Profesörün sesi amfi de en arkaya oturmuş bana geldiğini söyleyemezdim. Ders ticaret hukukuydu. Orta yaşlarının sonunda ki profesör her ne kadar tahtaya yansıttığı sunumdan başka bir şey anlatmasada, geçmem gereken zorunlu dersti. Sabah namjoon hyung ile kısa bir kahvaltı etmiş, beraber okula gelmiştik. Bu son dersimdi, ders biter bitmez gitmem gereken bir sauna vardı. namjoon hyung ise öğleden sonra dersi olduğu için bana eşlik edemeyecekti. Tek başıma bir yerlere gitmek benim için sorun olmadığından planı iptal etmeyi bile düşünmemiştim. Aynı zamanda buna gerçekten ihtiyacım vardı. Gece gördüğüm o "rüya" sırasında kendimi o kadar sıkmışım ki her yerim tutulmuş, ağrıyor.
Ama öncelikle eve gitmem gerekiyor, eşyalarımı bırakmalı ve daha rahat giyinmeliyim. Profesörün amfide yankılanan ders bitmiştir sesini duyunca direkt olarak eşyalarımı toplamaya başladım. Çantamı sırtıma alıp çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan harinin bana seslenen sesini duyunca arkama döndüm. 1.70 boyunda yarı koreli yarı isveç meleziydi. Büyük gözleri, beyaz teni, simetrik yüzü, hafif sarı saçları ile gerçekten çok güzeldi.
Duyduğum kadarı ile birçok fakültede ki insanlardan teklif alıyordu ama hiçbirini kabul etmiyordu. Çünkü benden hoşlanıyordu. aslında onunla iki yıldır beraber okumama rağmen adını bile bana açıldığında öğrenmiştim. Yani geçen dönem. aslında ilk bana duygularını açtığında şaka falan olduğunu düşünmüştüm. Aslında onu ilk defa bana açıldığında fark etmiştim. Ondan önce gördüğümü bile hatırlamıyorum. Açıldığında başta şaşırdığım için tepki veremesem de kendimi toplayıp kibar bir şekilde red etmiştim. O an yüzünde ki ifade tam olarak "şaka mı yapıyorsun benim gibi birini nasıl red edersin?" aslında onun da benden hoşlandığını düşünmüyordum sadece dış görünüşüm yüzünden öyle bir şey demişti.
"Selam gguk" ah birde bu vardı ona her ne kadar bana böyle seslenmemesini söylesem de beni dinlemiyordu. "selam kim harin" tabi o da ona seslenmemi sevmiyordu. Bunu yüzünde oluşan hoşnutsuz ifadeden kesinlikle anlayabilirdiniz. "yemek yiyelim, mükemmel bir yer keşfettim. biraz uzak ama buna değer." ve bir de bu vardı teklif etmezdi direkt olarak konuşurdu. Her ne kadar güzel görünse de içini kapatamıyordu. "teşekkürler harin ama bir planım var" elini koluma sarıp ilerletmeye başladı. "tamam o zaman planları birleştirelim nasıl olur?" gerçekten çok yapışkan bir kızdı. "gguk umarım sana olan itirafım yüzünden bendem kaçmıyorsundur, biliyorsun sıkıntı değil. sonuçta medeni insanlarız değil mi?" gerçekten çok yüzsüz biriydi, ben onu nasıl red edeceğimi düşünürken telefona gelen mesaj ile kolumu ondan kurtarıp karşısına geçmiştim. Aslında yanımda insanlar varken bir sohbet içerisindeyken telefona bakmam ama bu tam bir kurtarıcı oldu.
+82 18 777 0809:
Jeon jungguk
kimsiniz
+82 18 777 0809
Kim taehyung ben
Kim Taehyung olarak değiştirildi
/lütfen rezil olmayayım
Numaramı nereden buldun
Kim Taehyung:
Gerçekten bunu mu soruyorsun? Öncelikle hatırlatmak isterim ki ben Kim taehyung, sence bulamaz mıydım?
Ayrıca çok düşünme hoseokdan aldım.
/korkutuyorsun beni
Peki ne istiyorsun?
