Sonunda imzaladığımız onca belgenin faili olan gün geldi.
Bu gün tahta çıktığım gündür. Merhum halkımın önüne çıkacağım ve tacımı kuşanacağım.
Sonra elçiler gelecek ve canımı sıkacak. Bir iki cariye seçeceğim.
Dikkat etmem gereken iki imparatorluk var. Diğerleri öyle umrumda değil.
Bahsettiğim iki imparatorlukla yakın ilişkilerimiz ve ticaretimiz var. Aynı zamanda elçilerle göndermek için hediyler de hazırladım.
Bulduğum madenden çıkarılan değerli taşları vereceğim.
İyi ilişkiler iyi bir gelecek. Güçlensem bile gelecek nesiller için iyi ilişkiler tutulmalı.
Politikadan nefret ediyorum.
Hayatımın bir yarısından fazlasını bir odada kilitli kalan kısmını savaşta ya da çalışarak geçirmiş biri olarak aniden evleniyorum. Hem de birden fazla kişiyle.
Babam ve diğerleri bu durumdan memnun değil gibi görünüyor. Ama herkes zorunda olduğumun farkında.
Tören çok basit. Halk meydanda topanacak ve ben atımla meydana askerler eşliğinde gireceğim.
Ortada kurulmuş yüksek platformda bir taht bulunuyor. Oraya çıktıktan sonra tapınaktan adamlar gelecek ve tacı devredecekler.
Diğer soylular da orada olacak.
Diğer aşamada benim oturduğum tahtın ötesinde duran infaz platformunda isyan çıkaran soylular infaz edilecek.
Sonra da eğlence. Bana birini öldürdükten hemen sonra parti yapma fikri iyi gelmese de dönem böyle.
Kesinlikle gereksiz derecede gösterişli takım elbiseyi giydikten sonda simsiyah atıma atladım.
Aslında beni arabayla götürmeyi teklif ettiler ama bu şekilde daha iyi.
Kara büyü kullandığım henüz birkaç sadık soylu tarafından biliniyor. Sanırım halkın algısını değiştirmeden gücümü gösteremem.
Aah. Yanımda orduyla birlikte ilerledik. Yeni saray hazır.
Büyüyle hızla inşa edildi. Tören bitince açılış yapılacak ve halk bahçeye davet edilecek.
Meydana varınca halk yo açtı ve ilerledik. Platforma gelince atımdan atladım ve tahta doğru ilerledim.
Sonra tapınaktan kardinal elinde tuttuğu minderin üzerindeki taçla bana doğru geldi.
Şuan tapınakla aram pek iyi sayılmaz. İsyancılardan olsa da azizeyi kaçırdım.
Kardinal tacı uzattı ve herkes sessizlik içinde izliyordu. Onu dikkatlice alıp başıma yerleştirdim.
Veliaht sağ tarafımda duruyordu.
-Estelle Arendale. Tanrının ışığı altında imparatorluğu sonsuza dek koruyup kollayacağına ve halkın refahı için çalışacağına yemin ediyor musun?
-Tanrıya ve kafamdaki taç adına yemin ederim ki ölene dek imparatorluk ve halk için çalışacak gereken her şeyi yapacağım.
-Tanrı yeminini kabul ediyor.
Sonra önümde eğildi.
-Tanrının bir yoldaşı olarak yeni imparatoriçeye selam olsun.
Sonra tüm halk bağırmaya ve yeni hükümdarı alkışlamaya başladı.
Kardinalin sol tarafıma geçmesiyle sıra yemin törenlerine geldi.
İlk olarak veliaht geldi ve diz çöktü.
-İmparatoriçeye sonsuz sadakatimi sunar ve öleceğim güne kadar onu koruyacağıma yemin ederim
-Yemini kabul ediyorum.
Sonra dükalığın yeni sahibi olan abim ve babam geldiler. Yeminlerini sundular ve sonrasında sıra Caein'deydi.
Diğer tüm soylular, Harry ve Daniel da sadakat yemini ettikten sonra kalan imparatorluk askerleri de aynı anda yemin ettiler.
Bu şey uzun sürüyor.
Sırada elçiler vardı.
İlk gelen önemli değildi. Küçük bir krallığın elçisiydi.
Sonrakiler de o kadar önemli değildi. Ama sıra sonunda en önemli iki imparatorluktan birine geldi.
Artık o kadar kişiyi dinlemiştim ki hepsi aynı gelmeye başlamıştı.
Kendimi hediye kısmına gelince toparladım.
Lanet olsun hikâyelerde hepsini reddedebilirler ama o zaman imparatorluk nasıl ayakta kalabiliyor.
Sanırım gerçeklikte olduğumun bir kanıtı.
-İmparatorumuz tahta geçişiniz için size değerli ipekler ve mücevherler gönderdi.
-Cömertliği için umarım ona teşekkürlerimi iletirsiniz.
-Aynı zamanda imparatorluğun prenslerinden prens Mikhael'i de saygınıza sunarım.
Mikhael...
Prens dediği gibi yakışıklıydı. Sanırım fantezi dünyasında basit bir kötü olmadığı sürece prenslerin çirkin olması olanaksız.
