Yaralı İkizler [Tamamlandı]

By Mavii_Nehir

947K 52.1K 9.2K

Düzenlendi... Ben Miray; Soyadım, doğum tarihim hiçbir şeyi olmayan miray Küçükken bana masal okuyan bir bab... More

2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41. BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48. BÖLÜM
49.BÖLÜM
FİNAL
⭐BAŞARILARIMIZ⭐
Özel Bölüm

1.BÖLÜM

48K 1.2K 492
By Mavii_Nehir

UYARI❕PSİKOLOJİNİZİ BOZABİLİR

İYİ OKUMALAR

MİRAY'IN ANLATIMIYLA

Gözlerinizi kapatıp rüyaya daldığınızda ne göreceğinize siz ve zihniniz karar verirsiniz. Bu bazen mutlu bir anı ya da bir hayaldir, ama sabah olup kaldığım yerin kapısı açıldığı an kabus başlardı, bu sabahta öyle oldu. Önce öfke dolu adımları duydum ardından sertçe açılan kapı ve en sonunda saçlarıma ulaşan eller, onları koparmak istercesine sertçe çekerdi.

Babam, Çocukluğumun katili saçlarımdan çekiyordu. Gözümden yaşlar dökülüyordu. Yapmamasını söylemek istiyorum ama yapamıyordum. Ağzımı bile açamıyordum. Korkudan dilim yine lal olmuştu.

Saçlarımdan çekerek yattığım ince her gece sırtımı acıtan ince minderin üstünden beni yere fırlattığında dengemi sağlayamadım, sol kolumun üstüne düştüğümden dudaklarımdan acı bir inleme döküldü.

Kolum acıyordu ama ruhum daha çok acıyordu.

babam hala saçlarımı bırakmıyordu, tüm gücü ile saçlarıma asılıyordu. Kapının sert bir şekilde çalınması ile gözlerimi kapıya çevirdim. Miraç kapının önünde bağırıyordu, bağırması işe yaramazdı ki babam yine canımızı yakardı

"bırak onu bırak... Aç kapıyı... Ona bir şey yapma bırak onu"

Babam saçlarımdan tutup hafif kaldırdı, saç diplerimde inanılmaz bir acı oluşmuştu. "duyuyorsun demi? Seni bu kadar önemsemesi çok saçma bir gün ölürse senin yüzünden ölecek küçük orospu"

Saçlarıma daha çok asılıp başımı sertçe geriye çekti, boynum canımı yakacak kadar gerilmişti. gözümden akan yaşlar artmıştı, babamın en sinir olduğu şeydi ağlamamız ama engel olamıyordum. Miraç hala kapıda bağırıyordu ama onun umurunda bile değildi

"şuan sinirliyim neden biliyor musun? Çünkü işe geç kaldım ve patronum maaşımdan kesti. Beni sakinleştirmen lazım küçük orospu" Başımı hayır anlamında sallamaya başladım.

İstemiyordum. Tekrar olmasını istemiyordum. Babam ise gözlerimin içine bakıyordu. Bakışlarından ne yapacağını anlıyordum. Tekrar bana dokunacaktı. Canımı yakacaktı. Saçımı bıraktığında kapıya koşmaya çalıştım ama beni kolumdan yakaladı ve yatağa fırlattı dizini karnıma koyduğunda nefesim kesildi, hareket edemedim. Eli tişörtüme gitti, zaten eski olan tişörtümü hiç zorlanmadan tek hamlede yırttı

Ağlamam artmıştı. Miraç'ın bağırmaları artmıştı. Kapıyı kırmaya çalışıyordu. Yapamazdı ama yinede uğraşıyordu. Beni kurtarmaya çalışıyordu. Ama olmamıştı bir kez daha olmamıştı

Babam hafif üstümden kalktı ve pantolonunu çıkardı. işte kabusum yeniden başlıyordu.

...

Gözlerimden artık yaş gelmiyordu. Babamın üstümden kalktığını, ve giyindiğini duydum. gözlerimi saatler önce kapatmıştım. O pis ellerini saçlarımda hissettim.