Kim Taehyung:
Sungwoon seninle buluşmak istiyor
/bu muydu
/dur ne alaka
/yoksa yalan mı söylüyor
neden
Kim Taehyung:
sadece seninle buluşmak istediğini
söylüyor, seni görmek istiyormuş
/aslında bu kertenkeleden
kurtulabilirim
tamam olur ama önce eve gitmem gerekiyor ve henüz yemek yemedim, ben sana yazarım
Kim Taehyung:
yemek yeme birlikte yeriz, sungwoon seni görmek
için inat ettiğinden yemek de yemedi, seninle yemek istiyormuş
tamam bana konum atarsın
Kim Taehyung:
seni almaya gelicez konumu atarsın
teşekkürler ama gerek yok kendim gelebilirim
Kim Taehyung:
konumu bekliyorum
gerek yok
görüldü
hey
/dinazora bak ya
Her ne kadar kim taehyung un yaptığı dinazorluğa sinirlensem de en azından bu kertenkeleden kurtulabilecektim. "ahh benim çok önemli bir işim çıktı gitmem gerekiyor. belki başka zamanda yapmayız ay yani yaparız" konuşmasını beklemeden koşarak binadan çıktım. her ne kadar dinazorun yaptığına sinirlensem de en azından beni kertenkeleden kurtardı. Aslında bunlar aynı tür iyi anlaşır.
Fakülteden çıkıp direkt olarak eve geçtim. Benim sauna işi yalan olduğu için kısa bir duş aldım. duştan sora kim taehyung'a konumu gönderdim. Onlar gelene kadar hazırlanabilirdim. Dolaptan aldığım kargo pantolon, oversize tshirt giydikten sonra banyoya geçtim. Saçlarımı tam olarak kurutmadan nemlendirici sürdüm. İki dakika sonra gelen kim taehyung'un aşağıda olduklarını söylediği mesaj ile telefon ve cüzdanımı alıp aşağıya indim. Kapının önünde görmeyi beklediğim en son şey kesinlikle bir mercedes G63. Arabalar ile çok fazla ilgilenmesem de bazılarına hayrandım ve bu içlerinden bir numarada geliyordu.
Arabaya olan hayran bakışlarıma bir son verip ön tarafa oturdum. arkama dönüp saçlarını okşadım. Tekrar önüme döndüğümde kim taehyung!a selam desemde o yine dinazorluk yapıp yüzüme bile bakmadan sadece kafa sallamak ile yetindi. Yaklaşık 15 dakikalık araba yolculuğunun sonunda gangamda lüks bir restorana gelmişTik. Tabi insan dinazor olunca o yıllardan bu zamana çok parası olmuştur. garson bir kızın bizi bir masaya yönlendirip siparişlerimizi almıştı. Tabi kertenkeleliğini unutmadı. Yelloz.
Yemekleri beklerken sungwoon ile eğlenmiştik. tabi bay dinazorun zamanın gülmek diye bir şey olmadığı için bize katılmadı. sungwoon gerçekten de tavşan çocuk diye bağırıp durduğu için hoseok dan numaramı almış. gelen yemekler ile masa küçük bir sessizlik oluştu. yemek boyunca ara ara sungwoon ile konuşup gülüşsek de kim taehyung yine bize katılmadı. tatlılar ile yaklaşık 1 saat süren yemeğin ardından her ne kadar hesabı ortak ödemek istesem de yine yüzüme bile bakmadan hesabı ödedi.
Gerçekten tuhaf bir adam, insanları sevdiğini söyleyemiycem. Her ne kadar bende insanlardan pek haz etmesem de gittiğim her yerde de suratsızlık yapmıyordum. Sungwoonun yerinde olsam hoseok hyung ile daha çok vakit geçirirdim. Ama sungwoonun dediğine göre kim taehyung ona karşı daha farklıymış. Birlikte oyun oynuyor, sürekli gülüyorlarmış. açıkçası dediklerinin hepsine inanabilirim sonuncusu hariç. Kim taehyungu gülerken hayal edemiyorum. Sanırım artık kim taehyung'un gülüşünü merak ediyorum ve ilk fırsatta bunu görmeliyim.
+82 18 1995 1802:
kim taehyung
hoseok?
bir sıkıntı mı var
+82 18 1995 1802:
hayır
nerden çıkardın
bana kim taehyung diye seslenmezsin sen
+82 18 1995 1802:
hiç öyle demek istedim
jungguk un sana öyle demesi hoşuma gitti galiba
jungguk mu?
sen nereden biliyorsun?
+82 18 1995 1802:
sungwoonu almaya geldiğimde yanında senin telefonun vardı
ekran açık kalmıştı orda dikkatimi çekti
analdım?
+82 18 1995 1802 :
başka ne dikkatimi çekti biliyor musun kim taehyung?
ne?
+82 18 1995 1802 :
Senin hiçbirimizi telefona kayıt etme gereği duymamana
rağmen jungguku kayıt etmiş olman
görüldü
yazıyor...
+82 18 1995 1802 :
ama daha ilgi çekici olan ne biliyor musun kim taehyung?
onu Belle diye kaydetmiş olman
görüldü