YAKUT MAHALİ

By odnilya

386K 18.3K 1.7K

Siz de yeryüzünde olan bitenin sahte olduğunu biliyorsunuz. Bilmiyorsanız...? O zaman sahteler ve yalanlar... More

1
2
3
4
5
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18-(1)
18-(2)
19
20
21
22
23
24

6

21.9K 1K 74
By odnilya

Selam sevgili okuyucumm!🫶🏻

Yakut Mahali için bir güzel bölüm daha!!

Yıldızladıysan o zaman, iyi okumalar Yakut!❤️‍🩹🔗

♠️

Sabah kalktığım gibi patronumu arayıp kısaca önemli bir işim çıktığını, bugün gelmeyeceğimi iletmiştim. Eve doğru yürürken gece yağan yağmur sebebiyle kaldırımlar ıslaktı. Kaldırımları izleyerek yürüyordum. Evin önüne geldiğimde sabahın yedisi olmasına rağmen evin camlarının sapasağlam olduğunu görmüştüm.

Karşı kaldırıma geçip apartman kapısına yöneldim. Kilit ile kapıyı açarken eve girmek için acele ediyordum.

Sonunda eve geldiğimde kapıyı kapatıp kendi odama dalmıştım. Üzerimdekileri çıkarıp duşa girmiş, rahat bir kot ve kalın bir sweat geçirmiştim. Odamdan çıktığımda dış kapı kilidinin açıldığını duyar duymaz koridorda belirdim. Ali, elinde çantasıyla içeri geçerken etrafa bakıyordu.

"Abla?" Merakla evin içerisine bağırırken karanlıkta kaldığım taraftan çıkmıştım.

"Evdeyim."

Bana doğru dönmüş, beni saniyeler içerisinde kollarına almıştı. Ayrılırken saçlarını karıştırmış yanından geçerek salona bir bakış atmıştım. Camlardan bir parçası bile yoktu. İçeriye bir adım attığımda gördüğüm manzarayla yutkunmakta zorlanmıştım.

En sevdiğim vazoyu en son paramparça bir halde yerdeyken görmüştüm; şimdi ise kenar sehpanın üzerinde sapasağlamdı.

Oraya doğru hızlıca ilerlerken vazoyu elime aldım. Dokunduğum an içim sımsıcak olmuştu. Gerçektende aynısıydı, paramparça değildi. Dünkü adam yani Demir, sadece camın onarılacağını söylemişti. Vazoyu yeniden yerine koyarken, yerde tek bir cam tanesi olmaması ayrı bir olaydı. Temizletmişti. Belki de Ali yapmıştı. Bu daha mantıklıydı.

Mutfaktan sesler geliyordu, Ali büyük ihtimal kahvaltı hazırlıyordu. Kafamı iki yana sallayarak ona yardım etmek için mutfağa geçtim. Çay için ocağa koyduğu suyun kaynadığını görünce demlemek için oraya giriştim. Ali gelirken aldığı sıcak ekmekleri ve simitleri hazırladığı masaya koymuştu.

Çay hazır olunca ikimize de birer bardak doldurup masaya koymuş, kendimde masaya geçmiştim.

"Afiyet olsun."

Sessizce geçen iştahsız bir kahvaltının ardından arkama yaslanmış, düşünceli gözlerle uzaklara dalmış Ali'ye bakıyordum.

"Ee Ali, bir şey açıklamayı düşünüyor musun?" Monoton bir sesle söylediklerim kulaklarıma varınca ne kadar korkunç bir soru olduğunu fark etmiştim. "Bak Ali, ben senin iyiliğin için uğraşıyorum. Senin de bunun için çabalaman gerekiyor." Aklıma hocasının dediği şeyler gelince duraksadım. "Ali'm. Rakiplerin denen bu kişilerin peşini bırakmayacağım.
Gerekirse-"

"Demir abi onları buldu. Gereken cezayı vermiş." Sözümü tamamlamadan söylediği cümleler ile nefesimi seslice vermiştim.

Bu adam neyin nesiydi?

"Abla, onlar sana zarar vermiş. Benim yüzümden başına geldi. Seni de korkuttum, özür dilerim."

"Korktum Ali, senin için korktum. Sana zarar gelir diye. Beni korkutma bu konuda, sana sonsuz güveniyorum."

Ali sanki bir şey söyleyecekmiş gibi dudaklarını aralıyor, geri kapıyordu.

"Abla..."

"Evet, Ali."

"Benim yüzümden bir daha zarar gör istemiyorum. Biz ikimiz varız, birbirimiz için yaşıyoruz. Ve ben sana zarar gelecek korkusuyla bir rakibime de dalaşmayacaksam..."

"Ali!" Dedikleri ile uyarır tonda seslenirken tebessüm etti.

"Şaka yapıyordum. Ama her an yine aynısını yapabilirler."

"Ali sen kafes oyunlarına mı giriyorsun? Ne bu tavırlar?" Söylediklerime gülerken konuşmaya devam etti.

"Taşınalım."

Tek nefeste söylediği sesle başımı iki yana olumsuz bir şekilde sallarken ilk deyişi olmadığı için reddetmeme o da alışmıştı.

"Yok artık Ali."

