gizli nişanlım / chanbaek

By myshipchanbaek

20.4K 1.4K 338

Park Chanyeol her kızın hayalindeki erkekti. Kimse onun geçmişini ve annesi ile CEO Byun arasındaki anlaşmayı... More

1. anlaşma
2. hata
3. üzgünüm
4. yardım et
5. devam etmek
6. hayır, sevmiyorum
7. yeni anlaşma
8. KAISOO
9. anlaşma
10. yeni başlangıç
11. OH SEHUN
12. gala gecesi
13. korkmuş
14. haberler
15. kargo
16. YENİ PLAN
17. tanıtmak
18. YENİ KURALLAR
19. DÜĞÜN
20. ilk gece
22. yeni pozisyon
23. onunla tanışmak
24. kafası karışmış
25. ayrılmak
26. eve dönmek
27. büyük gün
28. bende seni seviyorum
29. hadi bebeğim [M]
30. SIR
31. affetmek (f)

21. beraber

641 46 13
By myshipchanbaek

BAEKHYUN P.O.V.

Altımda bir şey hissediyordum. Başımın altında. Benim yastığım olmadığına emindim. Çünkü bu daha sert bir şeydi. Gözlerimi yavaşça açtım ve kafamın altındaki şeyin yavaşça yukarı ve aşağı doğru hareket ettiğini gördüm.

YUKARI VE AŞAĞI.

Gözlerimi ve kulaklarımı kapattım ve ayağa kalkarken "Yaaah." diye bağırdım.

"Sikeyim ne oluyor Baekhyun!"

Birinin konuştuğunu duydum.

Bekle bekle bekle, o sesi tanıyordum.

"Chanyeol?"

Battaniyesini üzerinden atarak Chanyeol'ün yavaşça yataktan kalktığını gördüm. Sonra hatırladım. Dün gece aynı yatakta yatmıştık. Ama yan yana yatmıştık. Nasıl olur da onun göğsüne kadar çıkmıştım?

"Evet. Neden yatağın benim tarafımdasın?"

Bardağa su dolduran Chanyeol'e bağırdım. Gözlerini kapattığını ve iç çektiğini gördüm.

"Baekhyun hatırladığım kadarıyla dün gece uyuduğum taraf burasıydı. Ve sende bu taraftasın."

Yatağın kendi tarafını işaret etti.

Bu adam ne hakkında konuşuyordu? Diğer tarafa baktım ve dediği şeyi anladım. Haklıydı. Ben nasıl buraya gelmiştim.

Utancımı gizlemek için dudağımı ısırdım ve gözlerimi sıkıca kapattım.

Chanyeol'ün kıkırdadığını duydum ve hareket ettiği için yatağın biraz sallandığını hissettim. Hızla gözlerimi açtığımda gözleriyle karşılaştım.

Tam önümdeydi, elleri iki yanımdaydı. Bana daha da yaklaştığında uzaklaşmaya çalıştım ama geri çekile çekile kendimi yatakta onun altında uzanırken buldum.

"Dikkatli dinle yavru köpekçik. Çok üşüdüğünden şikayet ederek yanıma gelip bana kendi oyuncak ayınmışım gibi sarılan sendin. Ve senden kurtulmayı defalarca denedim. Ama olmadı. Ben de vazgeçtim. Anlıyor musun?"

Direkt gözlerime bakarak sordu.

Ne söyleyeceğimi bilemedim. Bu yüzden hızla başımı salladım.

"Tamam. İyi çocuk. Şimdi söyle bana, iyi misin? Hastalığın nasıl?"

"İyiyim."

Durduğumuz pozisyonu sevmediğim için hemen cevap verdim. Çünkü yakınlığından dolayı kızardığımı biliyordum.

"Tamam. O zaman sen yıkan. Ben de kahvaltımızı hazırlayacağım."

"Tamam."

Ayağa kalkıp kapıya doğru yavaşça yürüdü.

"Kızarınca çok tatlısın."

Dedi odadan çıkmadan önce.

Aman Tanrım, yanaklarımı görmüştü. Tabii ki görecekti.

"Arrrrrggghhh."

Saçlarımı karıştırırken bağırdım.

CHANYEOL P.O.V.

Buradan Baekhyun'un çığlığını duyabiliyordum. O çok utangaçtı. Dün geceki olayı hatırlayarak düşündüm.

