Grand hotel|Drarry

By baharpattinson

22K 1.7K 871

Evliler ama aşık değiller :) Çok birşey konuşmayacağım, bana güvenen gelsin.. More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-

-14-

1.5K 106 49
By baharpattinson



Draco eve geldiğinde kendini o kadar hüzünlü hissediyordu ki, Harry'e sarılıp uyumak istiyordu sadece. Lakin harry ona o kadar uzak davranıyordu ki draco iki kat kötü hissetmeye başlamıştı.

Harry günler sonra kendi odasında uyumaya karar verip, kendi odasına yönelmişti. Draco bir problem olduğunu anlayabiliyordu, konu neydi o ise kafa karıştırıcıydı.

Draco olan biteni Harry'e anlatmak isterken Harry'nin ona böyle davranmasına anlam veremedi. Madem Harry ondan böyle uzak kalıyordu o da kalabilirdi.

Bu süreç bir kaç gün daha böyle gitmişti. Sabah işe gidiyorlar, dönüşte birlikte yemek yiyorlardı ancak aralarında bir yemin var gibi sevgili gibi değil de uzaktan tanışan iki yabancı gibi konuşuyorlardı. Sonra da ayrı odalarda uyuyorlardı.

Draco'nun sabrı gerçekten taşmıştı. Babasının baskısı yetmez gibi birde Harry'nin bu halleri onu mahvetiyordu.
Bu sefer gerçekten konuşacaktı onunla. Hatta bunun için işten erken dönmüş, üstünü değiştirmiş onu bekliyordu. Harry'nin anahtar sesini duyunca gülümsedi ve direk karşısına çıktı.

'Harry bende seni bekliyordum. Konuşalım mı?'

Harry belli belirsiz kafasıyla onayladı.

'Problem ne Harry ? Kaç gündür neyin var senin ?'

'Yeni mi aklına geldi?'

'Sadece seni sıkmak istemedim Harry, ancak sabrım taştı artık. Noluyor ? Anlat bana!'

'Bıktım draco!' Diye parladı bir anda Harry. 'Bıktım anlıyor musun? Bıktım!'
Harry ayağa fırlamıştı bile.

'Eski sevgilinden bıktım. Aptal gibi hissediyorum kendimi. Tamam bir anlaşma yaptık, evlendik. Senin aptal gibi bir intikamın uğruna. Sırf maria seni aldattı diye evlendim ben seninle, şaka gibi. Maria kıskanacak kuduracaktı! Doğru. İstediğin de oldu zaten. Üstüne sana aşık oldum ben! Bir de senden karşılık bekledim, aptal gibi. Hala o kadına aşıksın! Ve gelip bana ilgi gösteriyorsun. Ciddi misin sen?'

Draco oturduğu yerden bile kalkmamış Harry'nin suratına bakıyordu.

'O kadına aşık olduğum kanaatine nasıl vardın?'

'Bunlar yüzünden!' Dedi Harry ve elinde ki telefondan mailine gelen resimleri açıp draco'ya gösterdi. 'Biz evlenmeden en fazla bir ay önceki fotoğraflar bunlar. Ah birde bana öğlen yemeğine söz verip gelmediğin zaman maria ile yemeğe gitmen var tabi.'

'Ben üç gün önce babamı reddettim Harry. Eve geldiğimde ilk isteğim neydi biliyor musun? Bunu sana anlatmak. Ama sen bana öyle soğuk yaptın ki.' Artık draco da ayaktaydı. 'Neden reddettim biliyor musun? James potter'ın oğlu olduğunu öğrenince babam bunu asla istemediğini senden boşanmamı istedi. Aksi takdir de kendisini silmemi istedi. Ve ben herşeye rağmen burada gelip, senin aptal kıskançlıklarını dinliyorum. Ee hadi anlat? Melissa yı anlatsana banada. İnstagramında sana yazdığı mesajları anlat!' Draco da aşırı sinirlenmişti.

'Nereden bileceğim yalan söylemediğini ?' Dedi Harry. 'Babanı reddettiğini nereden bileceğim ? Ya üste çıkmak için yapıyorsan.'

'Sen bilirsin Harry, istersen İnanma.'

Harry tabi ki yalan söylediğini düşünmüyordu. Sadece alttan almak istemiyordu.

'Hala aşık mısın o kadına?' Diye sordu Harry, sessizce.

'Ona aşık olsam onun yanın da olurdum, senin değil. Bana inanmayan bir insanın hiç değil. Ama bak sen bana inanmasan bile ben buradayım.'

'Benimle bir intikam için evlendin ama!'

'Ne intikamı Harry? Ben senin maria ile birlikte çalıştığını bile bilmiyordun.'

'Benimle neden evlendin ?'

Draco sessiz kaldığında Harry'nin gözlerinden açıkça hayal kırıklığı geçmişti.
'Bence bir süre uzak kalalım.' Dedi Harry ve salondan çıktı. Harry nefes alamadığını, boğulduğunu, başının döndüğünü hissetmişti.

Salondan çıktıktan beş saniye sonra yere yığılma sesi ile draco hızla oraya doğru ilerledi.

'Harry! Harry sevgilim. Uyan.'

