KAKTÜS/ Texting | Tamamlandı

By okyanustakisone

106K 4.5K 2.4K

okyanuslarınsefiri: sana bir hediyem var okyanuslarınsefiri: tıpkı sana benzeyen bir hediye okyanuslarınsefir... More

Giriş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm İ
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19.Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32.Bölüm
33. Bölüm
35.Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38.Bölüm
39. Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48. Bölüm
49.Bölüm
50. Bölüm
51.Bölüm
52.Bölüm
53.Bölüm
54.Bölüm Final

34. Bölüm

1.9K 87 36
By okyanustakisone

Doruk, Emir, Eda, Merve ve Ömer'den oluşan bir masadaydık. Masadaki herkesin kıyafeti siyahlar içindeyken ben sarı bir gömlek giymeyi tercih etmiştim. Ve kendimi inanılmaz renkli hissetmeme neden olmuştu. Kara kuzuların arasında kalan bir civciv gibiydim. Eda'nın ısrarlarına uyup siyah giymediğime şu an pişmandım.

Biramdan bir yudum alıp, Doruk ve Merve'nin yaptığı burç yorumunu dinlemeye başladım. İkizler ve Aslan burcu hakkında tartışıyorlardı. Doruk bir aslandı. Merve aslan burçlarının egolu, kendini beğenmiş ve deli olduklarını söylüyordu. Doruk ise ikizler burcunun iki yüzlü, dengesiz ve güvenilmez olduğunu söylüyordu. Merve'nin yüzü öfkeden kızarmıştı. Doruk ise çok rahat bir şekilde onu bozup duruyordu.

"Birazdan motor yarışı izleyeceğiz siz burçlarınızı mı tartışıyorsunuz?" dedi Eda ikisine de anlamsız bakışlar atarak. Ömer ve Emir ise motorlarla ilgili koyu bir sohbete dalmışlardı. Ömer'in bakışları bana döndü. Parmakları bira şişesinin üzerinde ritim tutuyordu. Ritimleri yavaşlattı. Bakışları garipti. Ya da ben garip hissediyordum. Anlam veremiyordum ama bunlar yabancı hisler değildi.

"Tamam en yırtık senin burcun. Yeter sus artık be adam." Eda masadaki çerezlerden Doruk'a fırlattı.

"Ayy cidden seninle laf dalışına girilmezmiş. Siz nasıl dayanıyorsunuz buna? Aşırı gıcık birisin. Aşırı, aşırı, aşırı." Merve Doruk'a ölümcül bakışlar atıyordu.

"Sevmediklerime öyleyim ondandır sinsirella."

"Yarış başlıyor. Hadi çıkalım." dedi Emir ve bardan çıktık.

Tıpkı bir film sahnesi gibiydi. 15 motorcu hazır olda bekliyordu. Hemen ileride duran şortlu esmer kız düdüğü çaldı. Aynı anda bütün motorlar hızla ileri atıldı. Ve yarış başladı. Sokak lambası ve led ışıklarla aydınlanan yolun güzelliği karşısında kendimi büyülenmiş hissediyordum.

Motorcular etrafımızda halka oluştururak tur atmaya başladılar. Aralarında olan mesafeye rağmen sanki her an bir kaza olacakmış gibi geliyordu. Kırmızı motoru olan adam açık ara önde gidiyordu. 5 tur attıktan sonra araç yoluna girdiler ve barın arka kısmında bulunan sinema perdesinden izlemeye devam ettik. Drone yardımıyla motorcuları çekiyorlardı. Kırmızı motorlu adama çarpıp motorun takla atmasıyla lacivert motoru olan kişi öne geçti. Korkuyla ağzım açık kaldı. Ama yardım ekibi olan motorcular hemen adamın motorunu düzeltti. Lacivert motorcu hızla öne geçmişti. Ve diğerleriyle arasında ciddi bir mesafe bırakarak yarışı kazandı. Adam kaskını çıkarıp uzun saçlarını salladı. Onu izleyen ve tebrik  eden kalabalığı selamlayıp bardan içeri girdi. Diğerleri de hemen arkasından gelmişti.

İçeriye geri döndüğümüzdr, Ömer hemen yanımdaki sandalyeye oturmuştu. Bu yakınlığı Eda'nın sinsi bakışlarını yüzüme dikmesine neden oldu elbette. Bıyık altından gülerken çaktırmadan olumlu anlamında bir el işareti yaptı. Onu öldürmek istiyordum.

