mascot

Galing kay 8hanji

411K 46.9K 42.9K

seul üniversitesinin maskotu minho, maçta üzgün gördüğü jisung'u gözüne kestirir. ;; {minsung} tamamlandı. Higit pa

1
2
3
4
5
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32 | final

6

15.9K 1.8K 1.8K
Galing kay 8hanji

wolfga(y)ng

chan
minho
naptın

felix
dekanın odasında hala

hyunjin
sıç

minho
ciktim simdi

chan
ne dedi

minho
sekreteri yuzunden benimle ilgilenemedi ki amk BXWNCJQDIAXKAMXAKCS

felix
ne

minho
gittim iste
dedi saha sinirlari icinde gormezden gelirim ama baska sekilde olmaz
sonra odaya sekreteri girdi
BOSAN ARTIK KARINDAN YOKSA HER SEYI ANLATIRIM DEDI DIREKT BEN SOK

felix
LAN NE DİYOSUN ŞGSĞ;İAGNĞGANĞAGNİ
ŞAKA MI

hyunjin
şaka dimi

chan
hayır değil

felix
sen nerden biliyosun

minho
beni gormeden adamin ustune falan yurudu
keyifle izledim
diyo cocuklarim nolcak yapamam
EYYY OROSPU YAPARKEN AKLIN NERDEYDI

chan
[sen nerden biliyosun]
daha önce şans eseri basmıştım çünkü

felix
VE BİZE ANLATMADIN MI

chan
başkasının özeliyle ilgilenmiyorum

minho
tamam da
neyse bisi demiyom
oyle gelisti

felix
chan
bi sorun mu var

chan
ne gibi

felix
bana niye soğuksun
gruba başkası yazınca böyle cevap vermiyosun
ben yazınca isteksiz konuşuyosun

chan
hayır
sevgilin yüzünden|
yanlış algılamışsın

felix
peki
olduğum ortamdan kaçmanı da mı yanlış algılamışım ?

chan
sevgilinle rahat rahat takıl diye işte ne yapmamı istiyosun
yanınızda üçüncü kişi mi olayim

felix
hayır öyle demek istemedim

chan
tamam dikkat ederim
yanlış anlaşılcak bişi yapmam

felix
akşam geliyo musun

hyunjin
akşam ne var ki

felix
sunwoonun doğum günü ya
akşam kutlama yapıyor evinde

chan
iyi ki doğmuş amk|
gelirim

hyunjin
biz davetli değil miyiz

felix
herkes davetli

minho
ben
bilmiyom
jisungla goruscem
AGLAYIN

felix
OHA
ÇOK HIZLISIN

hyunjin
TABİ SEN GÖRMEDİN ORALQRI DİMİ
ÇOCUĞUN KOLUNA NUMAEQSINIYAZDI

felix
YA NE ZAMAN

hyunjin
sen gelmeden 10 dk önce

minho
yazdim ama aramadi
mesaj da atmamis
bekliyom
ustumu degistirim bari

minho çevrimdışı

chan
eve gidiyorum ben
duş falan alıcam
siz direkt geçiyo musunuz

felix
bekle beni ben de eve gidicem
beraber geçeriz

chan
niye|
tamam

hyunjin
benim bi işim var
onu halleder geçerim eve uğramicam
minho da uğramaz yüksek ihtimalle

chan
iyi
parkın ordayım gel

felix
tamamm

-

Minho, üzerinden çıkardığı kırmızı tüylü kostüme yerine asarken bir yandan da çalan telefonunu cebinden çıkarmaya çalışıyordu. "Sikeyim takılsana işte." diye yakındı askıya karşılık. Telefonun ekranında beliren kayıtlı olmayan numara, açmadan önce yüzünde bir gülümseme oluşturdu.

"1 numaranın telefonu, kiminle görüşüyorum?"

"Koluna numaranı yazdığın çocukla görüşüyosun."

Kulağındaki telefonı omzuyla arasına alıp başını yana eğdi. Biraz daha asamamaya devam ederse fırlatıp atacaktı.

"Buralarda mısın? Yoksa beni unutup gittin mi?" dedi sevecen sesiyle. Bu sırada Jisung, kütüphanenin bir köşesine sinmiş sessiz tutmaya çalıştığı ses tonuyla cevap veriyordu.

"Kütüphanedeyim. Eğer müsait değilsen -"

Minho cümlenin nereye gideceğini bildiğinden yarıda kesme ihtiyacı duydu. "Şu yaratığı asarsam yanına geleceğim." diye mırıldandı. Her gün astığı şeyi bugün ona inat gibi asamıyordu.

Jisung, konuştuğu gencin ne demek istediğini anlamadığı için kaşlarını çattı. "Yaratık mı?"

Sonunda iki elinin yardımıyla işi becerdiğinde derin bir nefes verdi. "5 dakikaya yanındayım Ji. İstersen kapıya çık." dedi ve oturma yerinin üstünde duran çantasını aldı. Duvarda asılı boy aynasından kendini kısaca süzdüğünde iyi göründüğünde kanaat getirip soyunma odasından dışarı yöneldi.

