HOCAM'A | TAMAMLANDI✔

By ay_parcasi6

43.6K 1.9K 889

Sıradan bir günde ayağının kırılması ne gibi sonuçlara yol açabilir ki? Nefret ettiğin bir adama nasıl aşık o... More

OTOBÜS FACİASI
CENABET
TANIŞMA
HEMEN ÖZÜR DİLE!
KREM
SEN BENİM ÖĞRENCİMSİN SONUÇTA
ŞEY ETTİM
CANGA
BİR GECE ANSIZIN
BU İŞ BURADA BİTER
O KADAR MI NEFRET EDİYORSUN BENDEN?
HER ŞEYİ ANLATACAĞIM
ANLAR O BENİ
YARALI CEYLAN
PLAN
AFERİN ÇAYLAK
GİTME
GERÇEK HAYAT
Deprem❗❗
HİÇE SAYDIN!
ARKADAŞ OLSAK?
MİRAS
18
ESİR
KAYBOLAN YILLAR...
ÖLÜM SAATİ
FİNAL

KAVGA!

1.8K 82 25
By ay_parcasi6

Okuyup yorum atın merak ediyorum düşüncelerinizi.

Vote atarsanız beğendiğinizi ya da beğenmediğinizi anlayabilirim.
Cici okumalar💕
___________

Şimdi siktim ananı.

Dedim kendi kendime ve hemen lavabonun kapısını açtığım gibi Ceylin'in yakasına yapıştım.

-Lan sen hangi orospusunda gelip bana kaltak diyorsun ha?! Kendi orospuluğuna bakmadan birde!

-Kızlar gelin!

Dedi birden Ceylin. Yakasında olan ellerim yavaşça aşağıya indi. Sadece Beyza yanındayken şimdi diğer iki tuvaletten ikişer kız çıktı. Şimdi 6 kişilerdi.

Naneyi yedin Şevval afiyet olsun.

-Ne yapıyorsunuz lan siz böyle?

Ceylin üzerime yürümeye başladı. Kuyruğu dik tut. Kuyruğu dik tut.

Bende onun üzerine yürüdüm. Ondan korkan onun gibi olsun. Bak gene ağır konuştum. Hemen Efe ile dua etmemiz lazım.

-Bana bak. Benim dediklerimi yapmazsan bir şey yayarım ve bu hem senin için hem de Ömer Hocacığın için iyi olmaz.

Siktir. Ömer Hoca mı?

-Ne diyorsun sen! Ne salladın gene o oynak götünden.

-Sana benimle düzgün konuş diye uyarmıştım.

Diyip bana bir tane vurdu. Yere düştüm. Tabi bende geri kalır mıyım?

Bacağına tırnağımı geçirip yere düşmesini sağladım. Saçlarından tutup kafasını yere vurmaya başladım. Arkadaşları girmese gayet temiz döverdim ama araya girip beni tuttular.

O sırada Ceylin'den bir yumruk yememle burnum kanamaya başladı. Aslında tam anlamıyla yumrukta sayılmazdı burnumun da kanayacağı varmış.

Resmen bugün evren burnum üzerine oynuyor.

Döverdim çok çabaladım ama gücüm tükendi bir yerden sonra. Vuramıyorum çünkü tutuyorlar. Birde üstüne dayak yiyorum. Sinirden ağlamamak için kendimi zor tuttum.

-Eğer dediklerimi yapmazsan bunu herkese yayarım ufaklık.

Diyip bana bir fotoğraf gösterdi. Ömer hoca ve ben kafedeydik. Ben baygındım. Bir de arabasına binerken bir fotoğraf vardı.

-Bana ufaklık deme!

-Ömer Hocan diyince oluyor ama değil mi?

-Yok ondan değil senin gibi bir kaltağın ağzında iyi durmuyor.

Güldü ve

-Ömer Hocadan uzak duracaksın. Bu dershaneden de gideceksin. Eğer gitmezsen bu fotoğrafla bütün kariyerini başlamadan bitiririm Ömer Hocanın. Öğrencisine sarkan öğretmen. Kimse okuluna öğretmen olarak bile almaz.

Dedi.

Burnum hala kanıyordu. Ne burunmuş anasını satayım. Gri sweatime kanım damlarken konuştum.

-Sence bu benim umrumda mı?

Şuan ters psikoloji yapıyorum. Şuan götümü bile satabilirim bu olayın kapanması için. Bana bir şey olmaz ama Ömer Hoca.

-Değilmiş gibi davranma Şevval. Senin vicdanını en iyi ben bilirim.

Dedi. Haklıydı. Lanet olsun ki haklıydı.

