Seni Kendime Sakladım ✧ MinSu...

By h0lixie

36.8K 4.1K 11.3K

"Onu bunu bilmem anlamam Kim ne derse desin lan, işte meydan işte can Onlar ister kapışsın, isterlerse barı... More

1✧Dızo Sincap
2✧Babayı Alırsın
3✧Dedim Ben Hamileyim
4✧Kemalim Yapmaz
6✧İşler karışık
7✧Para Babası
8✧Hacca Gidiyor Hacılar
9✧Yılan Ol Bakayım Abine
10✧Tutmayın Küçük Enişteyi
11✧Amellerim Biçim Biçim
12✧Hacı Sen Gaysin
13✧Ayıp Yatakta Olur
14✧Anda Kal Abi
15✧İki Ekmek Aldım Eve Gidiyorum
16✧Oturmaya Mı Geldik
17✧Nemenem mi bu
18✧Şıllık Olma Zorba Ol
19✧Aslanın Eşi Çekirgedir
INSTAGRAM-1
20✧Yılbaşı Özel
21✧Derdine Derman Spiderman
22✧Gaylar Da-Vardır
23✧Köylü Varoş Minho
24✧Jisung Kız Mı
25✧Farklı Kültürler Farklı Hayatlar
26✧Sana İlk Aşık Olduğum Zaman
27✧Aşk-ı Gay

5✧Çilekli Pasta

1.8K 222 299
By h0lixie

hyunlix bolumu isteyen gecebilir de ama ufak tefek seyleri kacirabilirsiniz

✧✧✧

FELİX

Jisung Minho ile okuldan kaçmıştı...
Seungmin ek dersler için daha geç çıkacaktı...
Changbin uyuya kaldığı için okula gelmemişti...
Ben ise aptal olduğum için yalnız başıma, okulun yanındaki parkta, çilekli sütümü içerken boş boş düşünüyordum.
Yalnız olmayı sevmediğimden değil, yalnızlığı bende severdim ama yalnız bırakılmayı değil.

Özellikle doğum günümde, asla.

Tam gözlerim dolmaya başlamış, yalnızlığıma ağlayacakken yanıma gelen ve geçmiş yaşamında tanrı olduğuna inandığım bir davar ile bakışlarımı ona çevirmiştim.

"SÜRPRİZ!"

Hyunjin elinde minik bir pasta ile yanımda dikilmiş bana gülümsüyordu.

"Oturabilir miyim?" diye sorduğunda başımı onaylarcasına sallamıştım. "Öncelikle... Umarım yeni yaşınla birlikte-" diye cümleye başladığında aklıma ilk geldiği andan beri takılan şeyi sormuştum.

"Bugünün doğum günüm olduğunu nerden biliyorsun?"

"Annen instada paylaşmış 'İyi ki doğurmuşum seni minik güneşim' diye. Bi de küçüklük fotoğrafını koymuş."

"Minik güneşin batsın inş-" diye başladığım cümleyi
"Bİ DAKİKA SEN NİYE ANNEMİN FACEBOOK HESABINI TAKİP EDİYORSUN?" diye bitirdiğimde tedirgin bir gülüşle konuşmuştu.

"Kermeste getirdiğin kekler çok güzeldi bende tarifini istedim, o yüzden yani yoksa niye şey yapayım yani ne de olsa-"

"Kermese getirdiğim kekleri ben yapmıştım yalnız" dememle şaşkınlıkla ağzı açılmış ve birden yükselmişti.

"CİDDİ MİSİN LAN, TARİF VER ÇABUK!"

"İlgin var mı böyle şeylere?" Sorgular gibi sorduğumda saçlarını eliyle tararken cevap vermişti.

"Yani, deniyorum elimden geldiği kadar. Hatta bak bu pastayı da ben yaptım erimeden yesene."

bahsi gecen pasta

"Çok iç açıcı gözüküyor." Kutusundan çıkardığı pastaya aşırı iç açıcı bir bakış attığımda açıklamaya başlamıştı.

"Civciv şeklinde yapacaktım da bu kadar yapabildim..."

"Neyse önemli olan tadı sonuçta" dediğinde gülümseyip kafasıyla onaylamıştı.

"Tadına bak bi eminim beğenirsin."

"Neyli?"

"Çilek." E bu kadarı da yani.

"Bunu da mı anneme sordun?"

"Neyi?"

"Çilekli pasta sevdiğimi."

"Hayır aslında sürekli çilekli şeyler yediğini gördüğüm için pastayı da çilekli seversin diye düşündüm" diye açıkladığında kafamı aşağı yukarı doğru sallamıştım.

"Düşündüğümden zekiymişsin" diye başladığımda yüzünde kendinden övünür bir ifade yer almıştı.

"Öyleyimdir."

"Ve sapık" diye devam etmemle yüzündeki ifade dediğimi yerine şaşkın ifadesini almıştı.

"Öyleyimd- bi dakika ne?"

"Sapık gibi ne yediğimi mi izliyorsun?" yalandan sinirli bir ifadeyle sormuştumm.

"Hayır denk geldim sadece ne alakası var aaaa?" Dedikten sonra gülümseyerek cebinden çıkardığı çakmağı ile pastanın üstündeki mumu yakmış ve pastayı üflemem için bana doğru uzatmıştı.

Mumu tam üfleyecekken birden beni durdurdu.

"Ne oldu?"

"Dilek dilemedin?"

"İnanıyor musun cidden böyle şeylere?" diye sormamla gülümsemesi büyümüştü.

"Evet, inanırsan her şeyin gerçekleşeceğine inanıyorum."

Normalde böyle inançlara pek inanmasam da sırf bu seferliğine bi süre düşünüp dileğimi diledikten sonra Hyunjin'e bakıp gülümsedim ve mumu üfledim.

"Ne diledin?"

"Dilekler söylenmez!"

"Hani inanmıyordun böyle şeylere?"

"Davarın teki fikrimi değiştirdi."

"O davara dileğini söyleyecek misin peki?"

"Hayır."

"LÜTFEN!" diye yalvarma moduna geçmişti bile.

"Hayır."

"Neden?"

"Kaplumbağa deden."

"Başka zaman olsa gülmekten ağlardım muhtemelen ama şuan çok fena merak ettiğim bir şey var."

Derin bir iç çektikten sonra konuştum.

"Bir daha yalnız bırakılmamayı diledim."

Bi süre bana bakıp duraksadı. Sonrasında içten bir gülümseme ile kafasını olumlu anlamında salladı.

"Dileğinin gerçekleşeceğine eminim, Lee Felix."

✧✧✧

Hyunjin'le geçirdiğim bir kaç saatten sonra sonra düşündüğüm kadar kötü biri olmadığını fark etmiştim. Normalde ona çıkma teklif eden herkesi yüzüne bile bakmadan reddettiği için düşüncesiz camışın teki olduğunu düşünüyordum. Şuan ise sadece camışın teki olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle düşüncesiz değil ama hatta aksine, fazla düşünceli olması beni ağlatacak neredeyse.

"Ya hatta bi keresinde sen ve sincap-" diye başladığı cümlede takıldığım kelimeyle "Sincap?" diye sorup bölmüştüm onu. Panik olmuş bir şekilde "Jisung. Sen ve Jisung" diye düzeltince gülmeme engel olamamıştım.

"Jisung'a sincap diye mi hitap ediyorsunuz?"

"Ya aslında Minho ona sürekli orospu sincap, kaşar sincap, kahpe sincap falan dediği için öyle dolanmış ağzıma."

"Jisung bunları duysa ikinizin saçını birbirine bağlayıp kafanızı sırayla duvardan duvara vururdu muhtemelen" dememle o da benimle birlikte gülmeye başladı.

"Bana ne diyorsunuz peki?" diye sormamla gülüşüne ara verip konuşmuştu.

"Normalde çilli çocuk diyoruz da son zamanlarda ben kurt bakışlı- öyle diyorum işte."

Bez getir Cafer.

"Kurt bakışlı mı diyorsun bana"

"Sende düşündüğümden meraklı çıktın he" geçiştirmeye çalışsa da yer mi Avustralya çocuğu?

"Jisung sincaba benziyor diye sincap diyorsunuz anladım da, beni nasıl kurda benzettin?"

"Bilmem bi hırlasana" piç gülüşünü takınmasıyla kaşlarımı çatmıştım.

"Yok daha neler!"

"Hadi ya bi kerecik!"

"Köpek miyim hırlıyorum ya?"

"Tövbe haşa ben kim, Felix hazretlerine köpek demek? Bi hrrr diyeceksiniz sadece!"

"Sen yeterince hrrr diyorsun zaten!"

"Sende de diye diyorum ben!"

"Nerenin manyağısın lan sen?" diye sormamla ağzı bir karış açılmıştı.

MANIAC
Nasa ppajin geotcheoreom michyeo MANIAC
Pingping dorabeorigetji
MANIAC Frankensteincheoreom georeo
MANIAC MANIAC Haha

"Ya bir şey istedim diye deli, manyak, ruh hastası muamelesi görüyorum, inanamıyorum aaa!"

"Bi de bayıl istersen Hyunjin!"

Birden kendini yere atıp bayılma taklidi yapan Hyunjin'e gülmeye başladığımda bile olduğu yerde kalmıştı.

"Hyunjin kalk bir gören olacak."

O da çimlerde uzanarak gülmeye başladığında kalkması için elimi uzattım.

"Kalk hadi üstün kirlenecek" dememle "Kirlensin" diye karşılık verip elimden tutmasıyla beni kendine çekince onun üstüne düşmüştüm.

"Oha yavaş ayı!"

"Sende bi ayı diyorsun bi davar diyorsun aaa" söylenmeye başlamasıyla gözlerimi devirmiştim.

"Camış da diyorum" diye ekleme yapmamla dudaklarını büzmüştü.

"Kırıcı olabiliyorsun bazen."

"Neyse hadi devamını anlat şu hikayenin."

"Ne hikayesi?" diye sormasıyla "Ben ve sincaplı olan hikaye" diye cevap vermiştim.

"He işte sen ve Jisung bir keresinde bizim sınıfa geldiğinizde-"

Telefonumun çalması ile birlikte hikayesi yine yarım kalmıştı. Kimin aradığını gördüğümde yüzüm düşmüştü.

"Kim aradı?"

"Hassiktir unutmuşum!"

"Neyi?"

"Bugün yaptığın her şey için teşekkür ederim, Hyunjin. Gitmem gerek hadi görüşürüz!" aceleyle konuşup apar topar olduğum yerden kalkınca Hyunjin arkamdan bağırıp bana el sallıyordu.

"GÖRÜŞÜRÜZ KURT BAKIŞLIM!"

✧✧✧

Eve döndüğümde hiç ses yoktu ve tüm ışıklar kapalıydı.
Işıkları açmamla birlikte saklandıkları yerden çıkan Seungmin, Changbin ve Jisung aynı anda "SÜRPRİZ" diye bağırdı.

Kapıdaki ayakkabıları ve benimde olduğum sohbet grubunda bana doğum günü sürprizi yapmak ile ilgili attıkları mesajları görmezden gelip sürprize şaşırmış gibi davranmıştım.

Jisung'un kendinden emin şekilde "Unuttuk sandın dimi?" diye sormasıyla yalandan bir tavır takınmıştım.
"Eh biraz" diye karşılık vermemle bu sefer Changbin konuşmuştu.

"Oğlum biz kendimizi unuturuz seni unutmayız ne diyorsun!"

"Grupta olduğumu unutup 'doğumgünü geçecek hala gelmedi pezewenk" yazmışsın ama hayatım"

"Harbi neredeydin lan bu saate kadar?" bu sefer de Seungmin tarafından sorguya çekilince "Sanane lan anam mısın?" diye şakayla karışık cevap vermiştim.
Dediğime gülümseyip "Annen demişken bizi aramıştı sana ulaşamıyormuş. Geri döndün mü ona?" diye sormasıyla iç çekmiştim.

"Araba çarpar da hafızamı falan kaybedersem hatırlatın, ararım."

"Kadın seni merak ediyor Felix, doğum gününde yanında olamadığı için üzgün hissediyor. En azından aramalarına cevap ver." Jisung konuştuğunda bugün her ne kadar bu konuyu açmak istemesem de zorunda kalmıştım artık.

"Kendisi yeni kocası için yanımda olmamayı seçti, bunun için suçlu hissetmesi gereken ben değilim."

"Biliyorum ama kendini affettirmesi için bir şans verirsen"

"Siz doğum günümü kutlamak için mi geldiniz yoksa öğüt vermek için?" imalı şekilde konuştuğumda konuyu dağıtan Changbin olmuştu.

"Neyse ne mum sönecek hadi üflesene!"

Changbin'in bana uzattığı pastanın üstündeki 1 ve 8 şeklindeki, yarısı erimiş mumlara bakıp gülümsedim.
Bugün resmi olarak reşit olmuştum. Ve ailem yanımda yoktu.

Eğer beni bugün terk etselerdi artık kısmen yetişkin olduğum için bu kadar kızgın olmazdım belki de.

Ama 15 yaşındaki bir çocuğu bencillikleri yüzünden yalnız bırakıp gittikleri için hiç bir zaman affetmeyecektim.
Daha henüz çocukken tüm sorumluluklarını üstüme attıkları için affetmeyecektim. Ve sözde yeni birilerine "aşık" oldukları için aşka olan bakış açımı tamamen değiştirdikleri için.

"Ne düşünüyorsun o kadar üflesene hadi!" Seungmin'in konuşmasıyla kaşlarımı çatıp karşılık vermiştim.

