mascot

Par 8hanji

412K 46.9K 42.9K

seul üniversitesinin maskotu minho, maçta üzgün gördüğü jisung'u gözüne kestirir. ;; {minsung} tamamlandı. Plus

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32 | final

12

12.2K 1.5K 1.2K
Par 8hanji

Jisung soyunma odasının kapısını iterek kendini içeri soktu. Ardından kendiliğinden kapanan kapının sesi duyulmuştu. Gözleri dolaplar arasında gezindiğinde istediği kişiyi görememesi alt dudağını büzmesine neden oldu.

"Minho?" diye seslendi merakla. Daha sonra fark ettiği suyun akma sesi, Minho'nun duşta olabileceği düşüncesini aklına getirdi. Soyunma odasının içinde kalan bir diğer odada duşlar bulunuyordu. Kendisi hiç kullanmamıştı ama takımda yakın da olmasa birkaç arkadaşa sahipti, bu nedenden biliyordu.

Gözlerini hemen karşısındaki aynaya çevirdi. Ortamın sıcaklığından dolayı kızardığını düşündüğü yanaklarını fark ettiğinde kendine gözlerini devirdi. "Bu nasıl iş bi kere hayal kırıklığına uğratma be!" diye mırıldandı lavaboya yönelerek.

Suyu açıp avucuna doldurdu ve hızla yüzüne çarptı. Soğuk suyun etkisi içini titretmişti. Suyu kapatıp soğuk ellerini yanaklarına yerleştirdi.

"Kırmızılığın gitmezse akşama görüşürüz Jisung."

Dolapların önünde duran uzun oturma yerine kendini bıraktı. Minho duştan ne zaman çıkar bilmiyordu. Aslında onu dışarıda da bekleyebilirdi neden buraya geldiğini de anlamamıştı.

Cebinden telefonunu çıkarıp dün gece başladığı mangayı açarak devam etme kararı aldı. Bir süre böyle zaman geçirdiğinde suyun sesinin kesildiğini fark etmişti. Merakla gözlerini kapıya çevirdi. Telefonuna da cebine yollayıp oturduğu yerden ayaklandı.

Kapının açılması sonrası bakışları zaten orda olduğundan, görüş açısına giren Minho kaşlarının havaya kalkmasına sebep oldu. Jisung karşısındaki bedeni baştan aşağı süzdüğünde utanarak gözlerini kaçırmıştı. Çünkü Minho'nun beline doladığı havlu dışında bir şey göremiyordu. Üstelik vücudundaki su damlacıkları hâlâ yerini koruyordu ki bu Jisung için oldukça fazlaydı.

"Ah gelmişsin." dedi Minho elinde tuttuğu havluyu boynuna atarak.

Jisung kafasını salladı."Hmm geldim." Terleyen avuç içlerini pantolonunun kenarına sürttü.

Minho, Jisung'un özellikle ona bakmadığını fark etmişti. Gülerek dolabına doğru yöneldi. "Eşyalarını verdin mi adı lazım değilin?"

Dolabının kapağını açarak kıyafetlerine göz attı. Telefonunun yanan ekranını fark ettiğinde kısaca bakıp babasının aradığını görünce meşgule atmıştı.

"Verdim sayılır." Soyunma odasının her bir yerine değen bakışları Minho'ya değmemek konusunda çok ısrarcıydı.

"Sayılır ne demek?" dedi merakla.

"Beni takmayınca arabasının üstüne bıraktım hepsini." Sağ elinin parmaklarıyla oynamaya başladı. "Yani fırlattım desem daha doğru olur."

Odanın içinde Minho'nun kahkahası dolduğunda Jisung istemsiz bakışlarını yüzüne çevirmişti. Saçlarından akan su damlaları bir yana kusursuz gülüşüyle sanki daha önce hiç görmediği bir yeri keşfetmiş gibi hissettiriyordu.

"Az bile yapmışsın, yerinde olsam kafasına fırlatırdım."

Jisung gözlerini yüzünden vücuduna indirdiğinde bunu yaptığı için kendine küfür etti. Yutkunup giyinebilmesi adına arkasını döndü. Ama bilmiyordu ki Minho, o arkasını dönmese bile bunu dert etmezdi.

"Uzamasın istedim. Çok sıkıldım artık." Karşısındaki kapının camına gözü takıldı. Hemen arkasında duran Minho görünüyordu. Eli havlusuna gittiğinde görmediğini bilse de hızlıca gözlerini kaçırdı.

"Hayatından bi mal eksildi işte fena mı?"

Jisung'un aklına kafede yaşananlar geldiğinde arkadaşlarının meraklanıp tahmin yürüttüğü durumu dile getirmek istedi. Ama nasıl soracağını bilemediği için alt dudağını ısırdı.

"Siz," diyip sustu. Gözleri camın yansımasında Minho'yu bulduğunda pantolonunu giydiğini gördü. Üstü hâlâ çıplaktı. "Biz ne?" diye mırıldandı arkasındaki ses.

"Siz nerden tanışıyorsunuz?"

Minho gerçeklikten ne kadar kaçmak istese de bunu Jisung'dan saklamanın bir anlamı olmadığının da farkındaydı. "Changmin, babamın karısının oğlu."

Jisung şaşkınlığın getirdiği hızla arkasını döndüğünde "Ne?" diyebilmişti. Bu demekti ki Changmin ve Minho üvey kardeş miydi? "Siz? Nasıl? Bana bundan hiç bahsetmedi."

Minho karşısındakinin şaşkınlığına hak veriyordu. Çünkü neredeyse kimse üvey kardeş olduklarını bilmiyordu ki gerek görmüyorlardı. Birbirlerinden haz etmedikleri için yok saymak daha iyiydi.