-Sen eski beni bilirdin Ceylin. Yeni benden haberin yok. Zaten arkadaşlığımıza azıcık değer versen bana böyle yapmazdın.

Diziyle yere çöktü ve

-Eğer sen arkadaşlığımıza azıcık değer verseydin Ayşıl ile arkadaş olup beni unutmazdın.

Sadece güldüm

-Kendi bokunda boğul. Kaltaklığınla da yüzmeye çalış. Sen seversin öyle şeyleri.

Dediğim gibi bana vurmaya başladı. Bir zamandan sonra hissetmemeye başladım. Sırf beni dövecek diye lafımdan kalacak halim yok. Dudağımda patlamıştı. Ne güzel(!)

Sonrasında tek bir kelime edip gitti.

-3 günün var ufaklık. Gitmezsen Ömercikle sonsuza kadar ayrılırsınız. Ama gidersen de ayrılırsınız. Tüh aşk hikayesi başlamadan bitti.

Ve gittiler.

Sinirden bacaklarımı kendime doğru çekip ağlamaya başladım. Belki o kadar da sadece sinirden değildir. Çok az korkudan. Ama az. Tamam çok korkuyorum. Ceylinden değil. Ya yayarsa o fotoğrafları. Ya giderse. Ya gidersem. Ya ayrılırsak. Cidden ya başlamadan biterse.

Zil çaldı sonrasında da. Bunlar 15 dakikada mı oldu cidden? Bana yarım saat gibi geldi.
Ağlayarak ayağa kalktım. Gözlüğüm nerede? Etrafa baktığımda yerdeydi. Ve bir kulpu gevşemişti.

Lanet olası!

Aynadan kendime baktım. Üstüm başım kan içinde rimelim eyelinerim hep akmış bir şekilde kendime baktım. Ve sadece ve öylece tükürdüm aynaya. Bu dayak yeme olayı bana yakışmamıştı. Kızlar tuvaletindem çıkıp sınıfa yöneldim. Gözlüğümü takmamayı tercih ettim. O yüzden çıkardım. Fazla göremiyorum ama kavanoz dibi gözlüklerimde yok.

Öğretmenler dağılmıştı. Sınıfın kapısını çalmadan içeri girdim.

Ömer Hoca bana şaşkın gözlerle bakarak

-Şevval! Ne oldu sana?!

Cevap bile vermemiştim. Çantama eşyalarımı tıkıştırırken Efe de bir yandan

-Şevval ne oldu?! Bu halin ne? Dayak mı attılar lan! Kim. Pişt konuşsana.

Bana daha nicelerini sayarken ben kapının yolunu tutmuştum. Koridorda bir ayak sesi duyduğumda arkama dönmek istemedim.
Ta ki kolumdan tutulana kadar. Döndüğümde Ömer Hoca'ydı. Yeniden ağlamaya başladım.

-Ufaklık sakin ol.
Diyip kollarımdan sıkmadan tuttu.

-Şimdi bana neler olduğunu sakince anlat.

Kafamı sağa sola salladım.

-Anlatman lazım Şevval. Anlayamam ya da sana vuranlara bir şey yapamam.

-Hocam lütfen. Yalnız kalmak istiyorum sadece. Gitmek istiyorum. Sonra sorun bana.

Kafasını salladı.
-Ama önce bir düzelt kendini. Gel benimle.

Diyerek elimden tutarak peşinden sürükledi beni. Şu halimle ufak bi mutlu oldum sanki.

ELİMİ TUTTU!!
Yuppii

Beraber öğretmenler odasına girdik. İlk Yardım çantasını bir dolabın içinden aldı ve yanıma geldi.

Ağlamamı neden durduramıyorum?

Dayak yemek zoruma gitti galiba. Ya da... Bilmiyorum neden böyle olduğunu.

-Ufaklık ağlama artık. Geçti. Bak ben buradayım. Ben varken sana kimse birşey yapamaz.

Biliyorum.

Burnumdan akıp kurumuş olan kanların hepsini sildi.

Dudağımdaki patlağı sardı. Ona baktığımda birden yutkunduğunu gördüm.

Kalbim resmen göğüs kafesimden taşacakmış gibi hissediyorum.

Sonrasında çekilip

- Bitti ufaklık. Şimdi bana anlatacak mısın neler olduğunu?

-Hocam başka zaman anlatsam.

Yeniden gözlerimin dolduğunu hissettim. Ne ağlak bir kız oldum birden. O Ceylin'e bunun iki katını ödetmezsem en adi orospu çocuğuyum.

