Kayıp Varis

By hg_neriii

223K 17.2K 10.1K

(Dikkat! Acemice yazılmış bir kitaptır.) Burası Elfrad. 4 büyük anahtar dengeyi sağlıyor. Ateş Hava Toprak v... More

Geçmiş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
~FLASBACK~
11. Bölüm
12. Bölüm
14. Bölüm
Karakter Tanıtımı
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
Açıklama
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm (Final)

13. Bölüm

5.4K 432 462
By hg_neriii

Yorumlarınızı bekliyorum.

°°°

Ama ben yerinde donup kalmaktansa gerçekten donmasını tercih ederdim.

Bunu hak etmişti.

Gerçekten hak etmişti.

Hala gözlerinde sinsilik vardı. Hala Lucas'ı istiyordu. Asla akıllanmıyordu.

Ama ben Lucas'ı ona vermezdim.

Sıkıyorsa alsındı.

"Ah Lenora hoş geldin!" dedi Karina yapmacık bir gülümsemeyle.

Aman ne hoş gelmiştim ne hoş gelmiştim.

Bana böyle iyi davranması sadece Lucas'ın gözüne girmek içindi biliyordum. Ve Lucas salak değilse ki umarım değildir, anlamıştır.

Sadece düşüneceksin Lenora yapabilirsin.

Lenora saçmalıyorsun.

Amos seni ilgilendiren bir konu değil.

Seninle ilgili her şey beni ilgilendiriyor.

Kusura bakma ama hak etti. Benim de bir sabrım var.

"Ne yapmaya çalışıyorsun Karina?" diye sordum.

Lucas arkamda ne düşünüyordu bilmiyordum ama benim bir şeyler yapacağımı anlamıştı.

Karina yüzündeki sahte gülümsemeyi indirmiş ve konuşmaya başlamıştı.

"Lucas'ı istediğim çok açık bir şekilde belli değil mi?"

Belki de donmak yerine yanmalıydı.

Ateş her zaman daha çok can acıtırdı.

Yakardı ve kolay kolay iyileşmezdi.

"Lenora sakin olur musun?" dedi Sierra.

Umurumda değildi.

"Ne oldu kendine bir zarar geleceğinden falan mı korktun?" dedi Karina.

Sierra'nın damarına bastığı kadar benim damarıma bastığının da farkında değildi.

Aklımdan Lucas'a söylediği o yatma fikri çıkmak bilmiyordu.

"Lenora sakin olmaz mısın lütfen." dedi Sierra.

Büyük bir zevkle sakin olmazdım.

"Lenora." dedi Lucas.

Sesi tüm dikkatimi dağıtmıştı. Lanet olsun niye böyle oluyordu. Bir sesin etkisinde kalamazdım.

"Boşver bırak onu. Gel buraya." diyerek kollarını açtı sarılmam için.

Önce Lucas'a boş boş baktım, sonra ise gidip kollarının arasına girdim.

Ne red edemezdim bu teklifi.

"Ne iyi." dedi Karina ve bize bakmadan arkasını dönüp yürümeye başladı.

Lucas'ın sırtı Karina'nın gittiği yöne dönük olduğu için benim ne yaptığımı göremezdi.

Ve Karina'nın hasarsız bir şekilde gitmesine de asla izin vermezdim.

Belki Lucas sayesinde hasar seviyesi baya düşmüş olabilirdi. Ama hak etmişti ve benim de sabrım taşmıştı artık.

Elimde küçük bir ateş küresi oluşturup Karina'nın saçlarına yolladım.

Biraz sonra çığlığı basacağına o kadar emindim ki.

Evet sadece 3 saniye.

1

2

3

Tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu.

Karina öyle bir çığlık atmıştı ki. Hem. Elleriyle ateşi söndürmeye çalışıyor hem de bağırıyordu.

"Lenora." dedi Lucas sondaki a harfini uzatarak.

Karina'yı falan mı koruyordu yoksa ben mi kuruntu yapıyordum.

Umarım korumuyordu. Umarım.

"Lucas, biriniz yardım etsin!" diye bağırdı Karina.

Lucas benden ayrılıp elini biraz kaldırdı ve Karina'nın saçındaki ateşi söndürdü. Ah açık açık koruyordu işte.

Birazcık yansa ne olurdu sanki.

"Yansa ölecek zaten." diye mırıldandım.

Ama Lucas yanımda olduğu için duymuş bana yandan bir bakış atmıştı.

