YALANCI ŞAKAYIK

By melodi-

1.1K 180 163

Bir odaya girdiğimde etraf oldukça karanlıktı bu yüzden hızlıca pencereyi bulup pereleri kapattım ve hemen ar... More

YALANCI ŞAKAYIK
1. YALANCILAR
3. İKİ DÜZENBAZ BİR İP
4. ÖNDE GELEN ÇIKARLAR
5. SAHİP ÇIKILAN CEPLER
6. YASAK BÖLGELER
7. KİMSE GERİ DÖNMEZ
8. KİMSENİN FARK ETMEDİKLERİ
9. TEHLİKELİ BALIKLAR
10. YABANCI OLAN TANIDIKLAR
11. YALANCILAR YALANCILARA İNANIR

2. KALPTEN GİDEN HIRSIZ

105 18 12
By melodi-

       2. KALPTEN GİDEN HIRSIZ

Hilekarların her zaman başka bir çıkış noktası vardır. A,B,C planların sınırı olduğunu sanmıyorum. Ama eğer ki tam olarak bu ağın içine düştüyseniz çakı kullanmak yeterli olmayabilirdi. Hiçbir şey tamamen yeterli olmuyordu. Çünkü her zaman tam bir kesinlik olmadan risk almanız gerekirdi. Yakalanma ve paçayı yırtma oranınız aynıdır. Yüzde elli yüzde elli.

Ve evet eğer hırsızlık yapmak için gizlice evine girdiğiniz ev sahibinin üzerine düştüysenizTüm planlarınız yerle bir olabilir ve hapı yutmuş olabilirsiniz.

“ Hay sikeyim!” Diye yüksek sesle konuştum ki aşağıda olan Mia beni duyup biran önce buradan ayrılsın.Buraya yalnız geldiğimi düşünmesini istiyordum. Ayrıca adamın Türkçe bildiğini de hiç sanmıyordum.

“ Fiili gerçekleştirenin ben olmasını tercih ederim .” Diye altımdan konuşan adama odaklandı tüm dikkatim. Böyle şansı... Evet Türkçe biliyordu. Ve evet benim şansım da bu kadardı işte. Evin boş olduğundan emin olduğum halde buradaydı, Türkçe konuşamayacağını düşünüyordum ama hayır biliyordum.

Aileyi araştırmıştım. Bir çocukları olduğunu dahi bilmiyordum. Çünkü hiçbir yerde yazmıyordu. Tabii çocuklarını basında saklamıyorlarsa.

I-Iı” Diye bir ses çıkarırken bir yandan da yataktan aşağı sallanan ayağımı sert bir şekilde parkeye vuruyordum.

Birinci kural; ne yaparsan yap sessiz ol. Ama eğer başın beladaysa olabildiğince fazla ses çıkar. Ve hemen buradan gitmemi istiyorsan iki kere sinyal gönder.

Ayağımı iki kez parkeye vurup Mia’nın bunu duymuş olmasını diledim. Çünkü zaten ben yakalanmıştım en azından birimiz yakayı sıyırabilirdi.

Zaten benim şu andan sonra kurtuluşum olmayacaktı. Çünkü ailesini aradığında polisler gelecek ve işin içine babam girecekti. Girdiğim ev göz önünde bulundurulursa ölüm fermanımı imzaladığım kesindi.

“ Selam.” Dedim sonunda. Çünkü evini soymak için geldiğiniz birinin üstüne düştüğünüzde aklınız geçici olarak işlevini kaybediyor olabilirdi.

“ Üstümden kalacak mısın?” Diye sorduğunda burnundan sert bir nefes aldı. Yüzünü tam olarak göremiyordum çünkü oda karanlıktı. Ama çıplak olduğu belliydi. Elime değen kaslardan bunu anlamamak mümkün değildi.

“ Evet.” Zahmet olacak ama .

“ O halde neyi bekliyorsun? ” Bu sözleriyle kendimi üzerinden attım. Ama bu seferde tam olarak  yere düşecektim dengemi kaybettiğmlimden. Tabi o hızlıca davranıp beni yatağın içine çekmeseydi. En azından atletikti. Bu bardağa dolu tarafından bakma zırvalığını kim uydurmuştu. Daha fazla sinir bozmaktan başka bir halta yaradığı yoktu .

“ Burada ne arıyorsun?” Diye sorduğunda bu kez alta olan bendim. Ve tıraş losyonu kokusu artık daha keskindi. Eski pozisyona dönmeyi talep ediyordum.