"Aldığım kupaları değerlendirerek aldığımız bir ev vardı, birlikte almıştık. Oraya taşınalım, boşuna mı var?" Beni ikna edemeyeceğini unutmuş gibi hevesle anlatmaya devam ediyordu. "Hem o sorunlu okulumdan da ayrılırım. Spor kulübü oraya daha yakın."

"Sence sorunlu olan okulun mu?"

Hakaret etmişim gibi yüzüme bakarken acı bir tebessüm ettim. O evi para biriktirerek almıştık, Ali'nin kupaları, ödülleri de vardı tabi. Altıncı kat olduğu için daha güvenliydi, burası gibi giriş kat değildi. Aslında kafama yatıyordu, neden olmasındı...
Fakat içime sinmiyordu.

"Bakarız."

"Bakalım bakalım. Hatta ben akşama gidip oraya temizlik yapayım." Hayatım boyunca gördüğüm Ali, bu Ali değildi. Bir şeyler olmuş gibiydi, hayırlısı.

"Temizlik ve sen, ha?" Bunu söyledikten sonra ikimizde gülerken aklıma giren sinsi tilki ile gülüşüm solmuştu. "Ali, bir soru soracağım."

"Sor abla."

"Oturma odasını sen mi temizledin?" Şüpheyle sorduğum soruda vazodan bahsetmemiştim. Ali kaşlarını çatmış ve bir süre düşünmüştü.

Başını yerden kaldırıp bana döndürdüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

"Demir abi halletmiştir." Ayağa kalktığında masayı toplamaya başlamıştı. Ben ise sadece düşünüyordum. Demir neden bunu yapma gereği duymuştu?

Kendime geldiğimde Ali çoktan etrafı toplamış odasına çekilmişti. Cebime sıkıştırdığım telefonumu alıp kırk yılda bir girdiğim sosyal medya sayfasına girmiştim.

Arama tuşuna tıkladığımda ne yazacağımı bilmiyordum. Demir neyin nesiydi, güvenilir miydi, bunu merak ediyordum.

Ali'nin hesabına görüntüledim ve takip ettiklerine inceledim. 

Tüm profillere bakıyordum ta ki Pars adındaki profili görene kadar. Pars Kayahan adındaki hesabı incelediğimde Demir isminin harfi bile geçmiyordu. Gönderilere baktığımda ise şaşkındım çünkü atılan iki gönderi de Demir denen adama aitti. Daha fazla incelemeden profilden çıktım.

Demir Pars Kayahan? Tam ismi bu muydu?

Telefonu hızla kapattım. Umrum dışına kaldırmam gereken konular vardı.

Ayağa kalkacakken kulaklarıma ulaşan telefonun sesiyle oraya döndüm. Apartman yöneticisi arıyordu. Kalkıp telefonu yanıtladım, aynı zamanda mutfağın kapısını kapatmayı unutmamıştım.

"Alo?"

"Alo, Melal Hanım. Sizinle bu konuyu telefonda konuşmak istemezdim fakat uzamasın artık. Dün gece yarısında olan olaydan sonra apartman sakinleri çok rahatsız oldu. Ben de dahil." Karşı taraftan gelen bir öksürük sesiyle yaşlı adamın sadede gelmesini bekliyordum. "Bu bir değil, iki değil. O kardeşiniz olan keratanın sokak kavgalarını da unutmadık. Söyleyeceğim şey şu ki, artık şuramıza kadar geldi. Burası bir aile binası ve siz yalnızsınız diye verdik evi. Yaptıklarınız haddi aşıyor hanımefendi. Derhal binadan defolmanızı rica ediyorum."

Telefon suratıma kapanırken ne yaşadığıma şaşırmıştım. Yaşlı adam kardeşimin üç yıl önceki kavgalarını hala unutmamış ve dile getiriyorsa ve çok nazik bir şekilde bizi kovuyorsa, anlaşılan Ali'nin dediği gibi taşınma zamanı gelmiş ve geçiyordu.


-

Yakut'um bin okuma olduk!

Nice binlere...🫶🏻

🔗Hmm, Demir Pars Kayahan hakkında ne düşünüyorsunuz? ♠️

🔗Sizce Ali, şu taşınma işinde bir hilebazlık yapmış olabilir mii?(biraz spoi)

🔗Melal hakkında ne düşünüyorsunuz??

🔗Ali??

Yarın görüşürüzzz❤️‍🩹

Continue Reading

You'll Also Like

44.5K 3.6K 49
Bu zengin bir kızın hikayesi değil. Bu, çirkin, güçsüz ve ezik bir kızın hikayesi değil. Bu, eski sevgilisinin aldattığı bir kızın hikayesi değil. Bu...
792K 54.8K 48
{TAMAMLANDI}+905436: Nil hanım, sanırım mail bulut sisteminde bir sıkıntımız var, mesai başladığından beri dört kez mail attım ancak size iletilmiyor...
247K 9.5K 32
Irmak ile Kayra nın nefret sonrası aşkları..
29K 2.2K 12
"Neden ağlıyorsun?" diye tekrar sordu. Sesi biraz peltekti ve sarhoş olduğu belliydi. Muhtemelen ben uyuyakaldığım esnada o arka sıralarda sızmıştı. ...