Kayıp Varis

By hg_neriii

223K 17.2K 10.1K

(Dikkat! Acemice yazılmış bir kitaptır.) Burası Elfrad. 4 büyük anahtar dengeyi sağlıyor. Ateş Hava Toprak v... More

Geçmiş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
~FLASBACK~
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
Karakter Tanıtımı
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
Açıklama
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm (Final)

11. Bölüm

5.7K 474 392
By hg_neriii

Yorumlarınızı bekliyorum.

°°°

Amos'un yanına gittim yavaşça, yerde büyük bedeni ile öylece kanlar içinde yatıyordu.

İçimdeki öfke tahmin edilemezdi. Elimi sallasam birisine zarar verebilirdim.

İçimde öyle bir öfke, öyle bir acı vardı ki. Tanrıçalar bile tahmin edemezdi.

Yavaş adımlar ile Amos'un yerde kanlar içinde yatan bedenine çöktüm.

Derin bıçak izleri boynundan başlayıp aşağıya doğru iniyordu.

Nasıl bu hale gelebilmişti.

İçim soğumuyordu.

Kim onu bu hale getirebilecek cesareti kendisinde bulmuştu.

Yer daha şiddetli sallanmaya başladı. Hava kararıp deli gibi yağmur yağmaya başladı.

Öyle şiddetli yağıyordu ki sanki gökyüzü de benimle ağlıyor gibiydi.

Yağmurun altında göz damlalarım tek tek Amos'un bedenine düşüyordu.

Bunu ona neden yapmışlardı?

Derdi neydi bu Büyücülerin?

Kafamı gökyüzüne kaldırıp daha çok göz yaşı akıttım. İçim acıyordu. Boğazımda ki yumru ise, geçmiyordu.

Tekrar kimsesiz kalmıştım.

Halam gibi o da gitmişti. Ve ben yine yanlız kalmıştım.

Öyle bir ağladım. Öyle bir bağırdım ki, yer daha şiddetli sallandı.

Kendimi iyi hissetmiyordum.

"Lenora." diye koşarak Lucas geldi yanıma.

Onu da istemiyordum kimseyi istemiyordum. Sadece Amos sadece onu istiyordum.

Ellerimle dizlerime vurmaya başladım.

Biliyordum ki sinirimi bir şeyden çıkarmazsam birisine zarar verirdim.

"O Kayıp Varis." diyen bir ses duydum.

Ben Kayıp Varis'tim.

Üstüne su dökülen, yüzüne tükürülen, tokat atılan, kırbaçlanan bir Varis.

Ben nasıl bir Varistim.

Böyle Varis olur muydu?

Geldiğim ilk günden beri günlerim o kadar kötü geçiyordu ki. Ve benim yüzümden bir can gitmişti.

Amos, o ölmemeliydi. Ölemezdi. Bunu hak etmiyordu.

"Amos, uyan." dedim ağlayarak.

Nefes alamamaya başladım. Boğazımda ki yumru bunu engelliyordu sanki.

Yerin olasılığı varmış gibi sallanması arttı.

Benim hıçkırıklarım arttı.

Sonra ise bir şey olmaya başladı. En ufak bile anlam veremediğim bir şey.

Yere değen her bir yağmur damlası Amos ve benim etrafımda dönmeye başladı.

Neler oluyordu?

Dakikalar sonra buna ateş de katıldı. Sonra toprak ve hava.

Tüm elementler etrafımızda dönerken hissettiğim tek şey öfke ve üzüntüydü.

Ve intikam.

Sanki buna birisi dokunmaya çalışsa ölecekti. O kadar güçlü bir enerjisi vardı.

Bir şeyden eminsem bunu ben yapıyordum. Ama istemeden. Belki de istiyordum.

Ne yapmam, ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum ki.

Elementler etrafımızda dönmeyi kesip öylece havada durdu. Ve Amos'un bedeni parlamaya başladı.

Bedeni parlayarak yükselmeye başladı. En sonunda durduğunda ise. Öylece kaldı.

Bir şey yapmam gerekiyor muydu?

Amos öyle bir parlıyordu ki artık ona bakamıyordum bile. Güneş, evet güneş gibi parlıyordu.

Saniyeler sonra belki de tüm Elfrad'ın duyduğu bir kükreme sesi duydum.

Yaşıyordu.

Yaşıyor muydu?

Etrafımızdaki elementler bir anda kayboldu ve herkesin şu an gözleri bizdeydi.

Bunu ben mi yapmıştım.

Ama dirilmişti.

Tanrıça aşkına dirilten Varis falan mıydım?