"Tamam kapatıyorum o zaman." Jisung'un tatlı ses tonu Minho'nun kulaklarını gıdıkladığında alt dudağını dişledi. Her hareketinin gözüne bu kadar tatlı gelmesi normal miydi?

"Tamam kapat o zaman."Birkaç saniye sesslizkten sonra aramanın sonlandığına dair ses duyulduğunda gülerek telefonu kulağından çekti.

Jisung telefonunu cebine attığı sıra Seungmin söylenerek karşısındaki sandalyeye oturdu. "Şu kitapları olması gereken yere koymayacaklarsa ne iş yapıyor bunlar? "

Jisung arkadaşının masaya bıraktığı kitaba kısa bir göz atıp Changbin'i görememesiyle konuştu. "Changbin nerde?"

"Jeongin'in arkadaşı doğum günü partisi veriyormuş akşama. Ona gideceklermiş."

Yuna'nın da yanından ayrılmadan önce bahsettiği partiydi bu. Jisung'u çağırmıştı ama pek oralı olduğu söylenemezdi. Bir an için çıkması gerektiği aklında geldiğinde gözlerini Seungmin' e çevirdi.

"Benim çıkmam gerek."

Seungmin tek kaşını kaldırarak arkadaşına baktı. "Nereye?"

Minho'yla konuşmasını gizleyecek değildi elbet ama henüz anlatmamıştı. Anlatsa da ne diyeceğini bilmiyordu. Hem Yuna'ya anlatsa da nolmuştu? Arkadaşının 'Minho senden net hoşlanıyor' cümlelerini işitip durmuştu. Gerçekten olması en imkansız bir şey varsa bu da Minho'nun ondan hoşlanması olabilirdi.

"Minho'yla buluşacağız, 5 dakika içinde burda olur."

Seungmin başta ismi yanlış duyduğunu düşünse de Jisung'un dudaklarını birbirine bastırarak attığı kaçamak bakışlar, doğru duyduğunun kanıtıydı.

"Ciddi misin şu an?" dedi merakla. "Ne alaka yani durduk yere? Anlamadım."

"1 ay önce size dinolarımı kaybettim diye ağlamıştım hatırlıyor musun? Changbin hatta sümük rengindeydi zaten boşver diyerek teselli etmişti beni."

Seungmin biraz düşündükten sonra aklına gelen anılarla kafasını aşağı yukarı salladı.

"İşte onlar Minho'daymış, geri verecek."

"Nasıl onda olabilir anlamıyorum Ji. Düzgün anlatır mısın?"

Jisung derin bir nefes verip, Minho'nun attığı mesajdan son konuştukları şeye kadar yüz üstü anlatmıştı. Hepsinin sonucunda Seungmin'den aldığı karşılık çatık iki kaş oldu.

"Birinden kurtuluyosun yerine başka birisi geliyor hemen. O çocuk hiç tekin biri değil." Kafasını iki yana salladı. "Onaylamıyorum bu sefer. Olmaz, üzülmeni istemiyorum."

Jisung huysuzca karşısında kollarını çaprazlayan arkadaşına şaşırmadan edemiyordu. "Seung hayatımın aşkı demiyorum zaten, normal bir arkadaş işte. Büyütmeye gerek var mı bu kadar?"

Seungmin göz ucuyla Jisung'a bakıp konuşmak için ağzını araladı fakat aralarında duyulan başka ses buna engel olmuştu.

"Ah Jisung buradasın! Kapıda göremeyince gittin sandım."

Minho, tek omzuna astığı siyah çantasını bir eliyle tutarken bir yandan da gözlerini Jisung üstüne sabitlemiş masalarına doğru yürüyordu. Kütüphane içindeki birkaç bakışın üstüne döndüğünün farkındaydı ama onun tek bakmak istediği şaşkınca ona bakan kahvelerden başkası değildi.

Jisung kafasını sallayıp yerinde ayaklandı. Seungmin çatık kaşları altından attığı sert bakışlarını hem arkadaşı hem de Minho üstünde gezdirdi. Minho'dan haz etmiyordu çünkü kimse bilmese de iyi bir geçmişe sahip değillerdi. Özellikle Hyunjin'le olan arkadaşlığı yetiyordu zaten onun için.

Minho'nun bakışları Seungmin'e değdiğinde hafifçe eğilerek bir baş selamı verdi.

"Çıkıyordum ben de tam girmeseydin boşuna."

"Tamam beraber geri çıkarız."

Jisung Seungmin'e dönüp "Sonra konuşalım." diye mırıldandı. "Konuşuruz tabii." dedi Seungmin yüzündeki sahte gülümsemeyle.

Minho kütüphanenin kapısını açarak Jisung'un geçmesini bekledi. "Arkadaşın çok sevecen." diye mırıldandı yanındaki yerini alarak.

