uzak yol. | ognis

By MSHanDeniz

110K 3.6K 1.6K

bilen var mı aklım nerede? alıp götürdün. sormak gelir içimden rüzgar mısın, aşk mısın? More

Giriş
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19 / Ogeday
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22 / Ogeday
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25 / Ogeday
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 30
Final

Bölüm 29 / Ogeday

2.3K 104 24
By MSHanDeniz

Çarşamba saat sekizde Ogeday'ın ses odas varmış, orada olmayı unutmayalım. Bu arada 31.bölüm final ve yeni bir kurguya başlamayı düşünmüyorum. Shipi saldım gibi bu ara, pek yazasım gelmiyo ama İO'ya devam edeceğim tabii ki. 💗😘

Yorucu bir konseyden dönmüştük ve çok uykum vardı. Bizim takımdan Berna elenmişti ve Birleşme'den önce son elenen kişiydi. Bundan sonra Birleşme'ye kadar eleme olmayacaktı. Acun ağabey bugünkü konseyde Birleşme'ye Edis'i getireceğini söylemişti, herkes çok sevinmişti. Ben de çok sevinmiştim, Edis'in şarkılarını severdim. Nisa da çok severdi aslında, keşke o da burada olsaydı. Artık bizi televizyondan izlerdi.

Acun ağabey sürpriz birini daha getireceğini söylemişti ama kim olduğunu geldiğinde göreceğimizi söylüyordu. Edis'i bile söyleyip yeni gelecek kişiyi söylememesi merak uyandırıcıydı. Ya Edis'ten daha ünlü biriydi ya da Edis'ten daha çok sevineceğimiz biriydi.

"Ne düşünüyorsun oğlum kara kara?" Ben sahilde denizi izlerken Berkan da gelip yanıma oturmuştu.

"Hiç, bugünkü konseyi falan."

Berkan'la yarışmadan önce tanışmıyordum. Nisa ondan biraz bahsetmişti, o kadar tanıyordum onu ve biraz ön yargılıydım açıkçası. Çünkü Nisa aralarının iyi olmadığını söylemişti. Gerçi onun hakkında kötü bir şey söylememişti ama konuşmamaları bile benim Berkan'a şüpheyle yaklaşmama neden olmuştu. Bir insan Nisa gibi biriyle kendi isteğiyle niye küser, konuşmazdı ki?

Berkan'ı tanıdıktan sonra onu sevmeye başladım. Zaten 2020'de yarışmadayken Nisa da onu çok seviyordu. Berkan ona kardeşim falan diyordu, o kadar yakınlardı yani ama ne olduysa yarışma bittikten sonra olmuştu. Nisa'ya bir defa sormuştum ama doğru düzgün bir şey anlatmamıştı. Sanırım Barış denen şerefsizle ilgiliydi ve ondan bahsetmek istemiyordu. Ben de iyi bir sevgili olarak üstüne gitmemiştim.

"Ben de Nisa'yı düşünüyorsun sanmıştım böyle romantik bir ortam olunca. Sen anca konseyi düşün zaten." Güldüğünde gözlerimi devirdim.

"Nisa hiç aklımdan çıkmıyor ki oğlum, o ayrı. Lale senin aklından çıkıyor mu sanki?" diye sorduğumda başını iki yana salladı.

"Yok ya çıkmıyor valla. Parkur koşarken bile aklımın bir köşesinde hep o var. Bu yüzden seni çok iyi anlıyorum, kader ortağı sayılırız. Sadece bu benim ikinci, seninse daha birinci."

"Ben birincide kafayı yiyorum adam ikinciye gelmiş ya. Sen canına mı susadın yoksa özlem iyi geliyor, kafa mı yapıyor?" Büyük bir kahkaha attığında ben de güldüm. Başka çaremiz olmadığı için ağlanacak halimize gülüyorduk işte biz de ne yapalım?

"O değil de yarışmada hangi şarkıyı söyleyecektin sen?" diye sordu merakla.

"Uzak Yol diye bir şarkı var ya, onu. Sen hangini söyleyeceksin bakalım?" Omuz silkti.

"Valla benim sesim pek güzel değildir o yüzden iddialı falan da değilim. Bence sen de değilsin, bak yine kader ortağı olduk. Neyse ben her zamanki gibi bir tane arabesk patlatıp Telefonun Başında diyeceğim." Söylediklerine bir süre kahkahalarla güldüm.

