--
"Minho?"
Kapıyı açan kahküllü güzel kadın büyük gözleri ile önce karşısında gülümseyen Minhoya daha sonra yanında duran Jisung'a ardından da hemen onların arkasında bekleyen Changbin ve Felix'e baktı.
"Anne, müsait misiniz?"
Kadın kafasını aşağı yukarı sallarken Jisung, Minho'nun annesi olduğunu öğrenince şaşırarak gözlerini büyüttü.
Daha çok ablası olabileceğini düşünmüştü. Kadın çok gençti.
Teker teker içeri geçtiklerinde Minho içerideki diğer kadına sarıldığında Changbin oldukça rahat bir şekilde koltuğa oturdu fakat Felix ve Jisung hala ayakta bekliyordu.
"Oğlum, otursana"
Minho'nun annesi Jisungu kolundan tutarak nazikçe oturttuğunda Felix de hemen ikizinin yanında ki yerini almıştı.
Buraya Minho'nun ailesi ile tanışmaya gelmişlerdi. Yarında Minhoyu kendi ailesi ile tanıştıracaklardı.
"Jisung sen olmalısın. Tanrım şu yanaklara bak. Minho anlattığın kadar varmış gerçekten"
Minho'nun sarıldığı kadın Jisung'un diğer tarafına oturarak onu incelerken Jisung hafifçe gülümsemişti.
"Jisung merhaba. Ben Minho'nun annesi Jennie. Minho, bize sende bahsetti. Aranızda olan bitenden haberimiz var. Ay ay ay niye utanıyorsun?"
Jisung'un kızaran yanakları güldürmüştü Jennieyi. "Çok tatlısın cidden. Neyse, tanışalım önce. Ben az önce de söylediğim gibi Minho'nun annesi Jennie, bu da.." eli ile Minho'nun yanında oturan kadına gülümsedi. "Eşim Lisa"
Jisung kaşlarını kaldırarak ikisinde gözlerini gözdirdi. Yani Minho'nun iki tane annesi vardı. Bu muhteşem bir şey!
"Çok güzel gerçekten. Tanıştığıma memnun oldum. Bende Jisung" Jisung sağ tarafında oturan kardeşinin elini tuttu. "Bu da ikizim Felix"
Felix ve Jennie birbirlerine bakarak gülümsediler.
"Bir şey içer misiniz? Ya da durun yeni yemek yapmıştık. Yer misiniz?"
Jisung kafasını sağa sola sallayarak Lisayı reddetti. "Teşekkürler bizde biraz önce yedik zaten"
Jennie, elini Jisung'un elinin üzerine koydu. "Jisung sen hamilesin tekrar acıkmış olabilirsin. Taze yemekler yaptık ye hadi"
Jisung gülümsedi. "Çok teşekkür ederim ama gerçekten tokum"
"Pekala öyleyse"
Tüm tanışma faslı boyunca sessiz Kalan Minho, annelerine baktı. "Annelerim, size de söylediğim gibi böyle bir durum var ortada. Changbin de evlenin falan dedi. Hani bebek için. Bebeğin bir ailesi olsun diye"
Lisa yanında oturan oğlunun yanaklarını sıktı. "Ya benim minik bebeğim baba mı olacakmış"
Minho annesinin saldırısından kurtulmaya çalışırken Jisung gülerek izliyordu. O asi Minho şimdi bir kedi gibi annesinden kurtulmaya çalışıyordu.
"Lisa, hayatım tamam dur sıkma oğluşumu"
Lisa, eşinden gelen uyarı ile ince parmaklara sahip olan elini oğlunun yanağından çekti.
"Ya Lisa anne, Jennie anne, şunları bir baş göz edelim de bizde işimize bakalım ya. Ben bu oğlunuz yüzünden bir sürü kavga dövüşlü sorgu kaçırdım ya."
Changbin sonunda konuştuğunda Felix anında kaşlarını çatarak baktı ona. Herifin ses tonu bile sinirini bozuyordu fakat kardeşini utandırmamak için Minho'nun ailesi yanında sesini çıkarmıyordu.
"Ailen biliyor mu?"
Jennienin sorusunu kafası ile onayladı Jisung. "Onlar da yolda zaten. Yarın burada olacaklar. Kendileri Malezyadalar da"
Jennie yavaşça kafasını aşağı yukarı salladı. Ne yapabileceklerini düşünürken Lisa konuştu. "Düğün falan ister misiniz?"
Minho, cevap için Jisung'a baktığında Jisung da Minhoya bakmıştı. "Ben gerek duymuyorum aslında. Sonuçta mantık evliliği. Minho ne düşünür bilmiyorum"
"Bende öyle düşünüyorum. Sade nikah yeter"
Lisa elini çenesine koyarak düşündü bir süre. Aklına gelen ile ellerini çırparak eşine baktı. "O zaman bizim evlendiğimiz yerde evlensinler mi?"
Jennie de parlayan gözleri ile eşine baktı. "Hollanda. Çok güzel olur"
Karar için evlenecek kişilere baktılar. Minho ve Jisung da bakışıyordu. "Sen ne dersin Jisung? Sen nasıl istersen öyle olsun"
Minho da kararı Jisung'a bıraktığında Jisung boğazını temizleyerek oturuşunu dikleştirdi. "Farketmez. Olabilir"
"Ayh içim sıkıldı. Ne sıkıcı bir fasıl bu? Direkt nikaha geçemiyor muyuz?"
Changbin aniden ayağa kalkarak konuştuğunda Felixin sabrı kalmamıştı ve o da ayağa kalkmıştı.
"Geçiyoruz canım. Sen gel benimle iki dakika dışarı"
Felix, Changbin'in boynunda ki kolyeden tutarak peşinden sürüklemeye başladığında Changbin de gülerek söyleniyordu.
"Nereye götürüyorsun beni çilli güzel"
Felix sinirli bir nefes verdi. "Direkt nikaha geçmek istedin. Bende seni direkt ebenin nikahına götürüyorum"
Changbin gülerek Felixin kendisini sürüklemesine izin veriyordu.
"Şey, ikizim adına özür dilerim"
Minho güldü. "Jisung rol yapma. Senin ikizininden beter olduğunu biliyorum."
Jisung kaşlarını çatarak baktı Minhoya "Tch, niye söylüyorsun şimdi annelerin yanında? Of yakışıklı polisim ya. Bozdum tüm iyi damat rollerimi"
Jisung bebek gibi kollarını önünde bağlayıp göz devirdi.
Minho onun bu hareketlerine kahkaha atarken dışarıdan da Felixin çığlıkları geliyordu.
Jennie ve Lisa da uzun zaman sonra oğullarının bu gerçek kahkasını gülümseyerek dinliyorlardı.
Ve bu kahkahayı tekrardan duymalarına sebep olan kişiye bolca teşekkür borçlu hissediyorlardı.
-----------------------------------------------------
Herkes Minho'nun ailesine Taekook demiş
Ama benim en başından beri aklımda iki babası yerine iki annesi olması vardı
Daha önce Changbin de iki baba yapmıştım ve bu Chanbaek olmuştu.
Şimdi de iki anne istedim ve buna jenlisa diye düşündüm
Çünkü çok tatlılar