"Bak selin... sefer cidden suçum yok"
"Kes sesini. Önce bana yürüdün. Sonra arkadaşıma. Defol git şu evden. Oteliniz batsın. Gelmiyorum işe falan"
"Peki sen bilirsin. Daha ne diyim. Deniz beni öptü diyorum anlamıyorsun."
Kaşlarını çatıp susmaya devam etti. Ben de kapıyı çarparak çıktım evlerinden. Deniz de selinin gördüğünü görünce utanıp kaçmıştı. Kabak benim başıma patladı. Tamam selini istiyo olabilirdim ama denizi istememiştim. Offf niye hâlâ selin diyorum ki. Gelmicek işe de.
Küfür ede ede düşünüyordum. Birşeyleri çok kafama takınca kendi kendime konuşur cevaplardım. Tam da öyle yapıyorken ablam geldi.
"Kendi kendine konuştuğunu duydum. Hayırdır"
"Yok birşey"
"Bugün Almila diye biri seni sorup duruyordu. Senin erken çıktığını söyledim. Tamam dedi gitti. O kızla birşey yok demi aranda?"
"Saçmalama abla. Beni tanımıyor musun"
"Kes sesini. Fazlasıyla tanıyorum. Evin hizmetçisini inletiyodun bir ara. O sesle uyandığımızı unutamıyorum. Gerçekten mide bulandırıcısın "
"O zaman içmiştim. Kız da dünden razıymış."
"Ya bi sus Allah aşkına. Tam erkek gibisin. Şehirde inletmedik kız bırakmadın. Hâlâ diyosun "bini tinimiyi misin oblo"
O böyle söyleyerek odamdan çıkınca göz devirdim. Almila gacısıyla ilişkimi kesmeliydim. Yoksa babam azıcık olan maaşımı da kesicek. Dımdızlak kalıcam parasız. Parayı barda yediğimi biliyor. Ama çalıştığım için birşey demiyor. Gazetelere düşmediğim sürece her boku yiyebilirmişim. Otelde tabi çalışan gibi davranmamı istiyor. Oysa otelde becerdiğim kadınlardan hiç bir zaman haberi olmayacak ve engel de olamayacak.
Sabah gözlerim Selin'i aradı. Baktım gelmiyo , ben de babamın yanına gittim.
"Baba"
"Baba değil Süleyman Bey"
"Abartmayın isterseniz anamı siken Süleyman Bey "
"Terbiyeni de sikseydim keşke. Belki çoğalırdı "
"Baba bak biri duysa bunlar nasıl baba kız derler. Çok ayıp. Küfürlü konuşmamalıyız. "
Göz devirdi.
"Selin denen kızı arar mısın, işler yoğun. Gelmesi lazım."
"Daha 12 oda çıktı. Pardon neresi yoğun "
"Baba şu kız daha iyi yapıyor işini, çağır işte"
Tel numarasını bulup aramaya koyuldu.
Hoparlöre aldırdım.
"Süleyman Bey ben bu işi yapamıyorum...bırakmak istiyorum."
"Bırakmak istiyorsan ben engel olamam ama yerine birini bulmadan gitmemelisin. Her işyerinde bu durum böyledir."
"Peki yeni biri bulunana kadar gelicem. Aslında biraz dolaşmaya çıkmıştım dışarı. Yarım saate ordayım."
İçimden yaşa be baba dedim.
İşlerime devam edip onu bekledim.
Resepsiyon kısmında ablamla duruyordum. Selin geldiğinde saçları açıktı savurarak içeri girdi. Herkes tav olmuştu. Emindim neyse ki ona hayran hayran baktığımı görmemişti. Bana tripli diye yüzüme bile bakmadı. Ben de "sen bilirsin" tavırlarına giricektim.
Selin hanım. diye bağırdım. Anahtarın birini fırlattım.
"Saçınızı toplayıp giyinip başlayabilirsiniz"
Refleksi iyi olmasaydı anahtarı kesinlikle tutamazdı. Sinirle soluduğunda karşılık olarak sırıttım.
Sinirlenmek ona yakışıyordu.
O başlarken arada nasıl yapıyor diye uzaktan kontrol ediyordum. Babam arayıp odanın hemen hazırlanması gerektiğini söyleyince benim de gidip yardım etmem gerektiğini anladım. Gidip hızlıca yapmaya başladım. Ben odayı süpürürken beni izliyordu. Sigma kural 31: biri seni izlerken ona bakmamalısın. İnsanların seni süzmesine izin ver. İlerde hayranın olabilirler.Böyle bir kural yok ama götümden element uydurmayı severim .
En son bittiğinde müşteriyi getirdim. Odayı çok beğendi, kabul etti. Selin'le başka odaya giderken "teşekkür ederim" diye fısıldadı.
