KAKTÜS/ Texting | Tamamlandı

By okyanustakisone

106K 4.5K 2.4K

okyanuslarınsefiri: sana bir hediyem var okyanuslarınsefiri: tıpkı sana benzeyen bir hediye okyanuslarınsefir... More

Giriş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm İ
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19.Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32.Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35.Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38.Bölüm
39. Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48. Bölüm
49.Bölüm
50. Bölüm
51.Bölüm
52.Bölüm
53.Bölüm

54.Bölüm Final

169 26 105
By okyanustakisone

Kafeden çıkıp eve geçtiğimde, kapının önünde beni şok eden bir manzara vardı. Ali, Buse ve Ömer çardakta oturup konuşuyorlardı. Buse, Ali'ye gereğinden yakın oturuyordu. Ali ise Ömer'in yüzünü pür dikkat izliyordu. Yanlarında duran Misket sitenin kapısından girdiğimde, bana doğru koşup havlamaya başladı. Hepsinin başları bana doğru döndü. Misket yanımda durunca, eğilip başını sevdim. Yürümeye başladığımda, üçünün de gözleri üstümdeydi. 

Ali bitkin bir haldeydi. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Hiç uyumamış gibi görünüyordu. 

Buse ise gerçekten üzgün görünüyordu. Üstü başı özensizdi. Saçları dağınık, yüzü makyajsızdı. Ali'nin elini tuttu. Ali ona bakmadı ama bir tepkide vermedi.

Ömer ise suratını ifadesiz tutmaya zorlasa da gözlerinde ışıl ışıl bir ifade vardı. Beni gördüğüne mutlu olmuştu. Gözlerimiz buluşunca hafifçe gülümsedi.

Yanlarına yaklaştığımda Ömer yanına oturmam için elini hemen yanına vurdu. Yanına oturdum. Gözlerim yüzünde gezindi. Yüzü sakindi. Ama bu durumdan hoşnut olmadığı belli oluyordu. Gözlerimi ondan ayırıp diğerlerine çevirdim. Buse'nin yeşil gözleri beni dikkatlice süzüyordu. 

"Her şey yolunda mı?" diye sordum uzun bir sessizlikten sonra. 

"Vedalaşmaya geldim." dedi Ali ve arkasından orta büyüklükte bir kutu çıkardı. Kutuyu bana uzattığında, Ömer uzanıp aldı. Kutuyu bana verdi. "İzmir'e taşınıyorum. Hayatından tamamen çıkıyorum, istediğin gibi. Bir anı kalsın sende istedim." diye devam ettiğinde, gözlerim tuttuğum kutudaydı. İçinde bir kaktüs vardı. Hemen yanında ise küçük bir not kağıdı. Kağıda eve gidince bakmaya karar verdim. 

"Siz beraber misiniz?" diye sordum yeniden birleşen ellerine bakarak. 

"Onu gerçekten seviyorum." dedi Buse durgun bir sesle. "Senden ayırmak için tuzak kuracak kadar seviyorum. Her zaman masumdu. Biz beraber olmadık. Öyle düşünmesini sağladım. Herkes aynı düşünceye varana kadar ve olay büyüyene kadar da durmadım. Çirkin bir yol seçtim biliyorum. Ama onu hep sevdim." dediğinde, söylediklerini sindirmesi düşündüğümden daha kolay oldu. Ali'yle ilgili olaylar kayıtsızlık duvarımın önündeydi ve artık onu kırıp geçemiyordu. 

"Mutluluklar dilerim." demekle yetindim. Ömer'in bakışları yüzümdeydi ve pür dikkat tepkilerimi izliyordu. Ali ise bana bakmıyordu. Gözlerini kısmıştı ve ileriye bakıyordu. Buse'nin elini bıraktı. Buse de tutmak için yeltenmedi tekrar.

"Ali bana her şeyi itiraf etmem için getirdi. Masum olduğunu ona yeni söyledim. Hiçbir şey bilmiyordu. Onu da kandırdım." dediğinde, omuzlarımdan bir yük kalkar gibi oldu. Saf, masum ilk aşkım aynı temizlikteydi. Artık bitmişti ama ilk aşkın özelliğini, masumluğunu yitirmemişti. 

"Artık gidelim." dedi Ali ve dediği gibi ayağa kalktı. Buse de onunla beraber ayaklandı. Ali bana bakmıyordu. Sanırım Ömer ve beni yan yana görmeye dayanamayacağı için gözlerini ikimizin olduğu yere çevirmiyordu.

"Özür dilerim, Hicran. Size yaşattıklarım kolay şeyler değildi. Çok üzgünüm." dedi Buse gitmeden hemen önce. 

Ömer ile birbirimize baktık. İkimizin de ifadesi durgundu. Keyifsizdi. Bugün yeterince zorlu bir gün olmuştu. Aklıma aniden gelen düşünceyle kalbim deli gibi atmaya başladı. Parmaklarımı Ömer'in parmaklarına değdirdiğimde, gözlerimizin içine bakıyorduk. Ömer parmaklarımı kavradı. Sıcak parmakları, soğuk parmaklarımı avucunun içinde kafesledi. Kalbim adeta boğazımda atıyordu. İnanılmaz bir sıcak basmıştı. Yüzüme doğru yaklaştı ve dudaklarını saçlarıma bastırdı önce. Ardından yavaşça alnıma. Boşta kalan eli çenemi kavrayıp, yüzümü yukarı doğru kaldırdığında midemde kelebekler mikser gibi içimi çırpıyordu sanki. Dudaklarımız arasında az bir mesafe kaldığında, burnumun ucunu öptü. Yavaşça dudaklarıma indi ve yumuşak dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Beni uzun uzun öptü. Bu hayatımın en iyi anlarından biriydi. Kendimi geri çektiğimde sarhoş gibi hissediyordum. Ömer'in yüzünde geniş bir gülümseme vardı. Elimdeki kutuyu bir kenara bırakıp, beni kollarının arasına aldı ve sıkıca sarıldı. Kollarımı beline sardığımda, uzun zamandır hissetmediğim kadar huzurlu hissediyordum.

***

Kağıtta yazılı olan not; 

"Bu kaktüs tıpkı senin gibi, sıcak ve tehlikeli. Dokunursan canını acıtabilir.
Tıpkı senin gibi, yalnız ve mutlu.
İnine girersen sana zarar verebilir.
Tıpkı senin gibi, masum ve acımasız.
Kalbini hiç düşünmeden kırabilir."

Ve the enddd. Tadında bırakıp, daha da uzatmayı doğru bulmuyorum. Kolay kolay mutlu son d yazmam he hadi yine iyisiniz. 

Bu hikaye çok farklı oldu benim için. Güzel bir kafa dağıtma yöntemiydi.

Bölümleri yorumlarıyla, oylarıyla coşturan okuyuculara çook teşekkürler.

Kendinize iyi bakın. Diğer hikayelerimde görüşmek üzere. 


Continue Reading

You'll Also Like

22.3M 904K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
22.2K 1.1K 35
Ben bir yolculuğa çıkıyorum. İstesem de istemesem de. İki yol var karşımda. İkisi de beni felaketlere sürüklüyor. Ne kadar kaçmaya çalışsam o kadar i...
865K 17K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...