Kintsukuroi ✨

By Buluttss

3.1K 225 370

Heaven'ın 3. bölümü. Kırık parçaların birleşip, nasıl yeni ve güzel bir hal aldığını anlatan son bölüm. Biri... More

Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25

Bölüm 1

243 11 19
By Buluttss


Bu hikayenin son kitabını ithaf etmek istediğim iki kişi var. Neredeyse yayımlamaya başladığım ilk günlerden beri bu hikayeyi takip eden, yazma sürecini eğlenceli kılan, bu kitaba duyduğum sevgiyi ve heyecanı paylaşan sevgili  @bokuakaaa4everr ve @gonnaberudee bu kitap sizin için 💖

Siz olmasaydınız belki çoktan sıkılmıştım paylaşmaktan o yüzden okuyan herkes size bi teşekkür borçlu kjfdlsjfh

"Broo günaydın!"

Bokuto neşeyle odasına girip perdeleri aralayınca Tetsuro inledi, gözüne giren güneş ışığına hazır değildi. Uyanmak istemiyordu hiç. Okulun ilk günü gelip çatmıştı ve oldukça gergindi.

Bokuto neşeli bir kahkaha attı "Suratının hali ne böyle?"

"Gitmek istemiyorum."

Bokuto kıkırdadı "Hadi kalk, harika bir gün olacak." dedi zıplayıp yanına oturdu.

"Sabah sabah nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsun?"

Bokuto kıkırdadı "Benim sırrım o." sonra masasına bıraktığı bardağı aldı uzanıp "Kahve getirdim, önce ilacını al." cebinden ilaç kutusunu çıkardı.

"Keiji'yle Tsukki çıktı mı?"

"Hayır seni bekleyeceklerini söylediler."

"Tamam."

"Hadi giyin gel, beraber kahvaltı yapacağız."

"Acıkmadım ki."

"Broo hadi huysuzluk yapma, duşa girecek misin?"

"Mhm."

"Hadi o zaman önce duşa sonra da giyinip gel." saçlarını karıştırıp kalktı yanından. "Uyuma tekrar."

Tetsuro kahvesinden birkaç yudum alıp kalktı. Arkadaşları mutfaktaydı "Günaydın." diye seslenip duşa gitti. Giyindiğinde onlar da hazırdı.

"Nasılsın Tetsu?" Keiji hafifçe omzuna vurdu.

"Bilmiyorum."

"İyi görünüyorsun." dedi Kei gülerek. "Bu kadar asma ama suratını."

"Asmıyorum."

"Ders programın ne zaman belli olacak?"

"Bugün."

"Tamam bak öğlen yemeklerinde boş vakitlerimizde falan yanımıza gelirsin. Strese girecek bir şey yok."

"Tamam." dudaklarını kemiriyordu.

"Hadi bir şeyler ye çıkalım."

"Benim hemen çıkmam gerekiyor." dedi Bokuto ağzına bir şeyler daha attı. Sevgililerinin dudaklarına hızlıca birer öpücük kondurdu. Sonra gelip Tetsuro'nun arkasından sarıldı, yanağına gürültülü ve ıslak bir öpücük kondurdu.

"Broo" Tetsuro yanağını sildi.

"İyi şanslar öpücüğü."

Kei bir kahkaha attı Keiji ona peçete verirken. "Sağol bro." dedi kıkırdayarak.

"Ara beni istediğin zaman."

"Tamam görüşürüz."

"Görüşürüz."

Bokuto çıkınca onlar da tabakları kaldırıp hazırlandılar.

"Tetsu" Keiji onu durdurdu çıkmadan.

"Bak kötü bir şey olursa ya da gerilirsen haber vereceksin tamam mı? Yalnız değilsin yakın sayılırız değil mi?"

"Evet."

"Gerilecek bir şey yok, kimseye açıklama yapmak zorunda değilsin. Hiç çekinme konuşmak istemiyorum demekten tamam mı? Sadece yurtdışındaydım de ve geç."

"Tamam."

"Hadi çıkalım o zaman." dedi uzanıp yanağını öptü o da, belli belirsiz bir öpücüktü. "İyi şanslar." dedi kıkırdayarak.

"Teşekkür ederim" gülümsedi ona.

"Kei hadi tatlım."

"Geldim."

Araba anahtarlarını alıp çıktılar. Tetsuro yolda sakinleşmişti neyse ki. Arkadaşlarını bölümlerine bıraktı, konservatuvar biraz yukarıda kalıyordu.

"Öğlen gelirsin değil mi?"

"Gelirim."

"Görüşürüz."

"Görüşürüz Tetsu" İkisi indikten sonra konservatuvara giden yola saptı. Birkaç dakika sonra park etmişti. Çok kalabalık olmayan otoparktan çıkıp binaya girdi. Neyse ki sadece piyano bölümündekiler onu tanıyordu ağırlıklı olarak. Hocasının odasına gidip kapıyı çaldı.

"Hocam gelebilir miyim?"

"Gel." gülümsedi ona. "Bak danışman hocan da burada ders programını versin sana."

Genç bir kadın bir liste uzattı ona. Toplu derslerinin listesiydi. Pazartesi ve Salı günleriydi sadece. "Biz hangi güne koyalım dersimizi?" hocası sordu.

"Size nasıl uygunsa, sadece bir gün boş bırakmak zorundayım. Çalışmam gerekiyor biliyorsunuz."

"Biliyorum. Bu arada ben sana iki öğrenci ayarladım."

"Çok teşekkür ederim."

"Seninle çalışmak isteyen pek çok öğrenci olacaktır. Ama ben öyle çok yayılmasını istemiyorum. Yoksa konser piyanistliğinden hocalığa evrilirsin farkında bile olmadan." güldü "Çok yakın iki arkadaşımın çocukları. Ayrıntıları konuşacağım. Haftada iki ders yapılacak. Birkaç gün ara bırakman iyi olur."

"Tabii hocam."

"Ayrıca çalışma programın gene yoğun olacak. Pazartesi Salı derslerin çok ama mutlaka egzersizlere vakit ayırman gerekiyor."

"Tamam."

Hocasıyla ders programını ve çalışma saatlerini ayarladılar. Danışmanı da başvuracağı bursların bir listesini getirmişti. Burs alabilirse kahvecideki işini bırakması sorun olmazdı. Ama Tetsuro çok umutlu değildi. "Gittiğim için şimdi herkes şüpheyle yaklaşır ama, biliyorum." dedi içini çekerek.

"Tetsuro, birkaç yıl sonra sponsorun olmak için sıraya girecek tüm o markalar ve dernekler. Haberin var mı?"

"Bilmiyorum sizce öyle mi?"

"Tabii ki öyle. Bak şu an biraz sıkıntı yaşayabilirsin ama ben bursu ayarlayacağım. Bence özel dersler dışında çalışma bir süre."

"Eve katkı sağlamak zorundayım, hem doktor falan." dedi küçük bir sesle. Okula başlamış olmak düşündüğünden çok sorun yaratacak gibiydi.

"Tetsuro maddi kaygılarla piyanoyu boşlamak sana şu an çok zarar verir. Senin konsantre olacağın iki şey var. Piyano ve kendini iyileştirmek. Burs işini bana bırak tamam mı?"

"Tamam hocam" gülümsedi.


Öğlen tatilinde arkadaşlarının yanına gitti hemen. Beraber onu bekliyorlardı. Onları görünce istemsizce gülümsedi.

"Naber?" dedi Kei.

"İyi, iyiyim yani." mırıldandı. "Anlatırım." dedi.

"Tamam hadi şurası sakin oluyor, oturalım biraz" Çok acıkmamışlardı atıştırmalık bir şeyler alıp geçtiler bahçede bir masaya. Tetsuro arkadaşlarına konuştuklarını anlattı.

"Tetsu harika olur burs alabilirsen."

"Evet tamamen piyanoya konsantre olabilirim."

"Sponsorlar sana teklifte bulununca zengin mi olacaksın?" Kei kıkırdadı.

"Zengin olmaya başlayacağız." keyfi yerine gelmişti biraz, gülümsedi arkadaşına.

"Nasıl işliyor bu sponsorluk?"

"Önce bir anlaşma yapılıyor. Yarışmalara giderken falan çantanda, notalarında falan logolarını taşıyorsun. Eğer enstrüman şirketi falansa birkaç fotoğraf çekiyorlar. Basılıyor falan."

Keiji güldü "Çok havalı."

"Çok utanç verici."

"Tabii ki değil, seni billboardlarda görmek çok havalı olurdu." kıkırdadı.

Yemeklerini yedikten sonra ders programlarını karşılaştırdılar. Keiji'nin Cuma, Kei'nin de Perşembe günleri boştu. Diğer günler okulda beraber olacakları en azından Tetsuro hiç yalnız kalmayacaktı.

"Bir şey soran oldu mu Tetsu? Konuşan falan?"

"Olmadı."

"Sevindim."

Tetsuro saatine baktı. Dersi başlamak üzereydi "Benim gitmem gerekiyor kaçta bitiyordu sizin?"

"Benim dört buçuk" dedi Keiji.

"Benim üç buçuk."

"Benim de dört, çıkınca seni ararım tamam mı Tsukki?"

"Mhm görüşürüz"

Tetsuro hemen derse gitti. Hocası hiçbir dersini aksatmamasını istemişti özellikle. Sınıfta herkes biliyor olmalıydı yarışma birinciliğini. Derslere girmeyen kibirli biri imajı vermek istemiyordu kimseye.

Bokuto mesaj yazıyordu arada ona, iyi olup olmadığını soruyor komik çıkartmalar gönderiyordu. Onu gülümsetiyordu onun bu çabası.

Dersleri bitince Kei'nin yanına geldi. Arkadaşı onun için bir smoothie almıştı. Bardağını uzattı.

"Teşekkür ederim."

"Düşündüğün kadar kötü değildi değil mi?"

"Evet değildi" gülümsedi.

"Doktor randevun hangi gün olacak?"

"Perşembe."

"Tamam istersen beraber gideriz tamam mı?"

"Tamam teşekkür ederim. Sana tekrar randevu verdi mi?"

