SILENT CRY - levihan

By lalalalichan_m

216 17 61

levihan ♡ More

216 17 61
By lalalalichan_m

batan gemilerde kontrolü kaybediyordum ve sen tam zamanında geldin.

taylor swift- this love


gun bittiginde pismanlik duymayalim, boylece zaman bile bizi ayiramaz.

blackpink- forever young

______________________________

Hange'nin dizindeki bandaji yenileyen doktor 2 gundur tekrar tekrar yapilmasi ve yapilmamasi gereken seyleri anlatiyordu. Hange daha yeni uyandigi icin pek idrak edemese de butun surec boyunca yaninda olan Levi dikkatle doktoru dinliyordu. En sonunda kadin isini bitirmis ve odadan cikmisti. Muhtemelen mesaisinin sonuydu. Hava coktan kararmisti.

Levi ve Hange o an gozgoze geldiler. Hange'nin benzi sariydi. Her tarafinda cizikler, yaniklar, bezler, batikon izleri vardi. Incecik bir atletle kalmis olsa da ustundeki battaniyeyi bogazina kadar cekmis simsiki tutuyordu. Usudugu belli oluyordu.

Levi ise uykusuzdu. Gri ve dalgin gozleri Hange'ye bakarken ara sira anlasilmayacak sekilde parildiyordu. Gogsunden hafif fakat guzel bir ten kokusu yayiliyordu. Butun bunlarin yani sira ustunde Hange'ye yakin olmanin rahatligi vardi.

Shiganshina'yi alali sadece 2 gun olmustu. O yorgunlugu alacak bir sure degildi. O kadar fazla kayip vermislerdi ki birlikte sayili insan kalmisti. Kayiplardan biri de birligin komutani olunca ve yerine gececek kisi ayaga kalkamayacak durumda olunca degil askeri olarak, mental olarak bile toparlanamamisti kimse.

Hange hem mental olarak hem fiziksel olarak cok yaralanmisti. Arkadaslari gozleri onunde olmus; gozunu kaybetmis, kolunu kirmis, bacaklarinin kaslarini zorlamaktan yuruyemiyordu.

En azindan basinda bekleyecek birisi vardi. Direkt yanina kosmus, tedavisi boyunca elini birakmayan birisi...

Hange gozlerini Levi'in gozlerinden cekip ellerinin birlestigi noktaya goturdu. Geldiklerinden beri ne dogru duzgun konusmuslardi, ne sarilmislardi ne baska bir sey. Kaderleri buydu sanirim. Surekli dipdibe olmalarina karsin asker kisiliklerine burunmeleri gerekiyordu ve yalniz kalamiyorlardi. Bunun Hange'nin hasta veya yarali olmasiyla ilgisi yoktu.

Levi refakatci koltugundan kalkip Hange'nin yattigi yataga oturdu. Sirtini basliga yasladi.

Bunu bekleyen Hange yuzune aslinda cokca samimi ama sartlar dolayisiyla zoraki duran bir gulumseme yerlestirdi. Kollarini adamin boynundan gecirdi ve kafasini omzuna gomdu.

Levi icin yasadiklari bu sahne imkansizdi. Shiganshina'da onu goremedigi 3-4 saat boyunca kafasinda o kadar inanmisti ki Hange'nin oldugune, trajikomik bir sekilde yasadigina inanamiyordu. Hatta komik olmayan bir trajedi icerisinde operasyon kesinlestiginden beri kafasinda her seyi bitirmisti. Ona gore zaten yolda son sarilmalarini, son laflarini son opucuklerini vermisti. Akli sira yalnizliga alistiriyordu kendini.

Hange'nin kalmasini istemiyormus gibi dusundugunu farketti ama onu kemiren sadece buyuk ve karanlik bir yalnizlik hissiydi. Icinde bir yerde bundan sonra her seye daha fazla umutla bakacakti. Bu onun icin unutulmaz bir tramvaydi. Sarilmalarindan itibaren bu dusunceleri bir anda silinip atilmisti cunku Hange'si capcanli bir sekilde oradaydi. Burnunu cekmesi ve verdigi nefesler boynuna vuruyordu ve hayir, sikayetci degildi.

Dunyada bundan daha ferah verici bir sey olabilir miydi ? Hala beraber islak yollarda yuruyebilir, bu tenha ve los yerde oturarak goz goze kimseye, hatta kendisine bile anlatmadigi seyleri anlatabilirdi. Bunlarin cogu kafasinda bir anda doguyor ve hayrete dusuren bir yuz birakiyordu. Hange'nin ellerini tekrar avuclarinin icine alabilecekti, uclari biraz kirmizi olan usumus parmaklarini ovusturarak isitabilecekti.

Ellerini beline sarip kokusunu doyasiya icine cekti. Saclarini oksadi. Terlemis islak birbirine yapismis saclarini eliyle ayirdi. Neredeyse tokadan kurtulmus saclarini sikica bagladi. Kakullerini kulaklarinin arkasina atti.

Ne kadar surer bilmiyordu ama bu anin hic bitmemesini istiyordu. Hatta o kadar ayaklari yerden kesilmisti ki kollarindaki kadinin gozyaslarini bir sure fark edememisti. Kadinin basini ellerinin arasina aldi. Levi'in konusacagini goren Hange sesi titremesine ragmen aceleyle konustu.

"Hayir ! Canimi sikacak bir sey olmadi, su an cok memnunum, herhalde memnunum..."

Bunlari soylerken baska seyler dusundugu belliydi. Ara sira Levi'in yuzune ilisen gozlerinde bir yabancilik vardi. Levi ne olursa olsun, acitsa bile gercekleri yasamalarini istiyordu. Ona gore aksi hali cok sahteydi.

Hange konuyu degistirmisti bile ama Levi istemeyerek lafini boldu.

"Hange."

Pek de rahat hissettirmeyen bir sessizlik kaplamisti.

"Sorun degil, gel."

Adamin son hareketi kadinin zoraki yukarida duran dudaklarini dusurmus ve titretmeye baslamisti. Saniyeler icinde tekrar gogsune yapisti. Bu sefer farkedilmeyecek sessiz bir aglama degildi.

Hange agladikca Levi hem rahatliyor hem de parcalara ayriliyor gibi hissediyordu. Dili tutulmus gibi kalmisti. Bir seyler soylemeye calisti ama bogazi yaniyordu sanki, kelimeler bogazina dugumlenmisti.

En azindan Hange icine atmiyordu. Hickiriklarinin ve duzensiz nefeslerinin arasindan kelimeleri birlestirmeye calisti.

"Alacagim sorumluluk disinda baska bir sey dusunemiyorum. Kafayi yiyorum sanirim Levi... Umarim kotu bir kabusun icindeyimdir ve ayni bu sekilde sarilmanla uyanirim. Cok yorgun hissediyorum. Neden olmedim ki ?"

Levi bunlari duymak istemiyordu. Sarilisini sikilastirdi ve sakin kalmaya calisarak cevap verdi.

" Zaman zaman gelen huzunlerin ve hayat bikkinligin sagligini etkilememeli. Su anki odagin ayaga kalkabilmek, baska bir sey duymak istemiyorum."

Gercekten de bacagim agriyor, canim yaniyor vs dese bu kadar kalbi kirilmazdi. Bir sey yapamamak zoruna gidiyordu.

"Ayrica neden beni de dusunerek konusmuyorsun, o ne demekti ?"

Hange islak gozleriyle Levi'a bakti. Hakliydi. "...Neden olmedim ki ?" Bencilce ve anlik soylenmis bir lafti. Levi'i uzme dusuncesi bile tekrar kendinden nefret ettirmisti.

Levi onun icin okyanus ufkunda gunbatimi izlemekten; en guzel, en yesil ormanlarin manzalarindan daha nefes kesiciydi. Yanindayken bile ozluyordu bazen... Bu dunyada kalici oldugunu dusundugu tek bagi ve bu acimasiz dunyada birlikte yasam surmek istedigi tek kisiydi. Ama mutlu tarafini daha cok gormesini istiyordu. Rol yapmanin da faydasi yoktu, yanan gozlerle baktigi her an Levi Hange'nin kotu oldugunu anlayabiliyordu.

"Ozur dilerim, ozur dilerim.. Oyle demek istememistim."

devam etti,

"Yasadigim- hayir, yasadigimiz icin cok minnettarim, su ani ve hissi hicbir seye degismem."

Ondan asla vazgecmeyecek bir nefes, ne olursa olsun sevecek bir kalp vardi karsisinda. Birbirlerine yillardir o kadar baglanmislardi ki ayirabilecek tek sey beyaz isik ve karanlik alemdi. Ve biraz once Hange bundan bahsetmisti.

Fakat Levi yine anliyordu, olumu hatirladikca icinde bekleyen aci tekrar canlaniyor, ofkeli bir sekilde haykirarak ruhundan cikarmak istiyordu. Bu defa  sucladigi o degildi, yemin edebilecegi sekilde ona diklendigi hic olmamisti. Hange ne derse mubahti. Sadece cevreye, dusmana, dunyaya belki tanriya bile kizgindi. Hange'ye uzuluyordu, ama ona uzuldugu icin kendine kizmiyordu. Hange'yle cehennemi yasamak bile zorunda kalsa, hatta cehenneme gidecek oldugunu onceden bilse bile yapmis olduklarinin hepsini tekrar yapardi, bir kere daha, binlerce defa yapardi...

Hange'ye bakti. Saclarini biraz daha oksadiktan sonra ikisi de biraz daha oturuslarini diklestirdiler. Hange gozyaslarini sildi. O gozyaslarini sildikce Levi'in icindeki "sessiz aglama" dinmeye baslamisti.

"Oldun sandim. Tarifsiz bir seydi. Kafamda kac senaryo kurdugumu bilemezsin... Bundan 10 yil sonra bile mezarsi-"

Bi anda kesildi. Bunlarin hasta yatagindaki ve daha birkac dakika once aglayan birine soylenmeyecegini farketmesi zaman almamisti en azindan.

"Hayatimi kurtardin. Bunu dusun."