"Karina git burdan." dedi Sierra.

Karina'ya zarar geldiği için olsa gerek gayet mutluydu. Ne yalan söyleyeyim acı çekmesi benim de hoşuma gitmişti.

Bana dönerek konuşmaya başladı Karina,

"Bunun hesabını vereceksin."

Kiminle yarıştığını hala bilmiyordu. O sırada bir Varisti, ben ise Kayıp Varis.

O bir anlık doğan birisiydi. Ben yıllarca beklenilen ve yaratılan birisiydim.

Aramızda çok büyük çizgiler vardı ama gözü hırstan resmen kör olduğu için hiç birini görmüyordu.

Arkasını döndü ve hızla buradan uzaklaştı Karina.

Aman gitsindi. Yanlışlıkla öldürürdüm falan.

Ama kesinlikle yanlışlıkla olurdu.

"Siz şimdi sevgili mi oluyorsunuz?" dedi Sierra ellerini çırparak.

Biz şimdi sevgili mi oluyorduk?

Ne.

"Eh biraz öyle oluyor galiba." dedi Lucas.

Ne sevgilisinden bahsediyordu bu?

Hiç bir teklif etmeden 'eh biraz öyle oluyor galiba.' neydi?

Lucas ile sevgili olmak, Tanrıça aşkına asla düşünmediğim bir şeydi. Ayrıca benim daha önce hiç sevgilim de olmamıştı ki.

Ne yapacaktım ben.

Lenora sakin olur musun? Daha ortada kesin bir şey yok.

Nasıl kesin bir şey yok ya. Lucas resmen kendi aklında bizi sevgili ilan etmiş.

Kafanı yerden kaldırıp onlara bakarsan ikisinin de senden bir cevap beklediğini görürsün.

Lucas'a ne diyeceğim ben?

Bir şey deme sarıl geç. Çok sırnaşmayın ama. İki saniye sarıl ve bitir.

Amos kendinde misin sen?

Cidden biraz önce hiç bir şey olmamış gibi sevgili oyunu mu oyanayacaktık.

Ah her neyse.

Lucas ve Sierra'nın yüzüne baktım ve konuşmaya başladım.

"Şey tam olarak ne demem gerekiyor?"

Cidden ne demem gerektiğini bilmiyordum.

Bir teklif falan da etmemişti ki evet diyim.

"Sarılsanız yeter." dedi Sierra.

Herkes neden kafayı sarılmakla bozmuştu böyle.

Her zaman benim dediğim doğrudur.

Egonu iki dakikalığına bir köşeye koyabilir misin lütfen.

Şu anda gerçekten sarılacak mıydık?

Hani şu herkesin bildiği sarılmak kavramından bahsediyoruz değil mi?

Böyle iki beden 4 kol birbirine dolanıyorlar falan.

Lucas benim bir şey yapmayacağımı anlamış olmalı ki gelip bana sarıldı.

Boyu benden baya uzun olduğu için kafam göğsüne geliyordu.

"Utanıyorum." diye mırıldandım sadece onun duyabileceği bir sesle. Göğsünün hareketlenmesinden güldüğünü anlamıştım.

Lucas'dan ayrılıp konuşmaya başladım.

"Element okuluna gidecek miyiz?" diye sordum.

Gerçekten artık bir yıl kadar falan Kraliçe Perla'yı görmek istemiyordum. Aslında iyi kadındı ama o imalı bakışlar, insanı yerin dibine sokuyordu.

"Taktı bu da." dedi Lucas.

Takmam çok normal değil miydi ama.

"Seninle sonra konuşacağız." dedim konuyu Karina'ya getirerek.

Hangi yalanla kalkmıştı acaba o koltuktan. Gitmese ölürdü zaten.

Aman Karina'cığını yanlız bırakmasın Tanrıça aşkına başı falan kopardı.

"Artık gidebilir miyiz? Hani ben sapım ya hala. Gözümün önünde çok da aşk yaşamayın lütfen." dedi Sierra.

Onun bu haline gülüp, hep birlikte salona doğru yürümeye başladık.

İçimden bir ses artık her şey güzel olacak diyordu. Ama bir ses daha vardı ki o da tam aksine her şey daha da kötü olacak diyordu.

"Hala Lenora'yla sevgili olduğuma inanamıyorum." dedi Lucas, hala salona doğru yürürken.

