Policeman | Minsung ✓

By LiXkumsAL

375K 49.4K 36.7K

"Pardon acaba numaranızı verebilir misiniz yakışıklı polis bey?" "Yaz, 155" |Mpreg| [ChanJeong - HyunMin - C... More

1' Özür Dile
2' Kelepçeleyecek Misiniz?
3' Adamı Dövmüşsün!
4' İnsanları Yarı Yolda Bırakıyorsun!
5' Ev Hapsi İstiyorum
6' Biraz Büyümeliymişim
7' Polise Hakaretten Tutuklusunuz
8' Bende Mİ Şerefsizim?
9' Yılanın Başı Sensin
10' Poliscilik Oynamak İstiyorum
11' Sadece Bu Gecelik
12' Evimde Misafir Olabilirsin Han Jisung
13' Pişman olmanı istemiyorum.
14' Hayatımda Aşka Yer Yok
15' Dün Gece Lee Minho İle Birlikteydim
16' Hamile Diyor
17' O Bebeği Çok Güzel Bir Aile Bekliyor
18' Şiddete Karşı Sessiz Kalmak İstemedim
19' Vereceğin Tepkiden Korkuyorum
20' Bebek Büyük Bir Sorumluluk
21' Bizim Bebeğimiz
22' Evlenebiliriz
23' Ailenin Haberi Var Mı?
24' Ebenin Nikahına Götürüyorum
25' Bebeğimiz Doğmadan Aşık Edeceğim Kendime Seni
26' Aramızda Olan Her Şey Bebek İçin
27' Her Hareketine Pata Küte Düşüyorum
28' Jisung Seni Bırakmayacağım
29' Bebeğimizi Göremeden Öldürecek Bu Civciv Beni
30' Hamiş Jisung'u Alamıyor Muyuz? Bizim Olsun.
31' Yeniden Doğmuş Gibi
32' Umarım Kucağına Alabilirsin
34' Seni Öpsem.. Bebek İçin
35' Anne Kedi Ve Yavruları
36' Bir Kasa Mandalina
37' Jisung Nerede?
38' İcraatı Olmayan Sözler
39' Panzehir
40' Seni Seviyorum
41' Onu Yaşatamazdım Jisung
42' Aptal Aslan, Ceylanı Yedi.
43' Doğuruyoruz Burada! Hamileyiz Biz!
44' Fırtlatmışsın Çocuğu
45' FİNAL

33' Oğlum Ve Sen Bana Bir Aile Oldunuz

6.7K 961 821
By LiXkumsAL

--

"Kahve yaptım"

Jisung, elindeki bardağı eşine uzatarak yanına oturdu. Minho gülümseyerek kahveyi aldı. "Sen ne içiyorsun?"

Jisung kendi bardağını gösterdi. "Felix meyve suyu yapmış getirmişti onu içiyorum"

"Güzel.." kahvesinden bir yudum aldı Minho ve televizyondaki diziye çevirdi gözlerini. İzlemiyordu. Aklı tamamen jinhodaydı.

Jisung da eşindeki bu durgunluğu fark etmişti ve bunun bu sabah karakola gördüğü adamla bağlantısı olduğuna emindi.

"Minho"

Eşine döndü Minho. "hm"

"Balkona çıkalım mı?"

"Serindir balkon şimdi üşütürsün"

Ayağa kalktı Jisung. "Yoo. Üşütmem ki. Hırka alıp geleyim ikimizede, bekle burada"

"Jisung gerek-" çoktan ortalıktan kaybolan jisungun arkasında gülümsedi. "yoktu.."

Jisung da önce kendi odasından kendine bir hırka alarak üzerine geçirdi ve Minhonun odasına girdi. Dolabını açtı ve hırkasını aradı.

Gri bir hırka bulduğunda altından küçük bir kutu çıkmıştı. Şu lanet olası merağı yok mu? Aç demişti kutuyu.

"Hayır hayır. Minhonun özeli olabilir. Karıştırma Jisung"

Arkasını döndü fakat daha odadan çıkamadan durdu ve geri döndü küçük kutuyu eline aldı. "Oğlum, sence ne vardır içinde? Babana götürsek ve sorsak mı?"

Kafasını sağa sola salladı. "Hayır bunu yapmayacağız. Ne varsa var canım bize ne? Babanın eşyalarını karıştırmamalıyız"

Kutuyu yerine koymuştu fakat elini çekerken kutu yere düşmüştü ve içindekiler yere saçılmıştı.

"Kahretsin! Of Jisung neden bu kadar dikkatsiz-"

Kendi kendine söylenerek yere eğildi ve gördükleri ile suspus oldu.

Yere saçılan şeyler Minho ve bir adamın bir sürü fotoğrafıydı. Elini kutuya attığında içinden kayıp giden bir yüzük yuvarlana yuvarlana kapının önüne gitti ve tam o sırada oraya gelen Minhonun ayağının dibinde durdu.

Minho kaşları çatık bir şekilde bir ayağının dibine gelen yüzüğe, bir de fotoğraflar arasında oturan eşine baktı.

Yerdeki yüzüğü eline alarak avucunda sıktı ve eşinin yanına geldi. "Jisung?"

"Minho, ben yemin ederim bilerek açmadım. Düştü bende toplamak istedim ama.."

Gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı Minho ve gülümsedi. Jisungun yanına oturdu. "Sorun değil. Bende sana anlatacaktım zaten. Sen biraz erken öğrendin"

Evet, bilmek istiyordu Jisung. Bu fotoğraftaki adamın kim olduğunu, o yüzüğün kime ait olduğunu ve Minhonun bunları neden sakladığını"

"Dinliyorum" Dedi Jisung sakince. Minho da iç çekerek bir fotoğraf aldı eline.