" bir sonrakine ağlarsan daha uzun sürer küçük orospu" bu ilk değildi ve çokta iyi biliyordum asla son olmayacaktı. ikimizden biri ölene kadar ki bu kişinin ben olacağım çok açıktı, durmayacaktı. elinin tersini tüm bedenimde gezdirdiğinde irkildim. ardından pis elleri bedenimden ayrıldı, Kapının açılma sesini duydum

"sesin çok çıkıyor. Uzun zamandır cezasız kaldın sen gir içeri" babamın nefretle kurduğu cümlelerin ardından çıkan yüksek gürültü ile gözlerimi açtım. Miraç'ı yere fırlatmıştı. Yanına gitmek istedim ona engel olmak istedim ama bileğime bağlı olan zincirler buna izin vermiyordu.

yine de çırpınmaya çalıştım, kurtulmaya çalıştım ama olmadı

Ve o sesi duydum. Miraç'ın vücuduna inen kemer sesini duydum. Ardından miraç'ın acı inlemesini duydum. sanki o kemer benim boğazıma dolanmış gibi hissettim, nefesim kesildi. gözümden akan yaşlar arttı

...

Babam miraç'ın karnına tekmeler attıktan sonra odadan çıktı... Arkasında iki enkaz bırakarak

Miraç Bana dönüktü lacivert gözleri kapalıydı hareketsiz yatıyordu, Hayır... Bir şey olmasın lütfen ona bir şey olmasın "miraç." sesim fısıltıdan farksız çıkmıştı. " Lütfen miraç aç gözlerini yalvarırım aç gözlerini"

Gözlerini açmaya çalıştığında çırpınmayı bıraktım. gözleri bir süre açılıp kapandı ardından doğrulmaya çalıştı ama sırtında açılan derin yaralar hareket etmesine izin vermedi.

"miraç İyi misin?"

Ellerini yere dayayıp hafif doğrulduğunda boğuluyormuş gibi sesler çıkardı ardından dudaklarından kan aktı, babamın en sevdiği işkence yöntemiydi. öyle bir yere vururdu ki boğazında kan birikirdi kusamazdın rahatsız edici bir koku kalırdı. miraç öksürerek kanı ağzından çıkardığında zorlukla nefes alıyordu

Kan... Küçüklüğümden beri gördüğüm tek şeydi.

Ayağa kalkmaya çalıştığında acıyla inledi ve geri yere düştü. kalkacak hali bile yoktu ama yanıma gelmeye çalışıyordu.

"kalkma, Dinlen biraz" Hayır, anlamında başını salladı. "seni yıkamamız lazım, kötü hissedersin" Gözümden bir damla yaş düşmüştü. Sırtı berbat durumdaydı sesi acıdan titriyordu ama yine beni düşünüyordu.

"dayanabilirim lütfen biraz daha dur"

Başını salladı ve soğuk bodrum yerine geri yattı. dışarıda inanılmaz bir kar fırtınası vardı, normal günlerde bile soğuk olan bodrum kar yağdığı zaman buz tutardı, iliklerine kadar üşüdüğünü hissederdin.

miraç zorlukla nefesler alıyordu, her nefes alışında canının yandığını ama aynı zamanda da kendine kızdığını biliyordum. miraçla ikiz olabilirdik ama o hep benim abim gibiydi.

Miraç yavaş, yavaş yerden kalkıp duvara tutundu. aldığı her nefes kesik bir şekilde veriyordu. soğuk kanlarla kaplı boyası gitmiş duvara tutunarak yanıma geldiğinde kendini mindere bıraktı. birkaç santim aşağıda olan yırtık eski tişörtümü alıp üstüme örtüğünde babamın çektiği saçlarımı yavaşça okşadı.

Sırtından hala çok fazla kan akıyordu, babam onu bu sefer çok kötü dövmüştü. Kenarlara bakmaya başladı, zincirin anahtarını arıyordu ben ise sadece onun sırtından akan kanlara bakıyordum. kan gördükçe midem bulanıyordu, bu kokudan artık nefret ediyordum. miraç'a bunları yaşattığım için kendimden nefret ediyordum.

" nerede bu siktiğimin anahtarı" saniyeler sonra anahtarı buldu acıdan titreyen elleri ile birkaç sefer deneyerek zinciri açtı. Bileklerimi tuttu, çırpındığım için zincirler kesmişti birkaç damla kan akıyordu.