Bu durumu Öner Hocaya şuan anlatamam. Başı yanabilir bunu tek başıma halledebilirim.

-Peki o zaman şöyle yapalım. Ben sana telefonumu ve adresimi vereyim. Eğer bir sorun çıkarsa ya da bugünkü mesele hakkında konuşmak istersen bana yazman. Ya da alo demen yeterli. Evime de gelebilirsin. Tabi istersen.

Oha. Siksem alamayacağım bilgileri birinci ağızdan alıyorum şuanda.

-Peki hocam olur.

Dedim. Hiç reddeder miyim?

Ulan Ceylin bi boka yaradın ilk defa.

Bana adresini bir kağıda yazıp verdi. Numarasını da telefonuma yazdı.

-Hocam sizi de dersinizden ettim.Kusuruma bakmayın. Ben eve gitsem olur mu?

-Olur istersen gidebilirsin.

-Dershaneden izin almam gerekmez mi?

-Ben izin veriyorum. Gidebilirsin ufaklık.

Vay be. Adamdaki cesarete gel. Asıl soru

Anneme ne diyeceğim? Boku temiz yedim bu sefer.

En iyisi Ayşıl'a gitmek

Kimden:Şevval Kayar
Kime: Garip Anam 🤧

"Anne ben bir iki gün Ayşılda kalsam olur mu?"

Otobüs durağına gelmiştim. Bildirim sesiyle telefonuma baktım.

"Neden kızım?"

Al işte

" Ders çalışacağız annem. Sınava hazırlık."

"Tm dkat et"

Annem gene çok uzun yazdı.

"Eywlh ane öpldn"

Görüldü attı. Annem benden de alfa. Eee kimden çıktım.

Otobüs gelince binip akbili bastım. Sakin olduğundan oturacak yer vardı. Kulaklığımı çantamdan alıp. Durum Çok Acil açtım.

İnsan ölmez isteye isteye
Kader beni yazsın senden önceye
Hazırım ben aşktan ötesine geçmeye
Değmez mi dönmeye böyle dev hislere?

Bu eskiden benim için bir şarkı nakaratıydı ama sanki birşeye birine dinliyormuş gibi hissediyorum. Sanırım artık kendimde buldum bu cevabı. Ben Ömer Hoca'ya aşığım galiba.

Onu gördüğümde kalbimi susturamıyorum. Bana her baktığında sanki aşıkmış gibi hissediyorum.

Kendimden utanıyorum ama.

Bir insan öğretmenine nasıl aşık olur. Ben bunu kendime yediremiyorum ki. Eğer kabullenirsem çok hayal kırıklığına uğrayacakmışım gibi hissediyorum. Hem belki sevdiği biri vardır. Evlidir ya da.

Ağlamamı durduramıyorum ki. Sanki hep akmak istiyordu da ben engelliyormuşum gibi.

Ceylinle nasıl başa çıkabilirim ki. Of, zaten alçak bir insandı. Ama bu kadar düşebileceğini düşünmemiştim.

Az daha ineceğim yeri kaçıracaktım ki. Son dakikada kendime geldim.

-Müsait bir yerde durabilir misiniz?

İnerken insanlar bana değişik değişik bakıyordu ama bu sefer güzelliğime değil. Dayaktan şişmiş ağzıma burnuma bakıyorlardı. Ya da akan makyajıma. Ömer Hocada olmasaydı kan revan içinde binecektim insan içine.

Telefonumu açıp Ayşıl'a yazmaya başladım.
Annesi işte olduğu için evi çoğu zaman boştu.

Kimden:Şevval Kayar
Kime: Ayım şıllığım🥰

"Ev boş mu?"

"Evet güzelim ne oldu?"

"Ayşıl ben çok kötüyüm. Bana sadece sen yardım edebilirsin."

Bu kızla ben aynı dershanedeyim ama farklı zamanlarda gidiyoruz. Nalet olsun.

"Şevval ne oldu? Korkutma beni. Geleyim mi?"

"Yok sen gelme. Ben geliyorum."

"Tamam aşkım bende ortam hazırlayayım."

Cips çekirdek ve koladan bahsediyor. Sanki az kilom varmış gibi onu da yiyeyim. Yerim herkesi de yerim. Allahtan hentbol varda kilo almıyorum fazla.

Hoş ayak sakatlığından dolayı biraz almıştım ama olsun.

Görüldü atıp evine doğru gitmeye başladım.

Düşüne düşüne sonunda evin önüne geldim.

Kapıyı çaldım ve hemen açtı. Ona herşeyi anlatacağım. Efe falan paklamıyor beni. Kız lazım derdimi anlayacak.