*******

Flashback

"Hayır. lütfen yapma.... lütfen yardım et... yardım et. Lütfen."

Birinin yardım istediğini ve yanımda kıpırdandığını hissettim. Gözlerimi çabucak açtım ve Baekhyun'u gördüm.

Yardım isteyen kişi oydu. Rüyasında bir şeylere zorlandığını görebiliyordum. Ama gözleri hala kapalıydı.

"Baek. Baekhyun. Baekhyun."

Onu biraz sarstım ama uyanmadı.

Ellerimi uzaklaştırmaya çalıştı.

"Hayır hayır beni götürme. Lütfen."

Ne yapacağımı bilmiyordum, çok korkmuş görünüyordu.

Tokatlarına aldırış etmedim ve onu kollarıma alıp göğsüme bastırdım.

"Kimse seni alamaz Baekhyun. Ben buradayım."

Kulağına doğru mırıldandım ve ona sımsıkı sarıldım.

Birkaç saniye sonra sakinleşti ve tekrar uyumaya başladı.

Kollarımda huzur içinde uyuyordu.

Ona bakarken kalbimde garip bir duygunun dolaştığını hissettim.

Yüzündeki teri sildim ve ani bir istek geldiğinde onu öpmek için başımı eğdim.

Neden yaptığımı bilmiyordum. Uyumadan önce şakağından yavaşça tekrar öptüm.

Şu an tamamlanmış hissediyordum. Kollarıma tam oturuyordu ve onun kollarımda olması beni rahatlatıyordu.

*******

Odama girdim ve banyonun yolunu buldum. Sabah rutinimin sonunda üzerimi rahat bir tişört ve şortla değiştirdim, sonra da mutfağa giden yolu buldum.

BAEKHYUN P.O.V.

Krep kokusunu alıyordum. Chanyeol kahvaltıda krep yapıyor olabilirdi.

Banyodan sonra üzerimi değiştirmeyi düşündüm.

Chanyeol düşündüğümden farklıydı. Bana karşı bu kadar nazik olacağını hiç düşünmemiştim çünkü geçen seferlerde bana çok sert davranmıştı.

Ama şimdi çok nazik olduğunu görebiliyordum. Dün gece benimle ilgilenme şeklini sevmiştim.

Ve farklı bir şeyler hissetmiştim. Kalbimin içinde bilinmeyen bir his oluşuyordu. Onun yanında kendimi güvende hissediyordum.

Zamanı kontrol ettim.

Saat 9.00'du.

Sonra bir düşünce kafama bir taş gibi çarptı. Dün gece uyanmamıştım. Hiç kabus görmemiştim. Ama nasıl? Kaçırıldığımdan beri her gün kabuslar görüyordum.

Evimi değiştirdiğim için mi? Hayır hayır olamaz. Daha önce de yer değiştirmiştim. Evli olduğum için mi? Hayır hayır ne alaka?

Chanyeol olduğu için mi?

Hayır o da olamazdı. Başımı salladım ve aynadaki yansımama baktım, az önce saçlarımı kurutmama rağmen saçlarım hala ıslaktı.

Ve lacivert şortlu beyaz bir tişört giyiyordum.

Gerçekten dünden daha iyi hissediyordum. Odadan çıkmadan önce derin bir nefes aldım.

Odadan çıkar çıkmaz alt katta harika bir oturma odası gördüm.

Duvarlar siyah ve beyaz renkliydi, ayrıca vazolar sadece siyah-beyazdı ve içinde güzel çiçekler bulunan dişbudak rengi saksılar vardır. Ve perdeler de kül renkliydi.

Siyah renkli merdivenlerden inmek için adımlarımı attım.

Salondayken sol tarafta bir koridor olduğunu gördüm ve pankek kokularını takip ederek yürüdüm. Chanyeol'ün kahvaltı masamızı hazırladığını ve arkasında sade bir mutfak olduğunu gördüm.

Kül rengi tezgahlı mutfak, arkası aynı renkli kiler dolapları ve yanlarında büyük buzdolabını farkettim. Vay be, harika görünüyordu.

"Ah, gelmişsin."

Chanyeol beni görür görmez konuştu.

"Evet. Burası çok güzel."

Masaya doğru yürürken yorum yaptım.

"Oh teşekkürler. Ve lütfen otur."

