boy in the bubble' taekook

By adorekimh

127K 16.5K 2K

kim taehyung, kedi insanlar hakkında romantik mangalar yazan bir yazardı ve kedi insan jeon jeongguk'u bir ki... More

put down those bubbles and that belt buckle in this broken bubble.
1🐾
2🐾
3🐾
4🐾
5🐾
6🐾
7🐾
8🐾
9 🐾
10 🐾
11 🐾
12 🐾
13 🐾
14 🐾
15 🐾
16 🐾
18 🐾
19 🐾
20 🐾
21 🐾
22 🐾
23 🐾
24 🐾
25 🐾
26 🐾
27 🐾
28 🐾
29 🐾
30 🐾
the end 🐾

17 🐾

3.4K 469 134
By adorekimh

🐾

Kim Taehyung'u seviyordum.

Dudakları, dudaklarımın üzerine kapanırken ellerini belime koymasını, beni kendine yaklaştırmasını, nefeslerini hissetmeyi, dudaklarının tadını seviyordum. Gözlerinin bir an bile olsun beni terk etmemesini de seviyordum. Her adımını beni incitmesinden korkar gibi atışını, beni öpmek isterken bile izin almasını seviyordum. Ona dair sevdiklerimin uzun bir liste oluşturduğunu fark ettiğim ilk zamandı. Dudaklarımız birbirinde dinlenirken benim ellerim onun ensesindeki saçlarda, onun elleri benim belimdeydi. Bedenim onun arabasına yaslanmıştı.

"Oha, sokak ortasında da öpüşülmez!"

Hoseok'un sesi bizi birbirimizden ayırırken kucağında tutuyor olduğu kedinin gözlerini kapatmıştı. "Ayıp, utanmazlar! Oğlumu da ayıp şeyler öğtetiyorsunuz." diye söyleniyordu bize gelirken, kucağındaki kedinin kim olduğunu ya da ona neden oğlum dediğini merak ediyor olsam da, Kim Taehyung ile yaşadığım anı böldüğü için kızgındım ona. Kendi içimde kabullenmeye çabaladıklarım nihayet sonuç bulmuş, ondan kaçmamaya çabalarken o anı bozmuştu. "O kim?" diye sordum Hoseok'a, tekir kedi gözlerini bana dikmiş bakıyordu. "Bilmiyorum, sokakta buldum. Çok tatlı, değil mi?" diye sordu, bir şey diyemedim, Kim Taehyung benimle ilgilenmeyi bırakmış, kediyi seviyordu.Tüm ilginin benim üzerimden gitmesi sinirlerimi bozuyordu, sadece bana baksın, beni görsün istiyordum.

Kim Taehyung onun tüylerini okşamaya devam ederken onu izliyordum. Güzel görünüyordu. Ellerimin titremesine sebep oluyordu. Onu kendime çekmek, sarılmak istiyordum. "Çok güzelsin sen." dedi kediye, burnunu öptü. "Tanrı'm, hayatımda gördüğüm en güzel şey olabilirsin." diye devam etti, sinirden kuduruyordum. Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Oğlumdan uzak dur." dedi Hoseok, onu Kim Taehyung'tan uzaklaştırdı. "Senin kedin kıskandı zaten, surat ifadesine bak!" Hoseok beni işaret ederek konuştuğunda Kim Taehyung'un bakışları beni buldu. Yüzümü incelerken ifadesi düzdü. "Bir şey mi oldu?" diye sordu bana, "Olmadı, eve gireceğim. Sen gördüğün en güzel kediyi sevmeye devam et." dedim, bedenimi arabadan çekerek yolun karşısına ilerledim.

Biri kolumu tutarak beni kaldırımda durdurdu, "Jeongguk, bir şey mi oldu?" diye sordu, ona bakmaya devam ederken iç geçirdim. "Hayır, sadece eve gidip dinlenmek istiyorum." dedim, eve gitmek istiyordum lakin canım sıkkın hissediyordum. "Bir şey var sende, bana söyle lütfen." dedi, Hoseok onun arabasına yaslanmış, kediyi sevmeye devam ederken bizi izliyordu. "Tamam, dürüst olacağım." dedim, tüm bedenimi ona doğru döndürdüm. "Seninle özel bir an yaşıyorduk. Kendi duygularımı yeni anlamaya, onları kabul etmeye çabalıyorum ve bir anda o özel anın bozulmasından hoşlanmadım." Derin bir nefes alıp verdim, sakinleşmem gerekiyordu. "O anın bozulması umurunda değil gibiydi. Bir anda kediyi sevmeye başladın. Onun en güzel olduğunu söyledin ve bilmiyorum, sevmedim işte bunu. Niye güzel dedin ki ona?" diye devam ettim, kediye güzel demesinin neden sinirimi bozduğuna anlam veremiyordum.