Draco'nun sesi o kadar uzaktan geliyordu ki Harry için, gözlerini açmak ona sarılmak istedi. Ancak göz kapakları çoktan kendini bırakmıştı bile.

'Harry! Bana bak.'

     Draco ne ara Harry ile hastaneye geldiğini bile anlamamıştı açıkçası. Şimdi hastane'nin acil tarafında bir köşede Harry'e müdahale edilmesini bekliyordu. Birkaç dakika sonra doktoru gördüğünde ise yanına doğru ilerledi.

'Bay potter gayet iyi efendim.'

'Neden bayılmış ?'

'Ah sanırım birkaç gündür doğru düzgün yemek yememiş, üstelik uyku bozuklukları da olduğunu düşünüyorum. Aşırı stres yapmış olmalı ki bu hale sürüklenmiş. Tabi ben birkaç test daha yapacağım.'

'Güzel olur.' Dedi draco ve Harry'nin odasına doğru ilerledi.

   Draco uyuyan eşine baktığında cidden bu halini nasıl farketmediğini düşündü. Daha sonra kendisinin de boktan bir halde olduğunu farkedince kendisine de acımıştı. Harry'nin baş ucunda ki sandalyeye oturdu ve ellerini avucunun içine aldı. Bir kaç hafif öpücük bırakmıştı.

'Özür dilerim sevgilim.' Diye fısıldadı draco. 'Seni üzmeyi asla istemezdim.'

   Birkaç saat sonra Harry uyandığında yatağının köşesine başını koymuş uyuyan draco'yu görünce duraksadı. Neden buradayım? Diye düşündü Harry. Daha sonra bayıldığını hatırlamıştı.

   Hemen sağ tarafta ki sehpanın üzerinde draco'nun telefonunu görünce uzandı. Tek amacı saate bakmaktı. Saat 23:38'i gösteriyordu. Geri bırakacağı sırada bildirimlere gözü kaydı.

Blaise; Draco Harry için hazırladığın araba, tamamiyle kullanıma hazır.

Blaise: bir kaç tur attım ve bundan ötesi yok bu piyasada, gerçekten. Efsane olmuş.
Harry bayılacak!

-

Maria: Melissa'nın o çocuğu aldırmadığını biliyor muydun?

-

Pansy: Draco sence Hermione'ye ne hediye almalıyım ?

-

Babam; Draco! Sözlerimi ezip geçemezsin.

     Harry'nin aklı sadece maria'nın mesajındaydı. Böyle birşey olması mümkün değildi. Melissa çocuğu aldırmıştı. Çocuğu aldırmamış olsaydı, onunla ayrılmazdı zamanında. Melissa çocuğu doğurmak istese, yanında olmamı isterdi. Diye düşündü Harry. Böyle bir ihtimale yer bile vermezken gelen mesajı sildi.

    Harry telefonu geri yerine bıraktı. Lucius Malfoy demek ki gerçekten birlikte olmalarını istemiyordu. Harry herşeyin bu kadar üst üste gelmesini kaldıramıyordu. Derin bir nefes alıp, offf almıştı.

      Draco hafiften gözlerini açarken Harry'nin saçlarıyla oynadığını farketmişti.

'Günaydın..' diye fısıldadı Harry.

     Draco gülümsedi, demek ki Harry kararından vazgeçmişti.

'Yanıma gel.' Dedi Harry.

     Draco ikiletmeden Harry'nin onun için açtığı yere girmişti. Harry'i kollarına almıştı.

'Üzgünüm sevgilim.' Diye fısıldadı draco.

'Asıl ben üzgünüm draco, saçma salak bir krize girdim. Senin de canını sıktım. Ben çok üzgünüm.'

'böyle düşünme.' Dedi draco ve Harry'nin alnına küçük bir öpücük kondurdu. 'Harry unutalım herşeyi gitsin, sadece sen ve ben olalım. Lütfen.'

     Harry başıyla onayladı. 'Sen ve ben.'

<>

    Hastanenin sabahında testlerde Herşey stabil olduğundan dolayı eve dönmüşlerdi. Günlerdir ayrı kaldıklarından dolayı iki tarafta işe gitmek istememiş ve gitmemişti.

    Harry draco'nun kollarında olmaktan mutluydu. İyi ki orada bayılmıştı.

Ben onun malıyım. Ben onu malı olmaktan mutluyum. Bana istediğini yapabilirsin. Falan filan.

Kitap başlarda çok kısa olacak gibi gidiyordu.. şimdi kafamda o kadar şey dönüyor ki nerede biteriz, emin değilim bile.

Hadi bakalım...

Aklımda 3 kurgu daha var. 2'si drarry. Biri drarry karışık merthur.. merthur şipiyle kafayı bozdum bu sıralar.

Drarry'den birini yazmaya başladım bile. Onu tamamen yazıp, sırasıyla paylaşım yapacağım. Bunun gibi dengesiz olmayacak.

Buna smut yazabilirim. Ramazan'dan sonra..

Herneyse

İyi uykular ^^

Continue Reading

You'll Also Like

46.3K 4.2K 37
barış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.
172K 9.3K 60
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
229K 32.8K 20
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting