İNTİKAM

By __yaprak__

12.2K 475 77

"Ceketini giyi!" Arkamadan bağırması ile belimdeki gömleği çözüp onu giyidim . Eve geldiğimde asansöre bindim... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16.Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22.Bölüm

23.Bölüm

174 3 2
By __yaprak__

Hepsinden aynı anda ne nidaları yükselirken derin bir nefes aldım

"Daha fazla konuşmayacağım bu konuda ama dediğim gibi yem ben olacağım" Doruk sesli bir şekilde öksürmüştü bir anda. Ciğerini bıraktı sanırım az önce

Buray ile Uzay müsahade isteyip kalktılar ve çıkıp gittiler

"Anlat"

"Ne" gözlerimi resmen onun gözlerinden ışık hızı ile kaçırıyordum yoksa o bakışlarla beni yakabilirdi.

Bir an da yüzümü kendi yüzüne çevirdi

"Bu konuda hiçbir şey saklamayacağımız konusunda anlaşmıştık"

"Aman iyi be " dedim ve suratımı ellerinden kurtardım

"Ben 6 yaşındaydım karakoldaydık gene bahçede oyun oynuyordum bir anda baskın yedik Tilki'den. Askerlerden biri beni tuttuğu gibi çekmiş ve bir yere kapatmıştı kapattığı yerde bir masa bir kaç silah evraklar vs vardı camı yoktu. Korkuyordum çünkü dışarıda silahlar patlıyor resmen çatışma vardı. Aniden kapıyı birileri tekmeledi.

Babam askerdi benim, silahçılık oynardık silahın mantığını biliyordum. Elime silahlardan birini aldım bir yandan ağlıyordum bir yandan silahı iki elim ile sabit tutmaya çalışıyordum. Kapı kırıldığında onu gördüm direk ateşledim silahı tam kalbine gelmişti bir anda yere yığıldı koşarak dolaplardan birine girdim. Kolumun sızısı ve korkunun verdiği etki ile ağlamam durmuyordu durduramıyordum. Ne kadar sürdü bilmiyorum ama dolabın kapısı açıldığında bir çığlık attım babam beni kucaklayıp ordan çıkardı " sıfır tepki ile suratıma bakıyordu

"Son" diyip elimi salladım

"Sorna noldu nasıl hala yaşayabiliyorsun?"

"Ülkemizi hafife alıyorsun istemeden de olsa bi faydam dokunmuştu. Kimseye beni vermeme konusunda kararlılardı beni öldürdüler"

"Kelime oyunlarını bırakır mısın?"

"Kelime oyunu falan yapmıyorum öldürdüler işte Gündüz Korkmaz"

"Senden önceki çocuk"

"Benim hakkımda her şeyi bildiğini sanıyorsun değil mi?"

"Şaşırt beni" diyip geriye yaslandı. Şimdi ağzına sıçtım işte

"Gündüz benim"

"Siktir nasıl?" Kapak hareketi yapıp gurur ile geriye yaslandım

"Onu öldüren Gündüz'dü. Gündüz'ü yok etmeleri gerekiyordu en kolay çözüm öldü lanse etmekti. Beni başlarda tek odalı bir eve kapattılar bir yıl kadar kimseyi görmedim ailemden. Kapının kulbuna yemek bırakıp giderlerdi birde karşı komşu sanırım bir tane teyze gelip beni yıkayıp giderdi. Başlarda zordu annemi görememek kardeşlerimi babamı ama en kötüsü gecelerdi yağmurlu fırtınalı olunca zaten uyuyamazdim elektirikte yoktu doğal olarak su doğalgaz sebebini sonra öğrendim tabi o ev beni yıkamaya gelen kadınınmış. Ev hep boş göründü yani camlarda gazeteler vardı. Okumayı da yeni öğrenmiştim onları okumaya çalışırdım sonra bana oyuncak falan da getirdiler tabi bir sene öyle geçti sonra meğer annem hamileymiş 2 aylık bir sene boynca vitamin diye ilaç verdiler ama gelişimimi ertelemek için bazı ilaçlarmış tabi ben hep minyon kaldım o çocuk doğdu onu direk yetimhaneye vermişler. Beni bir bavulla eve götürdüler uzun süre ailecek kimseyle görüşmedik babam beni karşısına aldı bir kimlik verdi üzerindekini okumamı istedi

"Gece"

"Aferim kızıma senin ismin artık Gece tamam mı? Sana Gündüz diyenlere dönüp asla bakma söz ver bana"

"Söz veriyorum babacım beni bir daha bırakma olur mu?"

Öyle oldu işte gündüz oldu sana Gece "

"Bunları bana niye başta anlatmadın?"

"Harika şimdi de sorguya mı başladık?"  bir an da bana sarılmak için yeltendi kendimi geri çektim

"Uzak dur benden uzak dur ki işler profesyonellikten uzaklaşmasın" elleri düşerken derin nefes aldı

"Haklısın" dedi

"Bir şey var annemi görmem lazım"

"Yapamayacağını biliyorsun "

"Yapıcam bak eğer o sıçtığımın görevinde ölür annemle küs gidersem öbür tarafta iki elim yakanda olur"

" Ne diyeceksin ? Anne biz aslında çok boktan işlere bulaşık ben tehlikeli bir yere gidiyorum hakkını helal et mi? Ayrıca bir yere gitmiyorsun."

"Hamileyim diyeceğim"

"Ne?!"

"Sen de benimle geleceksin annem beni affedecek böylece ve seni de kabul edecek duydun mu beni? Annemin elini öpeceksin "

Tam bir şey demek için ağzını açacakken yukarı çıktım yatağa girip üstümü örttüm uzun zaman sonra annem ile yüz yüze gelecektim kusacağım sanırım.

Pist noldu hemen hamilelik mooduna girdin

Kes sesini heyecanlıyım sadece

Aman be buraların tadı kaçmış

O yüzden siktir git

...

Kapının önündeydim elimde hastahaneye zorla hamile bir kadına yaptirdiğim test ile duruyordum. Doruk arabayı park ederken hemen içeri girmem lazimdi sakince kapıyı çaldım

"Anne... Yenge"

"Oooo prensesimiz degelmiş(!) Ne işin var burda şimdi mi aklına geldi? İki gün olmuş yeni mi öğrendin yazıklar olsun" içerideki ayakkabı yığınına bakarken kalbim durmuş gibi hissediyordum önüme babam öldüğü zaman ki evin görüntüsü geliyordu

Yengemi sinir ile kenara itip içeri girdim herkes simsiyah giyinmiş elinde yasin olan teyze yasini kapatıp yanıma geldi

"Bir sen kaldın demek. Başın sağolsun kızım" ağzıma yapıştırıcı yapıştirmışlarda açamıyor gibiydim gözüm kararırken uğultudani başka hiç bir şey duymuyordum en son gördüğüm mu? Masanın üzerinde abimin ablamın ve annemin resmi

...

"Oruspu birde çocuk peydahlamış evlenmeden. Yazıklar olsun!"

"Ahlak ar namus kalmamış" gözlerimi aralarlen ağzımı hala açamiyordum kendimi zorlayarak

"Su" dedim Elmas teyze beni doğrultup su içmeme yardım etti ellerimi avuçları içine alırken

"Doğru mu? Hepsi mi?"

"İki gün önce annen ben buralarda kalamam artık diyordu sürekli zaten dediğini de yaptı Ankara'ya ev bakmaya gideceklerdi hep beraber ama araba sebepsiz bir şekilde arıza vermiş uçu..."

"Ne anlatıyorsun ki umrunda mı hiç arsız namussuz" o kaltak kadın bana namussuz mu dedi?

"Bana bak senin yediğin naneleri bilmiyoruz sanki komşulara temizliğe diyorsun ama Akif amcanın evinde sütyenini buluyorum annem sustururdu beni ama gitti madem susturamazsın beni büyük falan dinlemem alırım ayağımın altına "

"Kes sesini terbiyesiz" amcama dönüp

"Ulan ben miyim terbiyesiz bir miras uğruna kardeşini harcayan sen değil miydin ? Kim sattı kardeşini çok şükür aileme ihanet etmedim ben " ayağa kalkarken sendeleyip tekrar koltuğa düşmüştüm ama durmamış tekrar kalkmıştım

"Bırak bırak ağzı bozulmuş iyice bunun" halama dönüp.

"İyi tüm kardeşlerini tutuyordun babama gelince anneme gelince olsun onlar zengin diyordunuz bok zengindik ateş altındaydık hep bak yandık hepimiz siz de oturun kına yakın bir yerlerinize" amcam elini kaldırmıştı indirecekken elini tuttum

"Ben babam değilim amca beni susturamazsın"

"Gece!" Doruk gelip amcama kafayı patlatırken daha da ileri gitmeden kolundan tuttum

"Değmez bile " dönüp yüzümü elleri arasına aldı

"Bir şeyin yok değil mi yapmadılar sana bir şey " bir şey yok derken bir şey vardı çok önemli bir şey vardı

"Bir şey var"  daha da telaşlanırken

"Ben kimsesiz kaldım" Doruk bir süre bana baktıktan sonra etrafa baktı bir anda sıkıca sarılıp

"İki kimsesiz birbirimizin kimsesi oluruz " dedi

"Doruk Toprak?" Kollarından çıkıp seslenen kişiye döndüm yengem denen mahlukatın gözleri resmen dolar işareti almıştı

"Ay pardon çok resmi oldu değil mi? Damat beyy"

"Siktir git" gözler bana dönerken yengem bana sarılmaya çalıştı

"Siktirin gidin hepiniz hadi "

"Bir tanem yazık kendine hadi kendini düşünmüyorsun karnındakini düşün " karnındaki?

"Ayol ne bakıyorsun suratıma valla bu kötü zamanda ilaç gibi bir şey tebrik ederim kızım Allah işte birini alıyor birini veriyor. Bebiş bize emanet " elini karnıma götürürken geri adım adım attım

"Ne diyorsun be?"

"Ay kız gördüm testi sen birden düşünce elinden düştü" hassiktir

"Sana bokumu emanet etmem hoş ya siz onu da yersiniz"

"Aaaa acına veriyorum bu lafları Gece hadi Kâmil gidelim sakinleşsin şoku atlatsin yavrucak "

"Doruk ben çok yorgun hissediyorum hepsini gönder lütfen" önce koltuğa oturmama yardım edip sonra insanları gönderip tekrar yanıma geldi bir tek Elmas teyze kalmıştı

"Kayra o biliyor mu?"

"Biliyor siz görüşüyor musunuz?" biliyor ve bana söylemedi mi? İki gündür bana bir şey söylemedi mi?

"Bak iki gündür komadalardı dün gece olan olmuş bir umut bekledi iyileşecekler diye "

"Yanlız kalabilir miyim?" Kalkıp gidince kapı sesi ile içimdeki çığlığı serbest bıraktım

"Ben yaptım. Benim yüzümden hiç bulaşmasaydım hiç peşine düşmeseydim keşke"

"Gece yapma"

"Ben de o arabada olmalıydım orda benim de fotoğrafım olmalıydı" bana tekrar sarılacakken kollarından kurtuldum ve tokat attım

"Hani ben bu evden çıkınca güvende olacaklardı hani her tarafta korumalar vardı! Nerde niye haberleri yok koskoca iki gün?! "

"Hepsinin hesabını soracağım söz veriyorum"

"Bak bak bu fotoğraflara bak benimle konuşamıyorlar bana sarılamıyorlar kokmuyorlar senin sorduğun hesap bana onların kokularını getirecek mi?" Aval aval suratıma bakıyordu Allah'ım kafayı yiyeceğim

"Siktir git ! Bitti herşey bitti ben daha fazla tehlikeye atmayacağım kimseyi bitti defol evimden " sessizce kapıya giderken kapı sesi ile hepsinin fotoğraflarını bir araya toplayıp karşıma koydum

...

"Gece" oturduğum yerde hoplamıştım

"Anne" etrafa bakındım

"Güzel kızım" ses annemin odasından geliyordu koşarak kapıyı açtım ama boştu

"Annee"

"Baş belası "

"Abi!" Koşarak içeri gittim ama yine yoktu kimse

"Kızım kaç kere dedim sana şu ceketi giyme diye"

"Abla nerdesin?" Tüm evi dolanıp salona geri geldim yere oturup fotoğraflarına baktım

"Nerdesiniz?" Kafamı dizlerime gömdüğümde uğultular yükseldi hepsinin sesi birbirine karışıyordu ablamın azarlarları abimin gıcık sözleri ve annemin şefkatli sesi

"Bulamıyorum sizi?!"

"Allah'ım delirmek istemiyorum unutmak istemiyorum hiçbirini " vitrindeki anahtarı alıp evden çıktım daha fazla dayanamıyorum.

Sesler kapının kapanması ile son bulmuştu aşağı inip kaldırıma oturdum

"Anne" annem karşıdan bana el sallarken ona doğru koştum tam varacaktım ama bir anda yok oldu

"Allah'ım sen bana yardım et"  korna sesi ile yolun ortasında olduğumun yeni farkına varmıştım. Araba önümde aniden durmuştu. Adam arabadan inip konuşmaya başladı. Yo yo bağırıyordu boynundaki damarlardan belliydi ama ben hiçbir ses duyamıyorum yanlızca hafif bir çınlama vardı kulağımda. Adam yan tarafa döndüğünde onun baktığı yere baktım Doruk adama kafa patlatırken sanki benim kafama da biri vuruyor gibiydi beynim patlayacak gibi hissediyordum.

...

Gözlerimi aralayıp nerde olduğuma baktım bir süre sonra her şeyi hatırlayıp hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Kapın aniden açılıp Doruk içeri girdi

"Çok bile dayandın " gelip kollarını bana sardı

"Ben napacağım benim ailem ellerimden kayıp gitti " Doruk kendisini bana daha da bastırırken

"Seslerini duydum annemi gördüm ben deliriyor muyum? Delirmek istemiyorum"

"Sen zaten delisin" kollarını benden ayırıp ellerimi tuttu

"Kimsesiz değilsin Kayra ,Savaş ,Aras, Uzay ,Buray " yutkunup bir süre bekledi

"Ben varım"

"Sağol" dedim ellerimi kendime çekip

"Ağzına tüküreyim Buray açık açık siktir git dedim" kapının çalmasına söverek odadan çıktı. Ben de ona siktir git demiştim gitmemişti üzüm üzüme demek ki

"Güzel kızım" kapının açılmasıyla yengem olacak meymenetsiz içeri girdi. Ben buna da siktir git demiştim değil mi? Allah'ım yanlış yoldayım biliyorum ama o kadar da geldik şimdi

"Sana miss gibi çorba yaptım bebişi beslemek lazım" elini karnıma koyarken kusma isteğimi geri çevirmeye zorladım

"Sağol istemiyorum"

"Bak biz aynı kandanız kavga da ederiz küseriz de sonra hemen barışıveririz" koşarak odanın kapısını kapattı. Ayrıca onla kan bağ yoktu değil mi? Senin akraba bilgine tüküreyim

"Kız bu ev ne böyle saray mübarek iyi yere kapak atmışsın valla" kapak atmak?

"Artık amcacığın ile bizi unutmazsın dimi yengesinin gülü. Şimdi söylemek doğru mu bilmiyorum ama dün bizim eve haciz memurları geldi 3 gün süre verdiler " ne diyor la bu?

"Evi boşaltacaklar 40 bin lira bizi çok aşıyor biliyorsun durmumuzu"

"Durumun yoksa borca girmeseydin"

"Haklısın o kadar haklısın ki kuzenlerin işte hep onlar için 1 kuruş kendime harcamadım sen damat bey oğluma söylesen bize biraz ya.."

"Asla" tam devam edecekler sözünü böldüm

"Borcu alırken bana mı sordun? Borcu alırken geçtim bir kere bile sordun mu ? Nasılsın kızım iyi misin? Sormadın faydanızı geçtim babamı üzmekten anneme acı çektirmekten bizim rızıkımıza göz dikmekten başka ne yaptınız? Bir daha buraya gelme sonu iyi olmaz duydun mu beni?"

"Yavrum" eli yüzüme giderken kolunu yakladım

"Bak bi dinle"

"Git" gitmiyor hala yüzsüz. Kolundan tuttuğum gibi kapıya kadar sürükledim

"Gece?"

"Doruk sen karışma!"

"Bana bak sen benim hakkımı çocuğumun hakkını annemin babamın abimin ablamın hakkını yedin yetmedi gözümüze soktun annem neye heveslense kursağında bırakmak için ne gerekiyorsa yaptın bana çocukluğumu zindan ettin " kapı dışına fırlatıp

"Bizim zindanlarımızı bitirince şimdi kendine zindan yapmışsın şimdi zinadanina git ilahi adaleti bekle" kapıyı suratına kaptıp içeri gittim ama kapı çalmaya devam etti

"Ulan oruspu karı elimde kalacaksın" hışım ile kapıyı açtığımda karşımda Kayra'yı gördüm

"İyi misin?"

"Değilim hiç iyi değilim" kapıyı açık bırakıp içeri ilerledim arkamdan gelip yanıma oturdu

"Ne zaman iyi olursun"

"Çok uzun bir zaman iyi olamam sanırım"

"Ayakların yere bassın hayatın bir üflemesi bir yana fırtınaları depremleri seni kıpırdatmasın"

"Alıntı oluyor değil mi bu ölmüş birinin sözü sonuçta"

"Annenin sözü Gece kızlar senin saçını başını yolduklarında söylemişti unuttun mu? "

"Yolunacak bir şeyim kalmadı benim ihtiyacım yok yani dik durmaya falan" ayağa kalkıp adım atmam ile

"Kaçma "  dedi. Bana gerçekleri söylemekten kaçan oydu.

"Kaçtığım falan yok evi bok götürüyor biraz temizlik yapacağım yarın cenaze var benim annem temiz bir kadındı cenazesinde pis ev konuşulsun istemiyorum"

"Peki bezler nerde"

"Bak yakın arkadaşlık ayaklarını bırak yakın arkadaşlar bazı şeyleri saklamaz ki bu bazı şeylere ölen aile de dahil"

"Sen bana söyler miydin?"

"Ne?"

"Annem komada olsa komaya girer girmez söyler miydin?"

"Kesinlikle"

"At yalanı sikeyim inananı!"

"Bu durumda küfürleri ben ederim!"

"Öyle mi? O zaman neden annem kalp krizi geçirdiğinde beni size bıraktıklarında bana bir şey söylemedin"

"Ne?"

"Her şeyi biliyordun ama ben sadece evcilik oynamaya geldiğimi sanıyordum"

"Ulan 10 yaşındaydım annem ağzıma mı sıçsaydı?! "

"Annenin sözünü ne zaman dinledin? O zaman mı dinleyesin geldi!"

"Hesap mı soruyorsun şu an bana!?"

"Hesap falan sormuyorum sadece hissettiklerimi anlamanı istiyorum!" Seslerimiz git gide çığlık olmuş ve bir anda kesilmişti kulağımdaki uğultu ile elimdeki bardağı duvara fırlattım. Başım deli gibi dönerken kendimi yere bırakıp dizlerimi kendime çektim

"Bu oruspu dünyaya bir benim mutluluğum fazla geldi" Kayra yanıma gelip o da dizlerini kendisine çekti

"Gerizekali dünyanın kadın olduğunu nerden biliyorsun"

"Niye erkek orospusu yok mu?" Bir süre birbirimize bakıp kahkaha attık

"Gerizekali karı anca zararsın. Bardak kırıklarına dokunmam yediğin boku temizle"

"Burda bir Cemile var o da sensin git bezler banyoda "

"Noldu lan burda?" Doruk'un sesi ile ayağa kalkıp tezgahtan ona baktık

"Git"

"Ne?"

"Temizlik yapcam git "

"Ne temizliği kızım"

"Ha birde ben ararım gel diye gelirken plastik çatal bardak falan al"

"Niye"

"Hımm bı düşüneyim benim annem abim ablam öldü ya hala morgdalar onların cenazesi için"

"Peki " Doruk bir süre sonra evden çıkmıştı

"Yemin ederim tam anne oldun " elini karnıma koyup gülümserken ben de ona gülümsedim girdik bir bok çukuruna yine ama hadi hayırlısı

...

Pestilimiz çıkmıştı ve ben makinaya kahve koymaya çalışıyorum

"Kız Gece sen sevmezsin böyle cenazelerde yedirmeyi içirmeyi"

"Ben sevmem ama annem bunu bildiği için bana ben ölürsem benim tarzımda cenaze yap vasiyetim demişti "

"Var ya fena kadın ha işini biliyor" kahveleri bardağa koyarken diğer bardaktakini lavoboya döktü

"Napıyorsun manyak kahve istemiyor musun?"

"İstiyorum  ama sen içmiyorsun"

"Bakma aval aval suratıma hamilesin bırak artık kahveyi falan" ya sıçacağım ha böyle işe annemi kaybettim ailemi kaybettim ve şimdi bir de bu yalan

"Ben geldim " Doruk'un sesi ile kapıya ilerledim

"Her şeyi aldım birde pideciyle anlaştım yarın sabah erkenden gelecekler"

"Sağol" elindeki poşteti bana uzatırken poşetleri aldım. Ekmek mi almıştı o?

"Ekmek demedim ki ben"

"Ne biliyim ? Bir amca oturdu bankta yanıma ekmek almadan eve gitte haşlasın seni dedi ben de aldım."

"Öğreniyor öğreniyor" Kayra kulağıma fısıldarken sadece gülümsedim

"Sen de dinlen artık uyu biraz "

"Haklı bırak şimdi her şeyi yarın uzun bir gün güçlü olmalısın" ikisine de dönüp kafamı salladım

"Burda kalsana bugün Kayra "

"Aslında benimde hiç gidesim yok. Gece'yi yanlız bırakmak istemiyorum"

"Misafir odası var üst kat üçüncü kapı "

"Hangi odada olduğumu biliyorsun Doruk varken beni ister misin bilmiyorum ama " Doruk varken mi? Lan Kayra burda kalırsa tabi ki benim Doruk'la kalmam gerek

"Bakma öyle ay sen hamile olunca bi avel oldun. Pijama veriver" hamile olunca değil gerizekli kalbimin ağrısı yetmez gibi birde yalan söylemeye uğraşmaktan

"Hadi git sen pijamaları ver ben geliyorum kahvemi alıp" yukarı çıkıp pijama çekmecesini açtım. Unicornlu pijamalarımı elime alıp gülümsedim. Kenara koyup Kayra için dondurma desenli bir pijama takımı çıkardım

"Kız sen napıyorsun burda?"

"Ya havale pijama çıkarıyorum "

"Pijamalar niye bu oda da ki ?" sıç işte şimdi sıçtın

"Ben..."

"Benim yüzümden takımlarımdan dolayı dolaplar ful yeni dolaplar yapılana kadar buraya koyduk" Aralık kalan kapıdan Doruk yardımıma yetişmişti

Kahramanın

Ne kahraman ama

"Zengin olunca böyle oluyor demek " gülümseyip yatağa pijamaları bıraktım kendi pijamalarımı da alıp Doruk'un odasına ilerledim

"İstersen yerde yatabilirim"

"Ne?"

"Profesyonellikten uzaklaşmak istemiyorum demiştin ya yerde yatabilirim istersen"

"Sen anlamıyorsun değil mi? Benim seni kafamda bitirmeye değil tam kalbimde bitirmeye ihtiyacım var . Ben seni yerde de olsan seviyorum yatakta da olsan seviyorum ben sen dünyanın öbür ucunda olsan da severim bundan kurtulmak için kendimle savaşıyorum seninle değil o yüzden iyi geceler" banyoya girip rutin işlerimi hallettim yatağa girip yorganı üzerime çektim

Doruk'un ağzından
Gece yukarı çıkar çıkmaz Kayra kolumdan tutup beni kenara çekti

"Bana bak bu kız sana ne kadar aşık olduysa olay hamile kalmaya kadar gitmiş sakın yüz üstü bırakayım falan deme ümüğünü sıkarım "

"İyi misin sen ? Onu asla bırakmam" bir süre gözlerime baktı sanki yalan mı yoksa doğru mu diye tarttı. Yakamı bırakıp yukarı çıktı. Gece başımıza bir bela daha açtı hadi hayırlısı

Kes sesini sanki sen kızın başına hiç bela açmadın

Yoo açmadım

Ulan kız ailesini kaybetti be

Benim yüzümden mi sanki?

Ona söz veren sendin koruyacağım yanıma gel diye

Bak siktir git

Doğru söyleyin dokuz köyden kovarlar

Sigara paketini alıp bir sigara çıkardım ve balkona çıktım. Lan dur hassiktir bugün kız ile yatacağım. Sigarayı tekrar pakate koyup yukarı çıktım

"Senin kıyafetlerin niye bu oda da ki?" Aralık kalan kapıdan duyduğum ses ile içeri seslendim

"Benim yüzümden takımlarımdan dolayı dolaplar ful yeni dolaplar yapılana kadar buraya koyduk"

Vicdanını rahatlatmaya çalışıyorsun

Ne alakası var sadece yardım ediyorum

Ben sana zarar vermiyorum demeye getiriyorsun

Siktir git

Onları orda bırakıp odama geçtim yatağa girip oturdum belki de burda yatmamdan rahatsız olacak yere geçsem daha iyi has geldi işte

" Yerde yatabilirim istersen" acıyarak bana döndü

"Ne"

"Profesyonellikten uzaklaşmak istemiyorum demiştin ya yerde yatabilirim istersen"

"Sen anlamıyorsun değil mi? Benim seni kafamda bitirmeye değil tam kalbimde bitirmeye ihtiyacım var . Ben seni yerde de olsan seviyorum yatakta da olsan seviyorum ben sen dünyanın öbür ucunda olsan da severim bundan kurtulmak için kendimle savaşıyorum seninle değil o yüzden iyi geceler" yerin dibi olsa da girsem. Bok vardı dedin. Yat zıbar işte kıza kendini hatırlatır gibi gerizekalı. Yatağa oturmasıyla dönüp sarılma isteğim bir oluyordu ne oluyordu ağzına tüküreyim

"Sigara kokmuyorsun"

"İçmedim bugün" sen sevmiyorsun diye içmedim

"Bıraktın mı?"

"Hayır" ama istersen bırakırım

"Umarım birini sigara kadar seversin"

"Sigara gibi birini sevmeyeceğime eminim" ama lavanta kokulu seni sevebiliridim

"Buna keşke sen karar verebilseydin"

"Merak etme ben karar veririm" sana karşı bakışlarıma engel olamazsam da

Derin bir iç çekip doğruldu ilerleyip lavoboya girdi daha demin çıkmamış miydi o ?

Çığlığı ile olduğum yerde zıpladım

"Gece! Aç kapıyı"

"Git burdan lütfen "

"Tek başına halletmek zorunda değilsin"

"Artık tek başımayım alışmama izin ver" tek başına mı? Pekâlâ bakalım hadi aslan parçası

"Kapını arkasindaysan çekil " tekme atıp kapıyı kırdım banyo kabinin içine çökmüş sadece ağlıyordu yanına diz çöküp sıkıca sarıldım

"Seni asla tek başına bırakmam" durup yüzüme baktı onu bu hâle ben getirmiştim. Şişik gözler, kırmızı yanak, kırmızı dudak, pancar gibi suratı, göz yaşlarından suratına yapışan saçlar o ilk geldiğinde neşe dolu kızı öldürmüştüm.

Kolundan tutup ayağa kaldırdım. Aynanın karşısına getirip yüzünü yıkadım

"Göreve bu güçsüz halin ile gidemezsin beni güçsüz göstermeni istemiyorum topla kendini"

"Kendin için bir şeyler istemekten vazgeç artık" kendim için bir şey istiyor olsaydım ilk seni isterdim

"Şu an konu bu değil toparlan ve uyu "

"Nasıl bu kadar değişebiliyorsun? Az önce bana hep yanımda olduğunu söylüyordun"

"Ben hep Uzay'ın da yanındayım Buray'ın da yanındayım ve senin de yanındayım"

Gece'nin ağzından

Duygularım yeterince bok gibiydi onunla kavga bile edecek gücüm yok. Yüzümü havlu ile kurulayıp yatağa girdim ve gözlerimi kapadım bu kabus umarım bir an önce biter
...

Herkes oturmuş mutsuz suratlar ile yemeklerini tıkanıyor, annem ile olan anıları birbirlerine anlatıyor hatta bazıları onu bile yapmayıp normal sohbet ediyordu. Çocukları gülüşerek bir yerlerde koşturuyor oyun oynuyordu. Kimse beni umursuyor muydu? Kesinlikle hayır. Koltukta oturmuş kuran okuyan teyze arada bir mola verip bir şeyler yiyor sonra devam ediyordu. Benim ailem yok olmuştu kimse bunu umursuyor muyudu? Hayır!

Kapının sesi mi o? Evet bu kadroya bir kişi daha ekleniyor hazır mıyız? Herkesle merhabalaşıcak kimilerine " Bayadir görüşmüyoruz" diyip sohbet edecekken ortamı hatırlayıp benim gözlerime bakıp sanki yaramaz çocukların bahane uydurması gibi " keşke böyle görüşmeseydik" diyecekler ve vicdanlarını rahatlatıp sohbetlerine devam edecekler belki bir iki damla göz yaşı

"Hünkar hanım" bir anda boynuma atlayıp sarıldı karnımı okşayıp gülümsedi

"Ah kızım demek torunum geliyor nasıl mutluyum anlatamam" sinirlerim aşırı bozuktu ve bu şaka gibiydi cidden

"Ah kayınvaliden gelmiş kızım içeri alsana kadıncağız yazık kapıda kalmış" yengeme dönüp

"Siz tanışıyor musunuz?" Dedim. Tek bir fiyasko daha olursa kendimi kezzap dolu havuza atacağım

"Birtanem bana geldi hamile olduğunu söyledi müjdeli haberi verdi..."

"Ve sizden para aldı değil mi?" Oruspu

"Amaan adettendir yavrum. Bu içerisi ne? Torunum için dua mı okutuyorsun?" sinirlerim aşırı bozuldu bağırsam bağıramıyorum küfür etsem edemiyorum güleyim o zaman

Bir anda kahkahalara bogulmuştum Doruk yanıma gelmiş ne olduğunu anlamaya çalışıyordu benim başım dönüyor her gülüşünde yer sallaniyordu sanki

...

"Su" biri kafamı hafifce kaldırmış ve su içmemi sağlamıştı.

Gözlerimin üzerinde o kadar büyük ağırlıklar var gibi hissediyordum ki açmak imkansız gibi geliyordu. Zorlanarak gözlerimi araladım görüntü netleşince karşımda Doruk'u gördüm

"İyi misin?" Ne boktan bi soru bu

"Ağrı kesici ile daha iyi olabilirim" çekmeceyi açıp içinden aspirini çıkardı ilacı içip ona doğru döndüm

"Cenaze ne oldu?"

"Defin gerçekleşti saat sabah 6 öyle bırakamadım" bacaklarımı kendime çektim son görevimi yerine getirememiştim becerememiştim işte

"Tamam"

"Seni götürebilirim istersen"

"Nereye?"

"Mezara"

"Taşla hasret mi gidereyim?"

"Yani istersin diye"

"İstersem giderim" derin bir nefes alıp kapıya ilerledi kapıda durup  döndü

"Annem ona annen kadar sevdiğin birini kaybettiğini söyledim"

"Annem kadar... Tamam" kapıyı kapatıp çıktı

...

Saat 4 olmuş resmen 10 saattir yanlızca tavana bakıyorum. Bu kadar yeter telefonum nerde benim? Çantamı askıdan alıp yatağa oturdum çantamı tamamen yatağa döktüğümde gözüme Doruk'un bana verdiği kart takıldı. Bana ne istersem alabileceğimi söylemişti değil mi? Pekâlâ öyle yapacağım. Üzerime rastgele bir şeyler geçirip ayağa kalktım derin bir nefes alıp kapının kulbunu çevirim ve aşağı indim

"Nereye?"

"Gezmeye"

"Ciddi bir şey soruyorum burda"

"Gezmeye dedim ya şu annemlerin kapısında duranlardan birine söyle araba kullansınlar şuan bir işleri yok nasılsa"

"Ben götürürüm seni"

"İyi "

...

Alışveriş merkezine geldiğimizde annemin asla giymeme izin vermediği dekolteli elbiselere yöneldim. Ben daha küçüktüm onun için bunları giyemezdim ama şu an yok ve ben ne istersem onu giyecegim

Mini olmasıyla beraber ekstra yırtmacı bulunan parlak kırmızı askılı sırtı tamamen açık göğüs dekoltesi bulunan elbiseyi deneyip kabinden çıktım

"Bunu beğendin mi gerçekten?"

"Neden yakışmamış mi?"

"Senin tarzın değil pek"

" Buna ben karar veririm " eliyle hafif çıkan sakallarını karıştırdı ve

"Peki" dedi bu elbiseye benzer bir çok elbiseyi daha alıp kasaya gittim

"102 bin Türk lirası" kasadaki kadına kartı verip ödemeyi yaptım ve alışveriş merkezinden eve gittik üzerime kırmızı elbiseyi geçirip saçlarımı açık bıraktım kırmızı ruj siyah far simler ile elimden gelen her malzemeyi kullanıp makyajı yaptım siyah topuklu ayakkabılar ve aldığım mucheverleri de takip aşağı indim

"Gece kulübüne gidelim mi?"

"Ne!?"

"Duydun bana eşlik etmek istemiyorsan başkasını bulurum"

"Gece kulübünde ne yapacaksın? "

"Sonsuz içeceğim hepsinin yaptığı gibi "

"Bak bana sen içkiden nefret edersin Uzay sana alkol verdiğinde bile ne kadar delirmiştin" ona göz devirip kapıdan dışarı çıktım

"Kimse sana göz ucu ile bakmaz parmağındaki yüzüğün sahibi benim kızım kimse cesaret bile edemez" yüzüğü parmağımdan çıkarıp onun eline tutuşturdum

"Al bakalım yüzüğünü bir süre sende kalsın evcilik oyununa kısa bir mola"

...
Tam olarak barın kapısının önündeydim korumalar etrafımı sarmış içeri girmemi bekliyorlardı tabi arkamda uzun bir sıra ya havale vela kuvveten

İçeri girdiğimde bir anda müzik durmuş herkes bana bakıyordu

"Sakin olun insan yemiyorum ben!" Herkes susupustu ulan ortamı yumuşatalım dedik iyi aman be ne bok yerlerse yesinler

"Bari müziğe devam et"

"Ne istersiniz?"

"Programında ne varsa devam et" bar kısmına geçip bir tabureye oturdum yanımdaki herkes teker teker kalkmış bar tabureleri boşalmıştı ulan iki içelim dedik be ama durun ben ne yapacağımı iyi biliyorum

Evet baylar bayanlar gene üstün zekamı kullanıp o "elit" bardan çıkıp Tarlabaşı da bir pavyona geldim yok mu bana bı alkış iç ses nerdesin? Ulan sen de mi gittin be

"Ne alırsınız" gelen garsona bakıp

"En çarpıcı alkolü"

"Tabi hemen" o giderken masaya daha da kurulup etrafa bakındım bir süre sonra alkış kıyamet kopmuştu ve bir sanatçı sahneye çıkmıştı ama sanatçının göz altları kocaman şişmiş makyajın altından belli bekirsiz gözündeki morluk vardı.

Bir el omuzuma dokunduğunda arkama döndüm garson elinde arşa uzanan bir tabağı masama bırakıp

"Abimizin ikramı" dedi ve çapraz masamdaki adamı gösterdi adam da resmen bakın abartmıyorum pezevenk tipi vardı

"Reddettiğimi söylersin" diyip tabağı garsona doğru ittim

"Abla ben canıma susamadım sen söylersin ama bence söyleme" garson  gittiğinde tabağı elimin tersi ile yere fırlattım nimet içim acımadı değil ama başka türlü anlayacağını sanmıyorum

Önümdeki içki ile tam bir saattir bakışıyoruz. Bunu yapabilirim engelleyen tek bir etken bile yok ama yapmak istiyor muyum? Masadan kalkıp elimi yüzümü yıkamak için tuvalete yöneldim ama koridordan geçerken tokat sesi ile durdum sesin geldiği yer tam bu kapının arkasında

"Anneme gitmek istiyorum abi valla gene geleyim ama annemi görmeme izin ver"

"Kızım sen benim gözüme baksana annene git her şeyi anlat polisle başımı belaya sok"

"Valla bir şey demem bari uzaktan göreyim"

"Sen burda olduğun sürece onlar güvende ama olur da seni arar bulamazsam..." Kapıyı tıklayıp içeri girdim bu bana tabak gönderen adamdı. Dedim pezevenk tipi var diye

"Ya ben de tam sizi arıyordum size çok ayıp ettiğimi fark ettim gelip özür dilemek istedim" adama yavaş yavaş yaklaşıp bir elimi omzuna koydum elini tam belime saracakken diğer elimdeki silahı dalağına dayayıp kulağına fısıldadım

"Tek bir çıt sesi duyarsam ağzından dalağını patlatırım indir elini " elini belimden çekip silahına yeltenecekken karşımdaki kız ani hamle ile silahı belinden aldı

"Aferin kız" kızın gözündeki korkuyu görebiliyordum korku bu görülür mü hiç ama nasıl korktuğunu öyle görebiliyordum ki

"Şimdi bak ben seni burdan annene götüreceğim"

"Bu imkansız korumalar her yerde gören olacaktır " silahın namlusunu dalağına bastırıp

"Hayır olmayacak sen şimdi arayacaksın adamlarını benimle beraber bu kızı istediğimiz yere götürecekler tabi sen de bizimle geliyorsun" telefonunu cebinden çıkarırken kolumdan tutup silahı elimden çekmeye çalıştı uçkuruna tekme atıp koltuğa ittim

"Tek bir kere daha böyle bir şey yaparsan şerefsizim gebertirim " kız plastik kelepçeler ile ellerini ve ayağını bağladığı da gülümsedim

"Kaptın kız işi" hâlâ benimle tek kelime etmiyordu

Telefonu cebinden alıp parmağını okuttum

"Şimdi bakalım en güvendiğim adamın kim ?"

"Recep" kız sonunda konuştuğunda Recep ismini telefondan bulup aradım ve hoparlöre aldım

"Buyur abi" silahı kafasina bastırıp ittirdim

"Aslanım benim kaplanı al ve gel kızlar ile bir yere gideceğiz"

"Tamam abi hemen geliyorum" telefon kapandığında kız

"Tuza düşeceğiz ona asla aslanım demez kod verdi !" Kız panik yaparken nasıl bu kadar zeki olup burayı düşmeyi başardığını düşünmeyi erteledim

Adamın ayaklarındaki kelepçeyi kesip ayağa kaldırdım ve kafasından tutup silahı kafasına dayadım

"Yanıma gel" kızı yanıma çekip acele ile dışarı çıktım şimdi boku yemiştik

"Bana bak Recep misin her ne boksan abinin kafasına sıkmamı istiyorsan bir adım atarsın"

"Bayan sende o yürek ne arar" bir adım attığında adamın koluna bir kurşun sıktım acı ile kivranirkrn

"Geri çekil yoksa adam kan kaybından ölür bas geri" adam geri adım attığında kızı da arkama alıp geri geri ilerlemeye başladım dışarı çıkıp taksileri durdurmaya çalıştım hiç biri durmuyor basıp geçiyordu paramızla rezil oluyoruz resmen. Yanımda bir araba durduğunda içeri baktım bu Giray'dı

"Atla" kız ön koltuğa otururken bende adamla beraber arka koltuğa oturdum arka arkaya ateş edilemeye başladığında son gaz ordan ayrıldık

"Noldu böyle?"

"Nolduğundan önce senin burda ne işin var hoca?"

"Hoca camide " bunu yapmış olamaz değil mi? Bu karizmatik surata hiç yakıştı mı şimdi?

"Çok özür dilerim mesleki defarmasyon. Seni kulüpte gördüm iyi görünmüyordun.."

"Ve sapık gibi beni takip etmeye mi karar vedin"

"Dışardan öyle görünüyor olabilir ama sadece korumak istedim ve iyi ki de gelmişim"

"Artık herkes beni koruma derdinden vazgeçebilir mi ?" Evet ilgi oruspusu gibi göründüğümün farkındayım ama nefes alamıyorum artık

"Üzgünüm yardım etmek istedim" ne dicem karşımda Doruk yok ki şöyle bir güzel söyleneyim

"Nereye gidiyoruz?"

"Biliyorum ben sadece sürüyorum"

"Sağa dön burdan"

...

Doruk net bir şekilde beni gebertecekti . Şu an da ben Giray o kız ve yavşak depodaydık . Kız Emirhan'ın olduğu tarafa yönelince kolundan tuttum

"Otur biraz soluklan"

"Bence sen de oturmalısın " Giray elini omzuma koyarken uzaklaşıp

"İyiyim ben sağol" dedim

"Siktir siktir"

"Noldu?"

"Çantam orda kaldı "

"Yani?"

"Doruk'u aramam lazım ve bil bakalım ne yok?" kız elbisesini kaldırırken elimle Giray'ın gözünü kapattım elbisesinin altındaki astardan telefon çıkartıp bana uzattı

"Sağol" dışarı çıkıp numarayı tuşladım

"Alo"

"Oruspu çocuğu bitti iş... Gece iyi misin ?! Çabuk kaç hemen kaç!" Telaşlı sesine bakılırsa bir şeyler ters gidiyordu

"Ne? Ben iyiyim biz depodayiz onu haber vermek için aradım . Asıl sen iyi misin? Bak buraya geldiğimiz için kızgınsan benim de sana kızgın olduğum bir çok şey var. "

"Gece ne diyorsun?! Kaç diyorum koru kendini! Bak dayan geliyorum" karşıdan gelen araba farıyla arabaya doğru ilerledim

"Geldim diyeceksin bu yaşından sonra Türkçe mi öğreteyim sana?"

"Ne?"

"Selam güzelim" arabadan inen çakal ile kelimenin tam anlamıyla birisi boğazıma uhu dökmüş gibi oldum. Ama nasıl?

Adamları bana yaklaşırken tabana kuvvet koşmaya başladım ama ne yazık ki kısa bacaklarım ile yorgun bedenim limitimi en alt seviyede tutuyordu. Beni kollarımdan yakaladıklarında ibne oğlu ibne gelip elimden telefonu aldı

"Naber dostum"

"Küfür yok küfür yok biricik nisanlının üzerinde bir damga da benim bırakmamı istemiyorsan tatlı tatlı konuşmalısın "

"Biz gidiyoruz kısa bi tatil yapacağız seni de beklerim diyeceğim ama odalar iki kişilik biliyor musun ? Ve tüm odalar dolu inan ben de erken rezervasyon yaptırdığım için bulabildim "

"Görüşürüz ah dur bak Gece de selam söylüyor " telefonu kapatırken adamlarına

"Kızı benim arabama koy bir kaç adam burda kalsın onları oyalasın içerdekileride acıdım zarar vermeyin"  arabaya baya un çuvalı gibi atıldım yanıma da o ibne oturdu

"Bugün çok güzel olmuşsun benim için hazırlanmış gibisin " karşımdaki ekrana odaklanmıştım ama ekran resmen benim için gibiydi. Allah'ım ağzına tükürdüğüm şansım geri mi geldi? Babasının fotoğrafı doğum tarihi ve ölüm tarihi yazıyordu ölüm tarihi. Şans olan kısmı söylüyorum. Ölüm tarihi ne zaman mı tam da bugün?

"Aslında babanın ölümünü kutluyordum katılmak ister misin?"  Beni boğazımdan yakalayıp suratıma yaklaştı tam konuşmak için ağzını açmıştı ki balgamımı ağzına tükürdüm tam isabet

Karşımda ögürürken gururlu gülümsememi yaptım ama bunu bir karşılığı vardı. Hatırladığım son şey okkalı bir tokattı

Continue Reading

You'll Also Like

2M 118K 64
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
136K 4K 15
Sırf kuzeni için 18 yaşında Mardin'in acımasız ağasına gelin giden Larin... Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...
1.1M 24.6K 14
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik ve fiziksel şiddet gibi r...