Seni Kendime Sakladım ✧ MinSu...

By h0lixie

36.8K 4.1K 11.3K

"Onu bunu bilmem anlamam Kim ne derse desin lan, işte meydan işte can Onlar ister kapışsın, isterlerse barı... More

1✧Dızo Sincap
2✧Babayı Alırsın
3✧Dedim Ben Hamileyim
4✧Kemalim Yapmaz
5✧Çilekli Pasta
6✧İşler karışık
7✧Para Babası
8✧Hacca Gidiyor Hacılar
9✧Yılan Ol Bakayım Abine
10✧Tutmayın Küçük Enişteyi
11✧Amellerim Biçim Biçim
12✧Hacı Sen Gaysin
14✧Anda Kal Abi
15✧İki Ekmek Aldım Eve Gidiyorum
16✧Oturmaya Mı Geldik
17✧Nemenem mi bu
18✧Şıllık Olma Zorba Ol
19✧Aslanın Eşi Çekirgedir
INSTAGRAM-1
20✧Yılbaşı Özel
21✧Derdine Derman Spiderman
22✧Gaylar Da-Vardır
23✧Köylü Varoş Minho
24✧Jisung Kız Mı
25✧Farklı Kültürler Farklı Hayatlar
26✧Sana İlk Aşık Olduğum Zaman
27✧Aşk-ı Gay

13✧Ayıp Yatakta Olur

1.5K 188 645
By h0lixie

oylamayi unutma canim<33

JİSUNG

✧✧✧


"Psikolojim bozuldu amına koyayım!"

Jeongin aniden yükselmemle şaşkınca "N'oldu?" diye sorunca isyanımı devam ettirmiştim.

"2 haftadır bir koca eve nasıl uğramaz!"

Changbin şaşkınlıkla "Kim? Minho mu?" diye sorunca tonumu birazcık daha yükseltmiştim.

"LA KOCA!"

"Ne bağırıyorsun salak?" Felix'te tepki vermişti ama pek umrumda olduğu söylenmezdi.

"GELSENE EVE!"

Seungmin sabır dilercesine "Kim bu gerizekalıya şarap değil, acılı şalgam içtiğini söylemek ister?" diye sorduğunda repliğimi devam ettiriyordum.

"LAN GİDİN LAN YEMEK YİYECEM!"

Karşımda oturup sabır dileyen Hyunjin'e dönüp bağırmaya başlamıştım.

"MİNHO NERDE LAN MİNHO?!"

"YA BİLMİYOM BİLMİYOM!" Bağırarak verdiği cevaba karşılık olarak sesim daha da yükselmişti.

"MİİNHOO! MİNHO ORAYA GELİRSEM AĞZINA SIÇAR-"

Chan'ın ağzıma ekmek tıkamasıyla cümlem yarım kalmıştı.

"Onu en son gören sen değil miydin?"

"Ya evet de ne bileyim beraber doğum günümü kutladık, sonra bir şeyler oldu falan daha sonrada haber alamadım ondan."

Chan'a yaptığım açıklamaya Seungmin "Bir şeylerden kastın?" Diye sorunca derin bir iç çekmiştim. Buna mı takıldın ya ciğerim yanıyor burada.

"Güzel şeyler..."

Jeongin gözlerini far görmüş tavşan gibi açıp "Hacı uç, bunlar mercimeği fırına vermiş!" diyince kafamı masaya gömmüştüm.

Changbin "Yemek yaptıysanız bize niye getirmediniz lan?" Diye sorunca cevabını Felix vermişti.

"Onu demiyor nınını yapmışlar."

"Bir ömür boyu nınını yaparlar inşallah."

Hyunjin'in dediğiyle hepsi hep bir ağızdan "amin" deyince, Buğra misali içimde biriken tüm öfkeyi dışarı çıkarmıştım.

"YA NE MERCİMEK NE NININI YAPTIK SUSUN YA OF!"

Chan beni sakinleştirmek istercesine "Tamam sakin ol önce bi, haber almaya çalışacağım ondan" diyince yavru köpek bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Hacı hayrına hallet şu işi ya
sanki yer yarıldı da içine girdi!"

Seungmin "Evine bakmadın mı hiç?" diye sorunca bıkkınlıkla cevap vermiştim.

"Ya bunun ilk okula gelmediği gün buna mesaj attım, aradım falan baktım bakmıyor mesajlarıma, sonra evinin önüne gidip odasının camına taş attım cama çıksın diye, sonrasında baktım hala bakmıyor sonra dedim 'Neyse uyuyordur heralde.'"

