SÖNÜK YILDIZLAR [+18]

By withacriminal

10 3 2

"Yıldızlar ölür," dedi, bakışlarındaki parıldamaların söndüğünden habersiz. "bazı yıldızlar, sessiz ölür." More

1. BÖLÜM

10 3 2
By withacriminal

Adımlarım, yayından çıkmış ve savrularak hedefine giden bir ok gibi aceleciydi. Tek fark benim gitmek istediğim bir hedef yoktu. Karanlık çökmek üzereyken, neden girdiğimi dahi bilmediğim bir sokakta, adımlarım tok sesle yankılanıyordu. Attığım her bir adımda, her şeyden uzaklaştığımı hissetmenin verdiği büyük ve muazzam haz başımı döndürecek boyutta beni mutlu ediyordu.

Tenha sokaktan çıktığımda, beni karşılayan kalabalık ve hareketli caddeye boş bakışlarla bir süre bakındım. Yükselen kahkaha sesleri, bu seslerden rahatsız olduğunu belirtmek istercesine homurdanan asık suratlar, köşelerde ısınmak istercesine birbirine sürünen sokak hayvanları ve diğer tüm canlılar..

"Canlı bir şehir," diye fısıldadım, kapüşonumu kapatırken. Birkaç adımda kalabalığa karışarak yoluma devam ettim. "Nefes almayı yaşamak zanneden suretlerle dolu, cansız ruhların cirit attığı canlı bir şehir."

Fark etmeden yine oraya gidiyordum, biliyorum. Sokakların üzerime sinen pis kokusuna yanından geçtiğim insanların güzel kokuları karışırken, umursamadan adımlarımın beni götürdüğü yere, ona ulaştım. Bir süre ayakta dikilirken başını kaldırıp bana bakmasını bekledim. Geldiğimi biliyordu; o başını kaldırmadı ve ben de oturmadım.

"Her bekleyiş seni istediğine ulaştırmaz," dedi, yüzü gibi kırışmış sesiyle. "Bazen senin de çabalaman lazım, otursana."

Dediğini yaparak, eskimiş ahşap sandalyeye oturdum. Elindeki, tahminen yıllar öncesine ait olan, gazeteyi kapatarak bakışlarını bana çevirdi. Kahverengi gözleri benimkilerle buluştuğunda, her zamanki gibi gülümsedi. "Bu aralar çok geliyorsun," dedi, yargılamaktan uzak bir ses tonuyla.

"Öyle," derken, sesim çatallaşmıştı. Yutkunurken bakışlarımı ellerime indirdim. "Canım sıkılıyor."

"Sıkılıyor mu yoksa acıyor mu?"

"Acı çekmeyeli uzun zaman oldu," dedim.

Hafifçe gülerken, yaşlı bedeni sallandı. Parmakları kırlaşmış saçları arasında gezinirken, başını iki yana salladı. "Alışmak kötü," dedi. "Daha kötüsü ise farkına varmamak."

"Ölüm, eskisi kadar korkutmuyor beni," dedim birden. Buz tutan ellerimi üzerimdeki solmuş ceketimin ceplerine yerleştirdim. "Ölmek, kulağa hoş gelmeye başladı."

Cümlelerime şaşırmadan, bana bakmaya devam etti. Paltosunun cebinden çıkardığı metal kutudan, sarı filtreli bir sigara aldı. Kibriti çakarken, bakışlarım yanmayı bekleyen sigaradaydı. "Yani?" dedi, ilgisiz bir tavırla.

"Anlamadım," dedim. Sigaranın dumanı, gökyüzüne süzüldü.

"Öl o zaman," dedi, keskin bir sesle. Daha iki nefes çektiği sigarasını, yere attı ve üzerine bastı. "Seni durduran ne? Zaten yaşamıyorsun, öl ve tamamla döngünü. Öl ve yaşamak isteyenlerin oksijenlerini boşuna çekme o ciğerlerine."

Zaten yaşamıyorsun, öl ve tamamla döngünü.

Hiçbir şey demeden ayağa kalktım. Ardıma bakmadan, geldiğim gibi attım adımlarımı. "Yaşayacak cesaretin yokken ölebilir misin sen?" diye seslendi arkamdan. Cevap vermedim, yürümeye devam ettim. Harabe binadan çıktığımda, yağan yağmur karşıladı bedenimi. Kapüşonumu hışımla başımdan çektim, yağmuru hissetmek istiyordum ve koşmak, nefesim kesilene kadar koşmak.

Bacaklarım birbirlerine çarparken, büyük bir güçle koştum. Yağmurdan dolayı ıslanan yer kaygandı; düştüm, yuvarlandım, umursamadım. Tekrar kalktım ve koşmaya devam ettim.

Denizin dalgaları üzerinde durduğum uçurumun yamaçlarını aşındırıyordu. Yağmur durmuştu, yıldızlar gökyüzünü süslerken içlerinde bir tanesi dikkatimi çekti. Diğerlerinin aksine sönüktü, yalnızdı ve her an gökten düşecek gibiydi. Onlarca parlayan yıldızın arasında, sönük olması onu öne çıkarıyordu. "Korkma," dedim başımı biraz daha kaldırarak. Sanki beni duyacak gibiydi. Ben dahi kendimi duyamıyorken onun beni duyması imkânsızdı. Umursamadım. "Hepsi parlıyor diye sen de parlamak zorunda değilsin. Seni özel yapan onlarda olmayan şey."

Başımı önüme eğdiğimde, usulca yere çöktüm. Kalçamın altındaki çamur birikintisi kendini belli ederken, inadına tüm vücudumu ona buladım. Boylu boyunca uzandığım yerde, sert esen rüzgar beni teğet geçiyor gibi hissettim. Dalgaların sesleri kulağıma ilişirken, gözlerimi kapadım. Uyusam, unutur muydum herşeyi? Kendimi unutsam, her şey hallolur.

İnsanı insan yapan, duygularıydı, hissettikleriydi; insanı yaşatan aldığı nefes değil ruhuydu.

İnsan değilim, diye düşündüm. Hislerim yok olmuştu, hiçbir duygum yok gibiydi ve yalnızca nefes alıyordum. Ruhum bedenimi ne zaman terk etmişti, bilmiyorum.

Sokaklarda yaşamaya başladığım ilk gün mü?

Bu şehrin tüm kötülüklerine ayak uydurduğum zamanlardan birinde mi?

Kendimi unuttuğumda mı?

Ne zaman?

Sahi kimdim ben? Adım ne, neden buradayım, aile denen kavrama hiç sahip olmadım mı? Hissetmek nasıldı? Kalbin atmaktan ve kan pompalamaktan başka bir görevi var mıydı? Varsa neden bende yoktu?

Sağ tarafıma dönerek, bir kolumu başımın altına aldım. Dizlerimi karnıma çektim, üşümeye başlamıştım. O sırada bir kadının sesini duydum. Önce yanlış duyduğumu sandım, gecenin bu saatinde özellikle böyle bir yerde bir kadının ne iş olabilir diye düşündüm. Ama hayır bir kadın bağırıyordu. Ardından bir erkek sesi duydum. Hızlıca uzandığım yerden ayaklanarak saklanacak bir yer aradım. Neler dönüyordu, bilmiyordum. Hemen ilerideki büyük kaya parçasının arkasına saklandım.

"İstemiyorum!" diye bağırdı kadın. Sesler gittikçe yaklaşırken, buraya geldiğim ana içimden sövüyordum. Adım sesleri çok yakınımdaydı. "Söyle o patronuna, rahat bıraksın beni! Artık çalışmayacağım!"

"O işler öyle olmuyor Kumru! Gel buraya!" diye bir adam bağırdı. Başımı hafifçe kayadan çıkardım. Kızıl saçlı bir kadın girdi görüş açıma, hemen ardından takım elbiseli üç adam. Neler oluyordu? Kadını öldürecekler miydi?

"Canın cehenneme, Polat!" dedi kadın, tekrar bağırarak. Uçurumun yamacına yaklaşırken, oldukça cesur duruyordu. "Korkmuyorum sizden!"

"Korkmam gerekiyor!" dedi, ortadaki adam. Elinde bir silah tutuyordu, kadına yönelttiği bir silah. Kumru dediği kadın büyük bir kahkaha attı. "Aptal," dedi, kahkahaları arasında. Gülüşleri tüm semaya yayılırken, deli gibi görünüyordu. Bir adım geri gitti. "Tasmanızı tutan o şerefsiz umurumda değil. Ben artık sizden değilim!"

Kollarını iki yana açarken, silahtan çıkacak mermiye kucak açıyor gibiydi.

Hayır.

Uçurumdan atlamak üzereydi.

"Siktiğimin piçleri!" diye haykırdı, bedenini boşluğa atmadan hemen önce.

Kadın kendini atmıştı.

Uçurumdan düşmüştü. Hayır düşmemişti, intihar etmişti.

İki dudağım arasından çıkan koca bir hah sesi, kadının sesine karıştı. Kadının arkasından bakan şaşkın ve ürkek bakışlar bir anda ciddiyetle bana döndü. Uzun zaman sonra hissettiğim ilk duygu korkuydu.

Korkuyordum.

Az önce o kadına dönük silah yavaşça bana çevrildi. Ve ardından diğer iki adamın silahları da ilk silahı takip etti. Hedeflerinde ben vardım. "Kendini göster!" diye bağırdı, ortadaki adam. Bedenim zangır zangır titrerken, kayanın arkasından yavaşça çıktım.

"Ben hiçbir şey görmedim!" dedim, anında. Sesim kısık çıkmıştı ama onlara ulaşmıştı. "Bırakın gideyim."

Adamlar birkaç adımda yanıma ulaştığında, silahları hâlâ bana dönüktü. "Misafirimiz bir kadın ha?" dedi içlerinden biri.

Diğer adam kısık sesle güldü. "Üstelik tam da bize çalışan bir kadının öldüğü gece. Ne şans ama! Kimse Kumru'nun yokluğunu anlamayacak bile."

⭐⭐

Merhaba :)

Öncelikle bu hikâyeye başlayanların şunu bilmesini isterim ki; ben asla bir profesyonel değilim ve bu kurgu tamamen deneme. Kafamı dağıtmak için yazacağım birkaç satırdan ibaret. O yüzden lütfen eğer okuyorsanız ciddiyetle ve düşünerek yazmadığımı bilin. Tamamen kendimi geliştirmek ve can sıkıntımı dağıtmak amaçlı yazıyorum.



Continue Reading

You'll Also Like

5.6M 292K 98
Gökyüzünde özgürce uçan bir kuş ve o gökyüzüne ateş eden bir savaşçının hikayesi. Leyla özgür bir kuş, Ercüment vatanı için dağlara, taşlara gerekir...
2M 72.4K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
4.3M 122K 41
054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :
1.1M 40.1K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!