Evet evet Amos yaşıyordu ve bunu ben yapmıştım.

Hızla Amos'un yanına gittim. Ve ona sarıldım.

Boyu her ne kadar benim on katım olsa da gövdesinin bir kısmına sarılabilmiştim.

Bir an, bir an gitti diye çok korkmuştum.

İçim öyle bir acımıştı ki. Ama şimdi çok rahattım.

Yaşıyordu.

Lenora sakin ol. Yaşıyorum.

Gerçekten yaşıyordu.

Etraftaki fısıltılar anlık olarak durmuştu.

İçimde deli gibi onları öldürme isteği vardı. Ama bir tarafım da dengeyi sağlamak için geldiğimi ve yapmamam gerekeni söylüyordu.

"Buradan gidelim." dedi Amos.

Bende gitmeyi çok istiyordum. Ama intikam da almak istiyordum.

Ve emin olduğum bir şey varsa intikam daha ağır basıyordu.

Ama ne yapacağımı bilmiyordum.

Öldürmeli miydim?

Suçsuz milyonlarca Büyücüye haksızlık olurdu.

Bir şey yapmak zorunda değilsin Lenora. Sadece buradan gidelim.

Tamam gidelim Amos.

Gidelim. Ama bir daha böyle bir şey olursa onlara yapabileceklerimin haddi hesabı olmadığını biliyorsun.

Biliyorum. Ve bir daha böyle bir şey yaşanırsa sana sonuna kadar hak veririm.

"Hadi gidelim buradan." Dedi Lucas.

Bölmeseydin biz de tam onu konuşuyorduk.

Gerçekten artık şu lanet olası yerden gitmenin vakti gelmişti.

Zaten bir sürü Büyücü bize bakıyordu elimden bir kaza çıkmadan gitmemiz lazımdı.

Bir de şu Karina olayı vardı.

Ah lanet olsun!

Karina olayı mı?

Tabii siz daha bilmiyorsunuz.

Anlatırsan bileceğim Lenora.

Anlatmayacağım zamanı gelince öğren Amos.

Sırtıma bin gidiyoruz.

Amos'un dediğini yapıp sırtına bindim.

O sıra da Lucas çoktan kendi Ruh hayvanının sırtına binmişti.

Hazır mısın?

Her zaman.

Peki.

Bir anda her yer karardı ve çok şiddetli bir mide bulantısı oluştu.

Amos! Lanet olsun.

Amos! Hazırdan kastım bu değildi.

Bir kaç dakika sonra her yer aydınlandı. Hızla Amos'un sırtından indim.

Mazallah yanlışlıkla başka bir yere ışınlanırdık falan.

Sana dokunmadan da bir yere gönderebileceğimi biliyor muydun?

Ne.

Bu haksızlık ama.

Birisi şu kıza Kayıp Varis olduğunu söylesin.

Doğru ya. Ne Varis ama.

Bu durumda sizden daha mı şanslı oluyordum.

Bir şey sormak istiyorum.

Dinliyorum.

Seni nasıl o hale getirdiler. Güçlerini kullanamadın mı?

Bir Büyücü vardı görmüşsündür zaten 'şu kıza da bir bakayım.' diyordu. Bende senin yanına gitmemesini ve bir kaç damarına basacak şey söyleyince gücümü kullanmamı engelleyen bir büyü yaptılar ve sonra bıçakla, işte gerisini biliyorsun.

Her neyse, geçmişte kaldı. Nereye gidiyoruz?

Ateş Krallığına.

Neden? Ben Element Okuluna gitmek istiyordum.

Kimse kusura bakmasın ama Kraliçe Perla'yı asla çekemezdim.

Kadının her bakışı bir anlam ifade ediyordu. Ve tahmin edersiniz ki bu da hali ile çok rahatsız ediyordu.

Kraliçe, Lucas için endişelenmiş olmalı.

İyi, gidelim.

En fazla bir savaş daha çıkar canım ne olacak.

Bu sefer kim saldırır acaba. Cadılar, Büyücüler. Ah bir de periler varmış öyle demiştiniz. Tabii daha doğa üstü yaratıkları saymıyordum bile.

Bu arada Dünya'daki Cadılar yakalandı mi?

Evet, profösorler yakaladı

Madem yapabiliyorlardı bizi niye gönderdiler o zaman.

Varis olarak sizin de bir şeyler yapmanız gerekiyor Lenora.

Ne ara geldik bilmiyordum ama şu an Sarayın önündeydik.

"Element Okuluna ne zaman gideriz?" diye sordum.