"Yani ben olmus olsaydim sen de olmus olacaktin, simdi yasiyorum ve sen de yasiyorsun. Seni hic yalniz birakmayacagim galiba."

Kucuk bir kahkaha atmis, bu ayni zamanda Levi'i da neselendirmisti. Sikayet edilecek bir sey yoktu. Hayatinin her aninda yaninda susmayan bir Hange olmasi fikri pek fena gelmiyordu.

Hafifce gulumsedi ve basini Hange'ye yaklastirdi. Hange'nin tepkisinin su an ne olacagini kestirememisti. Kelebeklerin toza donusmesini istemiyordu.

"Seni cok ozledim..."

Hange yuzu duygusal bir ifadeye burunmustu. Boyle seyleri cok sik hissederdi ama cok sik duyamazdi.

Gozlerini Levi'in gozlerinden dudaklarina goturdu. Yavas yavas birbirlerine yaklasirlarken zihinleri tamamen bostu ve ayni seyi arzuluyorlardi.

Levi dudaklarini Hange'ninkilere yavas yavas bastirdi. Agzini aralayan Hange'nin duygulari karmasikti. Ilk opusmeleri degildi ama garip bir havasi vardi; yumusak, son derece gergin baslayan ama gevseyen bir hava...

Levi Hange'nin belinin altindan tutup kendisine daha da yaklastirdi. Doyumsuz opucukler paylasmaya devam ettiler. Oyle bir ozlemdi ki, opmeye devam ettikce daha saf, daha yuce duygularin dalga dalga tum benligini sardigini ve onu bambaska dunyalara goturdugunu hissediyordu. Bazen atis hizlari kontrolden ciksa da, alacakaranligin ortasinda uyuyan bir bebek gibi sakindi kalpleri. Olaganustuydu.

Buyuk bir nefes alis sesiyle ayrildilar. Bunu kontrolsuz bir sekilde yapmislardi. Levi tekrar Hange'nin yuzune bakmadi, daha dogrusu cesaret edemedi; biraz once nasil o kadar mukemmel saniyeler gecirdigine inanamiyordu. Hem de oldugunu/olecegini dusundugu biriyle. Basini kaldiramadi cunku yanilmis olma ihtimalinin, onu saskina cevirecek, sersemletecek anin agirligini titreyen omuzlarinda tasiyacak kadar guclu hissetmiyordu kendisini. Ancak nefesleri normale dondugunde kendini biraz toparlayabilmisti. Gozlerini o muthis resime cevirdi.

Levi karsisindaki kadinin gercekligine hala inanamasa da tekrar hissettigi dudaklar onu bu dusuncelerden de uzaklastirdi.

Hange ise Levi'in aksine sadece ona bakmisti. Isigin vurdugu piril piril teni solgunluk icindeydi ama yine de parliyordu, dalgin gorunen gozlerine bakti bir sure... Yuz hatlari sert ve keskindi, ifadesiz ama dikkatle bakinca aglamakliydi. Uzanip birkac kere daha opmek istedi. Vucudu sadece Levi'in dokunuslariyla gercekten tatmin oluyordu.

Kisa kisa birkac defa daha optu.

" Seni cok seviyorum Levi, ben de seni cok ozledim."

Gogsune dayandi.

Levi bir sure cevap vermedi. Daha sonra kipirdanip ayaga kalkti.

" Uyuma vaktin geldi, bol bol dinlen."

" Gidiyor musun ?"

" Hayir. Sen cikana kadar seninle buradayim."

" Hemsireler gelip gidiyor zaten Levi, git ve sen de uyu."

" Karisma sen."

Hange coktan kaybettigini bildigi icin sesini cikarmadi. Levi son olarak egilip oturan Hange'nin alnindan optu. Dudaklarinin yarisi gozu icin olan beze denk gelmis olsa da sorun degildi. Gozunun durumunu tam bilmiyordu.

Hange dunyanin en guzel gulumsemesiyle iyi geceler diledi. Belki gunlerce aylarca yillarca unutamayacagi bir gulumsemeydi. Sonra Hange gozlerini kapatti ve yavasca uykuya daldi. Levi ise onu izlerken mutluydu.

______________________________

duygulandiniz e-evet maalesef

1465 kelime oldu uzatirsam bozarim diye dusundum ve zaten oyle surekli yazamiyorum 1 gunde yazdim cunku birdaha oturup yazamayacagimi biliyorum... lutfen kitap yazan arkadaslarim benim gibi olmayin jxowncosjciwjdlq

umarim begenmissinizdir yorumlarinizi bekliyorum ♡


Continue Reading

You'll Also Like

327K 32.8K 36
2022 WATTYS KAZANANI Lale lise son sınıfa geçtiğinde düşünmesi gereken tek şey üniversite sınavı değildi. Uğraşması gereken, yeni bir cici annesi ve...
222K 21.9K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
808 52 11
Arif ve Cenan'ın ilk defa birbirlerini gördükleri yer cafedi ,cafede kavga ettikten sonra her zaman karşılaşmaya başlamışlardı.
A0023 By ruhperver

Science Fiction

845K 71.3K 58
On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke...