PROMİSE 💙 /PJM

By chantober_03

14.2K 857 1.9K

- "Çünkü bebeğimin kaderi başından belliydi. Biliyorum iğrenç bir histir, babasız büyümek. Ama benim çocuğum... More

inception
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
Özel Bölüm/ 2 ✨

Özel Bölüm/ 1✨

167 12 101
By chantober_03

2k için özel bölümümüze hoşgeldiniz :')
.
.
.

Park Jimin'den

"Ulan Jimin nerede? Jimin? Jimin'i bulun bana." diyen Namjoon hyungun sesiyle ona doğru koştum.

"Efendim hyung buradayım."
"Neredesin sen? Hoseok hyung nerede? Hala gelmedi mi? Yemin ederim çıldıracağım şimdi."
"Hyung bir sakin olur musun?"
"Bay Kim bir bakabilir misiniz?"
"Geliyorum. Jimin ara şunu nerede sor çabuk."
"Tamam hyung sakin ol." dedi ve görevlinin yanına doğru koştu.

Ben de Hoseok hyungu aradım.
"Alo!"
"Alo hyung neredesin?"
"Yoldayım. Geliyoruz. Ne oldu?"
"Tamam Namjoon hyung çıldırdı burada."
"Ah neyse sen sakinleştirmeye çalış ve sen de sakin ol. Geliyoruz hemen."
"Tamam hyung dikkat edin."
"Tamam sen de görüşürüz."
"Görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım.

Bugün Namjoon hyung ve Yuna'nın düğün günüydü. İkisi de o kadar çok panik yapıyordu ki stresten bayılmamak için zor duruyorlardı.

"Baba" diyerek yanıma gelen Dan Bi'yi kucağıma aldım.
"Efendim prensesim."
"Baba annem ağlıyor."
"Nerede prensesim?"
"Gelin odasında."
"Tamam prensesim. Hadi sen arkadaşlarınla oynamaya devam et." dedim başından öpüp yere bıraktım.

Gelin odasına varıp kapıyı çaldım. İçeri girdim. Hei Jun koltukta oturmuş ağlıyordu.

"Meleğim ne oldu? Niye ağlıyorsun?" diyerek yanına oturdum.
"Kilolu muyum ben Jimin?"
"Hayır meleğim."
"Çirkinleştim mi ben?"
"Hayır bunları nereden çıkardın şimdi?"
"Taehyung'un çocukları öyle dedi. Çok kilolusun dediler. Yürürken yer titriyor dediler."
"Ah o Taehyung'u bir elime geçireyim. Neyse sen çok güzelsin hayatım. Hamilelik sana çok yakışıyor. Hem onlar çocuk ne dediklerini bilmiyorlar. Takılma lütfen."
"Ama gezegenlerden birini yemiş gibi duruyormuşum. Karnım kocamanmış."
"Hayatım bebeğimiz günden güne büyüyor ve yakında onu dünyaya getireceksin o yüzden. Lütfen takma kafana böyle şeyleri. Doktor üzülme demedi mi sana?"
"Evet dedi."
"O zaman silelim gözyaşlarını ağlamak yok tamam mı?"
"Tamam." dedi.

Ona sarılıp başından kokulu bir şekilde öptüm. O sırada kapı açıldı içeri Yoongi hyung geldi.

"Hşşşt yürüyen göbek Yuna'yı gördün mü?"
"Ama banane ya." diyerek ağlayarak odadan çıktı Hei Jun.
"Dilinin ayarına sokayım hyung. "
"Ben ne dedim de şimdi?" dedi. Hei Jun'un ardından çıktım.
Etrafa gözlerimi gezdirdim ama bulamadım. Yanımdan geçen garsonu durdurup sordum.

"Buradan geçen hamile bir kadın gördün mü? Kahverengi saçlı. Ela gözlü. Gül kurusu, tüllü bir elbisesi var. Görmedin mi?"
"Üzgünüm hayır efendim."
"Tamam neyse." diyip aramaya devam ettim. Telefonunu açmıyordu. 10 saniye içinde nereye kaybolabilirsin acaba?

Çalan telefonumu açtım.
"Alo!"
"Alo Jimin biz geldik."
"Tamam neredesiniz?"
"Giriş kapısının önündeyiz."
"Girin o zaman hyung."
"Salak çocuk burada iki tane kapı var hangisi?"
"Yuna ve Namjoon'un isminin yazdığı kapı."
"Tamam." dedi. Telefonu kapatıp cebime koydum. Hei Jun'u aramaya devam ettim.

Herkes sanki kör olmuş gibi görmedim diyor.

Birileriyle sohbet eden Seokjin hyungu görüp yanına gittim.