Eh benim de çok inandığım söylenemezdi. Rüya falan olabilir miydi?

"Eminim kimse inanamayacak." dedi Sierra.

Gerçekten herkesin tepkisini merak ediyordum. Özellikle de Kraliçe Perla'nın. Tabi o aramızda bir şeyler olduğunu az çok tahmin etmişti ama.

Devasa kapının önünde durduğumuzda Lucas elimi tuttu. Evet evet elimi tuttu bende şaşırmıştım. Neydi bu hız.

Muhafızların devasa kapıyı açmasıyla Lucas ile el ele içeriye girdik. Herkes bıraktığımız gibiydi. Tek fark şu an bize olan bakışlarıydı.

Bronte'den "Oha!" diye bir ses çıktı.

Kraliçe Perla ise biliyordum der gibi bakıyordu. Gerçekten geleceği görebiliyor muydu acaba? Beklerdim yani.

Gerçekleri söylemek gerekirse şu an herkes kadar bende şaşkındım. Daha duygularım bile adam akıllı kesin değilken sevgili olmak, özellikle de bir teklif olmadan. Beni bile şaşkına uğratıyordu.

Yani en azından bu sevgililik olayını biraz saklayabilirdik bence. Yani bir anda herkesin önüne el ele çıkmak da garip bir histi.

Lucas'ın beni yönlendirmesiyle Varislerin olduğu yere gittik. Beni oturtup kendisi de yanıma oldu.

Hala ellerimizi ayırmamıştı. Ve birazcık sinir etsem ne olurdu ki.

"Karina gibi dizini okşamamı falan bekliyorsan, çok beklersin." dedim kulağına yaklaşıp.

"Öyle bir şey yaparsan senden soğurum zaten." dedi o da benim kulağıma yaklaşıp.

"Bu konuyu gerçekten bir ara konuşalım." dedim.

Karina'nın Lucas'ın dizini okşadığı aklıma geldikçe daha çok sinir oluyordum.

"Hani biz sapız ya, uzak durun biraz." dedi Tina.

"İstese sap olmayacak da." diye mırıldanan Elvis'in sesini duydum.

Bir dakika ne!

Elvis ve Tina. Hiç düşünmediğim yerden vurulmuştum.

"Evet beyler sizi şu taraftaki koltuklara alalım. Malum kızsal konular falan. Hadi gidin." diyerek hepsini kovdu Bronte.

Lucas benden ayrılarak söylene söylene gidip yerine oturdu. Çok tatlı gelmişti bu
halleri.

"Lenora! Sevgiline bakmayıp ne oldu anlatsana." dedi Tina hemen.

"Ya şimdi çok da bir şey olmadı aslında. Sadece Karina'nın Lucas ile yatmak istediğini öğrendim. Onu yaktım. Sonra teklifsiz Lucas ile sevgili oldum falan filan." dedim.

Bunlar çok büyütülecek şeyler miydi canım. En fazla bir dahakine gözünü falan oyardım.

Bronte ve Tina'nın ağzı açık kalmış öylece yüzüme bakıyordu.

Tabii şaşırmışlardı.

"Kapatın ağzınızı sinek girer." dedi Sierra bu durumdan eğlendiği belli bir sesle.

"Şunu düzgün bir şekilde anlatsana." dedi Tina.

Düzgün bir şekilde.

Bence gayet düzgün bir şekilde anlatmıştım.

°°°

Bronte ve Tina'ya, Sierra ile her şeyi her ayrıntısına kadar anlatmıştık. Her kelimemizde yüzleri şekilden şekile girmişti.

"Bak şaka falan değil dimi gerçekten yaşandı bunlar?" diye sordu Tina.

"Evet hepsi gerçek." dedi Sierra.

Tanrıça aşkına! Neden gerçekti.

"Şerefsiz Karina belliydi onun böyle bir şey yapacağı. Yüzsüz işte, sen gelmeden önce Lucas ile adam akıllı konuşmuyordu." dedi Bronte.

"Lenora'yı kıskandığı çok açık bir şekilde belli değil miydi zaten." dedi Sierra.

Hadi ama kıskanılcak bir özelliğim falan mı vardı.

Salak mıydı bu kız?

Pardon salaktı ama bu kadar da salak mıydı?

Evet.

Amos güldürme ortam hiç müsait değil.

Hayat kısa gülün.

Günlük sözümüzüde duyduğumuza göre rahatlıkla ölebiliriz.

