Bu bölüm Fatmazlkaya 'ya ithaf edilmiştir♥️
Sonunda şirkette tüm işlerini bitirmişti Tahir. Şimdi de odasında abisini bekliyordu. Son dakika bir toplantı çıkmıştı. Bu durum ne kadar sinirini bozsa da sakin kalmaya çalışıyordu.
Şirket yavaş yavaş boşalıyordu. Zehra Mustafa ile toplantıda olduğu için bir tek onun eşyaları dağınık bir biçimde masasında duruyordu.
Gönül yavaş adımlarla Zehra'nın odasına girdi. Zehra'nın çantasına Tahir'in fotoğrafını bıraktı.
"Bunu görünce ne diyecekler bakalım sana Zehra'cım." Dedi ve kahkaha attı Gönül.
Tam o anda kapı pat diye açıldı.
"Ne işin var senin burada?" Dedi Tahir çatık kaşlarla.
"Asistanın olabilmek için başvurumu verdim sadece." Dedi Gönül.
"Öyle mi yaptın?" Dedi Tahir sırıtarak.
"Evlenmediğini biliyorum. Beni böyle ucuz oyunlarla kendinden uzaklaştıramazsın. İyi çalışmalar canım." Diyerek dışarıya çıktı Gönül.
"Aklıma sıçayım! Nefes bu kızı öğrenirse beni öldürür. Bir de asistanım olacakmış! Allah'ım çıldıracağım!" Diyerek abisinin odasına ilerledi Tahir.
Kapıyı açmadan abisi açtı.
"Hadi gidiyoruz." Dedi Mustafa ardından arkasında bulunan Zehra'ya döndü.
"Sen tekrar incele dosyaları sonra üstünden geçelim." Dedi Mustafa.
"Tamam Mustafa Bey."
"Seni de eve bırakalım mı Zehra?" Dedi Tahir.
"Şey ben burada kalıyorum Tahir Bey."
"Nasıl?" Dedi Tahir şaşkınca.
Mustafa derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"İki gün önce Zehra'nın evine hırsız girmiş ondan dolayı burada kalıyor."
"Annesi?"
"Annemi hastaneye yatırttılar, tedavisine hastanede devam edecek."
"Olmaz böyle şey. Sen git eşyalarını topla. Hem de Nefes ile tanışırsın onunda içi rahat eder." Dedi Tahir.
"Nefes?" Diye sordu Zehra.
"Sevgilim, hayatımın anlamı, çocuk..."
"Tamam yeterli Tahir." Dedi Mustafa gözlerini açarak.
Zehra ise gülümseyerek izliyordu bu sahneyi.
"Beni burada zorla tutuyorsun abi ne yapayım? Özledim sevgilimi." Dedi Tahir küçük bir çocuk gibi.
"İyi akşamlar." Diyerek yanlarından uzaklaştı Zehra.
"Daha yeni ne dedim ben?" Dedi Tahir sinirle.
"Bende teklif ettim koçum. Hatta bir otele yerleştireyim seni burada böyle olmaz dedim ama dinlemedi. Bırak nasıl rahat edecekse öyle yapsın." Dedi Mustafa.
"Olmaz öyle şey abi. Bu kız bu şirkette bana sarkamayan tek kişi. Böyle onu bir başına bırakmak bana yakışmaz."
"Yine mi Gönül?" Dedi Mustafa.
"Neymiş efendim o peşimi bıraksın diye böyle bir şey uydurmuşum ama o böyle ucuz numaralı yemezmiş! Allah'tan instagram hesabımı bilmiyor diye seviniyordum şimdi keşke bilse diyorum." Dedi Tahir.
"Eee bir gün getir Nefes'i kapatsın çenesini." Dedi Mustafa.
"Tabi kolay ya o kadar. Nefes bu sefer beni kesin öldürür. Bu kız Cansu'dan beter abi."
"Off Tahir Off! Bıktım Senin kırıklarını toplamaktan. İnşallah Zehra'ya bir oyun falan yapmaz." Dedi Mustafa.
