．﹒✧ • ⁂ ‚ ° ✫﹒．
Kapınızın dışında, ağırlığı sağ ayağında duruyor, ikiniz de orada dururken ara sıra sola dönüyor. El sallamaya gidiyorsun ama kolun düşüyor.
Bu eski bir arkadaş değildi, hayat hakkında küçük konuşmanız gereken biri. Bu, sevdiğin ama birkaç gece önce ayrıldığın adam Eren'di.
Karşılıklıydı, ikiniz yaşam hedeflerinize karar verirken çatıştınız - birlikte asla mutlu olmayacaksınız, ama bu an için planlamadığınız şeydi.
Eren dairenizde bıraktığı birkaç şeyi almaya geldi. Olasılıklar ve biterdi. Üniversite kazağı, güneş gözlüğü, yedek anahtarı ve birkaç başka eşyası. Hepsini bir kutuya koymuştun, gitmeye hazırdın. Kesinlikle birkaç gömlek eksikti - Meksika gezisinden aldığı yeşil gömlek gibi, ama onu bulamadınız. Taşındığın gün bulma ihtimalin vardı. Yatağının altı gibi aptalca bir yerde.
Eren elini saçlarından geçirdi, "Seni görmek güzel...?" Bu kadar garip olduğu için kendine lanet etti. Bundan önce, kendini haber vermeden içeri alırdı. "Elbette eşyalarım için geldim!"
Bu karşılıklıydı, diye hatırlattın kendine, onun açık sözlülüğünün nasıl koktuğunu görmezden gelerek. "Elbette," diye başladın, kapıyı daha da açarak ve uzaklaşarak. "Senin için her şeyi bir kutuya koydum, tezgahın üzerinde."
Başını salladı, bakmak için içeri baktı. "Onu bana getirebilir misin? İçeri girip ayakkabılarımı çıkarmak istemiyorum."
Bir an için, onun dediği gibi küçük 'ayakkabı kanununu' unuttun. Kimin ve ne için olduğu önemli değildi, eve girmeden önce ayakkabılarını çıkarmak zorunda kaldı. Aksi yanlış hissettiriyordu.
Kutuyu alırken kıkırdayarak "Bunu unut gitsin," diye mırıldandın. Eren kaşlarını kaldırdı, "Ah, gerçekten mi? İnanması zor."
Gözlerini devirerek, garipliğin bir kısmının kaybolduğuna şükrederek kutuyu ona verdin. Oldukça ağırdı, gömlekler gereğinden fazla ağırlık katıyordu.
"Tüm eşyaların orada olmayacak, hepsini bulamadım."
"Giysilerimi ne kadar sevdiğini bilmek, bu muhtemelen bir yalan," diye şaka yaptı, gülümserken elindeki kutuyu salladı, onun tişörtlerinin arasındaki anahtar şıngırdadı. "Onları sakla."
Başını sallayarak, ona veda ettin. "Görüşürüz Yeager."