Kafasında onu bir kaşık suda boğmak istiyorum düşüncesi yatsa da "Biz pek anlaşamıyoruz." diyerek açıkladı durumu. "Yani babamla annesi bir araya geldiğinden beri asla anlaşamadık. Böyle devam edince de birbirimizi görmezden gelmek daha mantıklı hâle geldi."

Jisung kafasını iki yana salladı. "Biz 8 aydır beraberdik. Bir kere bile seninle karşılaşmadık, nasıl oluyor?"

Minho yeşil sweatini üstüne geçirdi. Dolabın kapağına astığı saç havlusuna aldı ardından. "Ben evden ayrıldığım için." Islak saçlarını havluyla kurutmak adına hareket ettirdi.

Minho'nun bu rahatlığı Jisung'u delirtmeye yetecek derecedeydi. Karşısına geçmiş resmen eski sevgilin benim üvey kardeşim ama kendisini sikime takmıyorum diyordu.

"Okul sınırları içinde de asla iletişim kurmuyoruz, yüz yüze gelmiyoruz. Bi aile yemeği zımbırtısı var ayda bir zorla gidiyorum." diye söylendi havluyu dolabına atıp. Sonra sertçe kapattı.

"Çok normalmiş gibi anlatıyosun ama yaşadığım şoku anlayamazsın şu an." dedi Jisung hayretle. "Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi."

Minho dudaklarını birbirine bastırdı. Seungmin konusunu bilse ikinci belki de üçüncü şokları da yaşardı ama arkadaşı anlatmadıysa kendinde anlatma hakkı görmüyordu.

"Biliyorum çok tuhaf ama zaman geçtikçe alışırsın." Botlarını ayağına geçirip Jisung'a yöneldi. "Çıkalım mı?"

"Çıkalım mı mı?"

"Evet dışarı yani, çıkalım mı? İyi misin sen?" Minho elini Jisung'un omzuna koydu. Jisung bu temasla kendine gelirken gözleri hâlâ ıslak saçlarına kaydı.

"Kafayı mı yedin bu saçla nereye çıkıyosun?"

"Ne varmış saçımda?" Minho arkasındaki aynaya döndüğünde Jisung saçları arasından geçirdi parmaklarını.

"Minho saçların ıslak. Hasta olmaya yer mi arıyorsun?" dedi sahte bir öfkeyle. Parmaklarının ıslandığını hissediyordu ama Minho kafayı yemiş gibi bu soğukta üstelik bu hâlde dışarı çıkmaktan söz ediyordu.

Minho Jisung'un parmaklarını hissettiğinde yerinde mıhlandığını fark etti. Beklemediği zaman gelen temasa karşı tebessüm etti. "Kurutma makinesini getirmemişim ne yapayim?"

Jisung çatık kaşlarla birkaç saniye Minho'ya baktı. Daha sonra çantasının içindeki bere aklına geldiğinde "Bana hayatını borçlusun." demiş ve fermuarını açmıştı.

İçinden çıkardığı bereyi Minho'ya uzatırken çekindi. Çekinmesinin en büyük sebebiyse üstündeki pembe deniz anası desenleriydi. Kendisi severek kullanıyordu bunu ama Changmin'in yanında takamadığı için çantasında taşımayı alışkanlık haline getirmişti.

"Takmak istemezsen an-"

"Yuh çok tatlı." Minho bereyi Jisung'un elinden alıp gözleri olan deniz analarına baktı. "Link veriyor musun?" diye sordu gülerek. Jisung omzuna yavaşça vurdu. "Dalga geçme."

Minho yüzündeki gülümsemeyi silmeden bereyi ıslak saçları üstüne geçirip Jisung'a göz attı. "Oldu mu böyle?"

Jisung, Minho'nun güzel gülümsemesinde oyalanmıştı. Sonra kendi beresinin saçları üstünde bu kadar güzel durmasına şaşırdı. Yaşadığı anın hissettirdiği şeylere uzun zamandır yabancıydı. Kafasını salladı. "Çok yakıştı." diye mırıldandı. Buraya Minho'dan özür dilemeye gelmişti fakat Minho sanki hiç o an yaşanmamış gibi iyiydi ona karşı.

"Başka ne çok yakışır biliyor musun?" diye sordu bir adım yaklaşarak. Jisung'un nefesini tutmasına sebep olmuştu bu hareketi. Sessizce başını iki yana salladı.

"Sen Jisung," Minho işaret parmağını Jisung'un göğsüne koydu. Çekinecek bir şey görmüyordu ki kartlarını açık oynamayı da severdi.

"Sen yanıma çok yakışırsın."



-

minhonun dustan sonraki halini incelemeye calisirken benim esgal

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

140K 17.3K 21
"Başka sorusu olan?" Kafamın içine yansıtılan bir projeksiyonda şu anki kadar ürkmüş olmayan bir Han Jisung el kaldırdı ve ona söz hakkı veren Bay Le...
199K 23.3K 30
|tamamlandı| jisung DEDŞM Kİ BAS HARFİ J OLAN BİRİ SANA ASIK TUTULMUS AMA BİR SANS VERMİYORSUN COK YAKİSİKLİ BOYU BOYUNA HUYU HUYUNA BİRİ OLDUKCA E...
852 185 20
yüzüne bakacak kadar gurur kalmadı avuçlarımda.
178K 20.7K 37
Psikolog Jisung'un yeni hastası için akıl hastanesine taşınması gerekiyordu. ‼️‼️SEMESUNG‼️‼️