Açar açmaz sarıldım.

-Kuzum gel gel.

Dedi ve içeri geçtik.

-Şevval bu hal ne?! Biri seni mi dövdü? Yoksa o Ceylin mi yaptı?

Hemen anlamıştı. Cidden beni anlayan sayılı insanlardan biri.

İçeride oturuyorduk öylece.

-Ayşıl bana kıyafet verir misin bunlar kan oldu.

Gözlerini önce bir pörtletsede hemen şort ve bir üst getirdi. Altına da her zaman giydiğim tavşanlı pofuduk terliklerden verdi.

Üstümü değiştirdikten sonra saçlarımı tepeden topuz yapıp yeniden oturdum. Hayattan bıkmış depresyonlu kızlara dönmüştüm birden.

-Eee Şevval Hanım anlatacak mısınız artık?

Diyip ikimize doldurduğu koladan içmeye başladı.

-Ayşıl ben aşık oldum galiba.

Dememle ağzındaki kolanın hespsini dışarı attı. İğrenç!

-Ya Ayşıl ne yapıyorsun ya.

Dememe kalmadan öksürmeye başladı. Sırtına hızlıca vurmaya başladım. En sonunda öksürüğü durduğunda.

-Allah'ın belası. Öldürüyordun beni. Sırtıma tepinmek ne demek?!

Ben bir şey demedim.

-Sen a-aşık mı oldum dedin?

-Evet.

-Kim bu şanslı?

-Ayşıl kızmayacaksın bak.

-Tatlım neden kızayım? Eğer çirkinse yapacak birşey yok. Gönül bu ota da konar boka da.

-Yok ondan değil.

-Şevval hadi. İki saattir bekliyorum kim olduğunu. Tükür artık.

Tükür mü? Arkadaşlarımın hiçbiri normal değil.

-Ben öyle normal birine aşık değilim ki?

-Yoksa engelli mi? Olsun kızım beyinden engeli olmasın da.

Bu kızın hayal gücüne aşığım.

-Çok yakışıklı onun geldiğini 5 metre öteden anlayabiliyorum. Kokusu ağır ama çok hoş.

-Ay kim kız bu heyecanlandım.

-Ömer Hoca.

-Ney!? Ne diyorsun kızım sen. Güzel şaka ama. Az daha yiyordum.

Diyip gülmeye başladı.

-Ayşıl şaka yapmıyorum! Çok ciddiyim.

Ayşıl'ın gülmesi durdu

-Sen ciddisin yani.

Kafamı aşağı yukarı salladım.

-Şevval sen daha ilk defa aşık oluyorsun. Bir de aşık ola ola put gibi duran Ömer Hoca'ya mı aşık oldun?!

-Ya ne bileyim Ayşıl. Elimde olan bir şey değil ki. Yoksa ben bayılıyor muyum sanki?

Dedim.

-Her neyse bunu daha sonra daha etraflıca konuşacağız. Senin bu yüzünün hali ne sen asıl onu anlat.

Dedi. Bende anlatmaya başladım. Her ne kadar zoruma gitse de.

ÖMERDEN

A sınıfında ders yapmayı seviyorum. Çoğu zeki ve sorulara hızlıca cevap verebiliyorlar.

Ama Şevval bu derste kötü. En kolay soruya bile cevap veremiyor. Denemelerine özellikle bakıyorum. Diğer dersleri iyi ama sadece biyoloji de sorun yaşıyor. Bunun için birşeyler yapmak istiyorum ama bana karşı nefret dolu. Bunu hissediyorum.

Sınıfa girdiğimde öğretmenler masasının önündeki sıraya baktım. Şevval önceki ders orada oturuyordu ama şimdi yok. Derse geç kalırsa sınıftaki bir kaç kız dersten kovmam için birşeyler söyleyecek ve bende gene sinirleneceğim.

Herkese oturun diye bağırdığımda hepsi oturmuştu. Nerede bu kız?

Birden kapı açıldı. Üstü başı kan olmuş saçları dağılmış elinde gözlüğüyle ağlayan bir ufaklık ile karşı karşıya gelmiştim. Bakakalmıştım yüzüne. Ağlamaktan ve dayaktan kızarmış bir yüzü vardı.

Kalbimin parçalandığını hissettim birden.

-Şevval! Ne oldu sana?!

Diye sordum ama bana hiç bakmadı bile. Sinirle çantasını toplarken Efe de birşeyler soruyordu. Bu çocuğu ilk zamanlar hiç sevmedim kabul ama sonradan sevmeye başladım.

Şevval Efe'ye bile cevap vermeden hızla sınıftan çıktı. Böylece gidemezsin. Sınıfa dönerek

-Önceki dersimizde işlediğimiz konu ile ilgili testlerinizi çözmeye başlayın!

Dedim. Kapıdan çıkarken duvar kenarında en ön sırada oturan Ceylin yanındaki arkadaşına gülerek

-Sevgilisinin yanına gidiyor. Yakında gideceğinden haberi yok yazıık!

Dedi. Bu kızın Şevval'le derdi ne? Beni de kendine düşman edecek. Az kaldı. Şevval'e davranışları sinirlerimi bozuyor. Torpille A sınıfına girdiğinden haberi var ama onunla övünüyor hâla.

Koşarak ufaklığın peşinden gittim. Bu halde gitmemesi gerek.

En sonunda yetiştim

-Ufaklık sakin ol.
Diyip kollarını sıkmamaya çalıştım. Umarım işe yarar bazen sert olabiliyorum da.

-Şimdi bana neler olduğunu sakince anlat.

Kafasını sağa sola sallayınca.

-Anlatman lazım Şevval. Anlayamam ya da sana vuranlara bir şey yapamam.

-Hocam lütfen. Yalnız kalmak istiyorum sadece. Gitmek istiyorum. Sonra sorun bana.

Dediği her kelime boğazıma yumruk gibi geliyor.

Kafasını salladı.
-Ama önce bir düzelt kendini. Gel benimle.

Diyerek elinden tutarak öğretmenler odasına doğru yürümeye başladık.

Elinden mi tuttum ben? Refleksten dolayı öyle oldu.

Öğretmenler odasına girdik. Dolabımdan ilk yardım çantasını aldım. Uzun süredir dolabımda.

Ağlaması durmuyordu. Ya çok dayak yediğinden ya da çok zoruna gittiğinden.

Dayanamayıp konuştum.

-Ufaklık ağlama artık. Geçti. Bak ben buradayım. Ben varken sana kimse birşey yapamaz.

Yine de ağlamaya devam ediyordu. Şu anda karşımda eski Şevval yok. Ağlayan bir kız var. Ve ben bu kızı hiç sevmedim.

Nasıl bir yumruk yediyse burnu kanamış ve hep kurumuştu. Teker teker hepsini sildim.
Dudağındaki patlağı sardım. İstemeden de olsa yutkunmuştum. Off gene birşeyleri batırdım.

Bunu görmüş olacak ki yanakları daha da kızarmıştı.

Kalbim yavaş yavaş beynime hükmetmeye başlıyor.

Çekilmezsem ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yok. Hızla çekildim.

Merak ediyorum artık. Anlatması lazım.

-Bitti ufaklık. Şimdi bana anlatacak mısın neler olduğunu?

-Hocam başka zaman anlatsam.

Yeniden gözleri dolmaya başlamıştı.

Şuan ağlamaması için dünyayı önüne serebilirim.

Ben bu ufaklığa bu kadar değer verir oldum? Bu ben değilim ki.

Çelişkiden bıktım cidden.

-Peki o zaman şöyle yapalım. Ben sana telefonumu ve adresimi vereyim. Eğer bir sorun çıkarsa ya da bugünkü mesele hakkında konuşmak istersen bana yazman. Ya da alo demen yeterli. Evime de gelebilirsin. Tabi istersen.

dedim en son dayanamayarak. Umarım reddetmez.

-Peki hocam olur.

dedi. Şaşırdım açıkcası. Ama iyi ki de reddetmedi.

Adresimi bir kağıda yazıp verdim. Numarasını da telefonuna yazdıp eline verdim.

-Hocam sizi de dersinizden ettim.Kusuruma bakmayın. Bende eve gitsem olur mu?

-Olur istersen gidebilirsin.

-Dershaneden izin almam gerekmez mi?

Komik bir soru.

-Ben izin veriyorum. Gidebilirsin ufaklık.

Dershane babamın olduğundan izin almana gerek yok ufaklık.
_________

Ömer'in ilk gerçeği ile başbaşa kalın.🧐🤐

Bb. 🥺

Continue Reading

You'll Also Like

10.1K 408 23
Sırlar ortaya çıkınca neler olacak diye düşünürken böyle bir senaryo düşündüm.Mutlu son severim umarım dizide süsöm mutlu son ile biter.İyi okumalar...
302K 19.5K 22
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
1.7M 63.4K 57
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
11.7K 700 42
Ekim: ya görmüyormusun ben seni ilk gördüğüm andan beri aşığım Kanat: saçmalama ekim sen benim en yakın arkadaşımın kardeşisin