Umarım hemen giderdik Kraliçenin imalı bakışlarına katlanmak istemiyordum.

"İçeride her kim varsa iyi olduğumuzu gördükten sonra gidelim." dedi Lucas mesafeli ve sert sesiyle.

Lucas'a ne olmuştu neydi bu sesindeki soğuk tını.

Hiç beklemeden saraya doğru yürümeye başladık.

Ama aklımda Lucas'ın mesafeli duruşu vardı. Kafama takılmıştı işte.

Neden böyle davranıyor? diye düşünmeden edemiyordum.

İstemeden bir şey mi yapmıştım.

Ve kimseyi umursamayan ben için Lucas'ı umursamak ne bileyim, benim için de garip geliyordu.

Çok farklı duygular yaşıyordum. Bir iyiydim bir kötü. Ruh halim bu sıralar çok fazla değişiyordu ve bunun farkındaydım.

En önemlisi de ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Element Okuluna gittiğim günden beri başıma gelmeyen şey kalmamıştı.

Yeni arkadaşlarım olmuştu bu çok iyi bir şeydi ama Lucas o benim için arkadaştan farklıydı ama neydi bilemiyordum.

Her neyse kafam zaten çok karışık bir durumdayken bir de bunlarla karıştırmak istemiyordum. Ve özellikle de Amos zihnimi okurken böyle şeyleri çok da düşünmek istediğim söylenemezdi?

Lenora gittiğin yollarda en yakın arkadaşın ben olacağım. Birisine bir şey söylemem ki bunu neden yapayım zaten. Rahat ol ve istediğini düşün. Tamam belki seni sinir etmek için arada imalar yapabilirim ama o kadar.

Dedi ve zihnimde güldü Amos.

Gerçekten bu da ayrı bir manyaktı.

Hem rahat ol diyordu hem de imalar yapabilirim diyordu. Elimin tersiyle bir tane çakma fikri çık aklımdan.

Amos bana yandan bir bakış attı ve yoluna devam etti.

Sen aslansın kendine gel Amos.

Sen de Kayıp Varis'sin kendine gel Lenora.

Kayıp Varis olmayı ben istedim sanki. Olmak isteyen birisi varsa hemen ona verebilirsiniz bu yükü.

Eminim ki olmak isteyen bir sürü kişi bulunabilir.

Tabii canım kesinlikle bir sürü kişi bulunabilir.

Bir süre sonra acı ile çıktığım odanın önündeydim. Ama bu sefer değişen şeyler vardı. Bacağım ve Lucas'ın bana soğuk tavrı.

Muhafızlar kapıyı açtı ve içeriye girdik. Kraliçe Perla ve Kral Leroy karşılıklı koltuklara oturmuş kahve içiyorlardı. Ama Kraliçe Perla, onun gözleri ağlamaktan kıpkırmızıydı.

Kral Leroy ise üzgündü belliydi ama ağlamıyordu kendince dik durmaya çalışıyordu. Ama onun bile bilmediği bir şey varsa her zaman dik durulmazdı. Bazen bir şeyleri kaldırazmazdık ve büyük bir duygu patlaması yaşardık. Ve biliyordum ki bu duygu patlaması Kral Leroy için yakındı. Çok yakındı.

Bizi görmeleriyle ikisi de ayaklandı. Kraliçe Perla hızla gelip Lucas'a sarıldı. Kral Leroy ise anlam veremediğim bir bakış ile onları izledi.

Ne olmuştu bunların arasında böyle. Geçmişte ne yaşamışlardı.

Ne yaşadıklarını bilmiyordum ama yakında, yakında öğrenecektim.

"Lucas, iyisin. Tanrıçaya şükürler olsun." dedi Kraliçe Perla bu sefer mutluluk göz yaşlarını akıtırken.

Belki benimde halam olsaydı şimdi o da gelir sarılırdı bana böyle. Sarılırdı ve her zaman ki gibi güçlü olduğumu söyler benimle bir kez daha gurur duyardı.

Özlemiştim halamı. Hemde çok fazla özlemiştim. Bu günlerde duygu yönünden iyi değildim. Her an kendimi birisine kaptırabilirdim.

Ve kaptırmıştımda.

"İkinizde iyi misiniz?" diye sordu Kral Leroy.

Konuşmak yerine kafa sallayarak cevap verdim ona.

"Neden bu kadar geçiktiniz? Üç gün oldu." dedi Kraliçe Perla.

Ne.

O kadar olmuş muydu? Tabii bayılıp durduğum için saat farkını çok hesap edememiştim ama.