"Siz toplantıdayken Zehra'nın odasından çıktı. Gel ikna edelim şu kızı abi. Bu Gönül rahat durmaz." Dedi Tahir.
"Yürü başımın belası yürü. Ne işi varmış Gönül'ün Zehra'nın odasında?"
"Asistanım olmak istiyormuş. Onun için başvurusunu vermeye gelmiş." Dedi Tahir.
"Nelerle uğraşıyoruz ya! Odandaki fotoğrafını kaldırıp Nefes ile olan fotoğrafını koy. O kız gizli gizli odana giriyordu sen yokken. Zehra da izin vermemeye çalışıyordu." Dedi Mustafa.
"Tamam abi hallederim."
🌿
Zehra yanlarından ayrıldıktan sonra masasını toplamaya başladı.
Patronlarının evinde kalamazdı. Hem Orhan da oradaydı. Onun Cansu'ya olan aşkını izleyecek kadar güçlü değildi Zehra. Kalbi buna dayanmazdı.
Bu işe ilk başladığı zamanlar çok yardım etmişti Orhan. Bir eksiği olduğunda direk Orhan hallederdi. Kendini bilmeden kaptırmıştı.
Ona olan hislerini anlatacakken Orhan Cansu'yu anlatmıştı. Yanında olmak düşmüştü Zahra'ya. Ne kadar Cansu'yu sevmese de Orhan için katlanmıştı.
Her üzüldüğünde işini yapmaya başlamıştı. Onun için şuan da en iyi kişisel asistanların başında geliyordu. Tam Mustafa'nın istediği gibi bir asistan olmuştu.
Mustafa'nın teklifler sunduğu bir asistan vardı zamanında. Onun gibi oluyordu Zehra da. Kim daha iyi bilinmez ama o iki kadın aynı şirkette olursa patronlarının sırtı yere gelmezdi.
"Zehra!"
Tahir'in sesiyle bu düşüncelerinden arındı Zehra.
"Efendim Tahir Bey."
"Al çantanı eşyalarını bize geliyorsun. İtiraz istemiyorum. Hem benim için bulacağın asistanı da Nefes ile konuşursun." Dedi Tahir.
"Olur..."
"Olur Zehra olur. Ben şimdi Orhan'ı yolluyorum alsın çantanı. Sen hemen gel onunla."
"Tamam Tahir Bey." Dedi Zehra.
Orhan'ın adı geçince yine unutmuştu her şeyi. Öylece dikilirken Orhan geldi.
"Hazır mısın ufaklık?"
"Hazırım!" Dedi Zehra göz devirerek.
"Ne oldu niye sinirlisin sen?" Diye sordu Orhan.
"Ters yapan biri mi oldu yoksa?"
"Hayır! Bana ufaklık demeyi kes artık." Dedi Zehra sinirle.
"Haa. Şimdi anladım ama bunun kavgasını çok yaptık. Sonuç hiç değişmedi ama." Dedi Orhan.
Zehra göz devirdi. Orhan onun bu haline gülüp valizleri eline aldı.
"Birini al. Hep orada kalamam." Dedi Zehra.
"Olmaz. Tahir abimin kesin emri var. Ayrıca Nefes yengem de seni bırakmaz. Şirkette ne olup bittiğini anlatman ve onu buradaki kızların Tahir abiye asılmadığına ikna etmen gerek." Dedi Orhan gülerek.
Hem ilerliyor hem de konuşuyorlardı.
"Cansu onu tatmin etmedi mi?" Diye sordu Zehra.
"Cansu Tahir abime asıldı. Nefes yengem onu saf dışı bıraktı."
"Sen? Cansu? Ne oluyor ya?" Dedi Zehra heyecanla.
Sonunda düşündüğü şey mi olacaktı?
"Olan bir şey yok. Sevmek bana göre değilmiş. Baya iyi öğrendim. Şükür ona uyup beni bu günlere getiren insanları satmadım ya tek tesellim bu."
"Ne zaman konuşmak istersen ben buradayım." Dedi Zehra.
"Biliyorum ufaklık. Sen olmasan şuan ben burada olmazdım. Senin sayende Cansu ile mesafe vardı aramda."
"Ben de doğru bildiğim şeyi yaptım. Nefes Hanım nasıl biri?" Diye sordu Zehra hemen konuyu değiştirerek.
Orhan güldü bu haline.
"Tahir abimi yola getirdiğine göre sen düşün."
"Ooo efsane bir kadın yani."
"Evet. Hem efsane Hem de aşık bir kadın."
Tam o şurada gelmişlerdi arabaya. Mustafa ve Tahir arka koltuğu oturduğu için Zehra mecbur ön koltuğa oturdu.
Orhan da bavulları bagaja koyup yerini aldı.
🌿
Akşam yemeği hazırlanmıştı. Efsun ve Gül masayı kurup salona geçtiler. Emre, Furkan ve Cem bir koltukta otururken karşılarındaki koltukta İlhan onlara kötü bakışlar yolluyordu.
"Ne oldu yine?" Dedi Gül.
"Çocuk gibisiniz. Yalnız bırakmaya gelmiyorsunuz valla." Dedi Efsun.
Ardından Asiye, Ceren ve Tuğçe geldi salona.
"Ay yine ne oldu ?" Dedi Asiye.
"Telaş yapma abla. Mühim bir şey değildir." Dedi Ceren ve Asiye'nin koluna girerek oturmasına yardımcı oldu.
"Kanka sen anlat bari." Dedi Efsun koltuğun yanındaki yastığı İlhan'a atarak.
"Bunlar bana anlatmıyorlar."
"Niye anlatalım kardeşim? Sana küs değil sonuçta." Dedi Cem.
"Olsun. Birimiz bir hayvanlık yaptığımız da hep birlikte bir şeyler planlardık. Amacımız eskiye dönmekse niye böyle yapıyorsunuz?" Dedi İlhan.
"İlhan haklı." Dedi Tuğçe.
"Neresi haklı be onun! Bu herif hiç küs kalmadı Nefes ile." Dedi Emre.
"Ama küs kalmak sizin tercihinizdi. Nefes sizi aramadığı gibi İlhan'ı da aramadı ama o hep Nefes'in yakınında durdu. Ben burdayım dedi. Varlığını hissettirdi Nefes'e." Dedi Ceren.
"Fark etmez! Söylemiyoruz." Dedi Cem.
"Çocukluk yapmayın be oğlum." Dedi Asiye.
"Siz bana söylemezseniz söylemeyin. Ben de gider her şeyi Nefes'e anlatırım." Dedi İlhan.
"Öyle bir şey yap bak bakalım ne oluyor!" Dedi Cem sinirle.
"Ne olabilir Cem? Benim kankam uzman dövüşçü. Korursunuz de mi beni?" Dedi İlhan kızlara dönerek.
"Koruruz tabi." Dedi Ceren.
"Tamam be. Yarın spor salonuna gideceğiz. Bizi pataklar güzelce sinirini alır. Sen de gelirsin İlhan. Nasıl fikir?" Dedi Cem.
Kızlar gülmeye başlarken İlhan göz devirdi.
"Nefes için mükemmel ama sizin sonunuzu düşünemiyorum. Ben gelmeyeyim en iyisi siz halledin." Dedi İlhan.
"Aaa olmaz İlhan. Eski günlerdeki gibi olacak." Dedi Efsun.
"Lan ne istiyorsun sen benden? Kankayız biz artık." Dedi İlhan.
"Kanka olmak bir şey değiştirmez. Yarın sen de gidiyorsun."
"Kızlar şu arkadaşınıza bir şey söyleyin."
"Efsun haklı İlhan. Biz getiririz Nefes'i sen korkma." Dedi Ceren de gülerek.
"Nankörler!"
Onlar gülerken kapı çaldı.
"Aha enişte bey geldi. Ben gidip yeşilliğimi uyandırayım." Diyerek ayağa kalktı.
Ardından hızla Efsun ayağa kalkıp İlhan'ın oğlunu tuttu.
"Biz kapıyı açalım. Nefes'i de Tahir uyandırsın. Hadi İlhan."
İlhan kabullenecek başını salladı. Kapıyı gülümseyerek Efsun açtı.
"Hoşgeldiniz eniştemler."
"Hoşbulduk Efsun." Diyerek içeriye girdi Mustafa.
"Sevgilim nerede?" Diye sordu Tahir direk.
"Uyuyor enişte odasın..."
"Oha eve kız mı atıyorsun!" Dedi İlhan şaşkınca.
"Kim kız atıyor eve?" Diyerek Cem geldi kapıya.
Tahir göz devirerek baktı İlhan'a. Ardından içeriye buyur etti Zehra'yı. Cem gördükleri karşısında kaldı.
"Zehra?"
"Cem Bey." Dedi Zehra utançla.
"Hayırdır ne işin var senin burada?"
"Evime hırsız girdi. Şirkette kalıyordum. Tahir Bey izin vermedi şirkette kalmama."
"Kızım şirkette kalınır mı hiç? Bana haber etseydin ya. Bir otel falan ayarlardım."
"Olsun hallettim ben bir şekilde hem sizi aramam sağlığım açısından iyi bir şey değil."
"Yanlış anlaşılmaydı bir kere."
Zehra ben bilmem şeklinde başını salladı.
"Ee kapıda kaldınız geçin hadi. Sen de geçiyorsun Orhan abi. Sanırım yeni dostlar buldun bizi unuttun." Dedi Efsun.
"Olur mu öyle şey? Geçiyorum bak." Dedi Orhan gülerek.
"İsabet olur." Dedi Efsun.
Herkes içeriye geçerken Tahir yukarıya çıktı.
Yavaşça açtı kapıyı. Güzelliği öylece yatıyordu yatağında. Yanına uzandı. Kafasını boynuna koydu ve ard arda öpücükler kondurdu.
Kıpırdandı ilk Nefes. Ardından araladı gözlerini.
"Aşkım?"
"Günaydın güzel hanımefendi." Dedi Tahir Nefes'in yanağına öpücük kondurup.
"Ne zaman geldin?" Diye sordu Nefes gülümseyerek.
"Yeni geldim. Hem de sürprizim var sana." Dedi Tahir.
"Neymiş sürpriz?"
"Şirketin dedikodularını öğrenmen için abimin asistanı ve benim de geçici asistanlığımı yapan kişiyi getirdim."
"Bunu yapmak yerine ben şirkete gelseydim daha iyi olurdu sanki." Dedi Nefes.
"Kızın evine hırsız girmiş. Korkmuş."
"Eee Tahir!" Dedi Nefes sinirle.
"Annesi hasta onun tedavisini karşılıyor. Allah'tan annesinin tedavisi hastanede devam ediyor. Yoksa mahvolurdu kız. Ee bu yüzden otele gidememiş. Abim teklif etmiş yerleştireyim seni diye ama kabul etmemiş. Şirkette kalıyormuş. Ben de dedim gel bize Nefes'imle tanışırsın. Hem de anlatırsın ona buraları. Ayrıca asistanımı da Nefes ile ayarlarsınız dedim." Dedi Tahir.
Nefes Tahir'e doğru dönüp ellerini boynuna doladı.
"Seni seviyorum." Dedi Nefes ve Tahir'in dudağına öpücük kondurdu.
"Ben de seni seviyorum güzelim ve sen dediğime geldin." Dedi Tahir keyifle.
"Anlamadım?"
"Sana demiştim beni sevdiğini söyleyeceksin ve ben hep söylemeni isteyeceğim diye."
Nefes gülerek bir kez daha öptü Tahir'in dudağını.
"Evet artık hep diyeceğim. Seni çok seviyorum Tahir Kaleli." Dedi Nefes.
"Ben sana ölüyorum Nefes Atak!" Dedi Tahir ve bu sefer Tahir birleştirdi dudaklarını.
...
Keyifli okumalar
30 Beğeniye yeni bölüm gelecek...