Benim için sandalyeyi çektiğinde söyledi.

Ah, bir beyefendi olmuştu.

"Teşekkürler."

Önümdeki sandalyeye oturduğunda ona teşekkür ettim.

"Peki Chanyeol, biz neredeyiz?"

Bizim için yaptığı kreplerden bir ısırık alırken sordum.

"Mmmm bu bir ev. Ve bu bizim önümüzdeki yıl için yaşayacağımız evimiz olacak."

"Oh. Peki burayı kim aldı?" merakla sordum.

Çünkü babamın ya da Chanyeol'ün başka bir evi olduğunu bilmiyordum.

"Aslında burası benim. Ve burayı ben yaptım. Her şeyi kendim tasarladım. Burası benim hayalimdeki evdi."

Pankekini ısırırken açıkladı.

"Vay canına. Bu harika. Ama neden beni buraya getirdin? Bunu gelecekteki ailen için tasarlamış olman gerektiğini biliyorsun."

İçimden bir suçluluk duygusuyla sordum ama o sadece bana güldü.

"Neden gülüyorsun?"

Yemek yemeyi bırakıp bana baktığında bende ona baktım.

"Hadi ama Baek. Burayı inşa ettim çünkü gerçekten böyle bir evim olsun istedim. Ve başka bir şey aklımda yoktu. Bir aile hakkında hiç düşünmedim. Ve teknik olarak biz bir aileyiz değil mi?"

Bana bakarak sordu.

"Ama-"

Tam tartışacakken sözümü kesti.

"Aması yok Baek. Benden hoşlanmadığını biliyorum. Ayrıca bu evliliğin sahte olduğunu da biliyorum. Ama yasal olarak evli olduğumuzu kabul etmelisin. Yani bundan sonra burası bizim evimiz olacak. Acele et ve ye. Sana evin etrafında bir tur attıracağım."

Ben iç çekip yemeye başlayınca sözlerini bitirdi.

Kahvaltıdan birkaç dakika sonra Chanyeol'ün sözde rüya evinde dolaştık.

Aslında güzeldi. Önce birinci katı ziyaret ettik. Bitişik banyolu beş yatak odası, bir kütüphane, Chanyeol'ün çalışma odası ve balkonlu bir dinlenme alanı vardı.

Zemin katta oturma odası, spor salonu, küçük sinema, bar, cam duvarlı dinlenme alanı, mutfak ve banyo vardı.

Ve son olarak havuz alanını ziyaret ettik.

Chanyeol havuza adımlarını attı ve tişörtünü çıkarmaya başladı.

"Ne yapıyorsun?"

Ondan uzağa bakarak sordum.

"Neden? Yüzeceğim. Bu yanlış mı?"

Karın kaslarını ve iyi yapılı vücudunu saklayan tişörtünü çıkarırken söyledi.

Şu an ona utanmadan bakıyordum.

"Gördüğünü beğendin mi bebeğim?"

Gülümseyerek bana sordu.

"Ben- ben beğenmedim. Neden bahsediyorsun?"

Ah gerçekten Baekhyun harika, onu süzerken yakalanmıştın.

O gülümserken onun pantolonunu çıkardığını ve sadece boxerı ile kaldığını gördüm.

O yüzerken bende sadece bacaklarımı soktum.

Bir süre sonra Chanyeol bana doğru yüzdü ve havuzun içinde durdu.

"Peki Baekhyun evim hakkında ne düşünüyorsun?"

Bana gülümseyerek sordu.

"Mmmmm.. güzel."

Dedim düşüncelerim hakkında herhangi bir bilgi vermeden.

Aslında bu evi sevmiştim. İyi tasarlanmıştı ve ben bu sessiz mahalleyi seviyordum. Ayrıca her odanın renk kombinasyonunu da beğenmiştim.

"Güzel mi? Sadece 'güzel' mi?"

Bana hayal kırıklığını hissettiren bir sesle sordu.

"Evet neden?"

Ona kaşımı kaldırdığımda bakışlarını evine kaydırdı.

"Hayır bir şey yok."

Dedi ve iyi yapılı vücudunu ortaya çıkararak havuzdan çıktı.

Kaslı ellerine ve karın kaslarına bakmadan edemiyordum. Kes şunu Baekhyun, yine yakalanacaksın. Bir havlu alıp ıslak saçlarına sürerken düşündüm.

