mascot

By 8hanji

411K 46.9K 42.9K

seul üniversitesinin maskotu minho, maçta üzgün gördüğü jisung'u gözüne kestirir. ;; {minsung} tamamlandı. More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
32 | final

31

9.7K 1K 1.3K
By 8hanji

[whatsapp]

bilmiyom grup adini

changbin
meraba beyler
bisi dicem simdi siz de kabul etceksiniz tamam mi

jisung
hayir

sevgili💘
jisung ne diyosa o

changbin
bi deseydim

changbin grubun konusunu paintball olarak değiştirdi

jisung
öldürsen gelmem

seungmin
ne zaman

chan
severim ben
ne zaman

felix
ben de gelirim

changbin
bugun ogleden sonra gidek diyorum
ama sey
durun

changbin kustum cicegi kişisini gruba ekledi

changbin
bu da gelcek

kustum cicegi
aa selam
ben de geliyorum
nereye peki

jisung
paintball diyo emin misin

kustum cicegi
gelmiyorum tesekkurler 🥰

sevgili💘
ozel bi sebebi var mi istememenizin canimin ici findik suratlim

jisung
changbinin mal olmasi yeterince iyi bi sebep diye dusunuyorum

jeongin
son gitmemizde kavga etmişlerdi
bildiğin yumruklu

felix
oha

sevgili💘
sen kimsin jisunga yumruk atiyosun amk hosafi @changbin

jeongin
o vuramadı zaten merak etme PQÜQÜWÇDMFKGLH

seungmin
ÜAFÜAXŞAŞCŞACĞSCİSC
GİDELİM
belki bi daha kapışırlar

kustum cicegi
hiç etik değil
hoşuma gitti

sevgili💘
jisung ne diyosun

felix
chan

chan
he

felix
beraber çıkalım

chan
olur

sevgili💘
jisung
findigim ses ver

jisung
tamam gidelim
ama en ufak malliga sahit olursam terk ederim

hyunjin
kanka ne mallığı
bizde mallık ne gezer
laf mı bu da şimdi tch

sevgili💘
arkadasin kendinden haberi yok aldirmayin siz onu

hyunjin
ne diyosun oğlum
seungmine söylerim seni

seungmin
okuyorum zaten hyunjin

hyunjin
sevgilini korumuyo musun yani

sevgili💘
ne

jisung
ne

chan
ne

changbin
ne

jeongin
ne

kustum cicegi
ne

felix
ay cok sevindim sonunda 🥰🥰

seungmin
aptal böyle mi söylicez dedik

hyunjin
ne demiştik
hii
unuttum ya

sevgili💘
sevgili misiniz cidden

jisung
ne zamandir

seungmin
işte geçen sizi evde bastığımız günden beri sanırım?

kesin bi teklif olmadı
oha evet
teklif falan olmadı sevgili değiliz 😠

hyunjin
ne

kustum cicegi
bruh -

felix
napıyolardı da bastınız acaba biraz detaya iner misin

chan
sanane detayından civciv napcaksın

felix
taktik topluyorum etraftan
üstünde denicem

jisung
lan sizde mi

felix
ne bizde mi

jisung
sevgili misiniz

chan
şimdi fırsat|
evet

felix
evet
ne
evet mi
ne

chan
evet
ben
seni seviyorum
gerçekten

felix
hyunjin çimdikle beni

hyunjin
seungmin ne demek teklif yok sevgili değiliz
öpüşmedik mi biz
öpüştükten sonra sevgili olunmuyo mu