"Büyücüler, bizi saraylarında ki zindanlara kapatıp işgence ettiler. Ama," dedi ve bana baktı Lucas sonra ise devam etti "kurtulduk.".

Canımı sıkıyordu bana soğuk davranması. Tamam daha tanışalı çok olmamıştı hemen ısınıp bana iyi davranmasını bekleyemezdim belki ama bende üzülüyordum.

Sen aşık olmuşsun.

Ne, bunun imkanı yok.

İmkansız.

Sadece aramızda bir çekim var. Aşk değil gerçekten.

Sadece bir çekim.

Aşık olmasaydın Lenora, bu kadar telaşlanıp açıklama yapmazdın.

Hadi ama Amos yok öyle bir şey.

Sadece bir çekim. Aramızda bir çekim var o kadar.

Ve o çekim aşka dönüşecek. Kaderinizde var bu. İkiniz de birbirinize aitsiniz.

Ne!

Ne!

Lucas. Zihnimde ne işin var? Zihne tecavüz bu.

Asıl senin benim zihnimde ne işin var.

Ben mi senin zihnine girdim.

Ben mi girdim Lenora sen girdin işte.

Ya ben girmedim neyini anlamıyorsun. Anlamanda bir kıtlık mi var kardeşim.

Kardeşim? Bravo çok iyi.

Öylesine dedim onu. Sana niye açıklama yapıyorum ben ya.

Yapmak istiyorsan. Gerçekten zihnime nasıl girdin?

Ben girmedim diyorum. Anlar mısın artık.

Amos!

Amos!

Merhaba benim.

Zihinlerimizi ayır.

Aman iyi.

Bir süre sonra zihnimde bir rahatlık hissettim.

Zihnimde ki düşünceleri okumasını istemiyordum. Bu beni rahatsız ediyordu. Hadi Amos neyse ama Lucas olamazdı.

Zaten düşüncelerim onunla ilgiliyken bir de okumasını istemiyordum.

"Oturun şöyle." diyerek koltukları gösterdi Kraliçe Perla.

"Bizim gitmemiz gerekiyor. Size iyi eğlenceler." diyerek bir baş selamı verdi Amos.

Daha sonra kimseden cevap beklemeden Lucas'ın ruh hayvanı ile ortadan kayboldular.

Nedense içimden bir his bunların aralarında bir şey olduğunu söylüyordu.

Lenora saçmalama.

Amos'u daha fazla takmayarak Kraliçe Perla'nın gösterdiği yere oturdum. Hemen yanıma da Lucas gelmişti.

"Hadi anlatın bakalım, neler yaşadınız?" diye sordu Kraliçe Perla imalı bir şekilde.

Gerçekten lanet olsundu!

Neden sürekli imalarda bulunuyordu bu kadın.

Öyle bir bakıyordu ki gören bir şey yaptık sanardı.

"Büyücüler tarafından kaçrıldığımız için hiç bir şeye vaktimiz olmadı." dedi Lucas.

Ne demişti o.

Kaçırıldığımız için hiç bir şeye vaktimiz olmadı mı?

Gerçekten bunu demişti!

Evet evet annesi ve babasının yanında bunu demişti. Tamam tek sorun annesi ve babası değildi. Böyle bir şeyi neden demişti şimdi.

Bir kere daha lanet olsundu.

Şu an kıpkırmızı olduğuma emindim ve onların yüzüne bakmaya deli gibi utanıyordum. Dediği şeyde normal değildi ki.

Tanrıça bana yardım etsin.

Şu an gerçekten sadece Lucas'ı boğmak istiyordum.

Cesaret edip kafamı kaldırdığımda Kraliçe Perla 'oğluma ne yaptın sen.' der gibi bakıyordu resmen.

Kadın sanki herkes gitse üstüme atlayacak gibiydi.

"Büyücüler sizden ne istiyormuş?" diyerek ortaya bir soru attı Kral Leroy.

Bu biraz da olsa ikisinin aklının dağılmasına neden olmuştu. Yani dikkat üzerimden gitmişti.

"Onların bölgesine girdik normal değil mi? Sen olsan sen de yapardın." dedi Lucas gayet de imalı olduğu belli bir sesle.

Kral Leroy, Lucas'ın sesleri üzerine oturduğu yerde dikleşti.

"Gitmeniz en başından beri hataydı zaten." dedi Kral Leroy bilmiş bir sesle.

Bu sefer Lucas yerinde dikleşti ama bu rahatsız olmaktan ziyade sinirli olduğu için yapılmış bir hareketti.