"Ee sonra ne yaptın?"

"Sonraki günler de yine aynı şeyleri yaptım yine bakmadı."

Azmine hayran kaldım."

"İşte en son dün gece evindeki tüm ışıklar sönünce bunun odasının balkonuna tırmandım da odasına girdiğimde yoktu orda ve kaç gündür girmediği de belliydi, bende geri döndüm eve sabah da sizi çağırdım, şimdi de burdayiz işte hepimiz."

Jeongin şaşkınlıkla "Bi dakika Minho'nun odası 2. kattaydi, nasıl tırmandın oraya?" diyince cevabı benim yerime Hyunjin vermişti.

"Aşık insanin hali başka oluyor tabii."

Hyunjin'in gözlerinin en derinliklerine bakan Felix "Öyle mi oluyormuş?" Diye sormuştu.

"Öyle oluyormuş." Hyunjin'de aynı şekil ona bakarken cevap vermişti. Ohh hayat size güzel tabi ya.

"Duyuyor musun Seungmin öyle oluyormuş?"

Chan'ın imali sorusuna bıkkınlıkla cevap veren, daha çok kendi kendine söylenen Seungmin "Bu da sunum yaptığımızdan beri bana yavşıyor he" demişti.

Changbin "Bir ben tek sap kaldım heralde" diyince Jeongin sırtını sıvazlayarak "Üzülme paşam senin de vardır taliblerin" demişti. Dudaklarını büzerek konuşan Changbin "Var mıdır?" diye sorunca Jeongin kendinden emin bir şekilde "Var var" demişti.

Etrafımdaki 3 çifte de kınayarak bakarken "Jisung yanarken orospular birbirine yavşarmış" dediğimde hepsi ilgisini geri bana yöneltmişti.

Chan "Ya gereksiz fazla endişeleniyorsun. Minho'yu biliyorsun, başına esti mi kafasına göre kimseye haber vermeden çıkar gider sonra geri gelir" diyerek beni geçiştirmeye çalışmıştı.

"Çıkıp gitmeden önce haber vermesi gereken biri olmadan önceydi o yalnız."

Az önceki tonumdan daha sakin bir şekilde söylendiğimde Seungmin "Yemin ediyorum evli çiftler gibisiniz ya" diye cevap vermişti.

"Darısı başımıza."

"Sen sus erko."

Felix gözlerini kısmış "Siz ikiniz ne işsiniz bu arada, iki haftadır bi haller var sizde de?" Diye sormuştu.

Chan göğsünü kabartarak "Flörtüz" demişti.

Seungmin ise keskin bir şekilde "Hiç bir şeyiz" demişti.

İkisi aynı anda birbirine zıt cevaplar verince hepimizin bakışı o ikisine kayarken, ikisinin bakışları ise birbirine kaymıştı.

"Ne demek hiç bir şeyiz?"

"Öyleyiz."

Felix "Son dediğin çok ayıptı yalnız" dediğinde Hyunjin bu anı bekliyormuş gibi cevap vermişti.

"Ayıp yatakta olur."

Jeongin elleriyle gözlerini kapatarak "When i close my eyes all i see red lights" diye şarkı söyleyerek tepkisini verirken Changbin ise "Terbiyesizlink" diyip vermişti.

Ben ise daha da efkarlanıp "Duygularım darmadağın anlayamazsın, bendeki kalp sende olsa taşıyamazsın!" Dediğimde Chan da elini omzuma atarak bana katılmıştı.

"İlk defa sincaba katılıyorum, duygularımla oynandı burada!"

Seungmin "Bak Chan abim-" diye başladığında "Abi deme lazım olur" diye bölmüştü onu.

Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya devam eden Seungmin "HACI BAK, flört olmamız için benimde sana yavşamam gerekiyor, ben sana karşılık vermediğime göre, hiç bir şey olmuyoruz değil mi?" demiştim

Chan "Hayır yanlışın var ama şimdi. Senin sert ve inatçı kişiliğinden dolayı, sana karşı kullandığım sevgi dolu sözlere agresif bir şekilde karşılık verince, tüm haşmetini ortaya koyup, beni kendine düşürmüş oluyorsun. Yani kısacası tek yavşayan taraf ben değilim" diye ortaya bir teori attığında Seungmin daha cevap verecek gücü kendinden görmediğinden olsa gerek Jeongin vermişti.

"Hacı bizimle takıla takıla sende bozmuşsun."

Felix Chan'ın sırtını patpatlayarak "Hemşehrim diye demiyorum kendisinin taşşaklarına beton yetmez" dediğinde Hyunjin'de kendini hemen ortaya atmıştı.

"Bana da yetmez!"

Changbin cıklayarak kınadıktan sonra "Ne pis muhabbetler bunlar ya neyse link" demişti.

"Minho'ma da yetmezdi."

Dediğimle beraber Seungmin "Sen nerden biliyorsun?" diye sorguladığında küçük bir çocuk gibi "Sanane!" demiştim.

"Saman ye!"

"Ben tokum sen ye!"

Önce Felix sonra Changbin devam ettirince Hyunjin şaşkınlıkla "Changbin'in tok olması kıyamet alametlerinden değil miydi?" Demişti.

Jeongin "En son o konu açıldığında topluca çarpılıyorduk susun o yüzden" dediğinde Chan kendinden emin bir şekilde "Okurum, üflerim geçer" demişti.

Seungmin yandan bakış atarak "Kendine oku önce sen" dediğinde Chan da inatlaşırcasına konuşmuştu.

"Bence de bu mükemmelliğime nazar değmesin diye okumak lazım."

Dul biri olarak çiftlerin arasında kalmaktan sıkıldığımdan "Ya annenizi hoplatıcam şimdi değiştirip durmayın konuyu oçlar" dediğimde Felix'te benim bu tavrıma dayanamayıp konuşmuştu.

"Lan aramızda onu en son gören sensin biz nerden bilelim sevgilin nerede?"

Hyunjin "Evet Felix'i sal da kendi sevgilisiyle ilgilensin o" dediğinde gözlerimi devirmiş ve "İyi ne bok yiyorsanız yiyin" demiştim.

İçimdeki Buğra'yı bu sefer gerçekten ortaya çıkartıp anlık bir hışımla masadan kalkmıştım. Seungmin beni geri oturtturmaya çalışsada bir şekilde ondan da kurtulup restorandan çıkmayı becermiştim. Arkamdan bağırıp seslenmelerine karşılık olarak nah çektikten sonra, restorandan daha da uzaklaşmıştım.

Yaklaşık yarım saat boş boş yürüdükten sonra restoranda bıraktığım şahıslar, sırayla beni aramaya başladığı için telefonu kapatıp yoluma devam ediyordum. Nereye gittiğimi bilmeden, ayaklarımın beni götürdüğü yere doğru gidiyordum sadece.
Kulaklıklarım takılı yürümeye devam ederken, geldiğim yeri fark ettiğimde duraksamıştım.

Neredeyse çocukluğumun tümünün geçtiği sahile gelmiştim bile. Bu sahildeki çoğu anım ise yine Minho ile birlikteydi. Birbirimizin kumdan kalelerini yıkmamız, suda birbirimizi boğmaya çalışmamız, bulduğumuz taşları birbirimize fırlatıp kafamızı yarmamız...

Gittiğim her yerde izini taşımak zorunda mıydı sanki?

Sahil kenarında yürümeye devam ederken aklıma birden dank eden şeyle o yöne doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştım.

"Pezevengin İni"

Küçükken Minho ile birlikte sahilin ilerisindeki ağaçlık alanın ortasına, beraber yaptığımız minik kulübeydi.

İsmini beraber seçmiştik ve içini kendi eşyalarımız ile doldurmuştuk.

Ağaçlık alana vardığım zaman, muhtemelen tam olarak yerini sadece ben ve Minho'nun bildiği kulübemizin önünde duraksamıştım.

Tahmin ettiğim gibi, Minho da buradaydı.

Tıpkı ben ne zaman kafamı boşaltmak istesem buraya geldiğim gibi, o da gelmiş olmalıydı.

"Kocişkom beni terk etmişte, tarzan olmaya karar vermiş!"

"Demek sonunda buldun beni."

Kulübenin içine girip Minho'nun tam karşısına oturduğumda konuşmaya devam etmiştim. İçi oldukça dar olduğundan ister istemez birbirimize de yakın duruyorduk.

"Aptalsın!"

Omuz silkerek "Öyleyim" dediğinde kaşlarım olabilirmiş gibi daha da çatılmıştı.

"Düşüncesizsin de!"

"Öyleyim de."

Umursamaz tavrı ne kadar sinirimi bozsa da hiç bozmadan "İki haftadır bu göt kadar yerde nasıl yaşıyorsun?" diye sormuştum.

"İki haftadır burada yaşadığımı da nereden çıkardın?"