Bir anda dudaklarıma kapanan dudakları, yanaklarımı bulan elleriyle ne yapacağımı bilemedim. Parmaklarım üzerindeki kazağına tutunurken gözlerim kapandı. Biraz önce yaşadığımız sakin öpüşmenin aksine alt dudağım, iki dudağı arasında çekiştiriliyordu şimdi. "Jeongguk." diye mırıldandı benden ayrıldığında, dudakları alnımı buldu bu kez. "Çok güzelsin. Hem insan olarak, hem de kedi olarak en güzelisin. Yemin ederim, senden daha güzelini görmedim ben." dedi Kim Taehyung, gözlerimi araladım, bakışları elleri altında ölmek istememe sebep oluyordu. "Seni kötü hissettirmek ya da gücendirmek istemedim, arkadaşın yanımızdayken gergin olmanı da... Bu yüzden normal davranmaya çabaladım ama özür dilerim, seni kırdım." Bir şey söyleyemiyordum, onun düşünceli haline kapılmamak elde değildi.

"Sorun yok, ben de biraz abarttım sanırım."

Kolları bana dolanarak sarıldı sıkı bir şekilde. "Seninle kalmak istiyorum ama gitmem gerek, sabah kahvaltıya gidelim mi?" diye sordu, onu onayladım. Kollarımı beline dolayarak ben de ona sıkı bir şekilde sarıldım. Kokusu, sıcaklığı, yanımda oluşu çok güzeldi. "Seni seviyorum, güzel bir şekilde dinlen. Yarın görüşürüz." dedi, saçlarımı öptükten sonra ayrıldı benden. "Sen de kendine dikkat et, yarın görüşürüz." diyebildim sadece, devamını getiremedim. Sözcükler dudaklarımdan dışarı çıkmadı.

O beni kaldırımda beklerken apartmana girdim, asansöre ilerlemek yerine merdivenlere yöneldim. Aklımı biraz toparlamam gerekiyordu. Onu sevdiğim, onu kıskandığım, tek gördüğünün ben olmasını istememin etkileri beni öldürüyordu. Yorgun hissediyordum. Birkaç gündür her şey benim için yeni geliyordu. Merdivenlerde oturmak, düşünmeye devam etmek istiyordum. "Kook!" Hoseok'un sesini duyduğumda merdivenleri çıkmayı kestim, kedinin miyavlamasını duydum. Merdivenleri hızlı çıkıyordu. "İyi misin sen?" diye sordu yanıma geldiğinde, "O kediyi eve sokmayacaksın, değil mi?" diye karşılık olarak sordum, gözleri kucağındaki kediye kaydı. "Oğlumu benden ayıramazsın Jeon Jeongguk, o benimle gelecek." dedi, omuzlarımı düşürerek merdivenleri çıkmaya devam ettim.

"Sen hiç kızgınlığa girdin mi?"

Evin kapı şifresinu girerken sordum ona, bana attığı bakışı tarif edemiyordum. "Elbette." dedi sadece, ayakkabılarımızı çıkardık. Ona portmantonun çekmecesinde olan terliklerden birini verdim. "Neden böyle bir şey sordun?" diye sordu Hoseok, salona ilerledim ve arkamdan gelmesini bekledim. "Ben kızgınlığa girmedim." Koltuğa otururken kapıda dikilmiş beni izliyordu. "Hiç mi?" diye sordu, başımı sallayarak onu onayladım. Hiç kızgınlığa girmemiştim. "Bu tuhaf. Sen bir yetişkinsin, Jeongguk. Kızgınlığa girmen gerekirdi." dedi koltuğa yaklaşarak, kedi kucağında huysuzlandığında onu yere bıraktı. "Biliyorum ama girmedim. Bay Son hastalığım olmadığını, sadece psikolojik olduğunu söyledi." Hoseok'a durumu nasıl açıklayabileceğimi bilmiyordum, ona da tuhaf geliyor olmalıydı bu durum. En yakın arkadaşınız ile konuşabileceğiniz konuların sınırı olup olmadığından emin değildim.

Bana sorular sorup duruyordu ama hislerin hiçbiri içimde yoktu, "Hoseok, hiç hissetmedim. Ben hiçbir zaman biriyle yakınlaşmak da istemedim." dedim, sırtını koltuğa yasladı. "İyi olduğuna eminim. Herkes cinsel dürtüler yaşayacak diye bir durum yok. Üstelik insanlara kendini kapatmış durumdasın, nasıl dürtüler oluşturabilirsin ki?" diys sordu, belki de haklıydı, bilmiyordum. "Kendine bunu dert etme, Jeongguk. Fiziksel bir hastalık söz konusu değilse her şey düzelir. Kim Taehyung'u öpmek hoşuna gitti, değil mi? Belki de onların ortaya çıkması için biraz desteklenmeye ihtiyaçları vardır." Sözleri bakışlarımı yüzüne çıkarmama sebep oldu, "Nasıl yani?" diye sordum, bedenini tamamen bana çevirdi.

