Kayıp Varis

By hg_neriii

223K 17.2K 10.1K

(Dikkat! Acemice yazılmış bir kitaptır.) Burası Elfrad. 4 büyük anahtar dengeyi sağlıyor. Ateş Hava Toprak v... More

Geçmiş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
~FLASBACK~
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
Karakter Tanıtımı
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
Açıklama
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm (Final)

8. Bölüm

6.1K 525 241
By hg_neriii

Yorumlarınızı bekliyorum.

°°°

Alvin'in Bronte ve Adrian'ı salması lazımdı.

Dakikalardır benim daha sevgilim yokken Bronte'nin sevgilisi olamaz diyordu.

"Ben onun abisiyim, Bunu anlayın. İlk önce benim sevgilim olmalı. Ben ki ben Hava krallığının Varisi Alvin."

Lucas ayağa kalkıp ayakta olan Alvin'i yerine oturttu.

"Şimdi sesini kesiyorsun. Gerçekten seni daha fazla çekemem." dedi Lucas.

Alvin Lucas'a ters bir bakış atıp sırtını ona döndü.

Cidden neydi bunun derdi.

İkisi de birbirini seviyordu ne uğraşıyordu.

Eninde sonunda ikisinin olacaklarını biliyordu. Umarım o kadar beyni vardı.

Dakikalardır aynı cümleyi duymak ne demekti siz biliyor musunuz?

Hayatımda bu kadar saçma bir cümle duymamıştım. Bu Kıskanmak mıydı? Yoksa kısıtlamak mı? Ya da daha farklı bir şey.

Yoksa aralarında ki ilişkiyi ben mi bilmiyordum.

Daha da önemlisi şaka mı yapıyordu?

Böyle şaka olur muydu orası apayrı bir konuydu ama.

Tanrıça aşkına! Neler oluyordu?

Ben niye anlayamıyordum.

Kendimi salak gibi hissetmem ne kadar normaldi.

"Alvin ben artık 18 yaşındayım, bana karışmayı kes artık." dedi Bronte bu durumdan bıkmış bir sesle.

"Ben senin abinim." dedi Alvin.

Aralarında eminim ki sadece ay farkı vardı.

"Şu anda her şeyi bırakıp oyuna devam edebilir miyiz?" dedi Sierra.

"Bence de devam edelim." dedi Tina da bu durumdan sıkılmış bir sesle.

Şaka maka bende sıkılmıştım.

"Ben çeviriyorum." dedi Bronte ve hiç bir şey olmamış gibi şişeyi çevirdi.

Rahattı bu kız gerçekten rahattı.

Şişenin arka tarafı beni, ön tarafı ise Lucas'ı gösterdi.

O soruyordu ben ise cevaplıyordum.

Saçma bir şey soracağına o kadar emindim ki.

"Benden nefret ediyor musun?" diye sordu Lucas bir anda.

Senden nefret ediyor muyum? Diye sordum kendi kendime.

Ben Lucas'dan nefret etmiyordum. Ya da nefret edeceğim kadar değerli birisi değildi.

Tanrıça aşkına! Kimi kandırıyordum ben Dünya'da bana sarıldığı anda bir şeyler olduğunu hissetmiştim.

Ve emin olduğum bir şey varsa Lucas da bunu hissetmişti.

Tam ağzımı açıp konuşacağım sırada devasa kapı açıldı ve içeriye Krallar ve Kraliçeler girdi.

Ağzımı açsam bile ne diyecektim ki.

Ayrıca Elvis'in ağzımdan çıkan her cümleye başka bir anlam katacağından adımın Lenora olduğu kadar emindim.

Hayır desem 'Lenora sen Lucas'ı mı seviyorsun.' olacaktı.

Evet desem 'Aranızda ki ilişkiyi bize belli etmemek için mi öyle dedin.' olacaktı.

Yani her türlü ben zararlı çıkıyordum.

"Bronte, Alvin saraya geri dönüyoruz. Hava daha fazla kararmadan hızlanın." dedi Kral Boris.

Bronte ve Alvin, Kral Boris'i onayladılar ve ayağa kalktılar.

Krallar bir kaç cümle daha bir şey konuştu ve ayrıldılar.

Bütün Krallar ve Kraliçeler kendi saraylarına geri dönmüştü.

Şu an odada Lucas, Kraliçe Perla, Kral Leroy ve ben vardık.

Peki ben nerede kalacaktım.

"Lenora, odan hazır. İstersen sende çıkıp dinlen. Odan 3. Katta koridorun sonunda." dedi Kraliçe Perla.

Bu kadın gece yanıma falan gelmezdi umarım.

Kraliçe Perla'yı onaylayıp aralarından ayrıldım.

3. Kat koridorun sonunda.

Sahi neden koridorun sonu.

Merdivenlerden 3. Kata çıktım ve koridorun sonundaki odaya gitmeye başladım.

Diğer katlarda hizmetliler varken, bu katta diğer katların aksine kimse yoktu.

Koridorun sonuna geldiğimde kapıyı açıp içeriye girdim.

Huzur diye buna mı deniliyordu. Oda o kadar güzeldi ki ve her bir parçası o kadar detaylı düzenlenmişti ki.

Bundan sonra ki her saniyeyi bu odada geçirebilirdim. Tamam geçiremezdim.

Bir duş alsam hiç fena olmazdı bence.

Odanın içindeki kapıyı açtığımda banyonun burası olduğunu fark ettim.

Zaten bir odada kapı varsa banyodan başka ne olabilirdi ki.

Umarım dolapta en azından giymem için yedek kıyafet vardı. Bu kıyafetlerle yatamazdım ayrıca kirlilerdi.

Banyo ya girdim ve suyu ayarlayıp kıyafetlerimi çıkardım.

Derin bir nefes aldım ve suyun altına girdim. Su beni rahatlatıyordu ama korkutuyordu da.

Banyo da işlerimi hallettikten sonra çıktım ve üstüme bornozumu giydim.

Kendimi şu an çok iyi hissediyordum.

Dolaba doğru ilerledim içinde kıyafet var mı diye bakmam lazımdı. Yoksa da her türlü dışarıya çıkmam gerekiyordu.

Tekrar tekrar Lanet olsun!

Dolabı açınca içinde bir sürü kıyafet vardı. Ama sıradan kıyafetlerden çok Kraliyet üyelerinin giydiği kıyafetlerden.

Kıyafetlerden birini elime alıp dokundum. Kumaşı o kadar yumuşaktı ki.

Bornozu üstümden çıkartıp yatağın üstüne attım. Çekmecelerden birisini açıp içinden iç çamaşırı takımı aldım.

İç çamaşırlarını üstüme giydim ve bu sefer dolaptan siyah bir gecelik aldım. Onu da üstüme giyip aynanın karşısına geçtim.

Ne kadar değişmiştim.

Görüntüm, duruşum belki de tavırlarım ne kadar da değişmişti. Sanki aynadaki ben değildim.

Aynadaki halimi tanıyamıyordum.

Kapı tıklatılınca bakışlarımı oraya çevirdim.

Kim gelmişti bu saatte.

"Gir."

Kapı açıldı ve içeriye tahmin edin kim girdi.

Lucas.

Neden gelmişti.

Umarım yine savaş falan çıkmamıştı çünkü cidden yorgundum. Kimseyle uğraşacak halim de yoktu.

"Bir şey mi oldu?" diye sordum Lucas'ın konuşmayacağını anlayarak.

Geldiyse neden konuşmuyordu onu da anlamış değildim ama.

"Sana tek bir şey soracağım. Cevabını alınca da gideceğim. Tamam mı?" diye sordu Lucas.

Yine ne oluyordu.

Zaten şu lanet olası Element Okuluna geldiğim günden beri başımdan bela eksik olmuyordu.

"Sor."

Ne sorabilirdi ki.

En fazla ne sorabilirdi.

"Aşağıda cevap vermedin. Tekrar soruyorum Lenora, benden nefret ediyor musun?" diye sordu Lucas her zamanki sert sesi ile.

Bu konuya neden bu kadar çok takılmıştı. Benim nefretim veya sevgim onun için neden önemliydi.

Lucas'dan nefret etmiyordum. Çünkü nefret etmem için bir sebep yoktu.

Ama sevmem için, işte ona da bir sebep yoktu.

"Bilmiyorum." dedim sorusuna karşılık.

Lucas baş parmağı ile çenemi kaldırıp ona bakmamı sağladı.

Şu an dışarıdan nasıl görünüyorduk bilmiyordum ama neden bu halde olduğumuz hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

"Evet ya da hayır." dedi Lucas.

Evet ya da hayır.

Aklıma Dünya'da beni diğer Varisler ile karşılaştırdığı geldi. Sahi o zaman ondan gerçekten nefret etmiştim.

Ama sonra tuvalette yaşananlar. Gerçekten bilmiyordum. Kafam çok karışıktı. Ama her şeyden önce Lucas'ın kendisini değiştirmesi gerektiğini biliyordum.

Önce kötü sonra iyi davranıyordu. Ve gelip bana 'benden nefret ediyor musun?' diye soruyordu.

Ben bu soruya gerçekten cevap veremezdim.

"Nefret çok büyük ve değerli bir duygu Lucas. Peki sen o kadar değerli misin?" diye sordum.

Lanet olsun! Ne demiştim ben. Hayır de geç Lenora.

Ne uğraşırsın ki.

"Belki bir gün nefret edeceğin kadar değerli birisi olurum." dedi Lucas ve tereddüt etmeden sert adımlarla dışarıya çıktı.

Emin ol Lucas bir gün benim için o kadar değerli olursan senden nefret etmem.

Bundan gerçekten emin ol.

Kapıyı kapatıp adımlarımı yatağa çevirdim. Sadece dinlenmek istiyordum. Ve uyumak.

Yatağa yatıp baş ucunda ki gece lambasını kapattım.

İyi uykular Lenora. İyi uykular.

Sana da, İyi uykular Amos. İyi uykular.

°°°

Aynı ormandaydım. Yine o karanlık ormanda.

Bu sefer kimse yoktu.

Ne yani buraya sınanmak için falan gönderiliyordum.

Gelmek istemiyordum. Burası daha fazla kafamı karıştırıyordu.

"Kafanız daha çok karışacak." dedi arkamdan gelen ses.

Bu önceki yaratık değildi.

Bir insandı ya da insan şekline girmiş bir yaratık. Kafasını ve vücudunu kırmızı bir pelerinle örtmüştü.

"Ne demek istiyorsun?" diye sordum.

Karşımda ki kişi her kim ise bir kahkaha attı.

"Bunu asla öğrenemeyeceksiniz. Sadece geceleri uykunuzu kabuslar ile kaplayacağız." dedi ve bir anda kayboldu.

°°°

Gözlerimi korku ile açtım. Kırmızı pelerinli insandan sonra bir kaç kabus daha görmüştüm.

Korkuyordum. Gerçekten korkuyordum.

Neler oluyordu.

Benden ne istiyorlardı.

Onlar Rüya bekçileri. Her ne istiyorlarsa iyi şeyler istemedikleri kesin.

Rüya bekçisi mi? Lanet olsun! Adını bir kere bile duymadığım kişiler bana musallat mı oldu.

Yani bir bakımdan öyle tabi.

Çok güzel motive ediyorsun. Teşekkür ederim ya.

Kalk ve hazırlan Lenora. Element Okulu seni bekliyor.

Haklısın.

Gidip kafamı daha da kurcalayacak şeyler öğrenmeliyim.

Neden normal birisi gibi Elfrad'a gelmedim ki.

Kralların ve Kraliçelerin ayak işlerini mi yapmak isterdin?

Normal birisinden kastım bu değildi.

Ama normal birisi bunu yapar.

Senin uykun falan yok mu? Gidip yatsana sen.

Emredersiniz Varisim.

Yataktan kalkıp dolaptan bir kaç kıyafet alıp giydim.

Kıyafetler rahat olmasına rahattı da benlik değildi. Bir pantolonun kumaşı nasıl bu kadar yumuşak olabilirdi.

Fakirliğim resmen bir kere daha yüzüme vurulmuştu.

Ne vardı şu dolaba normal şeyler koysalar.

Makyaj masasının önüne geldim ve saçımı tarayıp çıktım.

Bir sorunumuz vardı. Ben nereye gidiyordum. Katta da kimse yoktu ki birisine sorayım.

Bir de sözde kızlarla parti yapacaktık.

Hayaller ve gerçekler kavramı tam da buna eşitti sanırım.

Merdivenlerden aşağıya indim ve dün oturduğumuz devasa kapıyı buldum.

İçeriye girip ilk önce Kraliçe Perla ile göz göze geldim.

"Ah Lenora gel buraya otur." diyerek eli ile karşısındaki koltuğu gösterdi.

Oda da kimse yoktu. Kraliçe ise kitabını okuyordu.

"Günaydın."  dedim Kraliçe Perla'ya.

O da gülümşeyip "Günaydın." dedi.

"Lenora aslında seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum." dedi Kraliçe Perla.

"Sizi dinliyorum." dedim Kraliçe Perla'ya karşılık.

Kraliçe bir yudum su içti ve söze başladı.

"Açıkçası geldiğinden beri seni gözlemliyorum. Hareketlerini, konuşmanı, davranış şeklini gibi. İçini açıkçası ben bilemem. Ama ben o yüreğin de iyi olduğuna inanıyorum." sonra ise derin bir nefes alıp devam etti.

"Öncelikle bir sorum olacak. Lucas ile aranda ne var Lenora?"

Bu kadının derdi neydi?

Sırf gözlemlemek için mi burada kalmamı falan istemişti.

Bir de Lucas ile aramda ne olduğunu sorguluyordu. Benim Lucas ile aramda ne olabilirdi cidden ya.

"Bunu neden sorduğunuzu bilmiyorum ama, şunu bilin ki Lucas ile aramda hiç bir şey yok. Onunla diğer Varislerden daha yakın olduğumu belki kabul edebilirim. Ama aramızda sizin bahsettiğiniz türden bir şey olmadığını bilin lütfen." dedim.

O sırada kapı açıldı ve içeriye Lucas ve Kral Leroy girdi. Fark ettiğim tek şey ise Lucas'ın suratı asıktı.

Kral Leroy ile kavga falan mı etmişlerdi.

Bunların da ailecek araları bir garipti.

"Hemen kahvaltı masasına geçelim daha sonra Lucas ve Lenora Element Okuluna gidecek." dedi Kral Leroy.

Kraliçe Perla'da Kral Leroy'u onayladı ve hep birlikte kahvaltı masasına geçtik.

Kahvaltı masası bile benden daha asildi.

Gerçekten masanın yanında çok sönük kalıyordum. Ama hiç bir zaman da Kraliçe Perla gibi o kadar mücevher takmazdım.

Mücevherler bir kere benim yaşam tarzıma aykırıydı.

Hizmetliler yemekleri servis etmeye başladılar. Çok aç olduğum söylenemezdi ama bu önümde ki güzellikleri yemezsem de midem bana küsebilirdi.

Hizmetliler herkesin tabağına yemekleri servis ettikten sonra gittiler. Şimdi sıra en güzel kısımdaydı. Yemek yemek ve yine yemek.

Sanırım Rüya Bekçilerinden sonra yemek düşüneceğim ikinci şey olabilirdi.

Amos açık açık Rüya Bekçilerinin her uykumda rüyamı berbat edeceklerini söylemişti.

Ben öyle bir şey söylemedim.

Ama ima ettin.

İma etmekle söylemek arasında dağlar kadar fark var Lenora.

Aynı şey işte ne fark eder.

Aynı şey değil.

Aynı şey.

Tamam Lenora aynı şey.

Biliyordum aynı şey.

Kral Leroy yemeğe başlayınca biz de başladık.

Şaka maka bir şeyi yeni fark ediyordum. Lucas ile yan yana oturuyorduk.

Ne yani Kraliçe Perla benim yanıma otursa Elfrad'ın sonu mu gelirdi. Sonra salak saçma imalar yapıyordu.

Lenora ne uzattın.

Seni bir müddet kafamdan atmanın bir yolu falan yok mu?

Aslında var. Ama ben olmadığım her saniye başın belada olur.

Şu ana kadar bir şey olmadıysa bir daha da olmaz.

Gelecekte ne olacağı hiç bir zaman belli değildir.

Kendimi koruyabilirim. Düşünmem yeter.

Cadılar kara büyü sayesinde gücünü azaltabilir.

Neden Büyücüler bir şey yapmıyor da her şeyi Cadılar yapıyor?

Büyücüler yeteri kadar güçlü değil.

Peki Cadılar neden Büyücülere saldırmıyor?

Canları istemiyor demek ki Lenora. Ne çok soru sordun.

Aman sormam bir daha.

Amos'la konuşmamı tamamen kesip yemeğimi yemeye başladım.

Düşünecek daha önemli konularım vardı.

Gerçekten neden bu kadar çok konu vardı. Buna dair bir büyü falan yok muydu?

Kapı bir anda açıldı. Kapının arkasındaki duvara çarpması ve gelen can çekiş sesleri ile yerimden sıçradım.

Bir kadın yerde sürünerek bize doğru geliyordu. Kafasını asla yerden kaldırmıyordu.

Vücudumu büyük bir korku kaplamıştı. Korkuyordum hem de deli gibi.

Kadın bize daha çok yaklaştı sanki özellikle bana yaklaşıyordu.

Yerimden hızla kalkıp kadından uzaklaştım.

Daha 18 yaşına bile girmemiş birisi için bu kadar olay fazlaydı. Çok fazlaydı.

Kadın bana biraz daha yaklaştı.

Kraliçe Perla, Kral Leroy ve Lucas da ayaklanmıştı.

"Yaklaşma." diye bağırdım kadına.

Belki bir şey yapamazdı biliyordum ama çok kötü bir enerjisi vardı. Sanki tüm gücümü emiyormuş gibi. Gerçekten gücümü emiyormuş gibi.

Lenora uzaklaş ondan.

Ne yapıyordu bu kadın derdi neydi?

Lucas hızla önüme geçip;

"Ona yaklaşma." diye bağırdı.

Kraliçe Perla kadına güçlü bir ateş küresi gönderdi.

Kadına işlememişti bile. Sanki komik bir şey varmış gibi Kraliçeye bakıp gülmüştü.

Kadın sonra bana baktı.

Yüzü, yüzü öyle bir haldeydi ki. Sanki birisi yüzüne kaynar su dökmüş gibi.

Ya da yüzünü kesmişler gibi. Ya da ikisi birden yapılmıştı.

Korkunçtu rüyamda gördüğüm yaratıktan bile korkunç.

"Cadılar sinirlendi Varis. Cadılar sinirlendi. En çok da Kraliçe." dedi Kadın pürüzlü ve korkunç sesi ile.

Lenora geri çekilin hemen.

Ne oluyor?

Lenora hemen geri çekilin patlayacak büyü etkileşime geçiyor. Kanı hepinizi yakar.

Belki garip gelecekti biliyordum ama Lucas ve beni Hava elementi ile hızla koltuğa attım.

Ama geç kalmıştık kadın çığlık atarak patlamıştı. Kanı ise etrafa sıçramıştı.

Kan dokunduğu her yeri eritiyordu.

Son dakika bacağıma bir kan damlası geldi.

O gelen yanma hissi ve benim büyük bir çığlık atmam.

"Lenora iyi misin? Lenora." dedi Lucas.

Duyduğum son ses ise onun sesi oldu. Bir kaç saniye belki de salise kim bilir. Bilincimi kaybetmiştim.

°°°

Selam.

Eee bölüm nasıldı?

Yorumlarınızı okumak istiyorum.

Ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

Seviliyorsunuz.

: )

Continue Reading

You'll Also Like

36.9K 5.6K 31
Eylül, sporcu olarak hayatına yön vermiş güçlü bir kızdır. Onun ile birlikte bu hayatı seçen Güneş ve Eylem ise en yakın arkadaşlarıdır. Bir gün...
7.5K 902 174
Asrımızın mühim bir hastalığı imani hakikatlere karşı lakaytlık ve iman hakikatlerini ispat eden delillerden yüz çevirmektir. Maalesef bu hastalık sa...
178 79 5
Yalnız ve bekar bir annenin kızı olan Adele zorlu bir hayat sürmekteydi ve daha zor günler onları bekliyordu.
263K 23.3K 91
Her sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. ...