Nefesimi tutup kendime düşünme zamanı tanımadan dudaklarına yapıştım. Bir an bile düşünürsem bunu yapmayacağımı çok iyi biliyordum. Ayrıca bu losyonu kullandığı için üzerine kusmak istiyordum.

O ne olduğunu anlamadan girdiği şokla hareketsiz dururken benim bir elim çoktan konsolun üzerine doğru kaymıştı. İşe yarar bir şey bulmak zorundaydım. Ama kahrolası dudakları çok yumuşaktı. Bu kadar akıl çelici olmak zorunda değildi. Anlaşılan bugün şanslı günümde değildim.

Elime gelen sert cisimle olduğum yerde biraz daha kımıldanıp kendimi ona bastırdım ve karanlıktan dolayı ne olduğunu dahi bilmediğim cismi hızlıca kavrayıp ense köküne geçirdim. Bunu onu öpmemim karşılığı olarak düşünebilirdi. Ödemiştik işte.

Onun dudaklarından acı dolu bir inleme dökülürken ellerimi göğsüne koyup üzerimden ittirip yataktan kalktım. “ Delirdin mi sen?!” Ve tam o an da tüm oda birden aydınlandı.

Senin zamanlamanı sikeyim Mia. Artık kurtuluşumuz pek mümkün değildi çünkü yüzümüzü görecekti.

“ Hey!” Diye bağırdı yere düşürdüğüm adam. “ Sakın kımıldama!” Zaten şu an kaçmamız imkansız görünüyordu.

“ Sana inanıyorum Els!” Diye araya girdi Mia “ Benim torbacıyla olmam yasak ama senin evin oğluyla işi pişirmen!” Söylediklerine kendisi de inanamıyordu “ Kahrolası iradene biraz daha sahip çıkamadın mı? Görev esnasında bunu yapmamız yasak sanıyordum.

Sinirlerim daha fazla bozulurken “Kes sesini!” Dedim itiraz istemeyen bir sesle.

“ Demek ismin Els,” Dedi arkamda hareketlendiğini hissettiğim kişi. Sesi ürkütücü derecede rahat geliyordu.

“ Aman tanrım Els!” Dedi çenesini kapalı tutmayı beceremeyen arkadaşım “ Bu çocuk insan mı? Şu surata bak.” Mia'nın ağzı bir karış açık kalmıştı. Arkadaşımı tanımasam abarttığını düşünecektim.

“ Bana bakmayacak mısın Els?” Diye keyifli bir sesle konuştu arkamda olduğunu fakat her bir saniye de bana yakınlaştığını bildiğim kişi.

“ Bana bir daha Els dersen senin o dilini koparırım.” Dediğimde sinirlerim oldukça bozuktu. Hem ihtiyacımız olan parayı alamamıştık hem de yakalanmıştık. Buradan kaçmanın bir yolunu bulsak dahi Samiramis bizi yaşatmazdı.

“Eğer az önce dudağımı ısırırken kullandığın yöntemi kullanacaksan—” Daha fazla konuşmasına müsaade etmeden “ Kes sesini !” Diye bağırdım. Ama nedense şu an ikisi de beni dinlemiyordu.

“ Tanımadığın birinin dudağını mı ısırdın Els? ” Dedi Mia “ Bu çok ateşli.”

“ Ve biraz daha geç kalsaydın bu iğrenç kokulu herifle yatmak zorunda kalacaktım.” Diye sinirle soludum. Kafam atmıştı.

“ Bana gitmem için sinyal verdin. Ayrıca onunla yatmak o kadar da kötü bir fikir olmayabilir. ” Neden tam anlamıyla konuya odaklanamıyordu ki? Şu an çuvalladığımızın farkında mıydı acaba?

“ O sinyali sana verdiğimde bu kadar aptal olduğunu bilmiyordum. Sen ışıkları açıp yüzümüzü göstermek gibi bir gaflette bulunmasaydın ondan çoktan kurtulmuş olurduk. ”

Omuzumda tüy gibi bir dokunuş hissettikten sonra sesini duydum “Aptal mı dedin sen bana ?” yüzünü öne doğru uzatıp bana baktığında görmeyi beklediğim manzara bu değildi “Ayrıca benimle yatmak konusunda olan fikirlerini daha sonra tekrar konuşmak isterim. ”

Görüş alanımda az önce kurtulmak için öpmüş olduğum kızarmış dudakları vardı. Tam olarak bir yalan makinesiydi. Palavra sıkıyordu. Çünkü dudağını falan ısırmamıştım. Dudaklarımın ona temas etmesi bile aklının dağılmasına sebep olmuştu. Aptaldı işte.

“ Çekil şuradan!” Deyip öne doğru hareket etmeye çalıştığımda kolumdan tutup benden önce davranarak tam karşıma geçti.

Tamam Mia’nın söylediği kadar yakışıklıydı. Simetrik bir yüzü vardı.Ve farklı bir havası olduğu doğruydu. Ama bunların hiçbiri şu anın konusu değildi.

“ Evet,” Dedi kendinden emin bir şekilde . Ellerini  altına giyindiği şortunun cebine koyup önce bana sonra Mia’ya kısa bir bakış attı. “Burada ne aradığınızı sorabilir  miyim?”

“ Sadece biraz borç alıyorduk...” Diye mahcup mahcup konuşan Mia bana göz kırptı.

“ Yanı hırsızlık yapıyordunuz?” Diye sordu kaşlarını çatarak.

“ Sayılır.” Dediğimde Mia’ya bakmamaya çalışıyordum.

Yakalandığınızda bulduğun yöntem soyduğunuz o kişiyle yatmak mı?” Diye sorduğunda oldukça ciddi bir tavrı vardı. Hatta sinirlenmiş gibiydi . Ense köküne vurulduğum zımbırtı bile onu bu kadar etkilememişti.

“ Daha önce hiç yakalanmadım.” Dediğimde Mia sessiz adımlarla bize doğru yürüyordu. Topuklu ayakkabılarını aşağıdayken çıkarmış olduğu için minnettardım.

“ Ama bence yine de onunla yatmayı gözden geçirebilirsin Els.”

“ İğrenç.” Dediğimde yüzümü buruşturmuştum.

“ Hadi ama,” Dedi Mia “ O çok ateşli.”

Benden bir iki yaş büyük olduğunu düşündüğüm çocuğun yüzünde arsız bir gülümse belirirken “Şimdi!” Diye bağırdım. O daha ne olduğunu anlamadan ,Mia elinde ki sopayı sert bir şekilde kafasına geçirdi. Sanırım kurtulmak o kadar da imkansız değildi.

                           🌺

“ Els,” Dedi Mia nefes nefese kalmış bir şekilde “Onu öldürdüm mü?”

Bir elini gözüne kapatmış öylece olayların geçmesini bekliyordu. 

“ Aman tanrım Els! Onu öldürmek istemedim. Sadece kaçmak için zaman kazanmaya çalışıyordum.”

Tüm bunlar yaşanırken zaten aynı odanın içindeydik. Sadece hazmetmek için biraz zamana ihtiyacım vardı. Bardağın dolu tarafından bakmak istiyor ve ölmediğini umut etmek istiyordum.

“ Els bir şey söylesene , o öldü mü?”

“ Aptallığı bırakıp yardım etmezsen bunu asla bilemeyeceğiz.” odanın ortasında öylece baygın yatıyordu ve ensesinden kanlar akıyordu. İyi yanı kan cüzzi bir miktardı.

                           🌺

“ Beyin kanaması geçirmiyor öyle değil mi Els?”

“ Bilmiyorum.”

“ Ya geçiriyorsa?!”

“ O zaman ölür.”

Kalpsizlik yapma! Ona vuran benim hapse girebilirim.” Dudaklarını bükmüş dolu gözleriyle bana bakıyordu.

“ Farkında mısın bilmiyorum ama bu eve hırsızlık için geldik. Uyanırsa gideceğimiz yer yine kodes olacaktır.”

“Sana Kalpsizlik yapmayı kesmeni söylemiştim.” Ağzımı açmama müsaade etmeden “ Ciddiyim Els.” Dedi “ Korkudan altıma kaçırmak üzereyim.”

Bunu ikimiz de istemezdik. Bu yüzden sustum.

                             🌺

“ Kendi kusmuğun da boğulmaması  için yan yatırmamız gerekiyor mu?”

“ O kusmuyor Mia.”

“ Biliyorum .” Dedi “ Ama ya kusarsa?”

                           🌺

“ Neden hiç tepki vermiyor Els?”

“ Çünkü o baygın.” Diye söylendiğimde tüm bu sorulara cevap vermekten usanmıştım. Çünkü benim de ondan farklı bir halim yoktu. Ayrıca ilk yardım eğitimi falan aldığım da yoktu.

“Aman tanrım aman tanrım!” Diye durmadan aşağı yukarı hareket eden Mia bu kez de “ Ya öldüyse?” Diye sordu. Ve bu soruyu tam olarak bir milyon kere sormuştu.

“ Sana nabzının hâlâ attığını söyledim.” Dediğimde yatağa uzattığımız çocuğa bakıyordum. Bu oldukça zor olmuştu. Çok ağırdı.