"Lisedeyken bir kızdan hoşlanıyordum, benim dürtülerimi tetikleyen belki de bu oldu ya da insanlara o gözle bakmam. Sen hiç bakmadın, merak etmedin, birinden hoşlanmadın ya da bir şekilde hissetmedin. Olabilir, normaldir. Belki Kim Taehyung ile yakınlaşmak, o dürtüleri tetikleyebilir."

Kim Taehyung ile yakınlaşmanın bir şeyleri tetikleyebileceğinin ben de farkındaydım lakin yakınlaşma sebebimin bunun üzerine olmasını istemiyordum. Onu seviyordum, bu yüzden ona yakın olmak istiyordum. Ne olursa olsun benim yanımda olacağını söylemişti. O hisler başkası için bile olsaa benim benliğimi sararken ona gidebileceğimi söylemişti. "Hoseok." dedim, ellerim kucağımda birleşmiş, nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. "Onu seviyorum. Anlamadım nasıl olduğunu ama onu seviyorum ve ben, ne yapacağımı bilemiyorum." dedim, aklımda dönenlerin bir listesi yoktu. Kim Taehyung cinselliği biliyordu, dürtüleri biliyordu, bir kedi-insan ile sevgili olmuştu. Ben ona bunları veremezken bile beni ister miydi hayatında, merak ediyordum. "Bunu görebiliyorum Jeongguk. Birini sevdiğin için memnunum, sevilmeyi hak ediyorsun." dedi, gülümsemekten başka bir şey yapamadım, ona daha fazla bir şey söylemek istemiyordum. Kendimi küçül görmeme sebep oluyordu bu durum.

Kedi halının üzerinde yatmaktan sıkılarak Hoseok'un bacaklarına dolanırken, "Onu eve götürmeyeceksin diye tahmin ediyorum." dedim, kediyi kucağına alarak sevmeye başladı. "Elbette götüreceğim, eminim Yoongi hyung bayılacak." dedi gülerek. Ona kızmak istemiyordum ama anlam da veremiyordum. "Minseok'u kabullenmemek için direnirken yabancı bir kediye sevgi göstermen." Sözlerim bakışlarını kediden çekerek bana dönmesine sebep oldu. "Bu konuda konuşmayacağız sanıyordum." dedi, ikimiz için mutfakta sıcak çay hazırlamaya koyuldum. "Bu konudan kaçışın yok, Hoseok. O senin kardeşin. Biliyorum, kızgın olduğun durumlar var. Benim de var ama o çok küçük. Senin sevgine ve ilgine ihtiyacı var. Beni yanlış anlama, seni yargılamıyorum ama ona verecek hiç mi sevgin yok?" diye sordum, anlam veremiyordum. "Kim Namjoon ona iyi bakacak." dedi sadece, bakışlarını benden çekerek kediye çevirdi.

Onun üzerine daha fazla gitmeye hakkım yoktu, sıcak çay dolu porselen fincanları masanın üzerine bıraktım. "Jeongguk." dedi Hoseok, sesi sakindi. "Benim sana bir şey söylemem gerek." Gerginliğini hissetmiş olan kedi onun kucağından kaçarak masanın altına saklandı. "Bir şey mi oldu?" diye sordum, yüz ifadesi beni de geriyordu. "Bu gerçeği tesadüfen öğrendim. Bilmiyorum, hâlâ tuhaf geliyor ama sana söylemem gerek." Onun bu halleri beni korkutmaktan başka bir şey yapmıyordu. "Chaeyoung ile konuşurken ağzından kaçırdı birkaç gün önce ve daha fazla saklamak istemiyorum." Onun Chaeyoung ile konuştuğunu bile bilmiyordum, sessiz bir şekilde devam etmesini bekledim.

"Bay Son, senin öz babanmış."

-

merhabalar,
nasılsınız?

Continue Reading

You'll Also Like

210K 21.9K 35
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
160K 15.7K 30
Kim Taehyung, küçük kız kardeşinin; hayatında eksik olan parçasını kendisine getireceğinden habersizdi. || texting + düzyazı
79.3K 7.6K 11
Jungkook, beni hiç çizmez ki. O sadece güzel şeyler çizer. . . . Ünlü ressam Jeon Jungkook ve eşi Kim Taehyung.
97.3K 7.5K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...