Kei dudaklarını kemirdi. "Aslında gel demişti ama. Yani iki ayda bir görüşelim, ihtiyacın olduğunda demişti. İyiyim şimdilik."

"Tamam, istersen alırız randevu"

"Evet, sonra bakarız" içini çekti "Derslerden çok sıkılacağım bu yıl."

"Hep bildiğin şeyler değil mi?"

"Evet, eğlenceli bir şeyler yapmam gerekiyor." Sonra güldü "Hadi Kentaro'yu stalklayalım biraz."

"Olur."

Bilgisayarını açtı "Rose'dan ayrılmış, aptal." kıkırdadı. "Bak sen Kanada'da" dedi Tetsuro'ya dönüp.

"İngilizce konuşamıyordu ki o salak."

"Öğrenmiştir. Bu okulu kazanamayınca gönderdiler herhalde."

"Ne okuyor?"

"İşletme" gözlerini devirdi. "Salak. Hmm bak kız arkadaşı var."

Bir kadın vardı yanında, daha çok eskorta benziyordu. "Şey" Tetsuro mırıldandı "Bence eskort bu."

Kei bir kahkaha attı "Yanında durmaları için para vermek zorunda kadınlara. Çok keyifli." kıkırdadı.

"İğrenç tipler gerçekten şuna bak." arabayla çekilmiş bir fotoğrafını gösterdi.

"Salak." sonra başka sayfalar açtı "Biraz da Bo'nun babasına bakalım. Ne zamandır kurcalamadım"

"Nasıl yapıyorsun bunu?"

"Neyi?"

"Yani bakıyorsun ya"

"Websitelerinin güvenlik sistemlerini kırıp erişim sağlıyorum kendime. Bir de kameralara sızıyorum ama dediğim gibi pek çok kez gözlerimi söküp atma isteği duydum." Tetsuro güldü "Gülme ciddiyim. O aptal Kentaro'nun annesinin sevgilisiyle geçirdiği akşam gördüklerimin en kötüsü değildi."

Tetsuro tekrar bir kahkaha attı.

"Bakalım birkaç yeni dava. Beter olsun pislik. Bu davaların olduğu dönemlerde Bo'yu aramakla uğraşmıyor."

"En son nerede iz bıraktın onlara?"

"Alaska" dedi gülerek. "Bir balıkçı teknesine yazıldığını belirten kesin belgeler var. Altı ay karaya çıkmayacak." Kıkırdadı. "Sevgilimi çok özlüyorum."

"Sen gerçekten dahisin."

"Ben geldim" Keiji geldi yanlarına. Eğilip Kei'nin yanağını öptü.

Kei ona kalan smoothiesini uzattı. "Sağ ol tatlım ne yapıyorsunuz?"

"Bo'nun babasına falan baktık biraz."

"Bir şey yok değil mi?"

"Yok, birkaç davayla uğraşıyor. Alaska'dan sonra da bakmadılar bir daha. Şimdilik en azından."

"Benim tatlı, dahi sevgilim" yanağını öptü tekrar.

Kei kıkırdadı "Gidelim mi eve"

"Gidelim hadi."


Bokuto geldiğinde akşam yemekleri de hazırdı. Eve girince üçünü de kucakladı. "Broom bak sana ne aldım" dedi kıkırdayarak çantasından kocaman bir şey çıkardı.

"Bu ne Bo?" Kocaman plastik bir ayıydı.

"Açsana içini."

"Açılıyor mu bu?"

"Şu yandaki çentikleri çek"

Tetsuro açtı ayıyı. İki parçaya ayrılınca içinden çeşit çeşit minik şekerleme paketleri saçıldı her yere. Gülerek toplamaya başladı "Söyleseydin ya. Teşekkür ederim."

"İlk okul günün için sana hediye almak istedim."

"Çok teşekkür ederim." ona sarıldı tekrar. "Biraz sonra yiyelim" dedi kıkırdayarak.

Yemekten sonra Bokuto'ya günlerini anlattılar. Tetsuro arkadaşlarıyla sohbet ederken sabahtan beri üzerine yapışan gerginliğin akıp gittiğini fark etti. Huzurluydu, rahatça gülüyor, sohbete katılıyordu. Korktuğu kadar kötü değildi günü. Devam edebileceğini düşünüyordu.



Kintsukuroi (Kintsugi olarak da bilinir) Japonların kırılan nesneleri altınla tamir etme sanatına verdikleri isim. Kırılan ve artık işlevini kaybeden eşyalara estetik bir dokunuşla yeni bir hayat vermek aslında bu fikrin özü. Kırılarak bütünlüğünü ve 'mükemmelliğini' kaybetmiş şeylerin daha da değeri hale gelebileceğini de gösterir. 

Continue Reading

You'll Also Like

112K 13.1K 34
değişiyorsun, dayanamıyorum
69.4K 5.7K 23
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...
22.5K 2.8K 16
semih: kanki sen niye bana dayadın amk
24.2K 2.2K 47
Eğlenmek için yazıyorum, eğlenmek isteyenleri hikâyeme bekliyorum🖤