"Dilek tutuyorum sus bi!"

Changbin kulaklarına inanamaz şekilde "Sen ve dilek tutmak?" diye sorduğunda Jisung ise "Gelirken taş mı düştü kafana?" diyerek devam ettirmişti.
Seungmin'in de "Önce hastaneye mi götürsek?" diyerek onlara katılmasıyla sorularına cevap vermiştim.

"Reşit olmamla beraber bazı inançlarım da değişemez mi?"

"İyi madem ne dileyeceksin?" Changbin'in sorusuna "Diğer dileğimin gerçekleşmesini dileyeceğim" diye karşılık verince Jisung araya girmişti.

"Bi dakika bi dakika-"Jisung gözlerini kısmış bana baktıktan sonra Seungmin'e dönünce Seungmin de bana aynı şekil bakmaya başladı.

"BİZDEN ÖNCE KİMİNLE KUTLADIN DOĞUM GÜNÜNÜ?"

"BİZDEN ÖNCE KİMİNLE KUTLADIN DOĞUM GÜNÜNÜ?"

Changbin'in almam için pastayı uzattığı sırada ikisi aynı anda bana bağırınca anlık refleksle pastayı elimden düşürmüştüm.

Kafamı eğmiş, daha tadına bile bakmadığım çilekli pastaya bakarken üçü beraber konuşmaya devam ediyordu.

Seungmin "Lan biz kaç saattir seni beklerken sen kimlerleydin?" diye sorgularken Jisung da arka planda "Back- back stabber" diye eşlik ediyordu.

Changbin'in de onlara "Pasta da gitti ya. Gerçi sen pastanı da yemişsindir" diyerek katılmasıyla gözlerimi devirmiştim.

"Ya ne dram yaptınız! Çıkışta beni ektiğinizde parkta oturuyordum, Hyun-"

Jisung ve Minho'nun arasını düşününce duraksadım. Jisung tüm gün boyunca ezeli rakibinin en yakın arkadaşıyla birlikte olduğumu öğrense vereceği tepkiyi bile tahmin edemiyordum.

"Hyunjin geldi yanıma, pasta yapmış doğum günümü falan kutladı işte."

Jisung her ne kadar en yakın arkadaşım olsa da o ve Minho'nun arasında olanlar sadece onların arasındaydı. Minho'nun arkadaşıyla yakınlaşmam da sadece beni ilgilendirirdi.
Hem belki ikimizin yakınlaşması bu iki düşman arkadaş gruplarını da birleştirirdi. Her gün ufak tefek şeylerden kavga etmek yorucuydu sonuç olarak.
Bu yüzden Jisung'un minik öfkesine birazcık da olsa katlanabilirdim.

"OKULUN PLAYBOYU SANA PASTA MI YAPMIŞ DOĞRU MU DUYUYORUM?" Changbin'in yükselmesiyle şımarık bi tonda "Çilekli hemde" diye karşılık vermiştim.

"O şerefsiz sana pasta yaptıysa vardır bir planı" Seungmin'in tepkisiyle kafamı iki yana sallamıştım.

"Aslında azıcık tanıyınca iyi biri ya, biraz önyargılı değil misiniz sizce de?" diyerek savunma moduna geçtiğimde kaşlarını çatmıştı. "Onların grupça ne halt olduğunu en iyi bilenlerden biri de sensin Felix, durup dururken bu iyi niyetinin vardır bir sebebi" diye devam ettiğinde iç çekmiştim.

Changbin "Belki aşık olmuştur?" dediğinde kahkahaya atmaya başlamıştım.

"Kime? Bana mı? Saçmalamayın daha fazla!"

Jisung'un tepkisine bakmak için ona döndüğümde, kulağında telefonuyla evin içinde dolanıp duruyordu.

Her kimi arıyorsa telefonu açtığı gibi ona kükreyeceği kesindi.

"LAN MİNHO PEZEVENGİ!"

O kişi tabiki Lee Minho'dan başkası olamazdı.

✧✧✧

Hyunlix çok tatlı oldu abi chris gecircem

Ulan 5 bölüm olmuş Minsung sözde düşman ama bu nasi düşman dedirtiyo yani biraz kaos lazım bize 😔😔

Sonraki bölüm olsun biraz olaylar

Bu bölümde de Changbin pasamiz resmi olarak gelmiş oldu
hosgelmis gönlümün sultanı

Continue Reading

You'll Also Like

101K 6.4K 36
Malfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfo...
61.7K 3.1K 42
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
21.3K 6.2K 12
panik atak jisung & hallederiz minho
70.9K 5.6K 37
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...