"Evde yoktun?"

"Hayır, evdeydim... Ama ailemin evinde değil."

"Kendi evin mi var?" diye sorduğumda iç çekmiş ve gözlerini bana dikmişti.

"Olup olmaması neden seni ilgilendiriyor?"

Bu yarrak kafalının tavrına anlam veremesemde oflayıp "Ya bari haber verseydin, ne kadar merak ettim biliyor musun?" diye sormuştum.

"Biliyorum."

"Ama yine de bir şey demedin tabi, şerefsiz!"

"Ne dememi isterdin?"

"Özel bir şey değil, sadece çekip gitmeden önce en azından haber vermeni isterdim."

"Unutmuşum demek ki."

Net ve soğuk sesiyle konuşmaya devam ederken, bu tavrı tuhaf hissettirmişti.
Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışmıştım.

"Bir sorun mu var Minho?"

"Olması mı lazım?"

"Hayır ama biliyorsun, sen demiştin her koşulda beraber olduğu-"

"Öylesine dediğim boş sözlerden ibaretti sadece, fazla ciddiye alma" diyerek lafımı böldüğünde kafamı şaşkınlıkla iki yana sallamıştım.

"Anlayamıyorum şuan seni."

"Anlaman gerekmiyor zaten."

"Bilmeden bir şey mi yaptım?" Yutkunarak sorduğum soruya aynı soğuk tonla "Hayır" diyince gözlerimi gözlerinin en içine dikmiştim. Böylece yalan söylerse anlayabilirdim.

"Ne o zaman?"

"Sıkıldım sadece."

"Neyden?"

"Hadi ama Jisung bu kadar saf olamazsın."

"Minho amına koyayım sabrımı sınamaya devam mı edeceksin yada insan gibi konuşacak mısın?"

En sonunda patlayıp ses tonumu yükseltince o kelimeleri söylemişti.

"Diyorum ki, aramızdaki her şeyin sadece eğlence amaçlı bir oyundan ibaret olduğunu anlayamayacak kadar saf mısın?"

Görüş açım bulanıklaştığından yalan söyleyip söylemediğini anlayamıyordum.
Neden böyle yalan söylesin ki zaten? Veya bunları neden ciddi anlamda söylesin?

"Komik değilsin Minho."

"Şaka yapmıyorum çünkü."

Bu sert ve iğneleyici tavrına ve dediklerine karşı ağlamamak için alt dudağımı dişlerken, gözlerim dolmaya başlamıştı bile. O ise aynı tavırla konuşmaya devam ediyordu.

"Sadece düşman olmasak nasıl bir ilişkimizin olacağını merak etmiştim de dersimi aldım ben."
Düşündüğümden daha da bunaltıcı biriymişsin, Jisung.
Seni gerçekten seven birini bulmak zor olacaktır..."

Son dediklerinden sonra beni ağlarken görmesini istemediğim için kulübeden çıkarken son bir kez dönüp konuşmuştum.

"Arkadaşların da oyununun içinde mi?"

"Hiç bir şeyden haberi yok onların."

"En azından arkadaşların karakterliymiş."

Gözyaşlarımla birlikte ağaçlık alandan uzaklaşırken tamamen kaybolmuş hissediyordum.

Sadece bir kaç günlük oyundan ibaret olan bir şeyin bu kadar acıtması adil miydi?

✧✧✧

Jisunguşkoma ayıp ettim azcik 🥲

Ama ayıp yatakta olur

NEYSE PEK İCİME SİNMEDİ AMA OLSUN

Suan sinir krizi geçiriyor olma ihtimalinize karşı psikolojinizi biraz daha bozmak için yaptığım shoplari bırakıyorum alta

Gecen bölümden minsung ile el arabası keyfisi

Yeni gelin Hyunjin
*Yüzü cuk oturdu bu arada bu kadar olur yani

Haci Chris...
Diyecek söz bulamıyorum resmen
Yok böyle mükemmellik

Lahmacun lix favorim bu arada

Edali cilveli lahmacun

Hyunjin Candan

Neyse shoplar bu kadardı
mental sağlığınızla az oynuyormusum gibi devam ederim shop yapmaya HSKWNWLNSLWNSKWNWKJEKW

Continue Reading

You'll Also Like

31.5K 2.8K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
222K 22K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
22.1K 3.9K 12
"Başka birine aşık olmaktansa, fazlasıyla senin olmakla meşgulüm." "Bebeğim, ikimiz de biliyoruz."
12.1M 589K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...