"İşte öyle olunca ben de katlanamadım tabi. Ah şu yufka yüreğim."
"Merhaba beyler. Seokjin hyung bir bakar mısın?"
"Bir dakika Jimin. Sonra tabi kimin haklı olduğu ortaya çıktı."
"Hyung acil bir bakar mısın?"
"Geliyorum. Tabi her zamanki gibi ben haklıyım."
"HYUNG BİR BAK DİYORUM SANA!"
"Hemen geliyorum beyler bir saniye." dedi ve beni kolumdan tutup uzaklaştırdı.

"Hayırdır ne bu şiddet bu celal?"
"SANA BİR GEL DİYORUM HÂLÂ ORADA ÇENE YAPIYORSUN."
"Önce o sesini bir alçalt adam akıllı konuş."
"KONUŞMUYORUM. KARIM YOK LAN BENİM. HAMİLE KARIM YOK. "
"LAN BEN Mİ KAYBETTİM? BANA NİYE BAĞIRIYORSUN?"
"SEN DE BANA BAĞIRIYORSUN."
"Tamam şimdi bir sakin olalım."
"Tamam."
"Anlat bana ne oldu?"
"Hyung şimdi bu Taehyung şerefsizinin çocukları Hei Jun'a kilolusun demişler. Onunda hormonlar hat safhada olduğu için ağlamaya başlamış. Dan Bi beni çağırdı annem ağlıyor diye. İşte sakinleştirdim. İkna ettim falan. Sonra Yoongi hyung geldi. Yürüyen göbek diyince o tekrar odadan çıktı ağlayarak. Ben de Yoongi hyunga söylendikten sonra çıktım. Her yere baktım ama yok. "
" Anladım. Şimdi Hei Jun'un canının çektiği bir şey var mı? "
" Bilmiyorum da ne alaka? "
" Hım pamuk şeker falan. "
" Evet de anlamıyorum hyung. "
" Gel benimle anlayacaksın. " dedi.

Seokjin hyungu arkasından takip ettim. Düğün çıkışındaki pamuk şekerci de durduk.

" Hyung karım yok diyorum sen-" cümlem bitmeden Bankta pamuk şeker yiyen Hei Jun'u gördüm.
" Al sana karın. "
" Hei Jun çiçeğim ne yapıyorsun burada? "
" Pamuk şeker yiyorum."
"Neyse ben gidiyorum."
"Tamam hyung çok teşekkür ederim."
"Offf rica ederim ben ve mükemmel zekan olmasa yapamazdın."
"Evet hyung." dedim. O da gitti.

Hei Jun'un yanına oturdum.
"Çiçeğim beni ne kadar korkuttun biliyor musun?"
"Özür dilerim. Görünce çok canım çekti."
"Söyleseydin ben alırdım. Niye kayboluyorsun?"
"Özür dilerim"
"Sorun değil hadi yede gidelim nikah başlayacak."
"Tamam." dedi. Bitirince kalktık.

Pamuk şekerciye ücretini verip içeri geri geçtik. Onu gelin odasına gönderdim. Ben de damat beyin yanına gittim.

"Jimin ne yapacağım ben?"
"Sakin ol hyung. Anlıyorum seni."
"Nikah memuru nerede? Gelmedi mi? Al işte aksilik çıktı. Hiçbir şey yolunda gitmiyor."
"Hyung geliyor yolda. Lütfen bir sakin olur musun?"
"Tamam. Sakinim, sakinim, sakinim. HAYIR OLAMIYORUM."
"Şimdi bana bak. Nefes al ver."
"Tamam"
"Hyung nefesini tutma ver."
"Veriyorum." dedi.

İçeri giren görevliyle vaktin geldiğini anladık.

Onu sakinleştirip gelin odasına yol aldık. Gelin odasına varınca Yuna'nın yanına gitti.

Ellerini tutup,
"Bazen seni hakedecek ne yaptığımı düşünüyorum. Koynunda açan çiçeklerin kokusu bu dünyadaki en güzel koku. Çok güzelsin. Seni çok seviyorum." dedi ve alnından öptü.

Odadan çıkıp nikah masasına oturduk. Nikah memuru klasik şeyleri söylerken Hei Jun'un kıpırdandığını gördüm.

" Ne oldu hayatım bir şeyin mi var?"
" Yok biraz ağrım var sadece. "
" İyi misin? "
" İyiyim. " dedi.

Önüme döndüm. Nikah memuru konuşmaya devam ediyordu. Bir anda Hei Jun'un elimi sıktığını hissettim.

"Hayatım gerçekten iyi misin?"
"Doktor sancılar olacak dedi. O yüzdendir."
"Emin misin?"
"Merak etme Jimin."

Önüme geri döndüğümde nikah memuru Namjoon hyunga soru yöneltmişti. Ondan evet cevabını aldıktan sonra Yuna'ya yöneltti.

"Jimin sanırım suyum geldi."
"NE?"
"Ne oluyor?" dedi Namjoon hyung.
"Ben azcık doğuruyorumdaaaaaaaağğğ!"
"Kız çabuk evet desene"
"E-evet."
"Ben de sizi belediye -"
"Beyefendi vaktimiz yok."
"AAAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞHHHHH! JİMİN LANET OLSUN SANAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞHHHHH! "
"Ben ne yaptım ya?"
"Siz de şahit misiniz?"
"Evet evet hadi hızlı lütfen."

İmzaları hızlıca attıktan sonra Hei Jun'u kucağıma alıp arabaya koşmaya başladım.

Onu arkaya oturtup hastaneye sürmeye başladım. Hyunglara haber verdikten sonra hastaneye son gaz sürdüm.

"AAAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞHHHHH HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN!"
"Ben tek başıma mı yaptım ya?"
"Bana laf yetiştirme Aaaaaaaaaağğğğğğğğhhhhh! "
"Geldik hayatım sık dişini."

~~~~~~~~~~~~~~

"Hastanın yakını siz misiniz?"
"Evet kocasıyım."
"Gözünüz aydın. Nur topu gibi bir kızınız oldu."
"Ne? Ama biz erkek bekliyorduk?"
"Sürpriz yaptı demekki ufaklık. Tanrı uzun ömürler versin."
"Teşekkür ederim. Karımı görebilir miyim?"
"Evet şuan normal odaya alınıyor. Doğumu oldukça zor geçti. Dinlenmeye ihtiyacı var. Sıkmayalım olur mu?"
"Teşekkürler." dedim. Uzaklaştı.
"Hyung siz gidin isterseniz boşuna yorulmayın burada."
"Önce yiğenimizi görelim."
"Ama Namjoon hyung."
"Hadi."
"Peki." dedim.

Odaya girdik hepimiz. Hei Jun'un yanına gidip oturdum.
Ellerini avuçlarımın arasına alıp öptüm. Yavaşça gözlerini açtı.

"J-jimin."
"Çiçeğim buradayım. Buradayım."
"Oğlumuz nerede?"
"Kızımız oldu. Bizi şaşırttı." dedim. Ellerini tekrar öptüm. Gözlerini odanın etrafında gezdirdi.
"Hepiniz niye buradasınız?"
"Arkadaşlar bizi kovacaksanız gidelim bir kocan bir sen." dedi Namjoon hyung.
"Hayır şaşırdım sadece." dedi.

"Hadi anneye merhaba diyelim." diyen hemşire ile kucağında bizim minik kızımız geldi. Onu Hei Jun'un kucağına verdi. Melek gibiydi.

"Anne ben de bakacağım kardeşime."
"Bak kızım."
"Anne bu çok küçük."
"Evet kızım. Sen de böyleydin."
"Ee adını ne koyuyorsunuz?" dedi Yoongi hyung.
"Aslında hiç düşünmedik." dedim.
"A-reum olsun mu hyung?" dedi Jungkook.
"Anlamı ne ki?" dedi Hei Jun.
"Anlamı güzellik demek. Kendisi gerçekten çok güzel. Ve bu bebek. Sizin yeniden küllenmiş aşkınız güzelliğini yansıtıyor o yüzden."
"Lan it bana niye böyle isim önermedin." dedi Taehyung.
"Üzgünüm hyung." dedi.

Biraz sonra hepsi teker teker gittiler. Biz de bugünlük burada kalıyorduk. Akşam olmuştu. Dan Bi koltukta uyuyakalmıştı. Ben de Hei Jun'un yanına oturdum.

"Sen de uyusana çok yoruldun?" dedi.
"Senin yorgunluğunun yanında hiç kalır." dedim.
"Hep birlikte çok güzel bir aile olduk."
"Evet meleğim. Çok güzel olduk."

Continue Reading

You'll Also Like

22.8K 2.4K 12
"Rose... Bana artık seni göremeyeceğimi söylediler. Bu yüzden deli oldum ben... Aklımı kaybettim. Ama artık hatırlıyorsun değil mi?" #5 pjm ~01.05 2...
134K 7.9K 22
Paradise12: Sizi seviyorum. Paradise12: Hayır, Bay Min. Size aşığım. başlangıç tarihi: 27 Temmuz 2019 bitiş tarihi: 28 Ağustos 2019
31.5K 1.8K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
353K 32.5K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...