seungmin
kes sesini bi

felix
chan ciddi misin

chan
evet
bekle yanına geleceğim

chan çevrimdışı

felix
makınıskkkmm

felix çevrimdışı

sevgili💘
noluyo bu kahrolasi evin icinde

jisung
bana gelmek ister misin
yurt odasi ama ordan daha iyidir bence 😏

sevgili💘
gelirsem
napicaz
😌😌

jisung
ne yapmak istersin

sevgili💘
agac ev 😌😌
hatirliyosun dimi 😌
tadi damagimda hala 😌😌

jisung
ssst insanlar icinde soyleme boyle seyler
gel hadi bekliyorum 😏

jisung çevrimdışı

sevgili💘
ucuyoruuuuuum

sevgili💘 çevrimdışı

changbin
amina koyim
noluyo lan
paintball gitmiyo muyduk amk

jeongin
gidicez saatine var daha
milleti rahat bırak

kustum cicegi
ben bi arkadaşımı da getirsem sorun olmaz dimi

changbin
yok kank ne sorunu

kustum cicegi
iyi tanıyorsunuzdur belki güzel sanatlar fakültesinden lia

kustum cicegi çevrimdışı

jeongin
tanımıyoz

hyunjin
seungmin

seungmin
ne

hyunjin
benimle çıkar mısın

seungmin
olur

hyunjin
tamam

seungmin
bb

seungmin çevrimdışı

hyunjin çevrimdışı

jeongin
çok tuhaftı
şey
changbin evde misin

changbin
evet
gelcen mi

jeongin
geliyim mi

changbin
gel

jeongin
tamam

jeongin çevrimdışı

changbin çevrimdışı

-

Güneşin tam tepede olduğu saatlerden birinde, oyun alanını kapsayan sınırlar içinde karşılıklı durmuş 10 kişi birbirlerine bakıyordu. Nerden geldiği çözülmez mücadeleci bir tavıra bürünmüştü hepsi. Hyunjin iki parmağıyla kendi gözlerini işaret etmeye çalışırken işaret parmağının gözüne girmesi Jisung'u güldürmüştü ama bunu hemen bastırmaya çalıştı. Hyunjin bozuntuya vermeden gözlerinden çektiği parmaklarını karşısındaki arkadaşı Minho'ya çevirdi.

"Gözüm üstünde sinsi kedi." diyerek gözlerini kıstı. Hepsinin yanaklarına çektikleri çizgi şeklindeki siyah boyalar oyunu ne kadar ciddiye aldıklarının işaretiydi. Minho, Jisung, Chan, Felix ve Yuna kırmızı takımı oluştururken; Hyunjin, Seungmin, Changbin, Jeongin ve Lia mavi takımı oluşturuyorlardı. Takım kaptanı olarak ise Hyunjin ve Minho'nun seçilmesi de cabasıydı.

"Yürürken önüne bak önce sen ortam malum." diyerek sırıttı Minho. Elindeki silahı omzuna yaslayıp bakışlarını yanda onları bekleyen görevliye çevirdi. "Abicim başlatalım oyunu artık kasmaya gerek yok."

"Arkadaşlar dediğim gibi iki kale ve ortada bayraklar var. Bayrak almanız için karşı takımdan en az iki kişi vurmanız gerek. Kasklarınızı da başınızdan çıkarmayın." Görevli son uyarıları yaparak güvenli alan adındaki yere girmiş ve anons ile oyunun başladığını söylemişti. İki takım da kendi bölgelerindeki yerlerini aldılar.

"Jisung." dedi Minho boğuk çıkan sesiyle. Jisung yanındaki bedene kafasını çevirerek baktı. "Hyunjin'i görürsen özellikle kafasına hedef al tamam mı?"

"Bir şey olmasın?"

"Kötüye bir şey olmaz bebeğim merak etme sen."

Minho'nun işaretiyle 3-2 şeklinde sağ ve sol kısımlara dağılarak kısa duvarların arkasına geçtiler. Diğerlerinden henüz kıpırtı ya da ses çıkmadığı için etrafı gözetleyerek bekliyorlardı.

Felix yanlarındaki Lia'yı es geçip Chan'a hitaben konuştu. Hâlâ daha evde olanları unutamadığından heyecandan titriyormuş gibi hissediyordu. "Ellerim titriyor ya."

Lia onlara göz ucuyla bakmış ve tekrar gözetlemeye devam etmişti. İlk hedefi Yuna'ydı.

Chan merakla Felix'in küçük ellerine bir bakış attı. "Neden? Kötü mü hissediyorsun kendini? Başlamış sayılmaz daha bırakalım mı?"

"Hayır ondan değil aptal."

Anlamadığı için başını yana eğerek baktı. Kask yüzünden ne kadar zor göz göze gelselerde çabalıyordu. "Ya neden?"

"Heyecanlandım sanırım. Senin yüzünden hepsi." Alt dudağını büzerek sırtını duvara yasladı ve silahı bacakları arasına aldı. Sabah odasına gelmişti. Ve mesaj olarak attığı kelimeleri sesli bir şekilde söylemişti. Felix ne diyeceğini bilemediğinden suskunluğunu korurken de beklemediği bir şekilde Chan'ı kendisini öperken bulmuştu. Sonrasında tabii ki konuşup Felix'in kendisine karşı olan hislerinin varlığından haberdar olmuştu ama her şey tazeydi.

Chan'ın "Seni sevdiğim için mi? Yoksa öptüğüm için mi?" sorusu ardından erkeksi gülüşü duyuldu. Felix yavaşça omzuna vurduğu sıra aralarındaki üçüncü kişi konuşmaya girmişti.

"Sohbetinizi bölüyorum ama bu tarafa doğru geliyorlar." diyerek duvarın çapraz karşısını gösterdi. Diğer ikili de odaklarını oraya vermişlerdi bu şekilde.

Hyunjin ne kadar takımın kaptanı olsa da Seungmin'in kendisini yönetmesine izin veren uslu bir sevgiliydi aynı zamanda. Peşinden eğilerek ilerlerken bir yandan da gözleri arkasında geziniyordu. "Popo mu çalışıyorsun sen?" diye sordu merakla. Bir duvarın arkasında durmaları ile Seungmin "Ne?" diyerek arkasındaki çocuğa döndü.

"Kalçaların çok sıkı gözüküyor."

"Gözlerin nerde geziyor Hyunjin?" diye sordu gözlerini devirerek. Başındaki kaska teşekkür edebilirdi şu an çünkü utanmıştı.

"Elleyebilir miyim?" Soru ardından Seungmin sağ tarafında hissettiği temas ile gözlerini büyülterek Hyunjin'in eline vurdu. "Yeri mi burası gerizekalı?"

Hyunjin başından çıkardığı kask sonrası saf saf suratına bakarken mırıldandı. "Ellemek istiyorum." Daha sonra da alt dudağını büzerek kendini acındırmaya çalıştı. Seungmin derin bir nefes verdi. Gerçekten kafasının içinde neler döndüğünü bazen anlayamıyordu. Ve ona hayır da diyemiyordu.

"İyi çok elleşme ama." demiş ve bakışlarını ileri çevirmişti. Görünürde birkaç kişi gözüne takılmıştı ama ne onlar ne de karşı taraf bir atağa geçmediği için bekliyorlardı. Kalçalarında hissettiği elle gözlerini sıkıca kapatıp açtı.

"Çok estetik." diye mırıldandı Hyunjin. Ardından başını Seungmin'in omzundan önüne doğru uzattı. "Sen de benimkileri ellemek ister misin?"

"Ne?" Seungmin oflayıp ayaklandığında Hyunjin ile teması de kesilmişti. "Kafayı mı yedin sonunda?"

"Hayır." Birkaç saniye sessiz kalıp tekrar konuştu Hyunjin. "Bilmiyorum belki aşkından yemiş olabilirim. İstemiyor musun ellemek?"

"Ah Tanrım hayır." diye söylendi Seungmin. Gözlerini Hyunjin'den alıp karşı taraftaki Jeongin ve Changbin ikilisine çevirdi. "Belki sonra. Ama şimdi hayır ellemek falan istemiyorum."

Yuna'yı görememesi kaşlarını çatmasına sebep olurken Hyunjin'in "Kırıcısın." dediğini işitmişti.

"Changbin o kadar eğilmene gerek yok biliyorsun değil mi?" diye soruyordu bu sırada Jeongin. Kask altından gülümsemesi sesine de yansımıştı.

"Vurulmak mı istiyosun?" Changbin silahını kaldırıp Jeongin'e gösterdi yalandan bir öfkeyle. Sonra gözlerini konuşan arkadaşlarından çekip ileri doğru baktı. Tek hedefi intikam almak istediği Jisung'tu. Onu vurduktan sonra kendi vurulsa bile umursamayacaktı.

"Jisung'u mu arıyorsun?" diye sordu Jeongin arkasından. Başını sallayarak onayladı onu. "Ne tarafa gittiklerini gördüm ama bu bir takım oyunu biliyorsun," bir dizini yere koyup Changbin'in kendisine bakmasını bekledi. "Bir iyilik yap bana."

"Ne iyiliği?"

"Kaskını çıkar."

Changbin anlamasa da bir şey demeden başındaki kaskı çıkardı. Jeongin de kendi kaskını çıkarıp hafif terden alnına yapışan saçlarını sallayarak karıştırdı.

"Anlamadım n'oldu şi-" Konuşması Jeongin'in işaret parmağını dudaklarının üstüne koymasıyla kesildiğinde yavaşça yutkundu.

"Kusura bakma dayanamıyorum artık." kelimeleri ardından çektiği parmağının yerini dudakları aldığında Changbin'in gözleri kocaman açılmıştı.

Hyunjin'in bu anda arkasını dönmesi ise tamamen hayatın cilvesiydi. Şahit olduğu manzara karşısında sesli bir küfür edip ayağa kalktı.

"Hasiktir!"

Seungmin de bakışlarını karşı taraftan çekip sevgilisinin baktığı yere döndü. Ufak bir "Sonunda." mırıldanışı ardından ayağa kalkan uzun bedeni yüzünden tamamen açıkta kalan Hyunjin'e baktı. "Vurulacaksın." demesine kalmadan bir silah sesi ve göğsünün sarı boyaya bulanmasıyla gözlerini kocaman açtı.

Bir küfür de bunun için ederken kendini yere, Seungmin'in üstüne, bırakarak rollenmeye başladı. "Seungminim," diye başladı cümlesine. "Biliyorum daha yeni kavuştuk ama buraya kadarmış. Seni çok sevdiğimi unutma olur mu?"

Seungmin üstüne yıkılan bedenden kenara çekilerek kurtulduğunda "Kalk kaleye git aptal." diye söylenmişti. Gözleri ileri doğru baktığında Hyunjin'i vuranın zaferle ellerini havada sallayan Minho olduğunu görmüştü.

"Kaskı çıkarmasa kafasından vururdum." dedi yanındaki Jisung'a hitaben. "Çok zevk aldım. Dramatize etmekten yarım saat afk kalır bu."

"Diğerleri nerde ki acaba?" deyip boyunu uzatarak duvarın üstünden bakındı Jisung. Kafasını kaldırmasıyla eş zamanlı duyduğu silah sesi ve Minho'nun "Jisung eğil." diye bağırması çok hızlı gerçekleşmişti. Neyse ki vurulmadan atlatmışlardı. Üstüne çullanan Minho gözlerini sevgilisinin vücudunda gezdirdi ama vurulmadığını görmesiyle rahatlamıştı. "Çok korktum sana bir şey olacak diye." dedi tek nefeste.

"Sanki gerçekten vurulacakmışım gibi davranma Minho."

"Olsun." diyerek üstünden kalktı.

"Seungmin'in gazabına uğruyoruz haberin olsun." dedi Jisung emin bir şekilde. Kendisi de iyi oynuyordu evet ama ondan da iyi olan bir kişi vardı ki o da Kim Seungmin'den başkası değildi. Üstelik Hyunjin'in vurulması daha da hiddetli olmasına sebep olabilirdi.

"Seungmin ben de." diyerek arkasını döndü ve diğer duvarın oraya doğru hızlıca ilerledi. "Sen diğerlerinin yanına geç. Dikkat et."

Jisung başını sallayarak onu onayladı ve arka tarafta kalan üçlüye döndü. Chan Minho'nun yanında doğru gideceğini belirten bir işaret yapmıştı. Felix Jisung'un yanına geldiğinde Lia olduğu yerde kalmayı tercih etmişti.

İleriki dakikalarda Jeongin'in Felix'i, Lia'nın da Jeongin'i vurduğu badireler atlatmışlardı. Jisung sürekli kafasını sağa sola oynatan Changbin'e karşı oflayarak konuştu.

"Rahat dur amele gibi hareket ediyorsun ya!"
O burada Changbin'i oyalarken Lia bayrağı almak için harekete geçmişti.

"Kafanı çıkar bir kere vurayım hadi." diye bağırdı Changbin ona karşılık. Jisung orta parmağını kaldırdığında sinirle yerinde tepinmişti.

Minho sevgilisinin bu hâline gülerek hedefini tekrar karşı duvar olarak kilitledi. Seungmin'in orada olduğunu görmüştü ve teke tek olsun istiyordu. Kendisini hâlâ affetmediğini biliyordu bu yüzden bunun bir şans olduğunu düşünüyordu. Chan'ı da bu yüzden yollamıştı yanından.

"Seungmin!" diye bağırdı sırtını duvara yaslayarak. Diğer arkadaşlarına göz atıyordu bir yandan. Lia bayrağa doğru ilerlerken Yuna tarafından vurulmuştu ve Chan da beklemeden Yuna'nın bayrağa ulaşamadan vurulmasını sağlamıştı. 3 - 2 kalmışlardı.

"Cevap verecek kadar zahmete bile girmeyecek misin?" diye bağırdı Minho tekrar.

Seungmin derin bir nefes verdi. "Ne var?"

Minho bekletmeden tekrar başka bir soru sordu içtenlikle. "Ağzıma sıçmak istiyor musun?" Silahını kenara bıraktı sonra. "1 ile 10 arası bir sayı ver."

"8!"

Gülerek karşılık verdi ona. Başındaki kaskı da çıkardığında Jisung "Napıyosun?" diye sormuştu sevgilisine merakla. "Sen Changbin ile ilgilen bir şey yok." diyerek geçiştirdi onu.

"Ortada buluşalım." diye bağırdı sonra Seungmin'e. "Silahsız." diyerek ekleme yapmıştı. Kaskını ve silahı duvarın arkasında bırakarak kaldırdığı bedenini ilerletti. Tamamen açıktaydı şu an ve Changbin'in onu görmemesini umuyordu içten içe. İlerleyip göz kararı ortada durduğunda Seungmin de duvarın arkasından kasksız ve silahsız bir şekilde çıkıp ona doğru yürümeye başlamıştı.

Önünde durduğunda tek kaşını havaya kaldırdı Seungmin. "Şimdi n'olacak?" Dingin bir sinir bile denmezdi aslında. Kırgınlıktı onunkisi.

"Ben yine özür dileyeceğim ve sen de bu sefer iyilik meleği olan tarafını kullanarak kabul edeceksin." deyip şirin gülümsedi. Seungmin de buna karşılık istemsiz güldüğünde "Hadi Seung," diyerek omuzlarından tuttu Minho. "Beraber takıldığımız zamanları özledim. Şimdi ne kadar beraber olsak da benimle konuşmuyorsun. Üzülüyorum."

"Elimde değil ne yapayım?"

"Unut. En azından unutturmama izin ver." Samimi bir gülüşle arkadaşına baktığında Seungmin yanaklarını şişirdi ve nefesini verdi. Kafasını salladı ardından. "İyi tamam. Jisung ve Hyunjin hatrına sadece."

Minho sevindiğini belli etmek adına kocaman bir sarılma verdi arkadaşına. Seungmin de ona karşılık verdiğinde "İnanamıyorum." diyen başka bir ses duyuldu. Herkesin bakışları silahını ikiliye doğrultan Hyunjin'e döndüğünde "Bu bir ihanet resmen." diyerek sarılmalarını bitiren ikiliye doğru ateş etti. Elbette ateşi etmeden önceki hedefi Minho'ydu fakat Hyunjin'den bahsediyorduk. Yine istediğini yapamamış ve sevgilisini vurmuştu.

Seungmin şaşkınlıkla göğsündeki kırmızı boyaya baktı.

"Atın şunu kim aldı oyuna amına koyayım ya?" Changbin sinirle yerinden kalktığında Jisung beklemeden arkadaşını vurmuş ve sevinçle yerinde zıplamıştı. Bir diğer şaşkınlığı o yaşarken Chan sonunda kavuştuğu bayrağı kaparak havaya kaldırdı.

"Ya Seungmin sen niye-" diyerek konuşmaya başladı Hyunjin ama göz göze gelmeleri susmasını sağlamıştı. Ağzına gizli bir fermuar çekip başını önüne eğdi sessizlikle.

"Merak etme kanka," diyerek yanına geldi Changbin. Bir elini omzuna atmaya çalıştı ama kendisinden uzun olduğunu unutmak gibi bir akılsızlık yapması diğerlerininin içten içe gülmesine sebep olmuştu. Sonunda beline koyarak teselli amaçlı sıvazladı arkadaşını."Herkes öldürür sevdiğini."



-

veee diğer bölüm final 😛 yazmak zor olacak ama tadında bırakalım

öpüşelim, öpüştük

bu bölüm girdikleri haller

Continue Reading

You'll Also Like

180K 18.4K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
132K 15K 21
[Çete lideri Minho'yu tedavi etmekte görevli olan psikoloji öğrencisi Jisung] Çeviri kitabıdır credit to @renshuxii Thank you for letting me translat...
151K 6.3K 34
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
223K 23.3K 34
Han Jisung, Harry Styles konseri için para biriktirirken, Lee Minho boynuna "Çakal" yazdırmak için dövmeci arardı.