"Ömer, Duru ne zaman dönüyor İstanbul'a?" diye soran Merve'yle bütün dikkatim onlara yoğunlaştı. Kimdi bu Duru? Eda'yla göz göze geldiğimizde meraklı gözlerinde aynı soru vardı. Ömer derin bir sessizliğe gömülmüştü. Sonunda cevap verdi.

"Bilmiyorum. Ayrıldık." dedi umursamaz bir ses tonuyla. Bakışlarımı inatla Merve'nin yüzüne dikmiştim. Ömer'e bakmaya çekiniyordum. Şaşkın ifadesi daha da meraklanmama neden oluyordu.

"Ayrıldınız mı? Ciddi misin? Neden ki?"

"Öyle gerekti."

"Üzüldüm güzel bir ilişkiniz vardı." dediğinde, içimde bir kıskançlık hissettim. Biramdan bir yudum alarak aklımda oluşan yüzlerce soruyu bir kenara itmeye çalıştım.

"Öyle mi? Nasıl bir ilişkileri vardı anlatsana?" diye soran kişi Eda'dan başkası değildi elbette.

"Ömer'in pek hoşuna gitmez üzgünüm." dediğinde Eda'nın suratı düştü. İçten içe meraktan deliye dönen bende üzülmüştüm. "Neyse. Peki sizin aşk hayatınız nasıl?"

"Bizimkiler mi?" dedi Doruk alay ederek. "Bu bahtsız bedevi." diye Eda'yı işaret etti. "Bu da tam hikaye kızı. Ya bir kişi ya hiç kimse. Zaten en son sevgilisinden ayrıldı. Aylar olmuş tek kişiyle flört bile etmemiş. Sanki 5 çocukla dul kalmış. Gençsin, güzelsin tak koluna birini diyorum hiç anlamıyor..."

"Doruk!" dedim kolunu sıkarak. "Çenen düştü yine."

"Ya sen Doruk'cum? Biraz da senin aşk hayatından konuşalım. Yazmadığın bir kız kulesi kaldı be." diye çemkirdi Eda.

"Ne? Ben asla kızlara yazmam. Kızların nasıl peşimden koştuğunu gayet iyi biliyorsunuz. Bu karizmayla bir de onların peşinden mi koşacağım. 2 günde bir günaydın yazdığım kızlar köpek gibi aşık bana."

"Cidden çok gıcıksın. Senden hiç hoşlanmadım." dedi Merve suratını ekşiterek.

"Bunu diyenlerin hepsi sonunda bana aşık oluyorlar haberin olsun." Doruk meydan okurcasına Merve'ye bakıyordu. Aralarındaki bakışma uzadığında, Eda'ya baktım. İkimizde bıyık altından güldük. Doruk Merve'ye aşık olacak gibiydi.

Bardan çıktığımızda herkes motorla geldiği için dönüşümüz de motorla olacaktı. Eda Doruk'la, Merve Emir'le ve aynı apartmanda oturduğumuz içinse Ömer'le ben gidiyorduk. İçim kıpır kıpır bir şekilde motora doğru ilerledim. Bir kuyunun içine düşmüş gibi hissediyordum. Deli gibi korkuyor ama bir yandanda kuyunun  ilerisinde beni ne beklediğini merak ediyordum. Ömer'in hemen arkasına oturduğumda, avuç içlerim heyecandan terlemişti. Kendimi koltuğa iyice bastırdım.

"Belime tutunmalısın." dediğinde, uysalca dediğini yaptım. Parmaklarımla deri ceketini tuttum. "Sarılsan daha iyi olur." diye devam ettiğinde, parfümünün kokusunun yakınlığı beni mest etmişti.

"Hadi yarın görüşürüz." diyerek Eda ve Doruk uzaklaştı. Hemen arkasından el sallayarak Merve ve Emir'de gitti.

Ömer yavaşça motoru çalıştırdığında, kollarımı karınının etrafına gevşekçe sardım. Parmaklarım birbirini tutuyordu. Yeterince sıkı bir sarılma değildi. Ama yinede kalbim heyecandan oldukça hızlı atıyordu. Bu his yanaklarıma kanın hücüm etmesine neden oldu.

"İyi misin? Gergin gibisin? İstersen taksi ile gidebiliriz." dediğinde, yanağımın içini dişledim.

"Hayır iyiyim. Başta böyle oluyorum. Sonra geçiyor." diye yalan söyledim. Tamamen onunla olmamdan kaynaklı gergindim.

"Peki." dedi ve gaza bastı.

Rüzgarı saçlarımda, yüzümde hissettiğimde, istemsizce kollarımı karnının etrafına daha çok sardım. Bacaklarının sıcaklığını hissedebiliyordum. Kaskımın olmamasından dolayı alnımı sırtına yasladım. Gözlerimi yumdum. Rüzgarın fısıltısını dinledim.

"Geldik." dedi kısa bir süre sonra motoru durduğunda. Motoru apartmana uzak bir mahalle arasında durdurmuştu. "Ailen yanlış anlamasın diye uzakta durdum."

"Teşekkür ederim çok düşüncelisin." dedim motordan indiğimde. Hafif dönen başımla dengemi kurmaya çalıştım. Parmakları saçlarıma doğru uzandı. Ve ellerini saçlarımda gezdirdi. Birbirimize olan yakınlığımız kalbimi deli gibi çarptırıyordu.

"Saçların bozulmuştu. Şimdi gayet iyi durumda." dedi parmaklarını geri çekerken. Gözleri yüzümde gezindi. Kendimi gülümsemeye zorlarken neredeyse kalpten gidecek gibiydim.

"Teşekkür ederim."

"Çok fazla ediyorsun." dediğinde, güldüm.

"Normal bir şey değil gibi konuştun."

"Pek değil. Yani benim çevremde."

"Barzolarla takılmayı bırakırsan daha sık duyabilirsin."

"Çevremdeki kızlardan da pek duymam. Eski sevgilimde nadiren ederdi." dediğinde, dilimin ucundaki soruları tutmak için kendimi zorladım.

"Anladım. Merve sorduğu için merak ettim ama sorsam mı emin değilim."

"Sorabilirsin."

"Burada değil anladığım kadarıyla. Uzaktan bir ilişki miydi?"

"Hayır değildi. Sonradan taşındı. Ve aramız açıldı giderek. En sonunda ayrılık kararını verdik."

"Anlıyorum."

"Peki ben sorabilir miyim?" diye sorduğunda, ne sormak istediği beni deli gibi meraklandırdı.

"Tabi ki."

"Ali'yle olan ilişkini biliyorum. Ayrılığının üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen hala onu seviyor musun?" diye sorduğunda, kendimi bir an boşlukta hissettim. Kalbimi açtım ve içine baktım. Eskiden, çok eski de sayılmaz aslında 1 ay önce bile orada Ali vardı. Ama şu an yoktu. Kalbim Ali'den arınmıştı. Bunun farkındalığı beni üzdü. Ali sevdiğim bir şarkıya dönmüştü. Playlistte sıradan şarkılarla çalan, arama motorunda aratma gereği duymadan ama silmeye kıyamadığın o şarkıydı Ali benim için. Kalbimde artık Ali yoktu. Ömer'in gölgesi kapıdaydı. Ve kapıyı durmadan çalıyordu.

"Eski güzel bir hatıra benim için. Ona karşı aynı şeyleri hissetmiyorum."

"Yani onu artık sevmiyorsun." diye üstledi.

"Evet doğru."

"Sevmiyorsun?"

"Sevmiyorum." dediğimde, başını bana doğru eğdi. Bir eli belimi sardığında, kalbim deli gibi atmaya başladı. Dudakları kulağıma temas etti.

"Bunu duyduğuma sevindim. Çünkü ben senden çok hoşlanıyorum, minik civciv."

Continue Reading

You'll Also Like

2.2K 634 10
4 büyük element koruyucuların hikayesi "Seni seçtik avanda" "Seni seçtik avanda, çünkü biliyorduk. tüm kainatın ölümü senin bir nefesin ve tüm kainat...
1.3M 78.8K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
207 58 13
Bilim kurgu... Bu benim ilk hikayem olacak. Bu sebeple değerli fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum.
2.4K 494 9
▪kısa hikaye, tamamlandı. Genç kız bedenini iskeleye yatırıp; gözlerini, gökyüzüne değdirdi. Bulutlar gözle görülebilecek bir şekilde hareket ediyord...