“ Bunu kedim için de söylemiştin.” Dedi Mia “ Ama onun şu an kemikleri çürüyordur!”

“ Kes şunu Mia!” Dedim gözlerimi ona sabitleyerek “ Sadece sekiz yaşındaydık. Ayrıca o çirkin kedinin o zamana kadar hayatta kalması bile bir mucizeydi. ”

“ Sensin çirkin.” Diye söylendiğinde bakışlarımı ondan kaçırdım. Dikkatimi hemen dağıtmam gerekiyordu. Hem de hemen.

Şimdi yüzünü tam manasıyla görebildiğim çocuğa baktım. Ensesine buz torbası koyduğumuz için yüzü iyice yukarı doğru kalkmıştı.

Kalın , oldukça kalın kaşları ve içeri doğru olan gözleri vardı. Kirpikleri uzun ve ayrıktı. 50 dolar verip aldığım rimel bile bu etkiyi vermiyordu . Yüzünün belirli bölümlerinde küçük çok göze çarpmayan benleri vardı. Ama  sol elmacık kemiğinin üzerinde belirgin bir ben vardı. Dudakları dolgundu ama alt dudağı üste nazaran çok daha belirgindi. Elmacık kemikleri ve yüzünün her hattı oldukça belirgindi.

Galiba Mia haklıydı. Bu odada ki en çirkin varlık bendim.

Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum ama çocuk hâlâ uyanmamıştı. Bu kadar uykucu bir ayı olmak zorunda değildi. Ölmediyse naz yapmayı acilen bırakması gerekiyordu.

Mia dolanmayı bırakmış hemen yanıma oturmuş koluma girerek kafasını omuzuma yaslanmıştı.

“ Şimdi ne yapacağız?” Diye sordu sonunda ağzında ki baklayı çıkararak.

“ Kaldığımız yerden devam edeceğiz.” Dedim duygudan yoksun bir sesle. “ Planda kısa bir aksama dışında değişiklik olmayacak Mia.”

“ Onu bu halde mi bırakacağız?” Diye sorduğunda sesinde ki korkuyu duymamak mümkün dahi değildi “ Biz katil değiliz Els.”

“ Değiliz.” Dedim onu temin etmek ister gibi. “ Sen parayı alıp buradan gideceksin. Ben onun başında beklerim. Ve böylelikle ölmediğinden emin oluruz. ”

“ Ne?” Diye cıyakladı, bir anda kafasını omuzumdan kaldırarak. “Seni burada yalnız başına bırakıp gitmemi mi istiyorsun? Unut bunu kafayı yemişsin sen!”

“ Semiramis‘in verdiği süre doluyor. Birinin ona parayı götürmesi gerekiyor. ” Ona doğru dönüp göz teması kurmamızı sağladım. “ Parayı güvenli bir yere götürmemiz gerekiyor. Sonrasını bir şekilde halledeceğim. Halletmek zorundayız.”

“ Kafayı mı yedin Els? Bu çocuğun ailesi tehlikeli! Neden o da onlar gibi olmasın? Hem görmedin mi nasıl güldüğünü? Kafasının arkası kanıyordu ama o güzel yüzüyle bir şeytan gibi sadece gülüyordu. Başka birisi ilk darbeden sonra böyle rahat görünmezdi. Ve sen şimdi burada yalnız kalmak istiyorsun! Hayatta olmaz. ”

Haklıydı. Işıklar açıldıktan sonra ona neyle vurduğumu görmüştüm. Boş bir viski şişesiyle vurmuştum. Kaliteli bir markaya aitti şişe. Kırılmamıştı ama kafasının arkasını kanatmaya yetmişti. Buna rağmen sadece inleyip bir kaç küfür sıralamıştı. Onu asıl etkisiz hale getiren Mia’nın nereden bulduğunu dahi bilmediğim sopayı kafasına geçirmesi olmuştu.

“ Bana zarar veremez .” Dediğimde bundan pek emin değildim. Ama parayı çıkarmadan buradan gidersek bu kez Semiramis bizi öldürecekti. Değişen bir şey yoktu. Risk almamız kaçınılmazdı.

“ Şimdi hızlıca parayı bulacağız. Ve sen hemen motora atlayıp buradan gideceksin. ”

Bana kararsız gözlerle baktığında elini tutup “ Söz veriyorum.” Dedim “ Yarın Semiramis’in mekanında seninle buluşacağım. ”

Tabi haps girmezsem.

Mia’yı sonunda ikna edebildiğimde onunla birlikte odadan çıkıp ana yatak odasını bulduk.

Tam tahmin ettiğim gibi kasa kadının giyinme odasındaydı. Şifreyi kırmakla vakit kaybedemeyeceğimiz için kasayı açmadan evden çıkardık. Bu kez duvarı tırmanmadan ana bahçe kapısından çıktık. Çünkü zaten evde oğulları vardı. Ve biz de pekâlâ onu ziyarete gelen arkadaşları olabilirdik. Motora kadar Mia ‘ya eşlik edip kollarımı ona sardım.

“ Dikkatli ol .”

“ Sen de öyle.” Dediğinde ağlayacağını anlamıştım.“Ayrıca onu ikna etmek için   yatmanın  hâlâ güzel fikir olduğunu düşünüyorum. ”

“ Sadece eve git ve beni daha fazla kızdırma Mia!”

Yanağıma bir öpücük kondurup motoru çalıştırdı. Bir süre onun gözden kaybolmasını bekledim ve hemen ardından eve yeniden girdim.

Dolaptan yeni bir buz torbası alarak üst kata adını dahi bilmediğim çocuğun odasına gittim.

“ Haberin olsun ,” Dedim ensesinde olan buz torbasını alırken “ Eğer ölürsen seni burada bırakıp giderim. ”

Yeni buz torbası koyduğumda soğuktan irkilmesini görmek biraz da olsa rahatlamama sebep olmuştu. En azından tepki veriyordu. Felç kalmış olabileceği de düşüncelerim arasındaydı.

“ Susmak bilmeyen arkadaşını göndermeye ikna etmiş olman sevindirici.” Diyen çocuğu duyduğum an da elimde ki eski buz torbasıyla bir kaç adım uzaklaşıp ona baktım. Sabahtan beri uyanık mıydı? Yoksa her neredeyse seslerimizi duyabiliyor muydu? Daha fazla şey konuşmamış olduğumuz için mutluydum.

“ Ölü bedeninin kokuşup komşuları rahatsız etmeyecek oluşu da oldukça sevindirici. ”

Dikkatli hareketlerle yataktan doğrulmaya çalışırken bir yandan da ensesinde ki buz torbasını sabit tutmaya çalışıyordu. Beceriksizin tekiydi işte.

Ona yardım etmene gerek yok Els . Zaten saatlerdir başında bekliyorsun. Sen iyilik meleği falan değilsin. Geri kalanını kendi başına halledebilir. Zaten bir çuval inciri mahveden de o. Ona acımana gerek yok.

“ Borcunuz mu var ?” Dediğinde konuşmalarımızın bir çoğunu duyduğuna emindim.

“ Bu seni hiç ilgilendirmez. ” Dedim “Ayrıca beni şikayet etmeye falan kalkışırsan, polislere bana taciz etmeye kalkıştığını söylerim.”

Kaşlarını çatmaya çalışsa da canının açısından dolayı yüzünü buruşturmakla yetindi. “ Böyle bir şey yapmadım. “ Dedi
“Ayrıca ortada bir tacizci varsa o da sensin. ” Çok konuşuyordu. Her şeyin fazlası zararlı.

Yüzümde küçük alaycı bir gülümseme belirirken “ Yazık oldu.” Dedim “Kadın tacizcisi olarak içeri girmek için de oldukça gençsin. ”

“ Hem hırsız hem yalancı!” Dedi homurdanarak. Bu neredeyse gülmeme sebep olacaktı.

Anlaştığımızı var sayıyorum. ” Dediğimde dikkatli bir şekilde vücut dilini inceliyordum. Ama şu an sadece açısıyla meşgul görünen bir hali vardı. Mia’nın sopayı vurduğu kısımda saç çıkacağından bile şüpheliydim. Bunun için bize ömrünün sonuna kadar lanet okuyabilirdi.

“ Kasayı dışarı çıkarmakta önce davranmış olabilirsiniz—” Dediğinde hâlâ buz torbasını sabit tutmaya çalışıyordu. Bu o kadar da zor değildi.

Ona doğru gidip buz torbasını ellerinin arasından aldım ve ben tutmaya başladım.

“ Ama?...” Diye sordum devam etmesini ister gibi. Buz torbasını  biraz sert bastırmış olacağım ki,“Ah!” Diye bir inilti koptu dudaklarından.

“Anlayacağın,” Dedi “Yarı yarıya.”

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 79K 58
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
96K 6.1K 22
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
1.6M 66.7K 54
"0549******: Umarım iş telefonumu meşgul etmen için geçerli bir sebebin vardır. (20.13) Afra: OHA! OHA! OHA! (20.13) Afra: Koskoca Kuzey Taşoğlu bana...
338K 20.8K 43
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...