"Senin için her şey hata zaten. Kimseyi düşündüğün yok." dedi Lucas.

Gerçekten şu an neler yaşandığını anlayan var mıydı?

İkisi de garip garip imalarda bulunuyordu ve ben sadece bakmakla yetiniyordum.

"Tamam biraz sakin olun." dedi Kraliçe Perla.

Ortamı yumuşatmaya çalışıyordu ama pek de fayda ettiği söylenemezdi.

Lucas sinirli bir şekilde ayağa kalktı. Neden böyle sinirlenmişti şimdi bu.

Daha sonra ise hiç beklemeden benim elimi tutarak resmen çekiştire çekiştire yürütmeye başladı.

Rezil olmuştuk bir kere daha!

Lanet olsun!

Binlerce kez hemde.

"Lucas sakin ol. Nereye gidiyoruz?" diye sordum.

Bana yandan bir bakış atıp yoluna devam etti.

"Odama."

Ne!

Bir dakika oda ne alakaydı yani bahçeye falan da gidebilirdik.

Birlikte!

Baş başa!

Oda!

Aman ne komik!

Ne işimiz vardı bizim odada ya.

Hani şu bildiğimiz odaya gittiğimize eminiz dimi.

Tanrıça yardım etsin!

Lenora asıl sen sakın olur musun? Bir şey yapacağı yok merak etme.

Yok bende bir şey yapacağından değil zaten niye bir şey yapsın ki. Bir şey yapması mı lazımmış yani.

Aşk sizi ne hale çevirdi böyle.

Of Amos saçmalama.

Bir odanın önünde durduğumuzda Lucas cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı.

Odaya girdiğimizde neredeyse her yer siyahtı.

Ve benim açık açık siyaha zaafım vardı. Şunu da söylemeden geçemem ki odası gerçekten güzeldi.

"Eee neden geldik buraya?" diye sordum.

Meraklı bir insandım anında söylemesini istiyordum.

"Sana her şeyi anlatacağım. Ama önce," dedi sustu ve derin bir nefes aldı "sarılabilir miyim?" diye sordu.

Sarılmak isteyen bir insana hayır denilir miydi?

Hele ki bu kişi önünüzde ağlamamak için direniyorsa.

"Gel." diyerek bana sarılması için kollarımı açtım.

Hızla sanki çok büyük bir özlemle gelip bana sarıldı. Sarıldığı gibi göz yaşları boynumu ıslatmaya başlamıştı.

"İyi misin?" dedim hala sarılırken.

"Hayır."

Sorduğum soruda bir garipti. İyi değildi açık açık belliydi.

İçinde bir sevgi eksikliği vardı ve onu birinin tamamlaması gerekiyordu. Ama bu kişinin ben olduğumdan şüpheliydim.

Neyse canım Karina olacak hali yoktu ya.

Lucas benden ayrıldığında gözleri kıpkırmızı kalmıştı.

Ama duda- neyse.

"Her şeyi anlatacağım sana. Geçmişte olan her şeyi." dedi Lucas.

İkimizin de sevgiye ihtiyacı vardı biliyordum, bu ikimizin gözlerinden de okunuyordu.

Gözlerinde tek tek damlalar düşüyordu Lucas'ın. İddiasına girerdim ki birazdan bende ağlayacaktım.

Duygusal ortamlara asla gelemezdim.

Neyse birlikte ağlaya ağlaya konuşurduk.

Ellerimle hiç beklemeden Lucas'ın yanağını ıslatan yaşları sildim.

"Sakin olmanı bekleyemem belki ama anlat ve rahatla." dedim Lucas'a karşı.

O ağladıkça yavaş yavaş benim de gözlerim dolmaya başlıyordu.

Tanrıça aşkına ortam fena garipti!

°°°

Herkese merhaba.

Oy vermeyi unutmayın.

Seviliyorsunuz.

Instagram: nerii.hlc

Continue Reading

You'll Also Like

114K 5.3K 29
Yıllar önce, bundan tam 18 yıl önce bir kehanet görüldü Olimpos'un baş büyücüsü tarafından. Üç büyüklerin soyundan gelen iki yarıtanrı hakkında bir k...
7.5K 902 174
Asrımızın mühim bir hastalığı imani hakikatlere karşı lakaytlık ve iman hakikatlerini ispat eden delillerden yüz çevirmektir. Maalesef bu hastalık sa...
263K 23.3K 91
Her sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. ...
340K 5.5K 28
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi, kapıyı açtı. Öne doğru hamle yapmak istedim, koluyla...