Kişi kahverengi saçlar ve kahverengi gözlere sahipti.
Elçinin gözlerini görebiliyorum. İşte bu ilk cariyem.
Onu tarafıma getirdiler.
-Majesteleri imparatoriçeyi Kutlar ve ona saygılarımı sunarım.
Kabul ettikten sonra diğer büyük elçi geldi.
-...Ve size bunlarla birlikte dükalığın prensi Ivan'ı sunarım.
İşte bu da iki. Bu kişi de siyah saç ve sarı gözlere sahipti. Diğerine karşı sinirliydi.
Kabul etmemle daha da sinirlendi. Hey dostum ben de istemiyorum tamam mı? Her şey ülke için.
O an Estelle'in aklından geçenler. ' Komünist düzene geçip imparatorlukları yıkmalı sonra da tarih öncesi dönemdeki gibi her şeyi paylaşarak yaşamalıyız. Ben de rahatlar ve evimde otururum. Hayır o zaman paramın bir değeri kalmaz. Başka bir şey gerek. Faşizme ne dersin devlet için toplum. Hayır sonunda beni asarlar.'
-Haha evet. Cömertliği için imparatora teşekkür ederim.
Sinirli olan yaklaştı ve bir şeyler söyledi. Ama o kadar sessizdiki zar zor duydum.
-Yeni imparatoriçeye saygılarımı sunarım.
Ellerini sıktığını görebiliyordum.
Zorla gönderildiği belliydi. Fazla gururlu olsa gerek.
Şimdi sıra infazlarda.
Ayağı kalktım ve muhteşem, mükemmel çok iyi bir konuşma yapmak için ayağı kalktım.
-Halkı tehdit eden suçlular yakalandı ve gözlerinizin önünde idam edilecekler! Başları olan grandük ve maalesef Azize, onlar infaz edilmeyecek. Onlar ölene kadar işkence edilecek ve halkı tehdit etmenin bedelini ödeyecekler!
Bir kez daha sevinç çığlıkları koptu.
İsyancı soylular sırayla platforma yürüdü. Herkes onları lanetledi sonunda hepsi başlarını aynı platformda kaybettiler.
Acı verici bir görüntüydü ama halk bir şekilde mutluydu.
Sonra tekrar atlara bindik ve sarayın kapılarına vardık. Demir kapılar yavaş yavaş açıldılar ve yepyeni sarayın önünü açtılar.
Önden ben girdim ve arkdana askerlerle halk girdi. İçeride kurulmuş olan standlarda yiyecekler ve içecekler vardı.
Herkesi ağırlayamzdık yani halkın sadece bir kısmı girebildi ama bu yeterliydi.
Daha önce halk saraya adım atamadı hatta yaklaşamadı. Değişim bu günden itibaren yavaş yavaş başladı.
Elçiler sarayda ki yeni odalara yerleştirildi. Halk saraydan çıktıktan sonra saraydaki yeni salonda balo düzenlendi.
Şimdi sıra aristokratların.
Çoktan akşam olmuştu. Cariyler için tören de yarın olacak. Hepsi çoktan planlıydı.
Kadehimi baş tarafta dururken kaldırdım.
-Yeni bir döneme!
Konuşma yapmaya gerek yok.
Herkes kadehlerini kaldırdı.
-Yeni bir döneme!
Sonra kadehler içildi. Yanımda iki cariyeyle oturuyorum. Vay canına.
Onlarla konuşma fırsatım olmadı. Kahverengi saçlı olan sakin görünüyor ama diğeri ile işim zor.
Sanırım onlarla iletişim kurmaya çalışmalıyım.
-Peki yeniden tanışmaya ne dersiniz?
Ne demek istediğimi sorar gibi baktılar.
-Yani... Ben Estelle Arendale. Ve siz...
-Mikhael... Arendale majesteleri.
Vay hemen adapte oldu. Bu adam da ışık görüyorum.
Sıra sinirli olanda.
-Ivan...
-Efendim?
-Ivan!
Ahh gerçekten işim zor.
Sanırım şimdi bir açıklama yapmalıyım.
-Durumunuzun farkında olmalısınız.
Sözümle ikiside irkildi.
-Merak etmeyin diye saygıda kusur edilmeyecek. Sizinle bazen kurallar gereği buluşacağız ama onun dışında bir ilişkiye girmeyi düşünmüyorum.
Şaşkın görünüyorlardı.
-Sarayda size özel kısımlar var ve özgürce kullanabilirsiniz. Kimse farketmediği sürece bir kadını bile içeri alabilirsiniz.
Ivan bir şey diyecekken veliaht geldi.
-Majesteleri.
-Bu garip oldu. Genelde ben majestleri derdim.
-Haha. Şimdi bana ismimle hitap edebilirsin.
Müzik tam o sırada başladı.
-Peki majestleri bana bu dansı bahşeder mi?
Önce cariyler değil mi? Ahh kimin umrunda daha çok fazla müzik var.
İşte gece böyle başladı.
________
Yazar:Villainesssss