"Niçinmiş hanımefendi"
"Yardımınız için beyefendi"
Sırıttım ve ona yaklaştım.
"Teşekkürünü kabul etmemi istiyorsan işi bırakmicaksın"
"Bırakıcam"
"Neden bırakıyorsun ki. Denizle aramda birşey olması neden seni ilgilendiriyor "
"Aranızda birşey olması değil beni ilgilendiren. Deniz'in yıllarca kimseyle birlikte olmayıp sizin gibi uçarı biriyle birşey yaşamaya çalışması beni şaşırtıyor. Ve arkadaşım için üzülüyorum. "
"Deniz"e anlatabilirsin. O tam bir yavşak falan diyebilirsin. Ki öyleyim."
"Yavşaklığınız sizin suçunuz olmamalı. Sevgiyi görememiş insanlar başka tenlere dokunarak bulmaya çalışır. O da böyle düşünüyor. Ve sizden hoşlandığı apaçık ortada. Kendi de söyledi. Ama onu haketmiyorsunuz"
"Sizli konuşmana gerçekten gerek yok. Zaten işi bırakacağını söylüyorsun. Sizli konuşma benle. Resmiyeti sevmiyorum."
Külleyen yalan. Aslında o sizli bizli konuşunca soğuk yapınca zoruma gidiyor. Yoksa her zaman resmiyeti sevmişimdir.
"Peki senli benli daha iyi olur... hem işi bırakmicam ama bir şartla."
"Neymiş o şart"
"Deniz'i üzmemek için ondan uzak duracaksın."
"Bak sana şöyle söyliyim. Deniz umrumda değil. Bir daha muhatap bile olmam. Senin işi bırakmamanı istememin sebebi de işini çok iyi yapman. Anlıyorsun değil mi?"
Kollarını çiçek yapıp kaşlarını çattı.
"Ee sonuç ne "
"Şartını kabul ediyorum güzellik"
Bi an nikah defterine evet yazar gibi kabul ettiğimi düşündüm. Onun da hoşuna gitmişti. Gözlerine dalmıştım. Kendime gelmeye çalışarak
"Hadi çok oyalandık" dedim. Gülümseyip işe koyuldu. Güzel güzel işimizi yaparken Almila bozuk Türkçesiyle "selam napıyorsunuz" dedi. Yine beni sormuştur sağa sola... Yüz kez dedim babamın haberi olmasın diye. Bu kadar belli edeceğine açık açık söylese daha iyiydi. Selin Almila"yı takmayıp işine devam etti.
"Bir kahve içelim mi canım"
Selin'in göz devirdiğini hissedebiliyordum.
"Tamam içelim " dedim ama kızı uyaracaktım.
Resmen bana yürüyordu.
Aşağı, onun odasına indik. Kapıya kartı okuttu. Açtıktan sonra ben içeri adımlarken birden arkasına dönüp beni öptü. Kapattığımız kapıya itti.
"Çok özledim"
Ben onu eğer sevişme sonrasında uyarsam "beni kullandın" der olay çıkarır. Öpmesini durdurup sakinleştirdim.
"Almila lütfen bu şeyi tekrarlamayalım."
"nE niye ?"
"Öyle işte"
"Bana geçerli bir neden söyle. Sevgilin olsa anlarım ama yok. Ne alaka şimdi tekrarlamayalım falanlar?"
Ben şimdi kıza nasıl diyebilirdim ki "sen salaksın, sayende sağır sultan bile anladı aramızda birşey olduğunu". Diyemedim. Ama içimden geçti.
"Sevgilimin olmadığını nerden biliyorsun"
"Yeni mi başladınız"
"Evet, sevgilim yeni "
"Neyse, odamdan çıkar mısın uyumalıym."
"Peki. Ben kaçıyorum o zaman"
Allah'tan kim diye sormadı. Ben selinin yanına gittim. Odayı hâlâ yapıyordu.
"Neden bu oda bu kadar uzun sürdü"
"Oda uzun sürmedi. Siz çok çabuk yaptınız."
"Biz birşey yapmadık selin"
""Kahve içtik" de de inaniyim demi"
"Offf ne boş yaptın. Kıza dedim tekrarlamak istemiyorum sevgilm var. Anlayışla karşıladı."
Selin elindeki bezi bana fırlattı.
"Sevgilin deniz oldu da haberim mi yok lan"
"Saf mısın kızım. Ne sevgilisi. Tabi ki yok " dedim. Hım diye mırıldanıp bezi aldı işe koyuldu. Millet deliye hasret biz akıllıya.
"Çabuk yardım et bitirelim odayı "
"Niye benle böyle konuşuyorsun. Emir kipi falan hayırdır."
"Bırakmamı istemiyorsan benim kurallarıma göre yaşarsın beyefendi"
Sustum. Bişey diyemedim. Bu kıza susmaya başlamam hiç hayra alamet değildi.