"Ne gülüp duruyorsunuz lan? Sesiniz sıçmaya gittiğim yerden bile duyuluyordu."

Yanımıza doğru gelen Anıl'ı duyduğumuzda bu sefer hep birlikte kahkahalara boğulduk. Konsey sıkıcıydı evet ama neyse ki gecenin geri kalanı eğlenceli geçiyordu.

*

Sonunda Birleşme Partisi'ne gelebilmiştik. Önce bir güzel giyinip kuşandık, saç ve sakal tıraşı olduk. Çok şükür boynumdaki kıllardan kurtuldum. Sakallarımı da biraz kısalttım yoksa finale kadar 2017'deki gibi uzadıkça uzardı.

Ardından upuzun bir masada hep birlikte yemek yedik. Takımlar karıştığı için karşı takımdakiler de bizimle aynı masaydı. Atakan gibi sevdiğim kişiler olduğu için memnundum ama sevmediğim kişiler de vardı maalesef. Hatta bir kişi vardı ki, onunla aynı masada olmaya zor tahammül edebiliyordum. Acun ağabeyin hatırı olmasa kalkıp giderdim muhtemelen.

"Edis ne zaman gelecekmiş, haberiniz var mı?" diyerek ortaya bir soru attı Sude.

"Yemekten sonra onun konser vereceği alana gidecekmişiz işte. Bir konser verip gidecekmiş o hemen." Onu yanıtlayan kişi Gökhan'dı.

"Peki ya sürpriz?" Bu sefer de başka bir soru Nagihan'dan gelmişti.

"O da Edis'le gelecekmiş ama hemen gitmeyecekmiş galiba. Belki karaokeye katılır bizimle, eğlenceli olur."

"Edis'le geleceğine göre o da şarkıcı veya hem şarkıcı hem oyuncu da olabilir, Murat Boz gibi," dedi Ayşe.

"Murat Boz olsa Acun ağabey niye ismini söylemeyip büyük sürpriz falan desin ki? Edis'i söylediği gibi onu da söylerdi bence," dedim omuz silkerek.

Masaya oturduğumuzdan beri ilk defa konuşuyor olabilirdim çünkü yemekleri yemekle oldukça meşguldüm. Onlar gibi hem yiyip hem konuşabilme kabiliyetim yoktu maalesef, aynı anda iki şeyle ilgilenemiyordum.

"Ee kim geliyor o zaman ağabey? Shakira'yı falan mı getiriyor yoksa bu adam?" Batuhan'ın sorusuyla herkes kahkahalara boğuldu. Bu da bayağı uçuk bir hayaldi.

"Yok be abartmayalım. Neyse, gelince göreceğiz işte artık bir saatimiz falan var. Bir saat daha sabredersiniz herhalde, günlerdir sabrediyorsunuz sonuçta," dedi Atakan başını benim gibi tabağından kaldırmadan.

Yemekten sonra heyecanla Edis ve büyük sürprizimizin geleceği alana geldik. Burası kocaman bir konser yeriydi ve bizim dışımızda Türkiye'den gelen birçok kişi daha vardı. Acun ağabey Yunan yarışmacıların da geleceğini söylemişti ama henüz onlardan herhangi bir iz yoktu. Bundan sonra onlarla birlikte birkaç oyunumuz olacaktı ve bu parti kaynaşmamız için iyi bir fırsattı, değerlendirmemiz gerekiyordu. Yunan'ın Gönüllüleri ya da Mavi Takımı'yla tanışmayı çok isterdim.

Işıklar söndüğünde herkes gibi ben de sahneye odaklandım. Ardından sadece sahnenin girişindeki, yani Edis'in çıkacağı yerdeki birkaç ışık yandı.

"Ay geliyor galiba!" Yanımdaki Evrim heyecanla omzuma birkaç kere vurdu.

"Ben asıl sürprizi merak ediyorum, o da gelir herhalde şimdi Edis'le." Berkan konuştuğunda başımı salladım. Ben de Edis'ten çok şu büyük sürprizi bekliyordum.

Edis en sonunda Arıyorum şarkısıyla sahneye çıktığında büyük bir alkış koptu. Ben dahil herkes deli gibi alkışlıyor ve onunla birlikte şarkıya eşlik ediyordu. Çoğu kişi Edis'i görünce sürprizi unutmuş olabilirdi ama ben unutmamıştım, hala bekliyordum lakin kendisinden ses seda yoktu.

