mi dönüyorsun?

-Evet. Saraya gitmem gerek sen de dedin önemli misafirler var.

-Haah. Sanırım benim de başkente dönmemin zamanı geldi.

-Benim yüzümden zahmet etmene...

-Başkentte değişik olaylar oluyor gibi onları incelemeliyim.

...

Evet annesi gibi oğlu gibi.

-Şimdi nasıl gidiyoruz?

-Beni takip et. Olabildiğince sessiz ol ve böylece dikkat çekmeyiz.

Koşarak ilerledik. Her şey fazla iyi gidiyordu. Ama bilirsiniz bu benim hayatım her şey iyi gidemez.

Koşarken ayağımızın altındaki yer yok oldu ve bir mağaraya düştük.

Bu bir tuzağa benziyor neden biri böyle bir şey yaparki?

Yanıma döndüm.

-Hey sen iyi misin?

Oldukça yüksekti.

Ama kendisi etrafı incelemekle meşguldü.

-Yoksa bu...

-Yoksa bu ne?

-Bu uzun süredir aradığım bir türü mağarası! Kendilerine böyle gizli yerler yaparlar ve yuvalarını aşırı önemsedikleri ve onlara karşı çok korumacı oldukları biliniyor.

-Haha. Raymond sence de önce buradan çıkmamız gerekmez mi.

-Ama uzun zamandır...

-Yuvalarını çok sevdiklerini demiştin...

-Evet.

-Ve biz neredeyiz?

-Mağarada.

-Yani...

-Onun yuvasında.

-Ve...

-Ve bizi bulurlarsa ölürüz. Dur... Buradan hemen çıkmalıyız!

Ben ne diyordum?

-Peki buradan nasıl çıkacağız?

-Muhtemelen mağaranın bir iki çıkışı daha vardır. Bu canlılar zeki ve kendilerini fazladan çıkış yolu bırakırlar. Acil bir durumda kaçabilmek için.

-O zaman nereden?

Biraz yürüdük ve hiç bir çıkış izine rastlamadık. Sonunda yorulduk ve canavar içeri girse de bizi bulamayacağı bir yere oturduk.

Yani... umarım bulamaz.

Raymond bana anlatmaya devam etti.

-Bu canlı koku alamaz ama çok iyi duyar. En küçük bir hareketini farkedebilir. Gözleri çok uzağı görmese de dediğim gibi kulakları çok gelişmiş.

Kokumuzu alabilseydi ölürdük herhalde.

Dinlenirken kara büyüme bakmak istedim.

Patlamadan sonra vücudumdaki kara büyü oranı yine arttı ve yine dağıldı.

Onları toparlamam gerekiyor. Vücudum da yorgun yani toparlasam bile doğru düzgün büyü kullanabileceğimi sanmıyorum.

Gözlerimi açtığımda Raymond etrafa bakıyordu.

-Bir şey mi buldun?

-Hava akımını hissediyor musun?

Eli bir miktar garip tozdan aldı ve yukarı doğru attı. Tozlar sol tarafa doğru uçuştu.

Yani gerçekten de hafif bir esinti olmalı.

Ayağı kalktım ve birlikte yürümeye başladık.

Ses duymamızla yerimizde donduk. Büyük bir canlının ayak sesleri duyuldu.

Raymond'u tutup kenarı çektim.

-Sessiz ol.

Ağzını kapattım ve dar alana yasladım. Böylece görünmemek için oraya sıkışabiliriz.

O şeyin yaklaştığını hissedebiliyordum.

Raymond'a dönük olduğumdan göremesem de oradaydı.

Yavaşça ilerledi. Raymond bir nedenden dolayı rahatsız görünüyordu.

Yavaşça benden uzaklaşmaya çalıştı ama adımı ses çıkardı. Ve canavar olduğu yerde donup bize doğru döndü.

Küçük bölümde saklanan biz nefeslerimizi tuttuk.

Elimi yavaşça kılıcıma doğru götürdüm.

Ağzındaki elimi çektim ve ona burada kalmasını işaret ettim.

Canavar bize doğru geliyordu.

En zehirli dartlardan bir kaçını aldım.

Bizi her türlü bulacak bu nedenle hızlı hareket etmeliyim.

Üç dartı koca canavara attım.

Artık ortaya çıkmıştım. Ama bu zehirlerin üç dozu bile onu etkilemedi.

Elimde olan tüm dartları ona atmaya başladım. O bana koşarken kılıcımı çektim.

Orada birkaç fili öldürecek kadar zehir vardı... Bu şey gerçekten dayanıklı.

Biraz sarsılmış görünse de çok güçlüydü. Üzerime doğru koştu.

Uzun pençeleri ve sırtında dikenleri vardı.

Büyük bir kirpiye benziyor.  Ama daha farklı, uzun bacakları ve bir kirpiye oranla daha uzun bir boyna sahip.

Dediğine göre koku alamaz ve az görebilir. Bir fikrim var.