Birkaç saniye sonra havlusunu atarken bana baktı. Islak saçları ve vücudundan damlayan su ile çok seksi görünüyor.

"Baekhyun konuşabilir miyiz?"

Bana doğru yürüyerek sordu.

"Ne hakkında?"

Ne komuşacağı hakkında hiçbir fikrim olmadığı için sordum.

Bana doğru yürüdü ve bacaklarını havuza sokarak yanıma oturdu.

"Evliliğimiz hakkında?" dedi bana bakarak, ona şüpheli bir bakış attım.

"Evliliğimiz ne olacak?"

"Aslında Baekhyun. Gerçekten özür dilemek istiyorum. Kötü şeyler yaptığımı ve iyi olmadığımı biliyorum. Ama bilmelisin ki seni gerçekten tanımak istiyorum. Ve biliyorum belki bir yıl kadar sonra boşanacağız. Ama her gün ve her gece kavga etmek istemiyorum. Aslında bunu düşündüm. Hayatında gerçekten 'bir şey' olmak istiyorum. Beni arkadaş olarak istemediğini biliyorum çünkü daha önce bu teklifi reddettin. Bu yüzden bunu tekrar sormayacağım

Ama hayatında nefret etmediğin biri olabilir miyim?"

Uzun konuşmasını derin bir iç çekerek bitirdi.

"Chanyeol-"

Tam konuşacakken. Sözlerimi kesti.

"Biliyorum Baekhyun. Bu kolay değil. Sadece senin için iyi biri olmaya hazır olduğumu bilmeni istedim. Seni seveceğimi söylemiyorum. Çünkü bundan emin değilim. Ama aslında sen iyi bir insansın Baekhyun. Sen gerçekten hayatımda istediğim birisin çünkü bunu hissedebiliyorum. Benden nefret etmeni istemiyorum. Sana söz veriyorum, seninle ilgileneceğim. Söz veriyorum."

Ellerimi tutup sıkarken bana söz verdi.

"Chanyeol aslında düşünmem gerek. Ama sana bir şey söyleyebilirim. Senden asla nefret etmedim. Denesem bile yapamam çünkü nefret duygusundan daha çok seni seviyorum."

Sonunda ona hislerimi söyleyebilmiştim.

*******

Havuzda yaşanan olaydan sonra pek konuşmamıştık. Odamı istediğim gibi düzenlemiştim ve Chanyeol ise beni rahatsız etmemişti. Sadece ne istersem yapmama izin verdi.

Her şeyi istediğim gibi düzenledikten sonra hızlı bir banyo yaptım ve Chanyeol'ü aramak için odadan çıkmadan önce güzel bir koku aldım, nereden geldiğini bulmak için kokuyu takip ettim.

Chanyeol'ü evin dışında buldum, mangal yapıyordu ve yanında bir çadır, masa ve iki sandalye vardı. Masanın üzerindeki mumlar güzel çiçekleri süslüyordu.

CHANYEOL P.O.V.

"Chanyeol."

Etleri mangalda pişirmeyi bıraktım ve hızla arkamı döndüğümde ağzı biraz açık olan Baekhyun'u gördüm. Yaptığım şey karşısında tamamen şok olduğunu görebiliyordum.

Aslında bunu onun için hazırlamıştım çünkü sabahki konuşmamızdan sonra kendini odaya kilitlemişti. Onu sevemeyeceğimi biliyordum. Ve kalbini kırmıştım. Bu yüzden onunla barışmak için bir şeyler yapmak istiyordum.

Çünkü gelecekte onunla olmak zorundaydım ve onunla her gün kavga etmek istemiyordum. Bende Soo Jin'in onun hakkında verdiği kağıdı okuduğumda kamp yapmayı sevdiğini görünce bunu hazırladım.

Yaptığım şeyi bitirdikten sonra onu odadan çıkaracaktım ama kendi zaten odasından çıkmıştı.

Yanıma gelmeden önce banyo yaptığını farkettim çünkü beyaz tişörtlü mavi kısa pantolon giyerken saçları hala ıslaktı.

Hala surat asarken manzaraya hayran kalmıştı, gözlerinden görebiliyordum. Ve buradan kayıp bir köpek yavrusu gibi görünüyordu.