Arıyorum şarkısı bittiğinde Martılar çalmaya başladı. Bu şarkıyı bir öncekinden daha çok sevdiğim için biraz daha coştum. Bu sırada Edis'in yanına uzaktan biri dans ederek yaklaşmaya başladı. Uzak ve karanlık olduğu için pek seçemiyordum ama kadın olduğu cüssesinden belliydi. Sürprizimiz sonunda teşrif edebilmişti herhalde.

Sonunda Edis'in yanına gelip Martılar dansını onunla birlikte yapmaya başladığında hem yaklaşmasından hem de ışıklar onun da üstüne geldiği için onu tanıdım. Tanıdım tanımasına ama rüya olduğunu sanıyordum. Ağzım açık kalmış bir biçimde onu izliyordum. Nisa gerçekten burada, karşımda mıydı? Sahneye çıksam ona sarılabilir miydim? Bu sırada Nisa'yı iyice görebilen ve tanıyan herkesten bir alkış kopmuştu. Gerçekten de Acun ağabeyin söylediği kadar büyük bir sürprizdi, en azından benim için.

Martılar bittiğinde Edis Çok Çok şarkısına geçti ve Nisa da sahneden sıvışıp yanıma doğru yürümeye başladı. Onun gerçek olduğuna ona sarılana kadar inanamayacaktım sanırım. Koşar adım bana gelen sevgilime boş boş bakmaktan öteye geçemiyordum.

Hiçbir şey demeden bana sarılıp başını omzuma gömdüğünde ben de aynını yaparak kokusunu iyice içime çektim. Bu kokuyu o kadar özlemiştim ki bu anın tarifi yoktu. Şu anki mutluluğumun, huzurumun tarifi yoktu. Ayrıldığımızda yüzünü avuçlarımın içine aldım ve yanaklarına, ardından da burnuna küçük öpücükler kondurdum. Kameraların arada bizi çektiğini bilmesem dudağına yapışırdım ama yapamıyordum maalesef.

"Ne kadar özlediğimi tarif bile edemiyorum," diye mırıldandığında ağzımdan küçük bir kıkırtı kaçmasına engel olamadım.

"Sen bir de bana sor güzelim." Aldığı cevapla tekrar başını omzuma gömdü ve bir süre orada kaldı. Ben de bu sırada konuşmama devam ettim, "Acun ağabey sürprizden bahsederken beni bu kadar mutlu edecek bir sürpriz beklemiyordum gerçekten."

Büyük bir kahkaha attı. "Muhtemelen en çok sana sürpriz oldu."

"İlayda'yı niye getirmedin de yalnız geldin kız?" Anıl'ın sesini duymamızla birbirimizden ayrıldık. Zaten kameraların önünde çok bile sarılmıştık, Anıl'ın gelmesi iyi olmuştu. Kısacık sarılıp ayrılmamız gerekiyordu ama kendimize hakim olamamıştık. O kadar aydan sonra bu normaldi aslında.

"Ya keşke getirebilseydim. Serap'ı, Lale'yi, İlayda'yı, hepsini getirmek isterdim ama yalnızca ben gelebildim."

Nisa kollarımın arasından çıkıp Anıl'a sarıldı. Ardından Berkan ve Atakan'ın yanına yürüyüp kısaca onlara da sarıldı. Evrim'le araları 2020'den kötüydü ama yarışmadan başlamadan önce konuşup araları düzelmişti, bizim de Evrim'le aramız iyiydi.

"Ee ne olacak şimdi, sen hemen gidecek misin?" diye sordum merakla. Gitmesini istemiyordum. Televizyona çıkmasına gerek yoktu, biz yarışırken kenarda izlese bile yeterdi. Onun etrafımda olması bana anlamlandıramadığım bir güç veriyordu.

"Hayır gitmeyeceğim. Ben de sizinle şarkı söyleyip, söyleyenleri puanlandıracağım. Acun ağabey kısaca bu akşam sizlerden biri olmamı istedi yani. Ardından da sizinle birlikte otelde yatarım ama siz adalarınıza döndüğünüzde giderim artık."

Aklıma gelen fikirlerle sırıtmama mani olamadım. Otele gittiğimizde onun odasına gitmenin bir yolunu bulmam gerekmiyordu, benim için zorunluluk gibi bir şeydi. Aynı otel içindeyken farklı odalarda uyumamız saçmalıktı ve bunu bozmaya yeminliydim bu saatten sonra.

Bir süre daha Edis'i dinleyip dans ettikten sonra Edis bize teşekkür edip gitti. Aslında buraya kadar geldiği için bizim ona teşekkür etmemiz gerekiyordu ama kibar biri olduğu için o bize teşekkür etmeyi tercih etmişti. O gittikten sonra şarkı yarışması için iki sıra halinde yan yana oturduk. Nisa'yı bir saniye bile dibimden ayırmadığım için yan yana oturmuştuk. Eğer dışarıda bizi shipleyen bir kitlemiz varsa şu an onlara oldukça fazla moment verdiğimiz kesindi.

"Hangi şarkıyı söyleyeceksin?" diye sordu Nisa bana merakla.

"Çıktığımda dinlersin artık." Onu meraklandırmayı seçtiğim için gözlerini devirip önüne döndü. Ben de onun hangi şarkıyı söyleyeceğini bilmiyordum ama onun kadar meraklı olduğum bir konu değildi.

İşin kötü tarafı şarkı söyleme sıramızı bilmiyorduk. Yani önce o mu yoksa ben mi söyleyecektim, hiçbir fikrimiz yoktu. Murat'ın çağırmasına göre gidiyordu her şey. Murat'ın da bizi kafasına göre çağırmadığını biliyordum ama elindeki listeye bakamamıştık.

Birkaç kişi çıktıktan sonra sahneye Barış çıktığında sıkıntıyla yanımda oturan sevgilime baktım. Biraz önce Atakan çıktığı için tahtasına tebeşirle arslan çizmişti, onu silmekle meşguldü. Barış'la ilgilenmiyormuş hatta umurunda değilmiş gibiydi. Zaten Barış'ın onun hiçbir zaman umurunda olmadığından şüphem yoktu ama aynı şeyi Barış malı için söyleyemezdim maalesef. Nisa geldiğinden beri konuşmaya gelmemesine rağmen gözleri sürekli üzerimizdeydi. Selam vermeye bile yüzü yoktu ama gözlerini de çekmiyordu. Rahatsızlık vermekten başka bir şey değildi resmen yaptığı.

Pinhani'nin Dünya'dan Uzak şarkısını söylemeye başladığında belli etmeden gözlerimi devirdim. Güzelim şarkıyı bok etmişti, bu aklıma gelmeden nasıl dinleyecektim şimdi? Çok da sevdiğim bir şarkıydı oysa. Barış eline attığı her şeyi mahvettiği gibi bu şarkıyı da bok etmişti.

Şarkısını sonunda bitirip sustuğunda çok düşük verip dikkat çekmemek için altı yazdım tahtaya. Nisa da benim ne yazdığıma bakıp aynını yazdı. Neden bilmiyordum ama Barış konusunda böyle yapması hoşuma gidiyordu. Kendi rahatsızlığından çok beni düşünüyor olmasıydı sanırım hoşuma gitme sebebi.

Birkaç kişi daha çıkıp şarkısını söyledikten sonra sıra bir anda bana geldi. Gülerek sahneye çıktım. Murat bir şeyler sorduğunda gergince cevaplarla onu geçiştirdim. Şarkı söyleyeceğim için biraz gerilmiştim ve bir an önce olup bitsin istiyordum bu yüzden Murat'la gevezelik yapacak havamda değildim.

Survivor'a gitmeden önce dinlediğim, Güncel Gürsel Artıktay'ın Uzak Yol diye bir şarkısını söylüyordum. Bence Nisa ile bana ve benim şu anki durumuma çok uyuyordu. O yüzden bu şarkıyı seçmiştim. Nisa'nın da bu şarkıyı bildiğini biliyordum, ben birkaç defa dinletmiştim. Yüz ifadesine bakılırsa hatırladığı belli oluyordu.

"Bir uzun yoldan geldim, ardım bomboş."

Neredeyse bütün şarkıyı gözlerine bakarak söyledikten sonra son sözleri de söyleyip şarkıyı bitirdiğimde sahneden inip yanına doğru yürüdüm. Yanına yaklaştıkça gözlerinin içindeki parıltıları görebiliyordum. Hiçbir şey söylemiyor, sadece gülümsüyordu ama ben bakışlarından bile ne demek istediğini anlıyordum. Bizim artık konuşmak için sözcüklere ihtiyacımız yoktu, kalmamıştı.

"Çok güzel söyledin," diye mırıldandı yanına oturduğumda.

Bana çoğu kişiyle birlikte o da 10 puan vermişti. Çok güzel söylediğimi düşünmüyordum ama neredeyse herkes tam puan verdiğine göre güzel söylemiş olmalıydım. Utanarak başımı eğdiğimde kıkırdadı. Utanmam onu güldürüyordu, ne zaman utansam kocaman kahkahalarından birini atardı.

Birkaç kişiden sonra sıra sevgilime gelmişti. Murat onu sahneye çağırdığında elinde tuttuğu küçük tahtayı oturduğu yere koyup onun yanına ilerledi.

"Bugün Acun ağabeyi kırmayıp bize katıldığın için öncelikle çok teşekkürler Nisacığım. Survivor da, biz de seni çok özlemiştik. Umarım bir gün parkurlara da gelirsin." Murat konuşmasını bitirdiğinde sevgilim küçük bir kahkaha attı.

"Ben de beni buraya çağırdığınız için teşekkür ederim, buraları özlemişim gerçekten. Parkurları da özledim ama yapacak bir şey yok artık."

"Seneye de belki bir bölüm parkurda koşmaya gelirsin. Bunu Acun ağabeye ileteyim, değerlendirmek isteyeceğine eminim."

Nisa artık onur konuğumuz sayıldığı için onunla ayrı bir ilgileniliyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. Benim onda gördüğümü sonunda herkes görüyormuş gibi hissetmeye başlamıştım. Bu benim açımdan biraz korkutucu olsa da bununla baş edebiliyor, onun için mutlu olabiliyordum.

Sohbet etmeyi bitirdiklerinde müzikle birlikte Nisa da şarkısına başladı. Tanıdık ezgi ve sözleri duymamla gülümsedim. Benim onun için yaptığım çalma listesinden bir şarkı seçmiş, onu söylüyordu. Teen Idle.

'Keşke bütün bu kötü şeyleri yaşamak yerine gereksiz bir genç olsaydın,' Ona yazdığım mektupta buna benzer bir şey yazmıştım. Okuduğu ana tanıklık edememiştim ama okuduktan sonra direkt benim evime gelip dudaklarıma yapıştığını dün yaşamışız gibi hatırlıyordum.

Aklıma uçuşan anılarla gülümserken buldum kendimi. Şimdiye kadar neler neler yaşamıştık. Kopma noktasına kadar gelip aylarca konuşmamış bile olsak bir yolunu bulup her seferinde barışıyorduk. Bizi barıştırmak için tek bir adım yeterdi her zaman çünkü ikimiz de birbirimize hiçbir zaman uzun süre küs kalamazdık. Bunun bundan sonra da böyle olacağından, ismimin Ogeday olduğu kadar emindim.

Eski anıları hatırlamamla içimde değişik duygular baş göstermişti. İyi ki Nisa yanımdaydı ama keşke kameralar yanımızda olmasaydı. Bu duygularla yalnız başıma uğraşmayacağım için mutluydum ama kameralar olduğu için rahatça ona sarılıp öpemiyordum, bu yüzden de mutsuzdum. Şu an kameraların çekmediğini bilsem etrafımızda insanların olduğu ya da Nisa'nın hala şarkısını bitirmediği umurumda olmaz ve gidip onu öperdim. Hiç bırakmayacakmış gibi hem de.

Neyse ki daha gece uzundu ve sabaha kadar bütün gece bizimdi.

Continue Reading

You'll Also Like

198K 9.6K 116
Bu kitap , paranormal alanda yazılan kitapların en iyileri arasında yer almaya adaydır. LÜTFEN OYLARINIZI EKSİK ETMEYİN. Hikayenin tüm hakları , YOUT...
2.8K 91 8
Yalı çapkınının sevilen karakterleri olan kaysun için yeni bambaşka bir seneryo için varmısınız? Hadi o zaman başlayalım💕🌸 Beğeni ve yorum devamı...
62.1K 6.8K 43
Hepimiz Pamuk Prenses masalını okuduk, peki ya üvey annesinin?
3.6K 665 26
🔱 BİLİM KURGU #41 🔱 Belki bazı hatıralardır kişiyi kendi yapan, belki de yanındakilerdir... "Geri döneceksin, Vitae. Doğanın Krallığında geri dönec...