Seni Kendime Sakladım ✧ MinSu...

By h0lixie

36.8K 4.1K 11.3K

"Onu bunu bilmem anlamam Kim ne derse desin lan, işte meydan işte can Onlar ister kapışsın, isterlerse barı... More

2✧Babayı Alırsın
3✧Dedim Ben Hamileyim
4✧Kemalim Yapmaz
5✧Çilekli Pasta
6✧İşler karışık
7✧Para Babası
8✧Hacca Gidiyor Hacılar
9✧Yılan Ol Bakayım Abine
10✧Tutmayın Küçük Enişteyi
11✧Amellerim Biçim Biçim
12✧Hacı Sen Gaysin
13✧Ayıp Yatakta Olur
14✧Anda Kal Abi
15✧İki Ekmek Aldım Eve Gidiyorum
16✧Oturmaya Mı Geldik
17✧Nemenem mi bu
18✧Şıllık Olma Zorba Ol
19✧Aslanın Eşi Çekirgedir
INSTAGRAM-1
20✧Yılbaşı Özel
21✧Derdine Derman Spiderman
22✧Gaylar Da-Vardır
23✧Köylü Varoş Minho
24✧Jisung Kız Mı
25✧Farklı Kültürler Farklı Hayatlar
26✧Sana İlk Aşık Olduğum Zaman
27✧Aşk-ı Gay

1✧Dızo Sincap

5K 328 1.4K
By h0lixie

tarih alim

/⁠╲⁠/⁠\⁠╭⁠(⁠•⁠‿⁠•⁠)⁠╮⁠/⁠\⁠╱⁠\

✧✧✧

İşte, yine müdürün odasındaydık. Jisung ile ettiğimiz kavgaların sonu her zaman müdürün odasında bitiyordu. Bu seferki kavgamız da Jisung'un beden kıyafetinin içine kaşıntı tozu dökmemle başlamıştı.

Jisung çocukluğumdan beri her zaman rakibim ve düşmanım olan, ölümüne nefret ettiğim kişiydi. Aynı okulda olmamız da sürekli olay çıkardığımız anlamına gelmekteydi.

Müdürün sabrını her ne kadar zorlasak da ailelerimiz sağolsun sadece uyarıp gönderiyordu.

Yani normalde öyle yapardı, bu sefer adamı cidden delirtmiş olabiliriz.

"LAN AMINA KOYDUĞUMUN SALAĞI, SIRF KEDİLİ ANAHTARLIĞINI ALDI DİYE KIYAFETE KAŞINTI TOZU DÖKMEK NE?"

Ortamı kaynatmak için oryantal dans mı yapsam?

Tatlı olduğunu düşündüğüm gülümsemem ve ses tonumla konuşmak ölüm riskimi azaltırdı muhtemelen. "Hocam sanki bi gerginsiniz bugün, evde işler iyi gitmiyor heralde."

"Sanane lan adamın özel hayatından" başladı işte benim mesai.

Kaşlarımı çatıp bakışlarımı karşımdaki sandalyede oturan elemana çevirmiştim. "Sen hiç konuşma lan dızo sincap!"

"Yemin ediyorum bıktım, ikinizden de kavgalarınızdan da bıktım. Ulan bu sefer değil aileniz, 7 sülaleniz gelse de sıyrılamazsınız." isyan edercesine konuşan müdür sustuğunda bu sefer Jisung konuşmaya başlamıştı.

"Hocam ben bu sefer suçsuzum, ne yapacaksınız bu herife yapın. Beni hiç saymayın."

"Hırsızlık ne zamandan beri suç değil?"

"Yalnız çalmadım. Kaybetmiştin, buldum, geri vermedim." benimle iddialaşırcasına konuşuyordu. Madem tartışmaktan yana, o halde tartışırız.

"Bana ait olduğunu bildiğin bir şeyi olduğu yerden alıp geri vermiyorsan, bu alıkoymadır. Yani diğer bir deyişle, hırsızlık. Hatta halk arasında dızcılık da deniyor, sen daha iyi bilirsin tâbi."

"İstemeyi denedin mi ki geri vermemi istiyorsun?"

"İstesem verecektin sanki."

"Sen istesem verir miydin?"

"Neyi?"

Bu tuhaf muhabbet daha ne kadar tuhaflaşabilir diye içimden sorgularken, Jisung'un çapkın gülümsemesiyle beraber bana yiyecekmiş gibi bakmaya başlamasıyla daha da tuhaflaşmıştı.

Sessizliği bozan müdürün hâlâ kulağa sinirli gelen sesi olmuştu."Yeter konuştuğunuz, ikiniz de cezalısınız."

"Onu anlarım da ben niye ceza alıyorum?" benimle tartışmaktan hırsını alamamış olacak ki, müdürle de her an tartışmaya girmeye hazır şekilde konuşmaya başlamıştı.

"Ne cezası şimdi amına- hocam?"

"İkiniz de güzel duygularınızı içeren birer şiir yazacaksınız ve törende tüm okulun önünde karşılıklı okuyacaksınız."

Tam ağzımı açıp itiraz edecektim ki konuşmaya devam ederek beni susturmuştu.

"Şiirlerinizi okumayı bitirdikten sonra da yaşattığınız sorunlar için herkesten, yani her seferinde kavgalarınızı ayıran hocalarınız ve arada kaynayan arkadaşlarınızdan özür dileyeceksiniz."

Şaşkınlıkla bir müdüre bir Jisung'a bakıyordum ki kısa süreli sessizliği bozan Jisung olmuştu.

"Yok artık daha neler. Hayatta yapmam."

"Okul bahçesini temizlesek?"

"Olmaz" ya keltoş anana uçacağım ama he.

"Spor salonu? İlk kattaki sınıflar? Tüm sınıflar? TUVALET?"

Önerilerimle birlikte kafasını olumsuz anlamda sallamaya devam ediyordu ki en sonunda kendisi konuşmaya başlayana kadar.

"Ve söylemeyi unuttum, en sonda da birbirinize sarılıp bir daha kavga etmemek için yemin edeceksiniz."

Anan.

"Hocam size özel şarkı bestelesemde vazgeçseniz?" bu sefer konuşan Jisung olmuştu.

"Adımı dağlara kazısan da vazgeçmem." adamda keçi inadı var bir kere amına koyayım!

"Hocam bir daha düşünün bence mantıklı bir karar vermed-"

"Okulun ilk günü, koridorda birbirinizi görüp bu sene de aynı okuldasınız diye kavga ettiniz, tıpkı kayıta geldiğiniz gündeki gibi.
Sonraki gün beden dersinde aynı tişörtü giydiniz diye kavga ettiniz.
Ve aynı hafta içinde olan futbol maçında karşı takımları tutup iddiaya girdiniz. Maç berabere bitince ilk pes eden kaybeder diyip yumruklu kavga ettiniz.
Sonraki hafta fotoğraf çekimi sırasında birbirinizi sabote etmeye çalışıp kavga ettiniz.
Geçen cuma kantinde kalan son tavuklu pilav için kavga ettiniz.
Ve bugün de saçma sapan sebepten yine birbirinize girdiniz. Okul açılanı 2 hafta bile olmadı ve siciliniz şimdiden dolmaya başladı. Geçen senekileri saymıyorum bile. Seneye üniversite seçimlerinde ne bok yiyeceğinizi düşündünüz mü acaba?" ezberlemiş bir de manyak.

Müdürün dedikleriyle odada derin bir sessizlik olmuştu. Bakışlarımı Jisung'a çıkardığımda o da düşüncelere dalmış gibiydi.

"Sen, Minho. İleride ne olacağına karar verdin mi?" müdürün bana yönelik sorusuyla Jisung da bakışlarını bana çevirmişti.

Pavyon açacağım.

"Doktor falan herhalde."

Cevabımla Müdür yerine biraz daha yerleşirken, Jisung ise göz devirmişti.

"Sence böyle bir sicille alırlar mı seni tıp fakültesine?"

"Nasip kısmet işleri bunlar hocam. Hayırlısı artık."

"Taşşak mı geçiyorsun sen benimle?"

"Estağfurullah hocam, yapar mıyım hiç?"

Derin bir iç çektikten sonra sıkılmış gözüken Jisung'a çevirmişti bu sefer sorularını.

"Sen neye karar verdin Jisung?"

"Avukat falan muhtemelen." bakışları üzerimdeyken benim söyleyiş tarzımı taklit etmişti. Bende aynı şekil göz devirerek karşılık verdiğimde müdür meseleyi anlamış olacak ki tekrardan tepesi atmıştı.

"BIKTIM ULAN SİZDEN! ÇIKIN GİDİN ODADAN, YARINA DA VELİLERİNİZ GELSİN."

Odadan resmen kendimizi fırlatarak çıkmıştık. Tam önüme bakıp ilerleyecektim ki yanımdaki manyağın kahkaha atmaya başlamasıyla duraksamıştım.

"Ciddi soruyorum, mal mısın?"

"Doktor bey, kendimi kötü hissediyorum. Çaresinin sizde olduğunu söylediler. Doğru mudur?" sesinin tonunu değiştirip flörtöz bir tavırla konuşmuş, 1-2 adım atıp kendini bana yaklaştırmıştı.

Eğer oyun oynamak istiyorsa, oyunu kurallarına uygun oynamak gerekir değil mi? Bende boğazımı temizleyip ona uyum sağlamıştım.

"Duyduğunuz söylentinin ne olduğunu söylerseniz, bende size doğruluk oranını söyleyebilirim" bir adım atıp ona yaklaşmıştım.

Yüzünü yine çapkın ifadesi kaplarken bakışları dudaklarıma kaymıştı.

"Duyduğuma göre tek çare dudaklarınızdaymış."

"Doğru yere geldiniz o halde."

Bir adım daha atıp iyice dibine girdiğimde bir kaç saniye gözlerimin içine bakmış ardından göğsümden ittirmişti. Bir kaç adım geriye sendelediğimde, hemen kendimi toparlayıp bakışlarımı ona dikmiştim.
"Şakası bile iyranç" diyip üstünü düzelttiğinde gözlerimi devirmiştim.

"Kendini kandırıyorsun."

"Pardon?" diye sorup kaşlarını sorgular gibi şekle soktuğunda yüzümdeki pis gülümseyle devam etmiştim.

"Vücut dili, Jisung... Ağzın ayrı vücudun ayrı konuşuyor benimle."

"Biraz daha saçmalarsan, o çok sevdiğin yüzünle vedalaşacaksın."

"Ya öyle mi?" diye sorup tekrar 1-2 adım atıp ona yaklaştığımda umursamazca "Öyle" diye yanıt vermişti.

"Ne duruyorsun o hâlde, hadi-" ve yüzüme yediğim yumrukla yarım kalan bir cümle. Eh, kendim kaşındım.

"LAN OROSPU ÇOCUĞU DAHA AZ ÖNCE VURDUĞUNUN ETKİSİ GEÇMEDİ!"

"Oy kıyamam acıdı mı?" az önceki gibi sesini inceltip sanki vuran o değilmişcesine konuşmuştu.

"Acıdı."

"Beter ol" arkasını dönüp ilerlemeye başladığında bende yanağımı tutarak peşinden gidiyordum.

"Vicdansızsın."

"Teşekkürler."

"Vahşisin de."

"Öyleyimdir, teşekkürler."

"Saçın da varoş gibi olmuş. O ne öyle be mavi mavi?"

Derin bir nefes verip "Ne istiyorsun?" diye sormasıyla piç gülüşümü takınmıştım.

"Bir planım var."

"Ne planı?"

"Alıyoruz 1-2 bidon benzin, bir tane çakmak, yakıyoruz okulu!" konuşmayı bitirdiğim gibi kafasını iki yana sallayıp ardından da konuşmuştu.

"Bende durmuş seni dinliyorum ya."

"Daha iyi bir fikrin varsa söyle."

"Tören günü okula gelmeyiz."

"Diğer günler dağa kaçtı, dağı da inek yedi çünkü dimi?"

"En azından birden fazla kanunu çiğnemememiş oluruz." çok bilmiş tavırla konuştuğunda gözlerimi devirerek karşılık vermiştim.

"O hâlde nüdürü kaçırıp tehdit edelim. Üstüne de fidye isteriz. Veya gizli numaradan arayıp işletiriz sonra-" diye devam ederken lafını kesmiştim.

"Mantıklı bir planın yok mu cidden?"

"Çok zekiysen sen bul." umursamazca dediği şeyle ikimiz de aynı anda nefes vermiştik. Bir süre olduğum yerde düşündükten sonra aklıma gelen şey ile yüzüme tekrar piç gülümsemem yerleşmişti. Bunu fark eden Jisung kaşlarını çatıp "Karısını becermekle ilgili bir şeyse yemin ederim-" diye başladığında yine cümlesini bitirmesine izin vermemiştim.

"Geçenlerde müdürün odasına gönderildiğimde telefonda biriyle konuşuyordu, baya da telaşlı duruyordu. Ben odaya girdiğimde bi şeyler saçmalayıp yüzüne kapattı" heyecanla anlattığım şeye "Bu bilgiyi üniversite sınavında mı soracaklar bize?" diye karşılık verince gözlerimi devirmiştim.

"Hayır, akıllı balık. Belki de gizlediği bir şeyler vardır ve öğrenirsek bununla tehdit edebiliriz."

"Benim planımdan farkı ne bunun?"

"Müdürü kaçırmayacağız? Neyse işte eğer onu takip edersek ne gizliyorsa artık buluruz bence."

"Beraber mi yapacağız bunu?"

"Tüm okulun önünde birbirimize karşılıklı şiir okuyup sarılmayı ve ardından da tüm okuldan özür dilemek istiyorsan, bu da bir seçenek tabi."

Göz devirip "O halde çıkışta okulun önünde ol, gelirim bende" demiş ve arkasını dönüp ilerlemeye devam etmişti.
Arkasından "Nereye gidiyorsun?" diye seslendiğimde yüzünü bile dönmeden nah çekip devam etmişti yoluna. Şimdiki gençlerde saygı sıfır, sıfır, sıfır.

Bende kantine inip derslere girmekten daha önemli bir şeyle uğraşmaya başlamıştım. Yani Hyunjin'in gönderdiği mesajları cevaplamak.

✧✧✧

LAN LAN NİYE HALA CİKMADİNİZ ODASİNDAN
NAPTİ BİZİM KEL

sorma amk adamin tersine geldik
ceza verdi orspu cocu

Ne cezasi lan

bosver onu halledicem de
sen niye hoca gelince kaçtın lan pis sırık

Knk
Annem aradı iki ekmek bı süt al dedi

sege pezevenk

Pezevenk demisken
Su cilli cocuk varya 🤭

ne cillisi

dizo sincabla bizi dövmeye gelen mi

Evet evt
Ayrıca bizi değil knk seni dövmeye geldi

niye napcan cocugu

Sikcem

🤨🤨🤨

Saka lan saka
İyi geçirdi vicdansizin oğlu
Bı hesap sorcam o yuzden sey ettim

ins

Neyse adi neydi iste onun

felix olmasi lazim

Ooo desene
Akıllı kediler Felix'i kapar

komik miydi lan oc

Evet 😸
Neyse knk hadi gorusuruz kedi olma buyusu yapicam

Carpilirsin ins

Amen sevgili dostum

✧✧✧

Çıkış saati geldiğinde okulun önünde Jisung'u beklemeye başlamıştım. Yaklaşık 15 dakika sonra tüm okul boşalmıştı ama Jisung hâlâ ortalıkta gözükmüyordu. Söve söve okulun her yerine baksam da hiç bir yerde yoktu. En son bodrum kattaki depoya kadar bakmıştım ki burada da bulamamıştım. Tam buradan çıkacağım sırada "Orospu çocuğu beni tek bırakıp gitti" diye söylenirken arkamdan biri eliyle ağzımı kapatıp beni kendine doğru çekmesi bir olmuştu.

Anlık refleksle arkamı dönüp bi tane geçirmeyi planlamışken Jisung olduğunu görünce elimi indirmiştim.

"Ne yapıyorsun lan gerizek-" cümlemi bitiremeden tekrar elleriyle ağzımı kapatmıştı.

"Şşş sessiz ol" diye fısıldadı.

Nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı şuan Jisung ile beraber depodaki fazla sıraların arkasında saklanıyorduk. Deponun önünden ayak sesleri gelmesi ile birlikte Jisung omuzlarımdan bastırarak ikimizin de eğilmesini sağlamıştı.

"Onlar kim?" diye kulağına fısıldadım.

"Yanlışlıkla damarına bastığım üst sınıflar, geçen haftadan beri beni kovalıyorlar" sabah kahvaltıda ne yediğini sormuşum gibi bi gevşeklikle anlatırken kaşlarımı çatmıştım.

"Yine ne boklar yedin acaba?"

"Sessiz olsana" diye fısıldadığında omuz silkmiştim.

"O senin problemin, çıkıyorum ben" dedikten sonra ayaklanacaktım ki beni tekrar kendine doğru çekmesiyle Jisung'un üstüne düşmüştüm.

"Lütfen... Sadece bu seferlik sus." onu bu hâlde görmek ne kadar hoşuma gitse de onu dinlemek de bir seçimdi. Ama biraz daha uğraşmayı tercih ederim her zaman.

"Sustur o zaman" diyip sırıtmamla birlikte tekrar ayaklanacaktım ki Jisung yakamdan tutup tekrar kendine çekmisti.

Tam ağzımı açıp bir şeyler geveleyecekken dudaklarını dudaklarıma bastırması ile olduğum yerde kalakalmıştım. Jisung'un ani hareketi ile saniyeler boyunca nefes almayı bile unutmuşken birden kendini geri çekmişti.

"Gittiler galiba" az önce olan şey her neyse hiç olmamış gibi konuştuğunda hâlâ bıraktığı gibi kalmıştım. Benden ses çıkmayınca bakışlarını bana çevirmiş ve narsist bir tonda "İyi misin?" diye sorduğunda sert bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Bu neydi şimdi?"

"Han Jisung etkisi" diyip göz kırpmıştı. Piç dalga geçiyor bir de.

"Öpmene gerek var mıydı?"

"Ucunda şuanki yüzünü görmek varsa, yüzde yüz gerek vardı" piç gülümsemesiyle beraber ilerlemeye başladığında hâlâ olduğum yerde duruyordum.

"DAVETİYE Mİ BEKLİYORSUN GELMEK İÇİN?" alaylı sesi depoda yankılandığında ayaklanmış ve bende aynı şekil bağırmıştım.

"OROSPUNUN SIÇTIĞI SENİ!"

"BENDE SENİ ÇOK SEVİYORUM!"

✧✧✧

İlk bölümden kiss her ficte olmaz ona göre 😉😏😏

Bence daha iyi oldu boyle ya

dimi

neuse dewamke pompake

Continue Reading

You'll Also Like

12.1M 589K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
20.7K 3.7K 11
"Başka birine aşık olmaktansa, fazlasıyla senin olmakla meşgulüm." "Bebeğim, ikimiz de biliyoruz."
101K 6.4K 36
Malfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfo...
878K 70.4K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...