"Senden haz etmiyor." Minho bunu zaten bilse de Jisung'un apaçık söylemesini beklemediği için şaşırdı. Bir diğer konuysa Hyunjin ve Seungmin'di ama Jisung'un bunu bildiğini sanmıyordu. O yüzden bahsetmeme kararı aldı.

"Ne diyebilirim ki, çekici bi mükemmelliğim var." dedi alayla. Daha sonra gözlerini yanındaki bedene kaydırdı. "Kahve içelim mi? Ama okul dışında."

Jisung birkaç saniye alt dudağını büzüp düşündü. Hayır diyecek hâli yoktu. "Olur." İşin aslı aklı hâlâ bir aydır göremediği dinozorlarındaydı.

Bir süre aralarında bir sessizlik hüküm sürerken kampüsü gerilerinde bırakmışlardı. Minho normalde düşünmeden konuşan biriydi ama şu an neyden bahsedeceğini şaşırmış hissediyordu. Aklına gelenle elini çantasının ön gözüne atıp küçük dinozorları çıkardı.

"Bak," dedi Jisung'un önüne doğru uzatarak. "Üşümesinler diye onlara kıyafet giydirdim."

Genç çocuk gözlerini üstündeki küçük kıyafetlere çevirdiğinde "Sen mi yaptın?" dedi hayretle.

"Evet böyle oyuncaklara bir şeyler kesip giydirmeyi seviyorum. Hem çıplak kalmıyorlar."

Diğerinin mor rengine göre açık yeşil olanı eline alıp puantiyeli üstüne baktı. Gülerek diğerini de Minho'nun elinden aldığında aynısının farklı bir rengi olduğunu görmüştü. "Minho bunlar çok şirin!"

Minho avucuna değen soğuk parmakların etkisini üstünden atmaya çalışırken bir yandan da afalladığını çaktırmamaya çalışıyordu.

Gözleri ileride her zaman gittiği kafeyi bulduğunda "Burası güzel, geldin mi daha önce?" diye bir soru sormuştu. "Dersim olduğu günler eğer sabahsa ayılmak için buradan kahve alıyorum. Kafeteryanın kahvesine göre daha etkili, tavsiye ederim."

Jisung, ilerledikçe daha net hâle gelen kafenin camından içeri göz attı. Dinolarını cebine atarken "Bilmem ki olabilir." diye mırıldanmıştı. Buraya daha önce de girmek istediğini hatırlıyordu ama Changmin istemediği için bunu başaramamıştı.

Gözleri içerideki bedeni gördüğünde ayakları ondan habersiz olduğu yerde durdu. Changmin karşısında oturan kızın neredeyse ağzına girmiş, gülerek bir şeyler anlatıyordu. Minho Jisung'un baktığı yere göz attı. İçinden ne kadar küfür etse de "Aslında ileride buradan da iyi bir yer vardı." dedi Jisung'un koluna girerek.

İkisini ilerletme çabası Jisung'un "Buraya girelim." demesiyle son buldu. Minho bakışlarını kendinden kısa bedenin yüzünde gezdirdi. Onu beğendiği çok açıktı. İsterse her zaman, her şekilde yanında da olurdu ama üzülmesi en son isteyeceği şeydi. Bunlar sadece beğenmekle hissedilecek şeyler miydi işte bundan da emin değildi.

"Kendini zorlamana gerek yok Ji, çok uzak değil zaten."

Jisung az önce Minho'nun ona yaptığı gibi koluna girerek onu kafenin kapısına doğru çekiştirdi. "Canımı boktan şeyler için sıkmıyorum artık. Bu yüzden buraya gireceğiz ve sevdiğin kahveden iki tane sipariş edip, afiyetle içeceğiz. Anlaşılmayan bir şey?" Tek kaşını havaya kaldırarak Minho'ya baktı.

Minho bu görüntü karşısında alt dudağını ısırmıştı. Şu şekilde nasıl çekici durduğunu düşünmeyi sonraya bırakma kararı aldı.

"Öyleyse," dedi ve kafenin kapısını açarak üstteki zilin çalmasına sebep oldu. Elini Jisung'un beline koyduğu sıra yavaşça kulağına doğru eğildi.

"Bu kahveyi hayatında görüp görebileceğin en mükemmel insanla içmeye hazır olsan iyi olur."

-

kardes kac para bu mukemmel insanla kahve icmek 🤲🏻🤲🏻🤲🏻

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

223K 23.3K 34
Han Jisung, Harry Styles konseri için para biriktirirken, Lee Minho boynuna "Çakal" yazdırmak için dövmeci arardı.
132K 15K 21
[Çete lideri Minho'yu tedavi etmekte görevli olan psikoloji öğrencisi Jisung] Çeviri kitabıdır credit to @renshuxii Thank you for letting me translat...
199K 23.3K 30
|tamamlandı| jisung DEDŞM Kİ BAS HARFİ J OLAN BİRİ SANA ASIK TUTULMUS AMA BİR SANS VERMİYORSUN COK YAKİSİKLİ BOYU BOYUNA HUYU HUYUNA BİRİ OLDUKCA E...
180K 18.4K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.