"Yani bunu beğendin mi?"

Tabaklarımızı servis ederken sordum.

"Ne? Tabii ki bayıldım Chanyeol."

Bir genç kız gibi söyledi ve sandalyeye oturdu.

"Vay canına. Sen en iyisisin Channie.. yani bunları yiyebilir miyim?"

Bana köpek yavrusu gözleri ile baktı.

"Channie mi?"

Ona kaşımı kaldırarak sordum.

"Evet, bundan hoşlanmıyor musun? Tamam, bir daha söylemem."

Dediğinde yüzünde hayal kırıklığını gördüm.

"Hayır. İstediğini söyleyebilirsin. Ve elbette yiyebilirsin. Majesteleri için." dedim ve ona başımı eğdim.

Birlikte güldük.

Yemek masasında muhabbet ettik.

Birçok konuda.

Onun hakkında çok şey öğrendim. Salatalıktan nefret ediyordu. Köpek yavrularını ve seyahat etmeyi seviyordu. Sokak yemekleri yemeyi, şarkı söylemeyi ve piyano çalmayı seviyordu. Ve tabii ki gürültücü bir insandı ve en yakınlarını sinirlendirmeyi seviyordu.

Ve tek arkadaşı Kyungsoo'ydu. Bizim okula gittiği için bana bu şekilde tanıdık gelmişti. Ve son olarak bana nasıl aşık olduğunu anlatmıştı.

"Demek o gün beni kurtaran sendin."

Ona hikayemiz hakkında her şeyi bilmek için sordum.

"Evet, seni en yakın hastaneye götürdüm ve babam bizi böyle öğrendi."

Sadece tabağına bakarak cevap verdi.

Beni bu kadar çok sevdiğine inanamıyordum. Suçlu hissediyordum.

Hiç düşünmeden eline dokundum.

Dokunduğumu hissedince bana döndü. Kız gibi yumuşacık bir teni vardı. İlk başta dokunuşum altında gerildi. Ama birkaç saniye sonra normale döndü ve alıştı.

"Teşekkür ederim."

O eski haline dönerken bende ona gülümsedim.

"Rica ederim Bay Park."

Telefonumun pantolon cebimde titrediğini hissettiğimde bana gülümsemeye devam etti. Telefona baktığımda Byun amca olduğunu gördüm.

"Arayan baban."

Telefonu açmadan önce Baekhyun'a söyledim ve hoparlörü açtım.

"Hey amca."

"Hey Chanyeol, Baekhyun nerede ona ulaşamıyorum"

"Ah o benimle."

"Baba üzgünüm. Telefonu odamda bıraktım."

Baekhyun özür dilediğinde, konuşma görüntülü arama olmasa da amcam onu görmüş gibi davranarak telefona surat astı.

"Ah, sorun değil. Bebeğim iyisin değil mi?"

"Evet babacığım. Chanyeol bize yemek yaptı, evin dışında kamp kuracağız."

"Ah gerçekten mi? Bu harika. Mutlu olduğunu bilmek beni de mutlu ediyor."

"Evet baba merak etme. Artık koca bir çocuğum."

"Evet. Biliyorum. Aslında ikinize de söyleyeceğim bir şey var."

Amca birazdan ciddi bir şey olacakmış gibi konuştu.

"Nedir o amca?"

"Yönetim kurulu toplantımızı biliyorsun değil mi?"

"Evet tabii ki, bizde yarın onun için geleceğiz."

Hızlı cevap verdim çünkü Luhan bugün öğleden sonra bana bunu söylemek için mesaj atmıştı.

"Aslında ondan sonra daha önemli bir şeyimiz var."

"Önemli mi? Nedir?"


"Lee Hyuk yarın gece bir yardım etkinliği düzenliyor. Ve tabii ki bizi de davet etti."

Sonra Baekhyun'un mutlu gözlerinde korkunun yerini aldığını gördüm.

__________

az önce tüm bölümleri çevirdim 👽

Continue Reading

You'll Also Like

128K 14K 52
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
22.5K 1.9K 22
"Kralım o karanlıktan korkar... "
6.9K 1K 28
Üç büyük krallık tarafından yönetilen bir diyar düşünün. Görkemli prens ve prensesleri olan, sarayları ağızları açık bırakacak büyüklükte olan krallı...
45.7K 2.3K 14
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...