"Jungwoo." jisungda fotoğrafa baktı. Minho ile yan yana bir ağacın altında gülerek çekilmiş bir fotoğraftı.

"Sevgilimdi. Daha doğrusu nişanlımdı."

Anında Minhoya baktı Jisung. Sevgilisi olduğunu anlamıştı ama nişanlısı olduğunu düşünmemişti. "Ne oldu?"

"Aldılar benden"

Kaşları çatılı jisungun "Nasıl?"

"Bugün gördüğün adam. Yoon jinho. Uyuşturucu ticareti yapan biriydi. Yakalanması zordu. Ama ben onu yakalayacaktım. Kafayı takmıştım ona. O zamanlarda daha yeni polis olmuştum, burnum havadaydı. Yakalayacağıma emindim. Bu ikimiz arasında bir savaşa dönüştü ve benden nefret etti. Canımı yakmak istedi ve en değer verdiğim kişiden başladı. Nişanlım olduğunu öğrenince kaçırdı jungwooyu"

"Ne?" eliyle ağzını kapattı Jisung.

Minho o günleri hatırlayarak acı bir nefes çekti ciğerlerine.

"Çok fazla miktarda uyuşturucu vermiş ona. Sonra.. Dokunmuş ona. Sevdiğim adama yaptığı tecavüzünü video kaydı alarak attı bana."

Ağlamaya başlamıştı ikisinde. Bunlar çok acı, dayanılması zor şeylerdi.

"Sonra buldum onları ama iş işten geçmişti. İşkenceye ve onca şeye maruz kalan sevgilim vücuduna giren fazla uyuşturucudan dolayı ölmüştü."

Hıçkırarak ağlıyordu. O lanet günler çok zordu. "Ben sevdiğim adamın cansız bedenini kucağıma aldım. Hastaneye götürdüm. Sonra da silahımı aldığım gibi o herifin yanına gittim. Sorgudaydı. Çekip vuracaktım. O kadar gözüm dönmüştü ki onu o sorgu odasında öldürecektim ama Changbin ve başkomiser Chris engel oldular. Silahımı da o adamı da aldılar elimden."

Jisung bir şey söyleyemiyordu. Sessizce ağlıyor ve o günleri tekrardan yaşayan eşine destek olmak amacıyla elini sırtına koyarak patpatlıyordu.

"Bana engel oldular. O adamı hapse yolladılar. Asla çıkmayacağının sözünü verdiler. Bana da kafamı dinlemem için tatil verdiler. Ne kadar yalnız kalırsam o kadar çok aklıma geliyordu jungwoo ve yaşadıkları. Ben... İntiharı bile denedim"

"Ne?!"

"Changbin engel oldu. Sonra bir süre psikolojik tedavi gördüm ve işime geri döndüm. Artık tüm hayatım silahım olmuştu. İşime odaklıydım. Olayların üzerinden yıllar geçti ve ben yeni yeni toparlanmıştım. Kalbimi kapatmıştım ama sen.."

Jisungun gözlerine baktı. Jisung da yaşlı gözleriyle baktı ona. "Ben?"

Gülümsedi Minho. "Sen geldin ve benim sınırlarını geçtin, duvarlarımı yıktın" jisungun karnına dokundu. "Oğlum ve sen bana bir aile oldunuz."

Jisung da hem alıyor hem gülümsüyordu. "Aile olduk"

"Ben bu ailemi kaybetmek istemiyorum Jisung. Ben senide kaybetmek istemiyorum"

Jisung tek elini Minhonun yanağına koyarak göz yaşlarını sildi. "Ben buradayım, oğlumuz burada ve seni asla bırakmayacağız Minho. Hep senin bir ailen olacağız"

"Biliyorum." Jisungun yanağına koyduğu elini elleri arasına aldı Minho ve avucuna bir öpücük bıraktı. "Beni asla bırakmayacağınızı biliyorum Jisung ama o adam çok tehlikeli. Seni gördü. Eşim olduğunu öğrendi. Üstelik hamile olduğunu farketti. Benim canımı yakmak için sana ve bebeğime bir şey yapacağından korkuyorum."

Jisung da korkuyordu. "Ama sen varsın. Sen bizi korursun."

"Ya yapamazsam?"

Gülümsedi Jisung. "Sen yakışıklı polis beyimsin. Sen bu dünyanın görüp görebileceği en yakışıklı, en sevimli, en zeki, en güçlü polisisin. Ben sana güveniyorum."

"Teşekkür ederim Jisung"

Sarıldı Jisunga. Aralarındaki şiş karın oğlullarının sarılışa eşlik ettiğini belli ediyordu.

"Bu gece benimle uyumanı istiyorum Jisung"

-----------------------------------------------------

İşte olaylar böyle...

Jungwoo sana bunları yaşattığım için özür dilerim 🙏

Ve bu jinho çok tehlikeli

Jisung ve bebeği büyük tehlikede yani

Continue Reading

You'll Also Like

275K 10.9K 76
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi
betty By ︎ ︎

Fanfiction

2.4M 211K 33
Ama New York'a geldiğimden beri bir kokusu var. for vanilla baby
11.7K 1.6K 24
beni suçlama, aşkın beni delirtti. [ seo changbin & yang jeongin,, texting ] 𝐡𝐚𝐧-𝐰𝐚𝐧𝐠 || 𝟎𝟔.𝟎𝟗.𝟐𝟑
keko By hyunwwh

Fanfiction

46.3K 5.3K 20
[Lee Minho x Han Jisung] Keko Minho, okulun aşko kuşko erkeği Jisung'dan hoşlanır. _ içerik: texting, absürt mizah, keko minho, tripkolik jisung, tdk...