Yerden elime taş aldım.

Koştum ve köşeden dönerek görüş alanında çıktım.

Sonra taşları karşı tarafa fırlattım. Koşan canavar sese yöneldi.

Bende az kullanabileceğim kara büyümü kılıca aktarıp canavara vurdum. Ama hala ayaktaydı.

Bu sefer beklemeden bana dönen canlının boynunu hedef aldım. Kalın boynu koptuğunda rahatlamıştım. Ama biraz kan kustum.

Vücudum çok zayıf.

Raymond yanıma koştu.

-Sen onu öldürebildin!

-...

-Şu dikenlere bak hepsi zehirli. Aynı zamanda pençeleri de çok keskin. Karanlıktan ve görüşünden yararlanarak onu vurmak akıllıcaydı. Aynı zamanda gövdesinde...

Biraz fazla konuşmuyor mu?

Ağzımdaki metalik tadı silmeye uğraşırken Raymond dikkatimi ona çekmeye çalıştı.

-Sen daha demin kara büyü mü kullandın?

-Ah evet.

-Bu nedenle kan kustun demek.

-Tam olarak öyle değil. Yorgun olduğum için.

-Sen imparatoriçesin ama yasaklı büyüyü kullanıyorsun.

-Öyle. Bunu söylemeyeceğine inanıyorum yoksa sonun bu canlıdan farklı olmaz.

Konuyu değiştirmek için hareket etti.

-Şu dikenlerden bir kaçını almalıyım.

-Bunlar dev gibi! Ve zehirli olduklarını söyledin.

-Sorum olmaz.

Çantasından bir şey çıkardı. Değişik bir kumaştı.

Ellerine de o kumaştan yapılmış eldivenler taktı ve aldığı üç dikeni beze sardı. Pençelerinden birini de oraya koydu.

Bu biraz iğrenç.

Bu manzarayı izlemek yerine çıkış aramaya odaklandım.

İçeriden başka seslerde gelmeye başladı.

Uzaktaydılar.

Raymond'un yanına gittim.

-Hey bu şey yalnız yaşıyor değil mi?

-Hayır sana sürü halinde yaşadıklarını söylemedim mi?

-Peki bir sürüde kaç tanesi bulunuyor?

-On yirmi arası.

-...

-Neden ki?

-Bu önemli değil şu şeyleri al ve koş!

Çıkış arıyor ve koşuyorduk. Arkadan gelen hızlı adım sesleri vardı. Aah peşimizdeler!

Küçük bir ışık gördüğüm de o yöne döndük.

-Oraya bir insanın sığması imkansız ne yapacağız!?

Yorgun bedenimi kaldırdım ve küçük çaplı bir patlama yaptım.

-Çabuk ol!

Raymond tırmandı ve canavarlar göründüğünde ben tırmanmaya başladım.

Tam çıktığımda onlar duvara çarptı.

-Başardık. Haah haah..

-Evet...

O sırada biraz daha kan kustum.

Bu kadar zayıf değildim ben...

Raymond ayağı kalktı.

-Biradan dışarı çıkıp bizi kovalamaya başlarlar saklanacak bir yer bulup dinlenelim.

Uzattığı eli tuttum ve ayağı kalktım.

-O zaman hızlanalım.

Şimdiye kesin herkes telaşlanmıştır...

******Sarayda

-Heh Estelle'i gören oldu mu? (Christian)

-Hayır sen de bize katılmak ister misin? (Ivan)

-Sizin takıma gelebilir. Sonuçta yeniliyorsunuz. (Abel)

-Heh geçen turu biz yendik yoksa unuttun mu? (Veliaht)

-Bize iki kralı verip imparatoru aldığınız için! (Abel)

-Ama o yaralı.(Veliaht)

İmparator ve krallar: Kendi arzumuz dışında buraya sürüklendik...

________
Yazar:Villainesssss

Продолжить чтение

Вам также понравится

AlGon🌼🤍 okuyanladyy

Исторические романы

54K 2.9K 49
"Aklına pek güvenme yani Alaeddin, bir güzelin gülüşüne bakar yitirmen" Diyen Orhan'a baktı Alaeddin... Etrafı kasıp kavuran Moğol, gözünü bu defa da...
79.9K 8K 46
Debora, İsrail Krallığı'na hükmeden tek kadın hakimin ve Yahudilik'te ki tek kadın peygamberin adıydı. Ve Debora, aynı ismi paylaştığı bu kadınlar ka...
55.4K 4.3K 42
《Read Me 3.000 Times.》 "Ya dönemezsem?" diye sordu esmer adam karşısında yaşlı gözlerle ona bakan esmer kadına. Esmer kadın bu soruyla afalladı, o...
12.7K 1.1K 77
|AÇIKLAMA| "Bana en güçlü Norma'yı ver."[Norma diğer adıyla Radian- en güçlü cinayet silahı.] Yıkılmış bir romanda erkek başrolü karalayan bir kötü k...