"sen bekle yukarıdan su getireceğim" başımı hayır anlamında salladım, yukarı çıkarsa ve babam onu görürse bu sefer ölene kadar döverdi. hem sırtı bu haldeyken su taşıyamazdı. "miray'ım böyle durdukça kötü oluyorsun" yanağımdan öptüğünde ona daha fazla itiraz edemedim. başımı salladım. sessizce bodrumdan çıktığında doğruldum

bodrumun ortasında kendimi bildim bileli bozuk olan ortama cılız bir ışık saçan lambadan gördüğüm kadarıyla bedenime baktım. her yerimde morluklar vardı. babamın pis parmakları sanki tekrar bedenimde dolanıyormuş gibi hissettim. kapı zorlukla açıldığında irkildim.

miraç bir elinde maşrapa diğer elinde gizlice çaldığı giysilerle sarsak adımlar atarak yanıma geldi. minderden uzaklaşıp bodruma bağlı olan hortumun yanına gittim. yaz kış asla sıcak su olmazdı su her zaman soğuktu kış aylarında ise suyun içinde küçük buz kristalleri olurdu

miraç suyu açtı, birkaç saniye bekledikten sonra yerde olan hortumdan ayaklarıma buz gibi su geldi. tüm hücrelerimin soğuktan titrediğini hissettim. miraç suya dokunduktan sonra üzgünce bana baktı

"miray'ım hızlı olalım tamam mı?" başımı salladığımda hortumu bedenime tutmaya başladı. donduru soğuk artık ayaklarımda değil tüm bedenimdeydi. miraç'ın yukarıdan çaldığı sabunla hızlıca yıkanıp hortumu aldım. miraç'ın tüm yaralarını yavaşça yıkamaya başladığımda soğuktan ikimizde titriyorduk.

suyu kapattığımızda küçük giderden sular gitmeye başlamıştı. miraç getirdiği giysileri üstüme geçirdiğinde hala çok üşüyordum. birkaç adım atıp küçük mindere uzandığımızda miraç'ın dizlerine uzandım. ısınmaya çalışıyordum ama aldığım her nefeste sanki daha çok üşüyordum.

"seni korumayı yine beceremedim. Canının yanmasına yine engelleyemedim. Nasıl kardeşim ben" miraç'ın konuşması ile ona döndüm. nefretle bakıyordu, kendine yine çok öfkeliydi. elimi yumruk yaptığı ellerinin üzerine koydum. sinir krizi geçirmek üzereydi. onu kendime çekip sıkıca sarıldığımda başını boynuma gömdü.

sakinleşmesi için bir yandan ninni söylerken bir yandan da saçlarını okşuyordum. bedeni ağırlaşmaya başlamıştı. bir süre sonra gözleri kapanıp uyuduğunda onu mindere yatırdım.

saçlarından öpüp yerde ki küçük kırık aynayı elime aldım. bakışlarımı ışıktan yansıyan yüzümde gezdirdim. aynayı biraz indirip boynuma baktım. boynumda ki morluk boğazımda bir yumruya sebep oldu

Aynada küçük bir çocuk gördüm. Benim küçüklüğüm bana bakıyordu. Ağlıyordu

"kurtulacağız... Şimdi değil ama bir gün kurtulacağız"

...

Ben Miray masallarda o okuduğumuz prensesler gibi bir kuleye kapatılmış, anahtarları ise denizlerin, nehirlerin en dibine atılmış, kurtulmaya gücü olmayan bir prenses... ya da bir tutsak

SON

Bölümleri son kez düzenleyeceğim değiştirmemi istediğiniz bir şey var mı?

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 51.9K 60
(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile kalan Hira, hayatında bir çocuğa yer ver...
367K 25.9K 21
TAMAMLANDI✔ "Selam! Artık kaç gün kaldığını saymayı bıraktım... Ama biliyorum az kaldı. Gidiyorum. Gitmek zorundayım. Ölüyorum... Her gün geçtikçe öl...
425K 27.4K 25
On yedi yaşında evlerinde çalıştığım kişiler tam karşımda durup, bana gerçek ailem olduğunu söylüyordu.
171K 10.7K 38
İkiz kızlar... İkiside cezavinde... Tek farkla.. Biri A blokta diğeri B blokta... Siyah - Beyaz Pamir [Sert] Cezaevin de olan ikizlerin biyolojik...