"Bence kıskanmaktan fazlası var işin içinde." dedi Tina.

Kıskanmaktan daha fazla ne olabilirdi ki.

"Bir kaç kız Lucas'ı sevdiği için onlara ne yaptığını hatırlıyor musunuz? Sanki kıskançlık değil de eski sevgilisinin kimseyle olmasını istemiyor gibi. Ve diğerlerine gücü yeterken sana yetmemesi ona koyuyor." dedi Tina.

O kızlara ne yapmıştı bilmiyordum ama Tina'nın söylediği mantıklı gelmişti.

"Size bir şey söylemek istiyorum. Henüz daha kimse bilmiyor." dedim.

Amos sen bile.

Karina ile ilgili olan olay değil mi?

Evet.

"Anlat dinliyoruz." dedi Sierra, konunun ciddi olduğunu anlamıştı.

"Büyücüler bizi yakaladıkları zaman saraydaki zindanlara kapatmışlardı buraya kadar biliyorsunuz. Orada yanıma bir Büyücü gelmişti ve birinin ona küresini mor küre yapmasını söylediğini söyledi. Bende doğal olarak bunun Karina olduğunu düşündüm." diyerek cümlemi tamamladım.

Üçü de şaşkın bir şekilde sözlerimi dinliyorlardı.

"Karina'nın bu kadar ileri gideceğini düşünmüyorum." dedi Sierra.

"Ben düşünüyorum. İstediğini elde etmek için her şeyi yapabilecek potansiyele sahip birinden bahsediyoruz." dedi Tina.

"O da doğru." dedi Sierra.

"Bunu hemen Kral ve Kraliçelerle paylaşmalıyız." dedi Bronte.

Kral ve Kraliçelerle paylaşmak mı?

"Beni daha tanımıyorlar ve Büyücü özellikle bir isim söylemediği için inanmayabilirler." dedim.

"Doğru ama en azından diğer Varislerle paylaşalım eğer bir gün bir şey olursa bu yükü kaldıramayabiliriz." dedi Bronte.

Ona 'olur' anlamında kafamı salladım.

"Alvin gelsenize!" diye bağırdı bir anda Bronte.

Kovmasını da çağırmasını da biliyordu.

Lucas sanki bunu bekliyormuş gibi hemen kalktı ve hemen gelip benim yanıma oturdu.

"Yeni sevgilileri ayırmak çok ayıptı. Bir daha olmasın lütfen." dedi Lucas.

Tanrıça aşkına! Şu an yaşadığımız şey gerçekti değil mi? Biz sevgiliydik.

Baya baya şu sevgili kavramı falan.

"Emredersiniz Varisim bir daha olmaz." Bronte gülerek.

Diğer Varislerde gelmiş boş yerlere oturmuştu.

Tabii Adrian hemen Bronte'nin yanına geçmişti. İkisi de halinden memnun gözüküyordu.

"Lenora'nın size anlatacakları var." dedi Sierra.

Ben neden ya.

O kadar anlattım anlatsanıza işte.

"Şimdi şöyle ki," diye başlayarak kızlara anlattığım şekilde her şeyi onlara da aktardım.

Her kelimemde yüzlerinin hali şekilden şekile giriyordu. Ve bu halleri gerçekten komikti.

"Yani sen diyorsun ki bunu Karina yaptı."  dedi Elvis ilk defa ciddi bir sesle.

"Aslında hepimiz öyle düşünüyoruz." dedi Tina.

"Bir Büyücüye kürenin rengini değiştirtmek çok büyük bir suç. Ve ben Karina'nın bunu yapacağını düşünmüyorum." dedi Lucas.

Ona ters bir bakış atıp tekrar önüme döndüm.

Ne kadar tanıyorsa artık.

Tanıdığın kadar batarsın umarım Lucas'cım.

"Aslında ilk başta ben de öyle düşündüm. Ama Karina, istediği şeyi elde etmek için her şeyi yapacak karakterde birisi. Ve bunu hepinizin bildiğine eminim." dedi Sierra.

Umarım fikri değişirdi o Lucas beyin. Değisle elimin tersindeydi çünkü.

Resmen bana haksız diyordu.

"Haklısın da neden?" dedi Adrian.

"Umarım Karina'nın Lenora'yı kıskandığının hepiniz farkındasınızdır. Ve kafayı biraz eski olaylara yöneltince gayet de mantıklı geliyor." diyerek sözlerini tamamladı Sierra.

İyi güzel konuşmuştu ama Krallar ve Kraliçeler buna nasıl inanacaktı.

Aslında Kraliçe Keitha inanır. Kendi kızı değil sonuçta.

Yani Karina sadece Kral Sheldon'un mu çocuğu.

Evet Kraliçe Keitha ile evlenmeden 2 hafta önce başka bir kadınla ilişkiye girmiş. Tabii Kraliçe ile evleneceğinden bile haberi yoktu.

Saçmalığa bak birbirlerini tanımadan evlenmişler yani?

Evet.

"Onu bunu boş verin de Karina nerde?" diye sordu Alvis.

Gerçekten neredeydi bu kız.

"Saraydan ayrılsaydı haberimiz olurdu. Yine bir şeyler karıştırıyor işte." dedi Elvis.

"Sanki bu sefer normal bir şey yapmayacak gibi." dedi Lucas.

Bence de normal bir şey yapmayacaktı.

Bir de ne demişti o 'binin hisibini viriciksin' o sözden sonra da çoğu şeyi bekleyebilirdim.

"Dağılıp arasak mı?" diye sordu Bronte.

"Gidelim o zaman." dedim.

Herkes onayladıktan sonra kalkıp devasa kapıdan çıktı.

"İki gruplar halinde ayrılalım daha kolay olur. Lenora benimle ne yapıyorsanız yapın." dedi Lucas ve bileğimden tutup yürütmeye başladı.

"Sap insanlar var burda." diye bağırdı Tina arkamızdan.

Onun bu haline gülüp yürümeye devam ettik.

"Ne konuştunuz o kadar kızsal?" diye sordu Lucas.

Ne konuşabilirdik canım.

"Öyle erkekler falan."

Lucas'ın kafası bana öyle bir dehşetle döndü ki ben yerimde donup kaldım.

Sanki 30 yıllık eşi onu aldatmış gibi bakıyordu bana.

"Erkekler derken? Sen de mi konuştun? Yoksa sadece dinledin mi?" diye sordu hızlı bir şekilde.

"Evet bir kaç eski sevgilim vardı onları falan anlattım." dedim Lucas'a.

Kıskansındı banane.

"Eski sevgilin? İyi mi bari bu eski sevgililerin? Yanmaktan hoşlanırlar mı?" diye sordu tehdit eden bir sesle.

Olmayan eski sevgilim pardon eski sevgililerim hakkında konuşmak ne güzeldi.

"Tabii en büyük hobisi yanmaktı." dedim onunla dalga geçtiğimi belirterek.

"Lenora." dedi a harfini uzatarak.

"Nasıl bir duyguymuş kıskançlık?" diye sordum.

Bana önce garip bir bakış attı sonra ise önden önden yürümeye başladı.

Ne!

Gerçekten trip mi atacaktı.

Bildiğimiz tripten bahsediyorduk değil mi?

"Lucas trip mi atıyorsun." dedim arkasından ilerlerken.

"Hadi ama." dedim a harfini uzatarak.

Bence sarılmayı deneyebilirsin.

Siz de taktınız sarılmaya.

"Lucas." diyip hızla ilerleyerek kolundan tuttum

"Bana trip atmayı keser misin? Sadece beni anla istemiştim." dedim Lucas'a.

Belki çok da haklı değildim. Ama o da değildi.

"Belki öpersen barışırız." diyerek yanağını gösterdi eliyle.

Cidden bir de şart mı sunuyordu.

Ben onun yüzüne öylece bakmaya devam ederken konuşmaya başladı.

"İyi öpm-" derken parmak uçlarımda yükselip yanağına bir öpücük kondurdum.

Ama yanağının bu kadar yumuşak olması haksızlıktı.

°°°

Merhaba!

Evet evet geç attım hem de baya.

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Continue Reading

You'll Also Like

263K 23.2K 91
Her sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. ...
9.8K 1.3K 15
Ölüm güçtü ve o da ölümün ta kendisiydi... *** Sağ kulağımdan akan kanın dudaklarımı yalayıp bembeyaz karın üz...
193K 13.2K 22
Tüm diyar, doğudaki savaş yüzünden kaosa sürüklenmiştir. İmparatorluğu ayakta tutmanın ve Wisteria'yı kurtarmanın tek yolu ise Saige Nerth ve Zaiden...
7.7M 452K 85
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...